• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
28 Temmuz 2025 Pazartesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar Erol Katırcıoğlu

Sınıf mı kimlik mi tartışmasına bir bakış

4 Temmuz 2021 Pazar - 11:17
Kategori: Erol Katırcıoğlu, Yazarlar
Pandeminin kaldırdığı örtü

Marx, kapitalizmi insanlar arasında tanınma ilişkilerini bozan bir düzen olarak görür. Çünkü çalışanların üretim araçlarından koparılmaları aslında kendi etkinlikleri üzerindeki bağımsız kontrol olanaklarının da yok edilmesi anlamına gelir. Oysa kendi etkinlikleri üzerindeki bağımsız kontrol olanakları çalışanlar arasında eşit ilişki kurmanın da bir önkoşuludur. Bu önkoşulun bozulması ile insanlar arasında ortaya çıkabilecek tarihsel bir çatışma, “tanınma uğruna”* bir mücadele olarak okunabilir. (Bu paragraf, Axel Honneth’in Tanınma Uğruna Mücadele adlı kitabının 235. sayfasında yer alan fikirlerin bir özetidir.)

Kısacası Honneth diyor ki işçilerin kapitalist düzen içindeki mücadeleleri aslında “tanınma uğruna” yaptıkları mücadelelerdir. Biz de ekleyelim, yine aynı kapitalist toplumda, kökenleri ya da inançları farklı olan insanların ulus-devlet çatısı altında yaptıkları mücadeleler de “tanınma uğruna mücadelelerdir.” Tıpkı bizim ülkemizde Kürtlerin, Alevilerin, Süryanilerin, kadınların, LGBTİ+ların ve diğer azınlıkların mücadeleleri gibi…

Bunları yazmamın sebebi ise ülkemizde kendini “sol” ve “sosyalist” olarak tanımlayan çevrelerin, bu, aslında “aynı” olan ve fakat “ayrıymış” gibi duran mücadele alanları konusunda hemfikir olamamalarının getirdiği etkili olmayan mücadele biçimlerinin yeniden değerlendirilmesine olan ihtiyaçtır. Ne demek istiyorum?

Demek istediğim şudur: Sol ve sosyalistlerin “işçi sınıfı mücadelesi” olarak adlandırdıkları mücadele alanı ile örneğin Kürtlerin ya da Alevilerin ya da kadınların ya da mağdur olan başkalarının mücadele alanları aslında bir ve aynı mücadele alanının birer parçalarıdır. Yani “sınıf mücadelesi” de “kimlik mücadelesi” de “tanınma uğruna mücadeleler” olarak okunmalıdır.

Bunları yazmamdaki maksadım şudur: Bugün ülkemizde biri, daha çok “kimlikler”, diğeri ise daha çok “sınıflar” üzerinden yürümekte olan ve karakterleri açısından da her ikisi de “tanınma” mücadelesi vermekte olan iki siyasi akım var. Bunlardan birincisi HDP’de, diğerleri ise kimisi HDP içinde “bileşen” olarak, kimisi ise “dışarıda duran” olarak farklılaşmış durumda. Bu iki akım arasında eğer bir karşılaştırma yapacak olursak HDP özellikle Kürtler ve Aleviler arasında geniş bir kitleyi temsil ederken, diğer sol ve sosyalist parti ve oluşumların ise daha çok 68 ve 78 kuşağından kişiler ve gençler arasında destekçileri var.

Her ne kadar zaman zaman bu iki akımın mensupları ortak eylemler yapıyor olsalar da tanınma mücadelesinde yaşanan bu ikiliğin, mücadelenin gücünü zayıflattığını söyleyebiliriz. Oysa çok açıktır ki bu iki akımın iç içe geçerek “bir” olmaları, hem işçilerin ve hem de mağdur kimliklerin tanınma mücadelelerini daha da güçlendirecektir. Durum ve ihtiyaç bu olmakla birlikte anlaşılan bu yönde bugüne dek atılmış birçok adımın boşa çıkmış olması bu konuda yeni bir adımın atılmasını da engellemekte.

Oysa dünya değişiyor. Dış konjonktürde yeniden demokrasi çağrıları yapılırken, iç siyasetten iktidar blokunun içinden yeni gerilimlerin yarattığı çatırtı sesleri geliyor. Nereye gidiyoruz gibi bir sorunun cevabında bu iç ve dış dinamiğin ilişkisi belirleyici olacak. Ama bu bıçak sırtı dengemsi durumun tümüyle tanınma uğruna mücadelelerin aleyhine olabilecek bir yöne evrilmesi de mümkün.

Bu olasılığı düşünerek yukarıda sözünü ettiğim iki akım tanınma mücadelesi içindeki güçlerin artık bu birbirleriyle mesafeli duruştan vazgeçip “bir” olmanın yollarını araması çok daha rasyonel bir adım olmaz mı?

*(Tanınma uğruna mücadele, ekonomide ve sosyal hayatta yaşanan adaletsizliklerin giderilmesi için yapılan ortak “toplumsal bir adalet mücadelesidir.”)

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Yeniden Talibanistan

Sonraki Haber

Rüşvetin vergisi

Sonraki Haber
Vergide eklektik popülizm: Mızrak çuvala sığmıyor

Rüşvetin vergisi

SON HABERLER

Kadın yaşarsa dünya değişir; kastik katile karşı varoluş mücadelesi

Kadın yaşarsa dünya değişir; kastik katile karşı varoluş mücadelesi

Yazar: Yeni Yaşam
28 Temmuz 2025

Zulme Karşı Direnmek

Yeni bir zaman duygusu

Yazar: Yeni Yaşam
28 Temmuz 2025

Kürt dili Demokratik Toplumun dilidir

Kürt dili Demokratik Toplumun dilidir

Yazar: Yeni Yaşam
28 Temmuz 2025

Rojava mutabakatı: Yeni-Osmanlıcılığın krizi

Milli Metamorfoz

Yazar: Yeni Yaşam
28 Temmuz 2025

Yahya Orhan: Artık kendimiz için çalışacağız!

Ferhat Tepe: Kayıpsın dediler!..

Yazar: Yeni Yaşam
28 Temmuz 2025

Dürzi halkına yönelik saldırılar: Mezhepçi şiddet mi, siyasi baskı mı?

Dürzi halkına yönelik saldırılar: Mezhepçi şiddet mi, siyasi baskı mı?

Yazar: Yeni Yaşam
28 Temmuz 2025

Cizîr’de 32 yıldır yasaklı olan iki köy barajla suya gömülmek isteniyor

Çözümün dolayımları ve özneleri

Yazar: Yeni Yaşam
28 Temmuz 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır