Hak İhlalleri İzleme Koordinasyonu, Sincan 1 ve 2 No’lu Cezaevi’nde tutsakların yaşadığı hak ihlallerini kamuoyu ile paylaştı
İç Anadolu Bölge Hapishaneleri Hak İhlalleri İzleme Koordinasyonu, Sincan 1 ve 2 No’lu Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde yaptığı incelemenin ardından hazırladığı raporu açıkladı. Koordinasyon raporu İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şubesi’nde düzenlenen basın toplantısıyla açıkladı. 12 Mart’ta yapılan inceleme raporunu açıklayan İHD Üyesi Avukat Barış Barışık, cezaevlerindeki tutsakların ağır tecrit koşullarına maruz kaldığını ifade etti.
Sağlık hizmetlerine erişim engellerinin yaşandığını ifade eden Barışık, sosyal haklarının kısıtlandığı ve ifade özgürlüğü ile haberleşme haklarının ihlal edildiğini vurguladı. Ziyaret sırasında tutsaklarla birebir görüşmeler yapıldığını ifade eden Barışık, tespit edilen ihlalleri şöyle sıraladı:
- Yüksek güvenlikli hapishanelerde bulunan tüm mahpuslara ceza türü ve süresine bakılmaksızın ağırlaştırılmış müebbet hapis hükümlülerine uygulanan infaz koşullarının uygulandığı,
- Mahpusların tek başına havalandırmaya çıkarıldıkları, havalandırmaların ortak olmadığı, diğer odaların uzak bloklarda bulunduğu, havalandırma saatlerinin mevzuata aykırı şekilde kısıtlandığı, hapishanelerde hava karardıktan sonra her saat başı ışık yakıldığı, yine her saat başı sayım yapıldığı ve mahpusların tecrit koşullarında havalandırmaya çıkarıldığı, bu durumun kötü muamele ve işkence yasağını ihlal ettiği,
- Kalınan koğuşların fiziki yapısının içeriye hava ve güneş ışığını girmesini engelleyecek mimaride olduğu, hava ve güneş ışığı girişini engelleyecek sıklıkta tel örgülerin takılmasıyla koşulların mahpuslar için çekilmez hale getirildiği, bu durumun mahpusların fiziki ve ruhsal sağlıklarını etkilediği, kötü muamele ve işkence yasağını ihlal ettiği,
- Sincan 1 No’lu Yüksek Güvenlikli Hapishanesi’nde Mithat Öztürk’ün 56, Bakican Işık’ın 112; Sincan 2 No’lu Yüksek Güvenlikli Hapishanesi’nde Ali Aracı, Ali Hasan Akgül’ün 51 gündür “Kuyu Tipi” olarak adlandırdıkları, mimarisiyle ve infaz rejimi uygulamasıyla işkence ve kötü muamele yasağını ihlal eden yüksek güvenlikli hapishanelerin kapatılması talebiyle açlık grevinde olduğu,
- Mahpusların hastaneye sevklerinin hiç yapılmadığı ya da geciktirilerek yapıldığı, hapishane revirinde hekim ya da uzman hekimin düzenli olarak bulunmadığı, diş tedavilerinin yapılmadığı, ilaçların temin edilmediği, diyet beslenme taleplerinin karşılanmadığı, acil durumlarda bile mahpusun ambulans yerine ring aracıyla hastaneye götürüldüğü, ring araçlarının ve hastanelerdeki mahpus koğuşlarının olumsuz koşullarının bulunduğu, ring araçları ile hasta mahpuslara kelepçeli ve aralıksız yolculuklar yaptırıldığı, bu durumların sağlık hakkı ihlali oluşturduğu gibi kötü muamele ve işkence yasağını ihlal ettiği,
- Kampüs Hastanesi’nde Sincan Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nden haftanın belirli günlerinde gelen doktorların hizmet verdiği, kadrosu Kampüs Hastanesi’nde bulunan doktorların olmamasının sağlık hizmetinde sürekliliğe engel oluşturduğu gibi sağlık hakkına hızlı erişim imkanını da ortadan kaldırdığı, Kampüs Hastanesi’nde 3 adet Diş Polikliniği bulunuyor olmasına rağmen mahpusların bir çoğunun diş tedavisi görememesinin kabul edilebilir olmadığı, tüm bunlardan ötürü mahpusların sağlık hakkının ihlal edildiği,
- Verilen yemeklerin yeterli miktarda olmadığı, kantin fiyatlarının fahiş, ürünlerinin ise kalitesiz olduğu, metal kaşık, çatal ve tabak kullanımına izin verilmediğinden plastik kap kullanımına zorlandıkları, bu sebeple beslenme hakkının ve sağlık hakkının ihlal edildiği,
- Kürtçe basılan kitap ve mektuplara el konulduğu, Türkçe kitapların ise yasaklı olmamasına rağmen içeriğindeki ‘sakıncalı’ görülen cümleler sebebiyle verilmediği, hukuka aykırı bu uygulamayla mahpusların haberleşme özgürlüğünün ve ifade özgürlüğünün ihlal edildiği,
- Mahpusların sohbet haklarının gerektiği gibi kullandırılmadığı, atölye haklarının tanınmadığı, açık görüş haftalarında atölye, spor ve sohbet haklarının kullandırılmadığı ve başka bir zamanda telafi edilmediği, sosyal haklar engellenerek mahpusların sosyal izolasyonuna sebep olunduğu,
- 3 kişilik odalarda yaşam alanını gören kameralar bulunması sebebiyle mahpusların özel hayat gizliliklerinin ihlal edildiği,
- Hapishane sorunlarına karşı yapabilecekleri tek şey protesto olan mahpusların protesto hakları yok sayılarak disiplin soruşturmalarının açıldığı ve kötü muamele ve işkence koşullarına karşı gerçekleştirilen, meşru savunma, haklı eylem niteliğindeki fiillerin suç olarak kabul edildiği ve disiplin cezaları ile ifade özgürlüklerinin ve diğer bağlantılı hakların ihlal edildiği tespit edilmiştir.
‘Talepler nettir’
- Mahpuslara uygulanan duyusal, sosyal ve fiziksel tecrit politikalarına derhal son verilmeli, insan onuruna uygun yaşam koşulları sağlanmalıdır.
- Sağlık hizmetine erişim önündeki tüm yapısal ve idari engeller kaldırılmalıdır.
- Keyfi disiplin cezaları sonlandırılmalı; protesto ve ifade haklarına saygı gösterilmelidir.
- Kürtçe dahil olmak üzere tüm dillerdeki yayın ve iletişim araçlarına erişim güvence altına alınmalıdır.
- Tecridi derinleştiren infaz uygulamalarına ve idari gözlem kurulu kararlarına yönelik etkin denetim ve düzenleme mekanizmaları oluşturulmalıdır.
- Bağımsız kurumların hapishaneleri denetleyebilmesi sağlanmalı; bu alanda şeffaflık tesis edilmelidir.
Bu rapor, Türkiye’de yüksek güvenlikli hapishane rejiminin geldiği noktayı ve bu rejimin insan onurunu yok sayan boyutlarını gözler önüne sermektedir. Tüm bu hak ihlallerinin sonlandırılması ve sorumlular hakkında etkin idari ve cezai mekanizmaların işletilmesi için başta Adalet Bakanlığı olmak üzere, ilgili tüm kamu kurumlarını göreve davet ediyoruz. Sincan Yüksek Güvenlikli Hapishaneleri başta olmak üzere tüm cezaevlerinde insan onuruna yaraşır koşulların sağlanması ve ihlallerin takipçisi olacağımızı kamuoyuna duyururuz.
Kaynak: MA