• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
12 Kasım 2025 Çarşamba
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar

Seçim sonrası: Yeni bir dil kurmak-Azad Barış

Yeni Yaşam Yazar: Yeni Yaşam
28 Mart 2019
Kategori: Yazarlar
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Türkiye’de siyasal iletişim dili başta olmak üzere, medya araçlarını tekellerine alan iktidarın toplumla kurduğu bütün ilişki kanallarının şiddet üretimi, mevcut durumun kritik boyutunu gözler önüne sermektedir. Toplumsal barışın bozulması nedeniyle her geçen gün azalan güven ve karşılıklı tahammülsüzlük, sosyal meselelerin ve toplumsal olayların ani dönüşümlere evrilmesine yol açıyor. Rejimin son yıllarda başvurduğu kutuplaşma mekaniğinin, bilinenlerin dışında, ciddi manada paralel topluluklar ortaya çıkardığını özellikle dini cemaatler örneğinde görüyoruz. Kendi ideolojik düzlemi üzerine kurduğu sistem tamamıyla kaba güç ve kabile kanunları cüretkârlığı üzerinde bina edilmiştir. Bugün yaşananlar tam o düzlemin öngördüğü düşman resimlerinin an be an kalıcılaştığı anın keskin resmidir.

Bu resim, toplumsal kutuplaşmadır, ötekileştirmedir, mülteci ve Kürt düşmanlığıdır. Bu nefret zehirlenmesi sonucu toplumsal paranoyanın ne denli açığa çıktığını toplumdaki kutuplaşma üzerinden görebiliyoruz. Her kutbun kendi fantezi dünyasında diğerini alenen suçlaması ve düşman olarak görmesi, mevcut rejimin nihai hedefine dolaysız bir hizmettir aslında. Nitekim “havuz medyası”nda çarşaf çarşaf yayınlanan HDP’li aday listeleri, meydanlardaki çapsız ve düzeysiz sinevizyon sunumları, iktidarın ne denli bir şiddet girdabına hapsolduğunu ve hukuk tanımaz olduğunu gözler önüne sermektedir. Son olarak sözde içişlerinden sorumlu zatın ve birkaç gün önce Erdoğan’ın bir rejim televizyonda söyledikleri hukuk ve toplumsal sözleşmesinin yıkımı niteliğindeydi. Erdoğan katıldığı programda, “340 HDP’li başka partilerden aday oldu. Seçim sonrası bu isimlerle ilgili yükleneceğiz. Başkanlığının, üyeliğinin düşürülmesi için mücadele edeceğiz. Bu ülkenin teröristlerce yönetilmesine müsaade edemeyiz,” diyordu.

Anayasa’nın öngördüğü hukuk kuralların çerçevesini zedeleyen bu hukuk tacizi, bütün nobranlığı, hodbinliğiyle milyonların gözleri önünde vuku buldu ama tek bir savcı bile oralı olmadı. Oysa mevcut Anayasa halen Türkiye Cumhuriyeti’nin bir hukuk devleti olduğunu yazar. Oysa Erdoğan’ın HDP’ye dair açıklamaları, ortaya çıkacak olan seçim sonuçlarını kabul etmeyeceğinin aleni tehdididir. Anlaşılan o ki AKP seçim sonuçlarını kabul etmemeye hazırlanıyor ve muhalefetin büyükşehirlerdeki adaylarını kriminalize ederek o alanı kapatma üzerinde bir kurgu kuruyor. Tek bir kayyımı kabul etmenin, halkın demokratik iradesine ihanet olacağını, halkı tamamıyla bir nefret ve savaş spiralinin içine atacağı anlamına geleceğini herkesin bilmesi gerekir. Dolayısıyla pazar akşamı ortaya çıkacak sonuca göre tutum alma zorunluluğu kendini keskin bir bıçak gibi dayatıyor sorumluluk sahibi herkese.

Rejimin bir toplum mühendisliği stratejisiyle yaydığı bu kin ve nefret dalgası giderek kitlesel bir patolojiye dönüşüyor. Özellikle anti-Kürt ve HDP düşmanlığı üzerinde odaklanan düşmanlaştırma propagandasının giderek güçlü bir şiddet sarmalına dönüştüğünü hem Erdoğan hem de Soylu’nun saldırgan dilinden görmek mümkün. Kendi dışındaki diğer bütün siyasi aktörleri alenen “vatan haini” ve “terörist” olarak lanse etmesi her ne kadar içine düştüğü çaresizliğin dışavurumu gibi görünse de, bu amaçla kullandıkları siyasi aygıt ve siyasal iletişim dili, toplumsal barışı yok eden bir mekanizmadır.

