Şiddete karşı koruma işlevi gören 6284 sayılı yasanın kaldırılmaya çalışıldığını söyleyen Fulya Dağlı, ‘Devlet şiddetine karşı da mücadelemizi yükseltmemiz elzemdir’ dedi
Gün geçtikçe artan şiddet karşısında kadınları koruyan 6284 sayılı yasa iktidar ve yandaş basının hedefi haline gelirken, kadınların sistematik olarak erkek ve devlet şiddetine maruz kaldığını belirten Kadın Savunması’ndan Fulya Dağlı, Jinnews’e yapılması gerekenleri ve 6284’ün önemini anlattı. Şiddetle mücadele ederken şiddetin ne olduğunu tanımlamanın onu sonlandırmak için ilk adım olduğunu belirten Dağlı, şiddetin sadece fiziksel bir müdahale olmadığını vurgulayarak, “Fiziksel şiddetin tanımlanması çok kolayken psikolojik şiddete maruz kalanların tanımlaması ve şiddet olduğunu anlaması daha zor olabiliyor. Psikolojik şiddete hakaret, aşağılamak, birileriyle karşılaştırmak gibi örnekleri koyabiliriz” dedi.
Şiddetin 4 evresi
Şiddetin bir döngü halinde açığa çıktığını söyleyen Dağlı, başlangıç evresinde gerilimler yaşandığını, ikinci evresinde doğrudan şiddetin yaşandığını, üçüncü evrede özürlerin dilendiğini, şiddetin gerekçelendirildiği, barışmaya giden bir süreç olduğunu, dördüncü evrenin ise şiddet hiç yaşanmamış gibi davranılan balayı evresi olduğunu aktardı. Kadına yönelik şiddeti engellemeye yönelik kanunların olduğunun da altını çizen Dağlı, bu hakları şöyle sıraladı: “Sığınak talebinde bulunabiliyoruz. Uzaklaştırma kararı, koruma talebi, tedbir nafakası, geçici velayet gibi haklarımız var. Bu kanun kapsamında genel olarak kanıt aranmıyor, beyan yeterli oluyor. Polise gidip 6284 kapsamında haklarınızı hatırlatıp sığınak talebinde bulunduğunuzda, eğer ilgilenilmezse 155’i arayıp o polisten de şikayetçi olabilirsiniz.”
‘Şiddete açık hale getiriliyor’
6284’ün kadınlar açısından bu denli yaşamsalken, iktidar açısından değersizleştirilmesine tepki gösteren Dağlı, “Devlet bizi şiddete karşı koruyan bu yasayı ortadan kaldırmaya çalışarak şiddeti meşrulaştırıyor. O yüzden bu süreçte kadınlar kadınları savunacak. 6284’ün yaşamsallığını vurgulamak ve bu yasayı korumak bizler için bir politik mücadele başlığıdır. Erkek şiddeti kadar erkek şiddetini besleyen, yeniden üreten ya da meşrulaştıran devlet şiddetine karşı da mücadelemizi yükseltmemiz, sesimizi duyurmamız elzemdir” dedi.
İSTANBUL