Şirnex’te son günlerde kamuoyuna yansıyan ağaç kesimleri ve onlarca maden projesi tepkiyle karşılanırken kentteki kurumlar denetimsizliğe ve kontrolsüzlüğe dikkat çekti. Ormanların yüzde 20’sinin yok olduğu kentte kanser vakalarında artış var
Duygu Kıt
Şirnex’ın Hezex, Cudi, Gabar, Elkê, Namaz ve Besta bölgelerinde bulunan ormanlık alanlarda yaklaşık 5 senedir ağaç kesimleri devam ediyor. Gitgide artan bir ormansızlaşma tehdidiyle karşı karşıya gelen Şirnex’te sadece 2025 yılının başından bu yana I., II. ve IV. Grup Maden projeleri için ‘ÇED Gerekli Değildir’ kararı verilen 19 proje, ‘ÇED Süreci Başlayan’ ise 3 proje bulunuyor. Yine ‘ÇED Gerekli Değil’ kararı alan iki, ‘ÇED Olumlu’ raporu alan iki GES projesi bulunuyor. Yanı sıra 6 adet de Petrol-Doğalgaz-III. ve IV. Grup Madenler projeleri için ‘ÇED Gerekli Değildir’ kararı bulunuyor. Sadece 2025 Ocak-Haziran aylarını kapsayan bu sürede 30 proje hazırlanırken, söz konusu ağaç kesimlerinin bu projeler için yapılıyor. Bölge halkı, ekolojistler ve çevreciler süreci ekolojik bir kıyım olarak değerlendirerek tepkiyle karşılamaya devam ediyor. Şirnex Barosu Çevre ve Kent Komisyonu Başkanı Fadıl Tay, özellikle 2016 yılından beri Şirnex’teki ormanlık alanların yüzde 20’sinin yok olduğunu kaydetti.
Avukat Fadıl Tay ve Şırnak Ekoloji Platformu üyesi Ahmet Başak, Şirnex genelinde neler olduğuna ilişkin gazetemize konuştu.
‘Her yıl artan bir orman kesimi var’
Avukat Tay öncelikle il genelinde birçok maden faaliyeti projesinin hızla hayata geçirildiğini vurguladı. “Şırnak genelinde bir ormansızlaştırma durumu söz konusu” diye devam eden Tay, il genelindeki güncel duruma ilişkin şu bilgileri paylaştı: “Öncelikle orman kesimi için çeşitli nedenler öne sürülüyor ama hiçbiri inandırıcı değil. Son süreçte herkesin malumu olacak şekilde bir çözüm ve bir çatışmasızlık süreci var. Buna rağmen ısrarla ağaç kesimlerinin devam etmesi bizler için soru işaretidir. Özellikle 2016 sürecinden sonra 2019’a doğru hızlanarak artan orman yakmaları vardı. Şu an bu tamamıyla ağaç kesimine dönüşmüş durumda ve inanılmaz rantlar dönüyor. Mesela ‘Burada bir tane kalekol yapacağız, bununla ilgili bir dönümlük bir arazi temizlenmelidir’ deniliyor. Bir dönümlük arazi değil, oradaki bütün arazilerin ağaçları komple kesiliyor. Özellikle Gabar’da çıkartılan petrol ve maden kömürüyle orman kayıp oranının oldukça arttığını düşünüyoruz. Çünkü Gabar’da on binlerce dönüm arazi söz konusu. Söz konusu çalışmalar için o dönem acele kamulaştırılma yapıldı ve ondan fazla kuyu açıldı, ağaçlık alanlar komple kesildi. Fakat sadece ağaç kesilmiyor, oradaki hayvanların maalesef ekosistemi, biyolojisi bozuluyor. Yaban keçileri, tavşanlar, endemik bitkiler komple zarar görüyor.”
‘Bir dernek kuracağız’
Şirnex genelinde artan orman kesimlerine dönük bir ayağın da ekoloji derneklerinin kapatılmasıyla başlandığına dikkat çeken Tay, yakın zamanda etkin müdahale için bir dernek kuracaklarının bilgisini verdi. Tay, Şirnex Barosu olarak süren hukuki mücadelelerine ilişkin olarak ise şunları söyledi: “Baro olarak 2021 yılında ilkin Şırnak Adliyesi’nde Şırnak Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunduk. Akabinde Cizre’de suç duyurusunda bulunduk. Akabinde İdil’de bulunduk. Her seferinde maalesef takipsizlik kararları veriliyordu. Tekrar itiraz ettiğimiz zaman Sulh Ceza Hakimi tekrar takipsizlik kararını onaylıyordu. Bu süreçte Greenpeace Türkiye tarafından bizle paylaşılan Şırnak bölgesinde orman alanının %8 azaldığı ile uydu görüntülerini ilettik fakat kabul edilmedi. ‘Kesinlikle kabul etmiyoruz, gençleştirme çalışmaları yapıyoruz’ denildi. Ardından yine 500’e yakın dilekçe toplayarak Valiliğe gönderdik. Valilik herhangi bir cevap vermedi. Sonra yine valiliğe başvuru yaptık, tekrar dava açtık. Davada, baro husumet yokluğundan sürece müdahil olamaz dendi. Bizler de yine yeniden derneğimizi kurmaya çalışıyoruz. Çünkü çevre dernekleri bu sorunlarda direkt müdahil olabilir ama barolar için toprağı zarar gören bir vatandaşın gelip başvuru yapması lazım.”
‘Kanser vakalarında artış var’
Şirnex genelinde yüzde 20’ye yaklaşan bir ormansızlaşma gerçeğiyle yüz yüze kaldıklarını vurgulayan Tay, yapılan açık madencilik faaliyetleri dolayısıyla da kanser vakalarında ciddi bir artış olduğunun altını çizdi. Demokratik kamuoyuna çağrı yapan Tay sözlerini şöyle sürdürdü: “Şu anda Şırnak genelinde üç tane aktif ünite çalışıyor. 405 MW gücünde ve günde binlerce ton kömür kullanılıyor. Şehir dışında kontrolsüz bir şekilde maalesef hiçbir önem alınmadan açık madencilik yapılıyor. Hiçbir ıslah çalışması yok. Ve sonuç olarak şu an Şırnak’ta kanser vakaları akciğer başta olmak üzere, egzama ile cilt hastalıkları, düşük vakaları, bronşit, astım gibi hastalıklarda inanılmaz bir artış söz konusu. Diyarbakır’daki onkoloji hastanesinde Silopi ve Şırnak’tan yoğun hasta olduğu bilgilerini alıyoruz. Havanın kalitesi şu an kırmızı alarm veriyor. Bunun en büyük müsebbibi maalesef kömür ve kömürle ilgili termik santral, kesilen ağaçlar… Emisyon yapılamadığı için karbondioksit gibi zararlı gazlar komple şehre dağılıyor. 100-150 km’lik bir alan komplesi maalesef etkileniyor.”
‘Maden kuşatması altındayız’
Tay son olarak, “Şırnak’ta tamamıyla bir serbestlik durumu, bir dokunulmazlık durumu ve inanılmaz kontrolsüz bir ağaç kesimi var” diyerek şu çağrıda bulundu: “Şu an en büyük sorun sadece ağaçların kesilmesi, Gabar’da çıkarılan petrol değil aynı zamanda kömür madenlerine zemin hazırlanıyor olması. İl genelinde onlarca proje çok hızla hayata geçiriliyor. Özellikle Silopi ve Şırnak için özelinde bir ağaçsızlandırma var. Eskiden ‘güvenlik gerekçesiyle’ deniliyordu artık bu da söz konusu değil. Denildiği gibi bir gençleştirme durumu söz konusu değil. Hepimiz kesimlere karşı hukuki süreçleri devam ettireceğiz. Baro olarak bizim halktan özellikle talebimiz şu: İlgili yerlerdeki toprak sahiplerinin bizden kesimleri durdurmak için müdahillik talep etmesi gerekiyor. Biz de en yakın zamanda Star-Der Ekoloji Derneği’ni kuracağız. Sözümüzü söyleyecek, daha aktif bir şekilde müdahale edeceğiz. Çünkü bu süreç gösteriyor ki, topraklarımız, dağlarımız, maalesef nehirlerimiz büyük bir maden kuşatması altında. Çok büyük bir tehlike ile karşı karşıyayız.”
Herkes yüzünü buraya dönmeli
Şırnak Ekoloji Platformu üyesi Ahmet Başak ekolojistlere, çevre derneklerine, demokratik kamuoyuna duyarlılık çağrısı yaparak şu ifadeleri kullandı. “İlimizde yaklaşık beş yıldır orman kıyımları yaşanıyor. Daima ‘özel güvenlik’ gerekçesi dile getiriliyordu ama gerçek niyetleri anlaşıldı artık. Yeraltındaki madenleri aramaya başladılar. Burada yıllardır yürütülen bir savaş var. Bu savaşta zararı en çok şu an yaşadığımız coğrafya görüyor. Savaşlarda ölü sayısını ve ekonomik zararı ön plana çıkarıyorlar ama doğanın aldığı zararı hiç kimse, hiçbir devlet dillendirmiyor. Dört yıl önceki Orman Genel Müdürlüğü’nün kaynaklarının verilerine göre Şırnak bölgesinin sadece %44’ü ormanlık bölgesiymiş. 2021’in sonlarında tekrar ölçüm yapılmış yedi ay içerisinde %8 kayıp meydana gelmiş. Şu anda da bu orman kıyımlarının ya da verilen zararın ne kadar olduğunu kimse bilmiyor. Çünkü Valilik 15 günde bir bölgede yasak kararı çıkarıyor. Bizim çağrımız şudur: Doğanın insanlara ihtiyacı yok fakat bütün canların doğaya ihtiyacı var. Batı illerinde yapılan orman kıyımlarına ya da doğa talanına refleks gösteriliyor ama söz konusu Kürdistan coğrafyası olduğu zaman kimse orman kıyımlarını görmek istemiyor. Doğa hepimizin, bu yüzden herkesten destek bekliyoruz. Böylece kısık sesleri bir araya getirip daha gür bir ses çıkarabiliriz.”
Şirnex Ekoloji Platformu: Sessiz kalmayın
Şirnex Ekoloji Platformu, Gabar Dağı ve çevresinde süren petrol ve maden arama çalışmalarının su kaynaklarını kirlettiğini ve doğal yaşamı tehdit ettiğini belirterek yazılı açıklama yaptı. Platform, özellikle Akçay ve Kızılsu köylerinde içme suyu kaynaklarının ya kuruduğunu ya da petrol atıklarıyla kirlendiğini vurguladı. Ayrıca, maden faaliyetlerinde kullanılan ağır metallerin yeraltı sularına karıştığı, doğaya atık su salındığı ve bu durumun tarımı, hayvancılığı ve insan sağlığını ciddi şekilde tehdit ettiği belirtildi. Açıklamada, Cûdî Dağı’ndaki Nerdûş Deresi’nin artık tatlı su olmaktan çıktığı, kömür aktığı ifade edilirken; Gabar, Cûdî ve Besta’da yapılan ağaç kesimlerinin de birer “ekokırım” olduğu kaydedildi. Platform, doğaya sahip çıkılması çağrısında bulunarak tüm kamuoyunu bu tahribata karşı harekete geçmeye davet etti.