Kanımca devlet bir bütün olarak halen tam olarak bu yıkım mekaniğine dahil olmuş değil. HDP’nin geliştirdiği denklem bozucu strateji, demokratik muhalefetin yapması gereken sıradan siyasi bir hamleden başka bir şey değildir. Bu sarih hakikatin devlet erki tarafından bu düzleme yakın bir biçimde okunduğunu söylemek gereğinden fazla bir abartı sayılmaz. Türkiye’nin hem rejim hem toplumsal krizden çıkabilmesi için acil olarak yapması gereken esas şey, eski anayasanın çerçeve metnine geri dönmesidir. Yer yer geri, ırkçı ve çağ dışı olmasına rağmen kurucu metne bağlı kalarak yeni değişikliklere gitmesi yeniden bir yeni inşayı beraberinde getirebilir ve öncelikle kendi iç barışını ve sonra dıştaki itibarını tesis edebilir. Buradan hareketle tekrar parlamenter sisteme geri dönebilir. Zira yeni rejim biçimi toplumun yarısından fazla bir kesimin temel güven duygusunu ve varlık kaygısını derinleştirmiştir. Seçimlerden sonra kim kazanırsa kazansın, Türkiye Kürt kartını küresel olarak eline alarak çözüm odaklı yaklaşım göstermek zorundadır, aksi takdirde kendisi çözülmeye başlayacaktır. Eğer Türkiye kendi Kürtleriyle barış sağlarsa, dışarıdaki güçlere karşı gelişmiş olan derin bağımlılıktan da kurtulacak ve küresel anlamda rahat bir nefes alacaktır. Seçim sonrası herkesin rahat bir nefes alabilmesi için sorumlu davranıp kapsayıcı bir dil kullanmalıdır. HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli’nin altını çizdiği gibi herkesin “siyasetin dilini bu nefretten kurtarma zamanı gelmiştir. Yeni bir siyaset zamanıdır, HDP zamanıdır. Şimdi barışın, demokrasinin, yeni yaşamın dili ile konuşma zamandır”.

Yeni Yaşam

Yeni Yaşam

İlgiliYazılar

Barışın öznesi kim?

Barışın öznesi kim?

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
12 Kasım 2025

Bugün yapılması gereken, 'barışı olmalı mı olmamalı mı?' sorusu etrafında demagoji yapmayı bırakıp 'barışı kim inşa ediyor?' sorusunu sormaktır. Çünkü...

Komisyonun odağı: Nasıl bir süreç yasası?

Komisyonun odağı: Nasıl bir süreç yasası?

Yazar: Bedri Adanır
12 Kasım 2025

Unutmayalım ki, bugün geldiğimiz aşamanın yaratıcısı Önder Apo’dur. Kürdistan Özgürlük Hareketi’ne bu kapsamda stratejik adım attıran da Kürt halkını bu...

Lider ve önder kavramı üzerine

Lider ve önder kavramı üzerine

Yazar: Reyhan Hacıoğlu
12 Kasım 2025

Toplumsal değerlere öncülük eden liderlerin duygusal dehaları güçlüdür. Duygusal ve düşünsel zekaları birbirini beslediği gibi dengeler de. Her ikisi arasında...

Suriye’de meşruiyet savaşları 

Entegrasyon krizi

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
12 Kasım 2025

Uluslararası siyasetin farklı kulvarlarında, farklı aktörler arasında yeni jeopolitik dizilişler gerçekleşiyor. Dönemin sihirli sözcüğü ise entegrasyon. Kafkasya’dan Akdeniz’e, Lübnan’dan Körfez’e,...

Babamızın çiftliğinde OVP fermanı…

Selahattinimizi, Figenimizi bırakın 

Yazar: Reyhan Hacıoğlu
12 Kasım 2025

İslam adına hareket ettiğini zanneden birkaç kandırılmış kişi ile ABD’nin maşası olan DAİŞ liderleri, dört bir yandan Kürtleri kuşatıp boğmak;...

Demokratik entegrasyon

Komisyon

Yazar: Reyhan Hacıoğlu
11 Kasım 2025

Siyaset ve basın Milli Birlik, Dayanışma ve Demokrasi Komisyonu İmralı’ya gidecek mi, gitmeyecek mi tartışması yapıyor. Neredeyse üzerine bahis oynanacak...

Sonraki Haber

Zamananı-Metin Yeğin

SON HABERLER

Barışın öznesi kim?

Barışın öznesi kim?

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
12 Kasım 2025

Komisyonun odağı: Nasıl bir süreç yasası?

Komisyonun odağı: Nasıl bir süreç yasası?

Yazar: Bedri Adanır
12 Kasım 2025

Lider ve önder kavramı üzerine

Lider ve önder kavramı üzerine

Yazar: Reyhan Hacıoğlu
12 Kasım 2025

Suriye’de meşruiyet savaşları 

Entegrasyon krizi

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
12 Kasım 2025

Babamızın çiftliğinde OVP fermanı…

Selahattinimizi, Figenimizi bırakın 

Yazar: Reyhan Hacıoğlu
12 Kasım 2025

‘Öcalan’ın çağrısı felaketleri önledi’

‘Öcalan’ın çağrısı felaketleri önledi’

Yazar: Reyhan Hacıoğlu
12 Kasım 2025

Dêrsim’de tepkilere rağmen RES onaylandı

Dêrsim’de tepkilere rağmen RES onaylandı

Yazar: Heval Elçi
12 Kasım 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır