Sincan Cezaevi’nde tedavilerinin engellendiğini belirten tutsak Zelal Bilgin, ‘Doktor izinli denilerek hastaneye götürülmüyoruz’ dedi
Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunan Özgür Kadın Hareketi (Tevgera Jinên Azad-TJA) üyesi Zelal Bilgin, avukatları aracılığıyla gönderdiği mektupta, kadın tutsakların yaşadığı hak ihlallerini paylaştı. Özellikle tutsakların sağlık haklarının engellendiğini aktaran Zelal Bilgin, “Ben 1 buçuk yıl sonra beyin MR’ına götürüldüm” dedi.
Açık görüş ya da tedavi hakkı
Zelal Bilgin, cezaevi yönetiminin hastane randevularını açık görüş gününe denk getirdiğini kaydederek, “Yine benzer bir uygulama olarak aynı gün içerisinde birden fazla hastaneden randevular alınıyor. Bu durum nedeniyle tutsaklar her randevuya yetişemiyor ve sağlık hakkına erişemiyor. Aciliyet sırası gözetilmeden seçimi kendileri yaparak herhangi birine götürüyorlar. Açık görüş günlerimize MR-ultrason-mamografi randevuları alınıyor. Hepimiz ailelerimizden uzak yerlerde olduğumuz ve randevu tarihlerini bilmediğimiz için ailemizle görüşmeyi tercih ediyoruz ve böylece hastalığın tanısının konması biraz daha erteleniyor” dedi.
Kelepçeli muayene
Kelepçeli muayeneye dayatmasının devam ettiğini, hastane sevki sırasında da tüm gün boyunca ring aracı içerisinde ve kelepçeli bekletildiklerinin altını çizen Zelal Bilgin, “Ellerimiz kelepçeli, etrafımız jandarmayla sarılı olduğu halde sıkıca kolumuza girmeye çalışıyorlar ve kelepçeli muayene dayatıyorlar. Çoğu zaman ‘doktor benim için fark etmez’ diyor ancak jandarma yönlendirmeye, kelepçeyi çıkarmamaya çalışıyor. Etlik Şehir Hastanesi’nde çoğu doktor kelepçeli muayene dayatıyor ve bu durum bazı hastanelerde röntgen teknisyenlerine kadar yayılmış. Röntgen çekimlerinde küpe saat gibi metaller ‘yansıma yapıyor’ denilerek çıkarılırken, yaklaşık 500 gram ağırlığındaki metal kelepçeler çıkarılmıyor” diye belirtti.
Hastaneye götürülmediler
Cezaevinde tutulan Nuriye Adet’in hastaneye götürülmeyerek tedavisinin engellendiğini söyleyen Zelal Bilgin, şunları anlattı: “Nuriye’nin ağzında hiç diş kalmamış. Tedavisinin tamamlanması yaklaşık iki yıl sürecek. Ancak bu süreç, randevularına zamanında götürülmediği için uzuyor. Dişleri olmadığı için yemekleri çiğneyemiyor, bu da ciddi mide ve sindirim sorunlarına yol açıyor. Yaz boyunca ‘doktor izinde’ denilerek hastaneye götürülmedi. 24 Eylül’de tedavi amaçlı götürüldüğü doktorun, jandarma ve gardiyanlara gösterdiği tepki sonucu doktorun sürekli randevu planlandığına ancak cezaevi personeli ve jandarma tarafından hastaneye götürülmediğini öğrendik. Doktor, her hafta gelmesi gerekiyor diye belirtmiş ama götürülmeyeceğini de biliyoruz.”
‘Acı çekmemizin önemi olmuyor’
Kendisinin de diş tedavisi gördüğünü belirten Zelal Bilgin, “Ayın 17’sinde ücreti kesildiği ve doktorun ‘Acil getirmeniz gerekiyor’ demesine rağmen jandarmanın olmaması gerekçesiyle hastaneye götürülmedim. Ayın 24’ünde ise jandarma ‘Sadece iki kişiyi götüreceğim’ deyince, tüm ısrarlarıma ve yaşadığım acıya rağmen ‘Seni MR’a göndereceğiz’ diyerek ayak üstü cezaevi diş hekimi ve revir personeli tarafından diş randevum iptal edildi. Gazi (üniversitesi), diş doktoru sadece çarşamba günü hasta aldığı ve tedavim devam ettiği halde başka bir hastanede MR randevusu alınmış. Sürekli ağrı kesici aldığım için ciddi mide ağrılarım oluyor. Tutsak olduğumuz için acı çekmemizin bir önemi olmuyor. Her birim, eline fırsat geçtikçe eziyet etmekten geri durmuyor” dedi.
Kaynak: MA









