• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
17 Ağustos 2025 Pazar
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar

‘Sınıfçı’ tekçilik mi, toplumsal devrimci rezerv çoğulluğu mu?-Sedat Şenoğlu

6 Eylül 2019 Cuma - 00:16
Kategori: Yazarlar

Tarihin motoru sınıf savaşlarıdır, diyordu Marks. Bu tarihsel-teorik belirleme, kapitalist üretim ilişkilerinin egemenliği koşulları altında, işçi sınıfının teorik aklının, program ilkelerinin, stratejik hedeflerinin, örgütlenme yapısının kurucu ve yönetici ideolojisi olarak Marksizm için varoluşşal bir hareket noktası olmuştur.

İşçi sınıfını, tarih yapımının bilinçli bir öznesi haline getirmek, onu kapitalizm ve emperyalizme karşı sosyalizm-komünizm hedefine bağlanmış kolektif bir toplumsal, siyasal, ideolojik mücadele ve savaş gücü olarak örgütlemek, Marksizm’in tarihsel öncü misyonudur.

Marksizm, egemen üretim ilişkilerinin (ve dolayısıyla değişim, bölüşüm, tüketim ilişkilerinin de) kapitalist toplumsal formasyon biçimi altında işleyen çelişkili yapısının; bu çelişkili bütünlüğün ve ilişkilerin devletten bilime, dinden siyasete, felsefeden sanata vb. kadar yapılandırılmış ideolojik görünümlerini ve işlevlerinin; sınıflar mücadelesinin ekonomik temelleriyle olan kaçınılmaz zorunlu bağını çözümleme, açığa çıkarma ve gösterme tutarlılığı ve gücüne sahiptir. Bu zeminde Marksizm, sınıflı toplumsal bütünün tarihsel şekillenişi ve evrimi içinde ona kaynaklık etmiş ve/veya onun ürünü olarak açığa çıkmış cinsel, etnik-ulusal, dinsel-kültürel çelişkilere dayalı toplumsal varoluş biçimlerini ve etkenlerini de, tarih yapımının maddi gerçeklikleri olarak kendi eleştirel devrimci dünya görüşünün içine alır.

Örneğin; cins çelişkisi olarak oluşup gelişen ve kadının bedeninin, kimliğinin ve emeğinin erkek egemenliği altında toplumsal olarak aşağılanması, baskı altına alınması, kölece ilişkilere mahkum edilerek sömürülmesi olgusu, toplumun sınıfsal farklılaşması ve bölünüşünün ilksel maddi koşullarından birini oluşturur. Dolayısıyla, insan kültüründe ve ilişkilerinde binlerce yıl öncesinden başlayan toplumsal sınıflaşma dönüşümünün ve günümüze kadar ulaşmış bu döngünün hiçbir döneminin sınıfsal çözümlenmesi, cins çelişkisi temeline dayandırılmadan doğru ve bütünlüklü sonuçlara vardırılamaz. Dolayıyla Marksistler bakımından sınıf bilinci ve mücadelesi, cins bilinci ve mücadelesinden bağımsız olarak ele alınamaz. Daha doğrusu, bu aynı zamanda, bir tarih yapımı, toplumsal gelişim ve kurtuluş teorisi olarak Marksizm’in sonal amaçlarına ulaşma gücünün; teorisinde, programında, strateji ve örgütlenmesinde sınıf çelişkilerinin ilksel oluşturucu toplumsal kaynağı olarak cins ayrımcılığından doğan ve süren kadın özgürlükçü çelişki dinamiğine önsel kurucu bir misyon kazandırmasıyla doğrudan orantılı olması demektir.

Marksizm’i kuru bir ‘sınıfçı’lığa ve oradan da ‘işçici’liğe hapsederek güya ideolojik koruma altına alma tutumu içinde olan siyasi yaklaşımların, tarihsel gelişim diyalektiğinin çelişkili bütünlüğü içinde oluşan, biriken ve açığa çıkan başkaca toplumsal devrimci rezervlere kör kalmaları bir kuraldır. Örneğimiz de olduğu gibi cins çelişkisinin ya da ulusal/etnik- kültürel, dinsel/inançsal vb. kaynaklı sömürülme, ezilme çelişkisi taşıyan dinamiklerinin, tarihin yapımında devrimci toplumsal rezervler olduğu ve olabileceği gerçeğine sırtlarını dönerler. Çünkü onlar ‘sınıfa ait’ değildirler! Olsa olsa bu dinamikler ve güçler sınıf mücadelesinin yan unsurları, yedek kuvvetleri olabilirler.

Oysa, Marksizm’in teorik yaklaşımına ve yöntemine aykırı olduğu kadar, tarihsel deneyim tarafından da doğrulanmış olan şey, kapitalizmin sınıf iktidarlarının hiçbir yerde salt ‘işçiler topluluğu’ndan oluşmuş sınıf güçleri tarafından yıkılmadığı, yıkılamayacağı ve zorunlu olarak da sosyalizmin yine salt işçilerce kurulmadığı ve kurulamayacağıdır. Sınıfsal kurtuluşu/sınıf savaşımını Marksizmin teorisinin ve programının genel hedefi, yani toplumsal gelişimi ve dönüşümü sınıflı olmaktan çıkarmaya, sınıfsızlığa geçiş olarak değil de, dar anlamda işçilerin kurtuluşuna indirgeyen her yaklaşım, içinde hareket ettiği mevcut toplumsal maddi gerçeklikle çelişik halde bulunan bir siyasi çizginin ve stratejinin sürdürücüsü olarak kalacaktır.

Dolayısıyla, tarihsel çelişki diyalektiğinin ürettiği toplumsal devrimci rezervler çoğulluğu içinde, güçsüz, iradesiz ve örgütsüz kalıyor olmanın kefareti Marksizm’e değil, işçi sınıf kimliğini ve sınıf çelişkisini başta cinsiyet olmak üzere, ulusal-etnik, dinsel-inançsal aidiyet kültürü ve etkisinden azade bir ‘steril’ olgu sananlara aittir.

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Pejmürde teferruatlar-Kenan Kırkaya

Sonraki Haber

Bizim evin emektarları…-Hüseyin Aykol

Sonraki Haber

Bizim evin emektarları…-Hüseyin Aykol

SON HABERLER

Musul’da toplu mezar bulundu

Musul’da toplu mezar bulundu

Yazar: Yeni Yaşam
17 Ağustos 2025

Şerife Muhammedi’nin duruşma tarihi belli oldu

DEM Parti Kadın Meclisi: Şerife Muhammedi’nin sesi ve nefesi olacağız

Yazar: Yeni Yaşam
17 Ağustos 2025

Semsûr’da erkek şiddeti: 3 kişi öldü

Manisa’da bir çocuk katledildi

Yazar: Yeni Yaşam
17 Ağustos 2025

Türkiye’den Liberya’ya: Kadınların barış mücadelesi

Türkiye’den Liberya’ya: Kadınların barış mücadelesi

Yazar: Yeni Yaşam
17 Ağustos 2025

Yangın bölgesindeki yurttaşlar: Geç müdahale edildi

Yangın bölgesindeki yurttaşlar: Geç müdahale edildi

Yazar: Yeni Yaşam
17 Ağustos 2025

‘Diyanet kadınlara dönük saldırıların devam edeceği mesajı verdi’

‘Diyanet kadınlara dönük saldırıların devam edeceği mesajı verdi’

Yazar: Yeni Yaşam
17 Ağustos 2025

Gazeteci Türköne: İktidarın sürecin sorumluluğunu alıp yürütmesi gerekiyor

Gazeteci Türköne: İktidarın sürecin sorumluluğunu alıp yürütmesi gerekiyor

Yazar: Yeni Yaşam
17 Ağustos 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır