• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
13 Kasım 2025 Perşembe
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar

Şehir dışındaki ‘Şehir Hastaneleri’-Fikret Başkaya

Yeni Yaşam Yazar: Yeni Yaşam
12 Şubat 2019
Kategori: Yazarlar
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Kent merkezindeki hastaneler neden kapatılır ve 20-30 kilometre uzaklıkta devasa bir hastane inşa edilir? Müthiş bir doğa tahribatı ve kaynak israfı pahasına, gayet iyi işleyen, ihtiyacı karşılayan bir havalimanı neden yıkılır ve yerine daha uzakta bir hava limanı inşa edilir? Tam bir yıkım, sömürü, yağma ve talan aracı olan “Büyük Projeler” neden dayatılır? Herkesin olan-olması gereken müşterekler, kamu kaynakları, kamu hizmetleri neden özelleştirilir, kapitalistlere peşkeş çekilir? Sağlığı, eğitimi, sosyal güvenliği, akla gelen ne varsa özelleştirmenin ‘gerekçesi’ nedir? Bu kepazelik kimler tarafından nasıl ‘meşrulaştırılıyor’?

Büyük projeler neoliberal ‘çağın’ bir buluşu… Özelleştirmelerin de en son versiyonu. Kapitalizmin nihai kriz koşullarında, sistem artık yeteri kadar ‘yeni değer’, ‘fazla değer’, ‘artı-değer’ üretemiyor… Verimlilik artışı sağlayamıyor… Sermaye kapitalist mantığa uygun yeterli değerlenme alanı bulamıyor. Eğer sermaye değerlenemezse ‘değersizleşir’… Doğal kaynakları, kamu kaynaklarını, bütçeyi, hazineyi müşterekleri (herkesin olanı) yağmalamak, sermaye için bir ‘çözüm’ olarak görünüyor… İşte bu amaçla, sermayeye yeni değerlenme alanları açmak için küresel oligarşinin, küresel plütokrasinin hizmetindeki ‘uluslararası’ denilen örgütler, IMF, Dünya Bankası ve diğerleri devreye sokularak, kamu kaynaklarını yağmalamanın araç ve yöntemleri peydahlandı… Yap-işlet-devret, yap-kirala-devret, yap-kirala, kamu-özel ortaklığı gibi adlarla, sermayeye kaynak aktarmanın yolu açıldı…

Aslında Kamu Özel Ortaklığı (KÖO) veya Kamu Özel İşbirliği (KÖİ) denilende kamu yok… Sadece özel var… Gözü doymaz sermaye var… Bütün bu uydurmalar ahmakları aldatma amacı taşıyan bir manipülasyon sadece… Amaç bütçeyi, hazineyi, müşterekleri yağmalamak. Şehir hastaneleri söz konusu olduğunda, devlet bir araziyi bir şirkete veya şirketler grubuna, diyelim 25-30 yıllığına tahsis ediyor. Şirketler o arazi üzerine devasa bir hastane inşa ediyor. Hastane inşaatı tamamlanıp faaliyete geçtikten sonra devlet 25-30 yıl sermayedarlara kira ödüyor… Buna da “devletin kasasından beş kuruş çıkmıyor” deniyor… Aslında devletin kasasından insan havsalasını zorlayacak miktarda kaynak çıkıyor ve çıkmaya devam edecek… Bir fikir vermek için sadece geçen yılın bütçesine 2.6 milyar TL konmuştu ki, bu 2.6 milyar TL ile ‘150 yataklı tam teşekküllü 65 hastane yapılabileceği hesaplanmış…’ Sadece bu kadar da değil, bir de devlet ‘müşteri garantisi’ (yatak garantisi) veriyor. Eğer doluluk oranı %70’in altında kalırsa, aradaki farkı devlet ödüyor… Aynı köprülerde olduğu gibi… Bu aslında kapitalistleri maaşa bağlamaktır ki, kapitalizmin mantığıyla da çelişiyor… Böylece “risk” ortadan kalkıyor. Oysa kapitalizmde risk almak esastır…

KÖO yöntemiyle Şehir Hastaneleri yapma tercihi, bunların ‘yüksek maliyetli projeler’ olmaları, dolayısıyla bütçeyi zorlayacağı gerekçesine dayandırılıyor… Çiğdem Toker, Şehir Hastaneleri’nin, “bütçeyi hasta eden bir sağlık modeli olduğunu” (1) söylüyor… Fakat gözden kaçan bir şey var: O büyük kaynağı hiçbir kapitalist veya kapitalistler grubu sağlayamaz, içerden ve veya dışardan kredi bulmaları gerekir… Eğer öyleyse, devletin şirketlerden çok daha kolay kredi temin edebileceği ortadayken, ileri sürülen gerekçenin inandırıcılığı ortadan kalkıyor…

‘Şehir Hastanesi’ faaliyete geçtiğinde, kent merkezindeki hastanelerin kapatılması, yıkılması öngörülüyor… Bununla üç şey amaçlanıyor: 1. Kapitalistlerin hastanesine müşteri bulmak; 2. Kent merkezindeki özel hastaneleri nemalandırmak, şehir dışındaki “Şehir Hastanesine” ulaşamayanları özel hastanelerin müşterisi olmaya zorlamak; 3. Her şey bizim iktidarımız döneminde yapıldı, ne yapıldıysa biz yaptık düşüncesini kafalara kazımak… Tarihsel belleği yok etmek… Aksi halde gayet iyi işleyen, kentin göbeğindeki sembol haline gelmiş hastaneleri kapatmanın bir mantığı olabilir miydi?..

Kapitalist toplumda devletin üç işlevi vardır: 1. Özel sektör (sermaye) tarafından uygun ve yeterli bir şekilde yapılması (karşılanması) mümkün olmayan bazı hizmetleri sunmak; 2. Zenginleri yoksullardan korumak; 3. Bazı kapitalistlerin veya kapitalist gruplarının aşırılıklarını engellemek… Buna, kapitalizmi kapitalistlerden korumak da diyebilirsiniz… Öyle görünüyor ki, burjuva devlet hızla sözünü ettiğimiz birinci işlevden uzaklaşmakta ki, bunun ciddi bir meşruiyet sorunu yaratması kaçınılmazdır… Artık devlet münhasıran ‘zenginleri yoksullardan koruma’ işlevine indirgenmiş bulunuyor…

KÖO mantığına uygun hastanelerde amaç insan sağlığı değil kârdır. Devleti haraca bağlamaktır. Aksi halde kent merkezindeki hastaneler kapatılmaz, gerektiğinde ilave hastaneler yapılırdı… Kayıhan Pala, şehir hastaneleriyle neyin amaçlandığına dair şunları yazıyor: “ Şehir hastaneleri için yapılan ihalelerde Sağlık Bakanlığı tarafından belirlenen sabit yatırım tutarı ile yıllık kira bedelleri incelendiğinde, çok yüksek tutarları ödeneceği anlaşılmaktadır. Örneğin Kayseri ihalesinde (toplam 1.583 yatak) sabit yatırım tutarı 427 milyon TL olan “şehir hastanesi” için 25 yılda toplam olarak 3 milyar 443 milyon TL ödenmesi öngörülmektedir (TTB. 2012c).

KÖO yöntemi klasik ihale yönteminden farklıdır. Örneğin Erzurum’da klasik ihale yöntemiyle 2011’de gerçekleştirilen 1.200 yataklı hastane ihalesinde 260 milyon TL yaklaşık maliyet öngörülmüş ve ihale 193.3 milyon TL bedelle tamamlanmıştır. Bir başka deyişle, Kayseri’nin 1.5 yıllık kirasıyla 1.200 yataklı hastane yapılabilmektedir (TTB. 2012 C).

Sorular şunlardır: Kayseri’de yaklaşık üç buçuk yıllık kirasıyla sabit yatırım tutarı karşılanabilen şehir hastanesi için neden 25 yıl boyunca kira ödenecektir? Bu para nasıl (hastane döner sermayeleriyle ödenmesi olanaklı değildir) ödenecektir? Bu para kim(ler)e ödenecektir?”(2).

Türk Tabipler Birliği (TTB) sağlığın özelleştirilme, paralılaştırılma, bir metaya dönüştürme saldırısına karşı iyi bir sınav verdi ama, bir bütün olarak “Tıp Camiası” sınıfta kaldı. Hekimler ettikleri yemine ihanet ettiler, yangına körükle gittiler… Elbette sağlığın özelleştirilmesinin, ne demeye geldiğini anlamaları için fazla zaman gerekmeyecek… Bu vesileyle, bir anektodu hatırlamamak olmaz: Bir deli kanlı gecenin geç saatlerinde eve dönüyormuş. Yolu üzerinde dükkanlar varmış. Bakmış adamın biri oturmuş bir dükkanın asma kilidini kırıyor. “Hemşerim ne yapıyorsun?” demiş. Adam başını kaldırmış, “keman çalıyorum” demiş… Delikanlı, ‘iyi de sesi çıkmıyor ama’ deyince, adam “Yarın sabah çıkar” demiş… Şehir hastaneleri şımarıklığının ve hovardalığının ne anlama geldiğinin anlaşılması için de fazla zaman gerekmeyecek….

1. Çiğdem Toker, “Bütçeyi Hasta Eden Bir Sağlık Modeli: Şehir Hastaneleri”, Türkiye’de Sağlıkta Kamu-Özel Ortaklığı- Şehir Hastaneleri, derleyen Kayıhan Pala, İletişim Yayınları, 2018, ss: 249-259. 2. Kayıhan Pala age, ss 99-133.

 

Yeni Yaşam

Yeni Yaşam

İlgiliYazılar

Türkiye ateşle oynuyor

Anayasa yoksa

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
13 Kasım 2025

Adalet ve hukuk olmazsa demokratik bir toplum da olmaz. İnsanlar haksızlıklar karşısında haklarını aramak için mahkemelere başvuru yapar. Yargı sistemi...

Halkın sanatçısı olmak

Süreç karşıtlığı ve bilişsel çelişki

Yazar: Heval Elçi
13 Kasım 2025

Barış süreçleri, uzun süreli ve derin çatışmalardan sonra toplumlar için hem büyük bir umut hem de ciddi bir zihinsel gerilim...

Otokrasiden çıkış dersleri

‘Barış’ ve ‘demokrasi’: Ekonomik ve sosyal kalkınmanın alt yapısı

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
12 Kasım 2025

Türkiye ekonomisinin birçok yapısal problemi var. Bunların başında onlarca yıldır ekonominin yılda ortalama %4-5 büyümesine rağmen, ülkenin ekonomik ve sosyal...

Barışın öznesi kim?

Barışın öznesi kim?

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
12 Kasım 2025

Bugün yapılması gereken, 'barışı olmalı mı olmamalı mı?' sorusu etrafında demagoji yapmayı bırakıp 'barışı kim inşa ediyor?' sorusunu sormaktır. Çünkü...

Komisyonun odağı: Nasıl bir süreç yasası?

Komisyonun odağı: Nasıl bir süreç yasası?

Yazar: Bedri Adanır
12 Kasım 2025

Unutmayalım ki, bugün geldiğimiz aşamanın yaratıcısı Önder Apo’dur. Kürdistan Özgürlük Hareketi’ne bu kapsamda stratejik adım attıran da Kürt halkını bu...

Lider ve önder kavramı üzerine

Lider ve önder kavramı üzerine

Yazar: Reyhan Hacıoğlu
12 Kasım 2025

Toplumsal değerlere öncülük eden liderlerin duygusal dehaları güçlüdür. Duygusal ve düşünsel zekaları birbirini beslediği gibi dengeler de. Her ikisi arasında...

Sonraki Haber

Ekoloji Birliği Aydın’da toplandı

SON HABERLER

ABD Türkiye’den 7 şirkete yaptırım kararı aldı

ABD Türkiye’den 7 şirkete yaptırım kararı aldı

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
13 Kasım 2025

Ahmet Özer DEM Parti’yi ziyaret etti

Ahmet Özer DEM Parti’yi ziyaret etti

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
13 Kasım 2025

Afrika Birliği: Nijerya’da Hristiyanlara yönelik soykırım yok

Afrika Birliği: Nijerya’da Hristiyanlara yönelik soykırım yok

Yazar: Bedri Adanır
13 Kasım 2025

Dilovası’ndaki yangın: İşyeri ruhsatsızdı, kaçak üretim yapılıyordu

Dilovası’ndaki yangın: İşyeri ruhsatsızdı, kaçak üretim yapılıyordu

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
13 Kasım 2025

BM Genel Sekreteri: Sudan’a silah akışı derhal durmalı

BM Genel Sekreteri: Sudan’a silah akışı derhal durmalı

Yazar: Bedri Adanır
13 Kasım 2025

Yerli halk COP30’u bastı: Topraklarımız satılık değil

Yerli halk COP30’u bastı: Topraklarımız satılık değil

Yazar: Heval Elçi
13 Kasım 2025

Mûş’ta çocuk yaşta evlilikle mücadele çalıştayı

Mûş’ta çocuk yaşta evlilikle mücadele çalıştayı

Yazar: Heval Elçi
13 Kasım 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır