• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
31 Aralık 2025 Çarşamba
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2025
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2025
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Editörün Seçtikleri

Siyaset Bilimci Aksoyoğlu: Süreç Suriye’ye endekslenmek isteniyor

31 Aralık 2025 Çarşamba - 10:07
Kategori: Editörün Seçtikleri, Güncel

Meclis Komisyonu’nun faaliyetinin ve çözüm sürecinin Suriye’deki gelişmelere endekslenmek istendiğini söyleyen Siyaset Bilimci Eren Aksoyoğlu, ‘Gidişat Suriye sahasındaki gelişmelerin önemini açıkça işaret ediyor’ dedi

Barış ve Demokratik Toplum Süreci kapsamında kurulan Meclis Komisyonu, sorununun çözümü konusunda, Meclis’e sunacağı rapor ve önerilere yönelik çalışmalarını sürdürürken, sorunun çözümüne dair tartışmalar ve öneriler de devam ediyor. Tartışmaları, siyasi partilerin tutumunu ve komisyon çalışmalarını değerlendiren Siyaset Bilimci Eren Aksoyoğlu, partilerin komisyona sunduğu raporların iki bağlamda değerlendirilmesi gerektiğini ifade etti.

Eren Aksoyoğlu, “Birincisi siyasi partilerin raporlarını, AKP ve MHP’nin tarihsel bloğu ve onun tarihsel anlatısının sürdüğü şeklinde anlamalıyız. Bir dış politik söylem, onun içerideki anlam ve önemi; buradan ortaya çıkacak güçlü ve rasyonel karar alan devlet görüntüsünün bu raporlar bağlamıyla sürdürülmesi… Türk sağında ‘dışarıdan izlenme’ histerisinin ulusalcılara ve liberallere kadar geniş bir alana doğru yayılması öngörüsü vardır. Bu komisyon faaliyeti sırasında bunu sıklıkla gördük. ‘Az sonra bir şeyler olacak’ miti komisyonun ana motivasyonu haline getirildi. İkincisi ise bu tarz raporları çoğunlukla düşünsel bir çevre, entelijansiya, yani dar bir kamuoyu okur ve bununla ilgilenir. Ancak geniş kamuoyunda yankı bulacak endişesiyle klasik bir refleks sergileniyor. Dolayısıyla bir entelektüel çaba yerine hamaset metinleri okuyoruz. Bu doğrudan bir seviye sorgulaması getirir. Zaten çelişki de burada başlıyor. Madem dış politika bağlamında buradaki faaliyet çok değerli, o halde neden entelektüel birikiminizi ortaya koymuyorsunuz” ifadelerini kullandı.

‘CHP’nin ülkücülerle siyaset yapmaktan kendini azat etmesi gerekiyor’

Türkiye’de bulunan sağ partilerden farklı olarak, Türkiye siyasetinin sol tarafında kalan partiler için ise “klasik pozisyonlarını korumuşlar” demenin doğru olmayacağını belirten Eren Aksoyoğlu, “Ben CHP ve DEM Parti raporlarını belirli bir ölçüde ilerleme arzusuyla ilişkilendiriyorum. CHP raporunda; kayyumlar, gözaltılar ve hukukun inşası süreçlerine vurgu yapıyor. Sorunuzda olduğu haliyle Kürt sorunu tarafı epey eksik. Çünkü parti, Kürt sorununun yapı sökümüyle uğraşmak, dolayısıyla buraya bir çözüm seti getirmeyi yeterince verimli bulmuyor. Ancak buradaki esas çelişki, eğer bu yeterince verimli değilse daha verimli olan nedir? Ortaya çıkan rapor CHP’nin uzun süredir söylediklerinin bir özeti şeklinde. Belki en azından söylemsel düzeyde de olsa Kılıçdaroğlu döneminin ‘devlet tarafından’ hizaya çekilen CHP’si yok. Bunu belirli zorluklardan dolayı şimdilik bir kazanım olarak görebiliriz. Ancak sosyal demokratların bu komisyon faaliyetini bir antrenman olarak görmesi, CHP’nin ise Ümit Dikbayır başta olmak üzere ülkücülerle siyaset yapmaktan kendini azat etmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.

‘Cesaret edecek parti kadroları göremiyoruz’

CHP Grup Başkanvekili Murat Emir’in Meclis Komisyonu’nun İmralı Heyeti’ne neden üye vermediklerini belirttiği açıklamasına işaret eden Eren Aksoyoğlu, “Açıklamada, Abdullah Öcalan’ın teknolojik imkanların kullanılarak komisyona bağlanması gerektiğini söylemişti. Bu eksik de olsa CHP’nin temkinli de olsa bir adım attığını göstermişti. Bu adımların rapor aracılığıyla devam etmesi, sürecin sosyal demokratlar arasında daha verimli şekilde tartışılmasına neden olabilirdi. Ancak Özgür Özel’in kişisel çabalarını bir yana koymakla birlikte parti kadrolarının bir bölümünün bu doğrultuda söyleyecek sözünün, sesinin olmayacağını belirlemek gerekiyor. Değişim dinamiği kadrolara pek uğramamış gibi görünüyor. Siyaset yapmak için cesaret edecek kadroları görmekte zorlanıyoruz” diye konuştu.

‘Hiçbir parti siyaset bağlamında DEM Parti kadar direngen olamaz’

Her sorunun asli sahiplerinin kamuoyuna gösterildiği kadar değer bulabildiğini belirten Eren Aksoyoğlu, “Alevilerin bir süre öncesine kadar neredeyse her ay gündeme gelmesi, Türkiye sosyalist hareketi açısından önem arz ediyordu” diyerek şöyle devam etti:

“Bugün yeniden gündeme geldiği ölçüde savunuluyor ve önem buluyor. Kürt sorunu kanımca sosyalist hareket açısından benzer bir başlık. Ayrıca Alevilerden farklı olarak bir Kürt siyasi hareketi ve onun yüzyıla yayılan örgütsel deneyimleri var. Bu da sosyalist hareketin neredeyse her bir aktörünün farklı pozisyonlar almasını getiriyor. Ancak her şeye rağmen hiçbir parti siyaset bağlamında DEM Parti kadar direngen olamaz.”

‘Eleştirdiğiniz şeyin yerine siz ne koyuyorsunuz?

Eren Aksoyoğlu, Kürt sorunu önümüzdeki 10-15 yıl boyunca belirli aşamalarda Türkiye’nin gündemine gelecekse sosyalist hareketinin, sorunun çözümün için söz söyleme ağırlığının oluşması gerektiğini belirtti. Eren Aksoyoğlu, “Ben buradayım, meseleye böyle bakıyorum” kestirmeciliğinin de siyaseten reddedilmesi gerektiğini ifade ederek, “Çünkü bu aynı zamanda ‘sorunla o kadar da ilgili değilim’ anlamına da gelir. Sosyalist hareketin devrimci karakteri ise bütün bir sorunu ve çözüm setlerini ortaya koymanın yöntemi olmalıdır. Bunu yaparken; kapsamlı bir tartışmaya girmek, dahası o tartışmanın gerçek bir katkı sağlayıp sağlamadığına bakmak gerekiyor. Yoksa eleştirmek en kolayıdır. ‘Peki, eleştirdiğiniz şeyin yerine siz ne koyuyorsunuz?’ diyebiliriz” şeklinde konuştu.

‘Komisyon faaliyetleri büyük ihtimalle tozun yerden kalkmasıyla son bulacak‘

Komisyonun hazırlayacağı nihai taslak metni öncesi siyasi partilerin açıkladıkları raporlar arasındaki çelişkilere de dikkat çeken Eren Aksoyoğlu, “Muhtemelen CHP’nin altına imza atmayacağı, DEM Parti’nin çekincelerini açıklayacağı bir metin ortaya çıkar. Metinde ‘Terörsüz Türkiye’ lafzını bol bol okuruz. Zaten o metni güçlendirmek için iktidar, SDG’ye süre bile verdi. Bu farkın kapanması çok zor görünüyor. Komisyon faaliyetleri büyük ihtimalle tozun yerden kalkmasıyla son bulacak” dedi.

AKP iktidarının zaman kazandığını ve komisyonla ilgili “Esasen incir çekirdeğini dahi doldurmayacak tartışmalar” diye nitelendirdiği tartışmaların uzatıldığını belirten Eren Aksoyoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Kısa sürede yapılacak işlerin dahi tartışma ortamına atılmak istenmesinin arkasında bu olabilir. Çünkü bu komisyon faaliyeti ve çözüm süreci Suriye’deki gelişmelere endekslenmek isteniyor. Kamuoyunda anlatılanın aksine Suriye’deki herhangi bir aksiyon Ankara’nın elini güçlendiriyorsa veya buradan onun lehine bir kazanım yaratabiliyorsa çözüm süreci o zaman bitebilir. Gidişat Suriye sahasındaki gelişmelerin önemini açıkça işaret ediyor. Yani bir anlamda SDG güçlerinin Şam yönetiminin emrine girmesi adeta ‘Kürt sorunun çözülmesi’ anlamına geliyor.” 

‘İsrail, Yunanistan, Güney Kıbrıs mutabakatı Türkiye’yi zora soktu’

Geçtiğimiz haftanın en önemli başlığının ise İsrail, Yunanistan ve Güney Kıbrıs’ın ortak mutabakat metninde saklı olduğunu söyleyen Eren Aksoyoğlu, şunları söyledi: “Bu yan yana geliş, bölgesel olarak Ankara’yı zorda bıraktı. Buradan hareketle Doğu Akdeniz’den Suriye’nin güneyine kadar hareket sahasını genişleten bir blok ortaya çıktı. Bu büyük bir risk olarak görülüyor. Üstelik bu durum; hem içeriyi tahkim etmeyi hem de İran gibi bölgesel güçlerle yeniden masaya oturmayı getirir. Ancak açıklamanın iktidar partisinden değil, onun komisyondaki temsilcisinden gelmesi çarpıcı. Bu da iktidarın bütün bir çözüm sürecini dış politika bağlamında okuduğunu gösteriyor. O zaman bu kardeşliğe değil, komşuluğa kapı aralıyor. Suriye’deki Kürtler kardeşimiz mi, yoksa komşumuz mu? Bir karar vermek lazım” diye sordu.

‘Bir arada yaşama formülümüzü içselleştirmeyi önceleyelim‘

Sürecin başından beri bir toplumsal merkezde sürecin inşa edilmesi önerisini de sunan Eren Aksoyoğlu, “Yasalar birliği veya anayasal süreçler bunu takip etmeli. Çünkü bütün bir Cumhuriyet tarihi boyunca bunun tersini denedik. Anayasa yazdık ama toplumsal merkezi inşa edemedik. Toplumsal kesimler bir şekilde bu metinleri kustu, bünyesine kabul etmek istemedi. O halde bir arada yaşama formülümüzü içselleştirmeyi önceleyelim. ‘Hangi kurallar bütünü’ yerine ‘hangi pratikler’ bizi bir arada yaşatacak? Buna odaklanalım. Bu gerçekleşirse yasa yazmak ve şüphesiz bunu uygulamak bir detay haline gelir” diye ekledi.

Haber: Ömer Güngör \ MA

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Ramazan Öztürk: Bir fotoğraf savaşı başlatabilir de bitirebilir de

Sonraki Haber

PYD Sözcüsü: Suriye’yi inşa etmenin tek yolu yapıcı ve kapsayıcı diyalogdur

Sonraki Haber

PYD Sözcüsü: Suriye’yi inşa etmenin tek yolu yapıcı ve kapsayıcı diyalogdur

SON HABERLER

Bakırhan: Pozitif barışa geçişi sağlayacak düzenlemeler yapılmalı

Yazar: Aziz Oruç
31 Aralık 2025

Beluc kadınların kaçırılma ve tutuklanması protesto edildi

Yazar: Heval Elçi
31 Aralık 2025

İsmail Beşikçi Vakfı: Bugünün siyasetine malzeme yapmayın

Yazar: Aziz Oruç
31 Aralık 2025

‘Suriye’de Aleviler silahsız ama örgütlü bir direniş sürecine girdi’

Yazar: Bedri Adanır
31 Aralık 2025

PYD Sözcüsü: Suriye’yi inşa etmenin tek yolu yapıcı ve kapsayıcı diyalogdur

Yazar: Bedri Adanır
31 Aralık 2025

Siyaset Bilimci Aksoyoğlu: Süreç Suriye’ye endekslenmek isteniyor

Yazar: Heval Elçi
31 Aralık 2025

Ramazan Öztürk: Bir fotoğraf savaşı başlatabilir de bitirebilir de

Yazar: Bedri Adanır
31 Aralık 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2025
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır