GDO, canlılara başka bir canlının genetik kodunun kopyalanması anlamına geliyor. Bu da şu anlama geliyor; genetiği değiştirilmiş gıdalara istenilen özellikler kazandırıldığı için yabancı madde ve zararlı canlılara karşı direnç kazanıyor ve genler üzerinde istenildiği gibi oynama yapılabiliyor. Genellikle o ürünü daha kârlı hale getirmek için başka türlerin özellikleri kopyalanıyor. Daha büyük domatesler, karpuzlar, daha uzun süre dayanabilen meyve ve sebzeler, daha hızlı büyüyen piliçler, daha fazla et ve süt yapan büyükbaş ve küçükbaş hayvanlar gibi örneklendirebilir. Sadece bu yönüyle bakıldığında, bir gıdanın zararlı canlılara karşı direnç kazanması çok masum görünebilir ama yapılan araştırmalara bakıldığında hiç de masum sonuçlar elde edilmiyor.
Çünkü zararlılardan korunması için bitkiye yapılan bir müdahale, besin zinciri dolayısıyla insanlara ulaşıyor. Hamile kadınların fetüs ve kanlarında dahi rastlanabiliyor. Dolayısıyla hormonal dengeyi bozuyor.
Vücut sistemlerini bozması
Hayvanlar üzerinde yapılan deneylerde GDO’lu ürünlerin organ tahribatına, sindirim ve bağışıklık sisteminde düzensizliklere, yaşlanmanın hızlanmasına ve kısırlığa neden olduğu tespit edilmiştir.
Vücuttan atılamaması
İnsanlar üzerindeki çalışmalarda ise GDO’lu proteinlerin ve kimyasalların bazılarının sindirime uğramadan vücut içinde kalabildiği ve muhtemel uzun vadeli zararlara neden olabileceği görülmüştür. Örneğin, soya fasulyesine enjekte edilen gen vücudumuzda yaşayan bazı bakterilerin DNA’larına transfer olabilmektedir ve ayrıca GDO’lu mısır tarafından üretilen toksik böcek öldürücü hamile kadınlarda ve onların doğmamış fetüslerinde görülebilmektedir
Tahmin edilemeyen riskler
Genetik mühendisliği birbiriyle alakası olmayan türlerin genlerini birbirine karıştırarak tahmin edilemeyecek yan etkilere kapı aralamaktadır. Dahası transfer edilen genin türünden bağımsız olarak üretilen yeni tür bitkiler yeni toksinler, alerjenler, kanserojenler ve beslenme zaafiyetleri gibi zararlar doğurmaktadır.
Alınan son karar ile hayvanlarda yem olarak kullanılan ve ithalatına izin verilen GDO’lu ürünler arasına 3 mısır ve 1 soya türü daha eklenmiş oldu. Bu karar hayvan yetiştiriciliğinde yem olarak kullanılan mısır, soya, pamuk, kanola gibi ürünlerin ithalatına ilişkin bir düzenleme anlamına geliyor.
GDO masum mu?
Sadece bu yönüyle bakıldığında, bir gıdanın zararlı canlılara karşı direnç kazanması çok masum görünebilir ama yapılan araştırmalara bakıldığında hiç de masum sonuçlar elde edilmiyor.
Çünkü zararlılardan korunması için bitkiye yapılan bir müdahale, besin zinciri dolayısıyla insanlara ulaşıyor. Hamile kadınların fetüs ve kanlarında dahi rastlanabiliyor. Dolayısıyla hormonal dengeyi bozuyor.
Ayrıca GDO’lu gıdalarda bulunan zararlı canlıları öldüren enzimler insanlar tarafından parçalanamadığından tehlike yaratıyor.
Türkiye’de izin verilen GDO’lu 36 ürünün tamamı mısır ve soyadan oluşuyor. Sırada onay bekleyen 14 tanesi pamuk, 6 tanesi kanola olmak üzere 20 ürün daha var. Eğer bunlara da izin çıkarsa ilk kez pamuk ve kanola ürünlerine izin verilmiş olacak. İthalatına izin verilen GDO’lu mısır, soya gibi bu ürünler hayvan yemi üretiminde kullanılıyor ve dolayısıyla hayvanlar GDO’lu yemler ile beslenmiş oluyor. Hayvanların etinde sütünde birikinti halinde kalan kanserojen kalıntılar da bu hayvansal ürünlerin tüketilmesi yoluyla insanlara geçiyor.
GDO hangi ürünlerde var?
Mısır, domates, patates, pirinç, soya, buğday, kabak, bal kabağı, ayçiçeği, yer fıstığı ve bazı balık türlerinde GDO kullanılabiliyor.Mısır ve soyadan üretilen yağ, un, nişasta, glikoz şurubu, sakkaroz, fruktoz içeren gıdalar günlük tüketim maddeleri arasında yer alıyor.
Araştırmaların sürdüğü ürünler ise: muz, ahududu, çilek, kiraz, ananas, biber, kavun, karpuz, kanola.
Belirtilmesi bir haktır
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın gıda etiketleri ile ilgili bir etiket yayımladığını hatırlatmak (şunuda belirteyim mercek olmadan okumak gercekten çok zor) bu kapsamın genişletilebileceğini ve “Bizim tüketici olarak, aldığımız meyvede, sebzede tohumunda, üretiminde veya sütte, yumurta da o hayvanın GDO ile beslenip beslenmediğini bilme hakkımız var”. GDO ile beslenmiş olan hayvanların ürünlerinde bu durum etiket ile belirtilmeli.