• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
18 Haziran 2025 Çarşamba
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar

Soykırımdan da ötesi: Tasmanya

TARİHİN BELLEĞİ

1 Şubat 2020 Cumartesi - 22:40
Kategori: Yazarlar

“Soykırım süreçleri esasında kendiliğinden oluşmaktadır. Evrim yasasına uygun olarak gelişmektedir.”

Tasmanya Kraliyet Topluluğu İkinci Başkanı James Bemard, 1890 yılında, Avustralya Aborjinlerine yapılan soykırımı böyle dile getiriyordu. Kolaylaştırıcı bir şey! Yapılan şey, bir hayvan türünün ‘telef edilmesi’ olarak düşünüldüğünde, kendini human (insan) olarak vasıflandıran beyaz adama göre, yerliler sub-human (alt-insan, insan-olmayan) olarak görüldüğünde insan öldürülmüş olmuyordu! Tasmanya yerlileri, modern insan ile onun primat ataları arasında bağlantı halkası olarak tanımlanıyor ve sonuç olarak onlara hayvanlar gibi davranmanın ahlaksız ve yanlış olmadığı sonucuna varılıyordu.

Tarihin yüz karası

Acı bir hikaye bu… Avusturalya yerlilerine yapılanların hikâyesi uzun ve çok ama çok vahşice. Yalnızca binlerce insanın katledilmesi değildi çünkü yapılan, muazzam bir kültürün, bir yaşam tarzının yok edilmesiydi ve en önemlisi de yüz bine yakın çocuğun annelerinin kucağından çalınmasıyla bir halkın geleceksizleştirilmesiydi. 1770’te James Cook Büyük Britanya adına Avusturalya’ya adımını attığında başladı her şey ve sonraki iki yüzyıl boyunca pek az yerli canlı kalabildi. Yeni kıtaya başlayan insan akını, ilk yüz yılda 300 bine varırken, Londra hapishanelerinin bütün ‘atık’larının kıtaya boşaltılması, ayrı bir felaket oldu. İngiltere’de ne kadar katil, tecavüzcü ve hırsız varsa oradaydı! Batılıların getirdiği hastalıkları hiç tanımayan binlerce Aborjin daha baştan yığınlar halinde öldü.

Truganini

Bir tür ‘Sömürgeci Darwinizm’ uygulayan İngilizler, Terra Nullius (sahipsizler ülkesi) saydıkları toprakların bütün su kaynaklarına ve verimli bölgelerine el koydular. Binlerce yıldır orada yaşayıp 31 dil grubuna bağlı yaklaşık 500 değişik aşiret dili konuşan yerliler, isyan ettiler ama ateşli silahlara karşı ellerinde bumeranglarından ve mızraklarından başka hiçbir şeyleri yoktu. Ayrıca, kültürel olarak da savaşın ne demek olduğunu bilmiyorlardı. Aborjin avlamak artık bir spordu ve avın başarılı geçtiğinin bir kanıtı olarak, kesilen yerli kelleleri sergileniyordu. Çaldıkları çocuklara ise evcil hayvan anlamında ‘pet’ diyorlardı ve dilleri unutturularak köle haline getiriliyordu. Sonuçta, 1788’de 750 bin olan yerli nüfus, 1911’de 30 bine kadar düşmüştü!

Bul ve yok et!

Kıtanın ucunda bir ada olan Tasmanya ise her şeyin en kötüsünü yaşadı. 8 bin yıldır adada izole olarak yaşayan Tasmanya Aborjinleri, tam bir kırıma uğradı. 1803’ten itibaren adaya doluşan ipten kazıktan kurtulmuş yerleşimcilerin her gördüğü yerliyi öldürme izni vardı. Çoğalmamaları için de yerli erkekler, cinsel organları kesilerek hadım edildiler ve hızla nüfusları yarıya düştü. “Kolonide kadın kıtlığı” diye tanımladıkları durumun çözümü olarak da yerli kadınlara tecavüz serbestti! Çocuklar ise zaten evcil hayvanlardan (pet) ibaretti!

Koloniciler Darwin’i hiç dillerinden düşünmüyorlardı ama o yıllarda adaya gelen Darwin, gördüğü gaddarlık karşısında şoka uğramıştı.

Sonuncuya kadar!

Sonunda, 1826’da isyan edip gerilla savaşına başladıklarında güçler çok eşitsizdi. Yerliler, 2 yılda 40’tan fazla beyazı öldürseler de bu kez daha ağır bir soykırım başladı. Sıkıyönetim ve Kara Savaş boyunca yetişkinler için 5, çocuklar için 2 sterlin ‘kelle ödülü’ vardı. 2 bin silahlı kişiyle yapılan ‘bulyok et’ partileri buna dâhildi. 1835’te toplam artık 300 yerli kalmıştı ve onlar da ‘iyileştirmek’ için götürüldükleri Flinders adasındaki bir soykırım kampında yok edildiler.

1878 yılında son “safkan” Tasmanya yerlisi kadın Truganini’nin ölümüyle 1803’te 3 bin ile 7 bin arasında olduğu tahmin edilen Tasmanya ırkı tükendi! Tasmanya dillerini konuşabilen son kişi olan “yarımkan” Fanny Cochrane Smith’in 1905 yılında ölümü üzerine de Tasmanya dilleri tükenmiş oldu.

Aborjin, Latince sözcük anlamıyla (ab-origine) ‘başlangıçtan gelen’ demekti ve onlar, koca bir halkın ‘başlangıcını’ ve geleceğini yok ettiler!

Katiller de öğrenir! Sonraları başkaları da öğrendi gerçekten. Birçok tarihçi, aborjinler ‘insan bile sayılmadığı için’ Tasmanya Soykırımının 20. yüzyıl modern holokostundan farklı olduğunu düşünür, ama aslında Hitler’in de Yahudileri ‘haşarat’ olarak görmesi ve böylece ‘insan öldürmediğini düşünmesi de Tasmanya’da olup bitenin yeniden üretilmesinden başka bir şey değildi.

Katiller öğrenir! Evet, gerçekten öğreniyorlar. Hep öğreniyorlar. Bugün bile, sokaklarında gezdikleri kentlerin insanlarını ezilmesi gereken bir tür böcek gibi görenler, o genetik kodları başka nereden almış olabilirler ki?

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Asıl korkulması gereken Korona virüsü değil

Sonraki Haber

Buzul hızla eriyor

Sonraki Haber

Buzul hızla eriyor

SON HABERLER

Yasa değişse de ATK aynı: Hasta tutsak Çam’a ‘cezaevinde kalabilir’ raporu

Ağır hasta tutsak Çam’ın kızı Şimel Çam: İlla ölüm döşeğinde mi çıkmalı?

Yazar: Yeni Yaşam
18 Haziran 2025

İktidarın söylediklerine mi eylediklerine mi bakalım?

İktidarın söylediklerine mi eylediklerine mi bakalım?

Yazar: Yeni Yaşam
18 Haziran 2025

Yaralı bütünlük ve stratejik inşa

Yaralı bütünlük ve stratejik inşa

Yazar: Yeni Yaşam
18 Haziran 2025

Kobanê Üniversitesi’nden özgür üniversiteye

Kobanê Üniversitesi’nden özgür üniversiteye

Yazar: Yeni Yaşam
18 Haziran 2025

Sancı, umut ve başka haller

Bir güneş tutulması meselesi…

Yazar: Yeni Yaşam
18 Haziran 2025

Yazarlar

Devletsiz

Yazar: Yeni Yaşam
18 Haziran 2025

Yarım Kalanlar: Direnişin kalbinde açan bir roman

Yarım Kalanlar: Direnişin kalbinde açan bir roman

Yazar: Yeni Yaşam
18 Haziran 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır