Sabah saatlerinde Sêrt Belediyesi’ne kayyım atanmasına karşı başlatılan protestolar sürerken DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan ve DBP Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır da nöbet eylemine katıldı. Tuncer Bakırhan ‘Badem bıyıklı hırsız utanmadan sanki bu halk ona oy vermiş gibi gülerek ve şeker dağıtarak o koltuğa oturuyor,’ diyerek kayyıma tepki gösterdi
DEM Parti Sêrt Belediyesi Eşbaşkanı Sofya Alağaş’ın gazetecilik yaptığı dönemde hakkında açılan davanın, dün görülen duruşmasında ceza verilmesiyle birlikte eşbaşkanlar Sofya Alağaş ve Mehmet Kaysi’nin yerine Siirt Valisi Kemal Kızılkaya kayyım olarak atandı.
Sabah saatlerinde gerçekleşen kayyım gaspına karşı Sêrtli yurttaşlar beldediye önünde protestolara başladı. Kayyım atanan belediyenin duvarına yurttaşlar tarafından “İrade gaspına karşı direnerek kazanacağız” pankartı asıldı.
İlk olarak Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) milletvekilleri Newroz Uysal, Adalet Kaya, Sabahat Erdoğan Sarıtaş, Barış Anneleri Meclisi ve Tevgere Jinên Azad (TJA) aktivistlerinin katılımıyla abluka altındaki belediyenin önünde açıklama yapıldı.
Açıklamayı yapan DEM Parti Milletvekilli Beritan Güneş, “Rant kapısına çevirdikleri belediyelerin gaspını sürekli bir hale getirmiş durumdalar. Seçilmiş eşbaşkanlarımız düşman hukukuna maruz kalarak, yerlerine kayyım atanıyor. Yaptıkları gaspa bir kılıf uydurmaya çalışıyorlar. Adalet sistemi onların ellerinde oyuncak olmuş durumda. Nereye kayyım atamak istiyorlarsa bir bahane bulup kayyım atanıyor. Bu irade gaspını Kürt halkın hiçbir dönemde kabul etmedi, etmeyecek” ifadelerini kullandı.
Hiçbir zaman boyun eğmeyeceğiz’
Beritan Güneş, “Hiçbir zaman boyun eğmeyeceğiz. Bu zulme karşı direneceğiz. Sêrt halkı sandıkta olduğu gibi kayyım atamasında da tepkisini ortaya koyacaktır. Onurlu Sêrt halkını iradelerine sahip çıkmaya belediye önünde seslerini yükseltmeye çağırıyoruz. Ekonomik kriz, özgür basına saldırı, Kuzey ve Doğu Suriye’ye dönük saldırılar iktidarın haklara dönük saldırısıdır. Bu saldırılara hep birlikte karşı koyacağız. Halkın iradesini gasp edenler tarihe gaspçı olarak geçecektir. İradesine sahip çıkan bu halk ise tarihe onurlu bir şekilde geçecektir” diye konuştu.
Belediye önündeki direniş slogan ve zılgıtlar ile devam ederken, DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan ve Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır da nöbete katıldı.
‘Hırsızlar bir türlü yorulmak bilmediler’
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, “Yine bir siyasi darbe, kayyım gaspı için Sêrt’teyiz” dedi. Bakırhan, “Hırsızlar bir türlü yorulmak bilmediler. Havadan sudan gerekçelerle bu halkın iradesini gasp ediyorlar, çarçur ediyorlar. Kürtlerin, Arapların, diğer halkların verdiği oyları yok sayıyorlar. Sêrt her seferinde sizi sandığa gömüyor, her seferinde daha güçlü bir şekilde kendi iradesini seçiyor, ancak her seferinde utanmadan kayyım atıyorlar” dedi.
Kayyıma seslendi: Utan!
Kayyım olarak atanan Vali Kemal Kızılkaya’ya tepki gösteren Tuncer Bakırhan, “Badem bıyıklı beyefendiye bakar mısınız? Daha mesai açılmadan cebinden isimliği çıkarıyor. Badem bıyıklı hırsız utanmadan sanki bu halk ona oy vermiş gibi gülerek ve şeker dağıtarak o koltuğa oturuyor Biraz utanma, arlanma olur. Halkların verdiği oylara saygı olur. Biraz utan, neye gülümsüyorsun? Utanmadan mesaiyi bile beklemeden koltuğa oturup poz veriyor. Sêrt sana oy vermedi, zulüm düzenine de oy vermedi. Sanki büyük bir zafer kazanmış gibi Türk bayrağını asıyor oraya. Yaptığınız hırsızlıkları, Türkiye’nin bütün bayraklarını da assanız saklayamazsınız. O kadar büyük çalıyorsunuz” ifadelerini kullandı.
“Kürt halklı kırılmaz, kırılmayacak” diyen Bakırhan, “Biz aylardır diyalog diyoruz, müzakere diyoruz. Kürt sorunun demokratik çözümü diyoruz, beyfendiler ‘kayyım’ diyor, ‘badem bıyıklıklar’ diyor. Böyle barış sağlanmaz. Kürt’ün iradesine kayyım atayarak, gazetecisini katledilerek, yöneticisini hapsederek, belediye eş başkanlarına hiç yok yere yargılayarak, ceza vererek barış olmaz. Bir taraftan kayyım bir taraftan müzakere olmaz. Bir taraftan halkın iradesini gasp edip, bir taraftan ‘Bu sorunu çözelim, Türkiye barışını sağlayalım’ olmaz” diye konuştu.
‘Böyle mi barış sağlayacaksınız?’
Bakırhan, şunları söyledi:
“Sayın Bahçeli’ye sesleniyorum. Türkiye barışını böyle mi sağlayacaksınız, bu zulüm düzeni ile gaspçı iktidar ile birlikte. Ayıptır, biraz vicdanlı olun. İnanıyorsanız, kendinize güveniyorsanız getirin sandığı koyun. Sêrt’in Arapları, Kürtleri kimi seçmek istiyorsa ona saygı duyacaksınız.
Bu belediyeyi biz her seferinde kazanıyoruz. Halka büyük hizmet ediyoruz. Kürt, Türk, Arap ayırmadan herkese adil bir hizmet veriyoruz. Belediyede çalışan Kürt’e, Arap’a, Türk’e karışmadan, kimseyi görevinden işinden etmeden hepsiyle birlikte kardeşçe çalışırken; bu hırsız kayyımcı düzen şimdi onlarca insanın işine son verecek, onlarca insanın yerini değiştirecek. Sizin kaldırımınıza, yolunuza, parkınıza, bahçenize, kültürünüze, çocuklarınızın geleceğine yapılan yatırımı bu rantçılar çalacak, çırpacak, belediyeyi daha da borçlandıracak. Onun için sizi itiraz etmeye, iradenize sahip çıkmaya, bu kayyımcı anlayışı buradan gönderinceye kadar mücadele etmeye çağırıyorum. Aksi halde bu kayyımcı zihniyet çalmaya, çırpmaya devam edecek.
Bu hırsızlara onay vermeyin. Bu hırsızların elini tutmayın. Bu hırsızların dağıttığı şekeri almayın. Şeker dağıtarak, buraya bayrak asarak kendi kötülüklerini, kendi yolsuzluklarını ve hırsızlıklarını kapatamazlar. Lütfen irademize sahip çıkın, güçlü olun. Bugün sadece Türkiye’nin değil Ortadoğu’nun en temel, en dinamik, en örgütlü gücü Kürtlerdir. Artık Kürt sorununu kayyım atayarak, Kürtlerin iradesini yok sayarak, hiç kimse bir arpa boyu yol alamayacaktır. Bu kayyımcı anlayış bir gün muhakkak Kürtlerin iradesinin önünde başını eğmek zorunda kalacaktır. Biz sizlerin helal oylarıyla seçildik. O oylara layık olmak için gerekirse canımızı bile feda edeceğiz. Sizin oylarınız kıymetlidir, değerlidir, onurludur.”
‘Kayyımın tek bir ismi var o da işgaldir’
Tuncer Bakırhan’ın ardından DBP Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır konuştu. Bir taraftan Kürt sorunun “demokratik ve barışçıl” yöntemlerle çözülmesi tartışmaları sürerken diğer taraftan belediyelere kayyım atandığına işaret eden Keskin Bayındır, “Ankara’da ‘Barışacağız’ diyorlar, ama pratikleri düşmanlıktır, Kürt halkına düşmanlıktır. Bu da bu işgalcilerin ikiyüzlülüğünü, düşmanlığını gösteriyor. Biz iki yüzlülüğünüze karşı, düşmanlığınıza karşı tecrübeliyiz. Sayın Öcalan, ‘Bu süreç önemli bir süreçtir. Bu Türkiye için büyük bir fırsat’ diyordu. Ama bu işgalciler bu fırsatı düşmanlıkla harcıyor. Kendinize akıllı olun. Buradan uyarıyoruz: Bu çözüm fırsatını, kendi çıkarlarınıza göre harcamayın. 3 defadır belediyelerimize el koyuyorsunuz. Biliyoruz hiçbir amacınız yok. Tek bir amacınız var: Kürt halkının iradesini gasp etmek. Kürt halkının iradesinin gasp edilmesini kabul etmiyoruz. Bu belediyeleri hukuki yollarla, halkın iradesiyle aldık, ama siz zorla bu belediyeleri alıyorsunuz. Bu Kürt halkının iradesini gasp etmektir. İsmi bütün dünyada, hukukta işgaldir, işgaldir, işgaldir. Kabul etmiyoruz” diye konuştu.
‘Sonuna kadar direneceğiz’
Kürt halkına, “kendimize inanalım” çağrısına bulunan Bayındır, “Onlara hiçbir umut, yol, çare kalmamış ama bizim yolumuz açık. Hakkımızın davasını yapıyoruz. Demokratik siyasetin davasındayız. Bu direnişimiz her gün büyüyor. Çünkü biz halklıyız. Bu haklarımızın, hukukumuz için başarıya kadar mücadeleye devam edelim. Gün ele ele tutma günü, gün örgütlülüğümüzü büyütme günüdür. Başını öne eğmesi gerekenler bizler değiliz, işgalci, gaspçı onlardır. Bizim direnişimizle, mücadelemizle gidecekler. Başarıya kadar direniş, mücadele edeceğiz. Halkımız direnişine inansın. Sonuna kadar bu direneceğiz. Yaşasın özgürlük, yaşasın mücadele” şeklinde konuştu.
‘Siz darbecisiniz, kumpasçısınız’
Keskin Bayındır’ın ardından konuşan Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eş Sözcüsü Meral Danış Beştaş, belediyeye 3’üncü kez kayyım atandığını hatırlatarak, “Üstelik bu kumpasla, darbeyle, utanmazlıkla yapılıyor. Öyle hilelerle yapıyorlar ki, zannediyorlar ki kimse görmüyor bunu, halkı yanılttıklarını sanıyorlar. Aldatılanlar kendileridir. Sadece kendilerini aldatabilirler. Aynaya baksalar görecekler. Eşbaşkanımız Sofya’ya nasıl ceza verildiğini bilmiyor muyuz? Yargıyı nasıl silah olarak kullandıklarını bilmiyor muyuz? Kumpasla soruşturmalarla aç, sonra mahkemeye talimat ver, önceden basına açıklayacağın metni açıkla, sonra sabaha karşı atadığın kayyıma haber ver, kendine isimlik yapsın, kameralar karşısında sırıtsın ve desin ki; ‘Ceza aldığı için ben kayyım atadım.’ Hadi oradan! Kim inanır size? Siz darbecisiniz, kumpasçısınız, meşru değilsiniz. Hukukun kırıntısı kalmadı bu ülkede. Artık anayasa yürürlükte değil. Yargı bağımsız, tarafsız değil. Buna karşı direnmekten başka bir yol yok. Kürt halkının teslim olmayacağını, size oy vermeyeceğini anlamanız için kaç yüzyıl geçmesi lazım” ifadelerini kullandı.
‘Bayrağa en büyük hakareti siz yapıyorsunuz’
Taşımalı seçmene işaret eden Meral Danış Beştaş, “Ama yine de Sêrtliler kendi iradelerine sahip çıkarak, kendi eşbaşkanlarını seçtiler. Her yolu denediniz. Elinizde bütün olanaklar var. Hiçbir sınır tanımıyorsunuz. Bu nedir, şu anda gördüğümüz? Bayrağa en büyük hakareti siz yapıyorsunuz. İşkence aracı olarak kullanarak, darbede araç olarak ortaya koyarak, İstiklal Marşı’yla birlikte işkence yöntemi olarak kullanarak en büyük haksızlığı siz yapıyorsunuz. Bizim bayraklarla sorunumuzun olmadığını herkes biliyor. Halklarla sorunumuz olmadığını herkes biliyor. Dünya öğrendi, siz öğrenemediniz. Şark Islahat Planı’ndan bu yana Kürtlerin kimliğini, dillerini unutturmak istediniz. Göçler düzenlediniz. Kürtleri ayırarak, Kürtlüklerinden vazgeçmelerini sağladınız, teslim olmalarını istediniz, ama Kürtler hiçbir zaman teslim olmadılar. Kürtler ‘Biz buranın sahibiyiz, ortak vatanımız, ama biz Kürt’üz. Dilimiz Kürtçe, kültürümüz farklı, bir arada yaşayalım’ diyor ve halklar iktidarlara rağmen düşmanlaşmadılar” diye ifade etti.
‘Halklara gaspı anlatacağız’
Türkiye halklarına seslenen Meral Danış Beştaş, “Ey Kayserililer seçtiğiniz belediye başkanına Sêrt’teki gibi kayyım atanırsa ne hissedersiniz? Bunun cevabını araştıracağız. Ey İstanbullular, Ankaralılar, Kürt illeri dışındaki bütün illere soruyorum. Bu empatiyi yapalım ki Kürtlerin ne yaşadığını anlayalım. Kürtlerin niye bu kadar büyük bedellere rağmen ayakta durduğunu anlayalım. ‘Susmayın, susmayalım’ dedik. ‘Sustukça sıra hepimize geliyor’ dedik. ‘Birlikte mücadele etmek dışında bir seçeneğimiz yok’ dedik ve bu mücadeleye buradan devam edeceğiz, asla bu mücadeleden vazgeçmeyeceğiz. Daha fazla direneceğiz. Türkiye’nin her tarafında halklara bu yaşananları anlatacağız” şeklinde konuştu.
‘Kaç kişinin cebinde isimlik var’
Kayyıma da seslenen Meral Danış Beştaş, “Masum değilsin, masum olamazsın. Eğer bu kararı bu kadar sahiplenmeseydin ‘Görev’ deyip geçecektik. O kadar gönüllü ki, ne zaman yaptın, isimlikle mi dolaşıyorlar acaba. Kaç kişinin cebinde isimlik var. İçişleri Bakanı kaç kişiye haber verdi. Bu kumpaslara ne kadar devam edeceksiniz? Bunların cevabını tabii ki biliyoruz. Bunu boşa çıkarmak için sizlerin bir nebze olsun Türkiye yurttaşlarına cevap vermeniz için elimizden geleni yapacağız. Böyle yolları kapatarak, halkın gelişini engelleyerek, soruşturmalar açarak, vazgeçiremezsiniz. Bu yöntemlerden isterseniz vazgeçmeyin. Korkmuyoruz sizden, korkmayacağız, diz çökmeyeceğiz. Biz direnmeye devam edeceğiz. Bu kararı alan, yöneten, inşa eden, bu kumpasları örgütleyen herkes suçludur ve suçlar ilelebet gizli kalmayacak. Zaten aleni, ama gün gelecek devran dönecek. Elbet herkes işlediği suçun bedelini ödeyecektir” diye belirtti.
Açıklama ardından kitlenin belediye önündeki bekleyişi sürüyor.
Kaynak: MA