Eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun hedef gösterdiği HDP’li Miraç Dinç’e ağırlaştırılmış müebbet verilen dosya Yargıtay’a taşındı
Şirnex’in Cizîr ilçesinde 4 Aralık 2021’de eski AKP Cizre İlçe Başkanı Cihan Güven’in ağabeyi Tahir Güven uğradığı silahlı saldırı sonucu öldü. Saldırının ardından dönemin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Meclis Genel Kurulu’nda Halkların Demokratik Partisi’ni (HDP) hedef alarak HDP Gençlik Meclisi Üyesi Mehmet Miraç Dinç’i saldırıdan sorumlu tuttu. Süleyman Soylu’nun sözlerinin ardından Mehmet Miraç Dinç, 7 Aralık 2021’de gözaltına alınarak tutuklandı. Şırnak 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapılan yargılamanın 6 Eylül 2024’te görülen karar duruşmasında Mehmet Miraç Dinç’e “iştirak halinde tasarlayarak öldürme” ve “devletin birliği ve bütünlüğünü bozma” suçlamasıyla 2 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi.
İstinaf onadı
Mehmet Miraç Dinç’in avukatlarından Yusuf Çakas’ın kararın bozulması istemiyle başvuruda bulunduğu Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 2’nci Ceza Dairesi, 12 Şubat’ta kararda isabetsizlik bulunmadığını savunarak onadı.
Avukatlar istinafın onama kararına karşı Yargıtay’a itiraz başvurusunda bulundu. İtiraz dilekçesinde soruşturma aşamasına lehe sayılacak olay gün ve saatine dair kamera ve delil araştırması yapılmamış olmasının Dinç’in lehine yorumlanması gerektiği belirtildi. Dilekçede, usule ve hukuka aykırı verilen hükümlerin bozulması, yeniden yargılama yapılması talep edildi.
‘Hiçbir alakası yok’

Dosyanın avukatlarından Yusuf Çakas, müvekkilinin olayın faili olmadığını belirterek, “Sokakta geçen her hangi birinin bu olayda ne kadar dahili varsa Mehmet Miraç Dinç’in de o kadar dahili var” dedi.
Müvekkilinin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu tarafından hedef gösterilmeden günlerce parti faaliyetlerini yürüttüğünü ifade eden Yusuf Çakas, müvekkilinin aile içinde kullanılan “Miraz” isminin ise dosyada “kod” adı olarak yer aldığını dile getirdi. Müvekkilinin cinayet saatinde ve sonrasında ne yaptığının kamera görüntüleriyle ispat etmenin mümkün olduğunu ancak bunun yapılmadığına dikkati çeken Yusuf Çakas, “Miraç, sokak sokak ne yaptığını söylüyor. Kolluk ne yapmış? Kolluk istese müvekkilin beyanları üzerinden her tarafın MOBESE ile dolu olduğu bir yerde günlerce ne yaptığını bulabilir. Kolluk bunu araştırmamış. Çünkü kolluk bu işin failinin aslında Miraç olmadığını çok iyi biliyor. Bunu bildiği için araştırma gereği duymamış. Miraç’ın ne yaptığını belgelerle ortaya çıkarabilecekken, çıkarmamışsınız. Miraç’ın bu işi yaptığını düşünelim. Benim beraber hareket ettiğim kişi olaydan yarım saat sonra yakalanmış. Doğal olarak sokakta adli bir vaka işleseniz, bir trafik kazasına dahi karışsanız suç ortağınız, yakalanmışsa birkaç saat saklanın, bekleyin, suç ortağınızın bir ifadesi ortaya çıksın, sizden bahsediyor mu, etmiyor mu? Değerlendirmenin böyle yapılması gerekir. Oysa Miraç günlük yaşamına devam etmiş, partiye gitmiş, çalışma yürütmüş, kongre sürecinde ailelerle görüşmüş, kongre komisyon çalışmalarını yürütmüş. Çünkü yakalanan kişiden ve olaydan haberdar değil, hiçbir alakası yok” ifadelerini kullandı.
‘Müvekkilim üzerinden parti kriminalize edilmeye çalışıldı’
Mehmet Miraç Dinç aleyhine ifade veren kişinin ifadelerindeki çelişkilere dikkati çeken Yusuf Çakas, “Mahkeme heyeti aslında gerekçeli kararındaki değerlendirmesinin ciddi bir kısmında bu şahsın beyanındaki tüm tarihlerin, günlerin, saatlerin, dosyadaki bilimsel veriyle uyumlu olmadığı üzerinde durarak, şahsın beyanlarına itibar etmiyor. Ancak şahsın ısrarla müvekkilimizi teşhis etmesi üzerinde duruyor” dedi.
Müvekkilinin montunda atış artığı çıktığını belirten Yusuf Çakas, müvekkilinin gerçekten ateş etme olayına karışmış olması halinde montunu temizleyeceği ya da hava ile temasla bu durumunda bunun geçeceğini belirterek, “Müvekkilimin büyük bir operasyonla gözaltına alınmış olması ve ardından apar topar zırhlı araçların, silahların olduğu araca bindirilmesinden dolayı montunda bir atış artığı çıkabilir” diye konuştu. HDP’ye yönelik kapatma davasının olduğu dönemde müvekkili üzerinden partinin kriminalize edilmeye çalışıldığını ifade eden Yusuf Çakas, müvekkilinin beyanları araştırılmış olsa da lehine olan delillerin dosyaya konulmadığını, bu durumun da hedef gösterilmesiyle alakalı olduğunu söyledi.
Dönemin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun hedef göstermesinden kaynaklı bilimsel adli tıp raporları ya da atış artığına ilişkin raporlar alma girişimlerinin sonuçsuz kaldığını vurgulayan Yusuf Çakas, temyiz aşamasında olan dosyaya dair hukuki mücadelelerini sürdüreceklerini kaydetti.
Haber: Rukiye Payiz Adıgüzel \ MA