• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
18 Eylül 2025 Perşembe
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar

Su metalaştı, tüm canlılar köleleşti!-Yusuf Gürsucu

Yeni Yaşam Yazar: Yeni Yaşam
23 Mart 2019
Kategori: Yazarlar
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

1993 yılında Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu, 22 Mart tarihini “Dünya Su Günü” olarak ilan etmişti. Bu ilanın nedeni ise tüm dünyada her geçen gün artan su kirliliği ve giderek artan su kıtlığıydı. BM’nin aldığı benzer kararlar sonrası ne hikmetse sorunlar katlanarak artarken bu kararların niçin verildiği anlaşılmaz geldi. Bu durumu anlayabilmek için kapitalizmin çıkarlarının BM’de ikame edilmiş olmasında aramak gerekir. Şu an BM’de birkaç ülkeyi içinden alın tamamı kapitalizmin bekasını savunan ülkelerden ibaret olduğu görülebilir.

BM ayrıca her yıl raporlar yayınlarken geçtiğimiz gün de Dünya Su Gelişim Raporu’nu yayınladı. Raporda, yeryüzünde giderek artan su sıkıntısı ve doğal çevre bozulması yüzünden, 2050 yılına kadar tahıl üretiminin yüzde 40 düşebileceği uyarısında bulunuldu. Yine BM’ye bağlı UNESCO’nun geçtiğimiz günlerde yayımlanan Dünya Su Raporu’na göre dünya üzerinde 2.1 milyar insan temiz suya düzenli erişemediği ve bu sayının 2050’ye kadar katlanarak büyüyeceği belirtiliyordu. Raporda ayrıca 4.3 milyar insanın su kullanımında sıhhi tesisattan yoksun olduğu vurgulandı.

BM bu raporları yine BM’ye bağlı Dünya Su Konseyi’nin ortaya koyduğu perspektifle yayınlıyor olması dikkat çekici. BM ülkeleri 1977’de düzenlenen (Mar del Plata) Su Konferansı’nda içme suyuna erişimin bir insan hakkı olduğunda hem fikirdiler. BM’nin 1992’de düzenlediği (Dublin) Su ve Çevre Konferansı’nda ise bir önceki kararın tam tersi olarak “suyun ekonomik bir mal olduğu” kararı benimsenmişti. 1993 yılında ise 22 Mart’ı Dünya Su Günü olarak ilan etti. Bu kararların ardışık durumu aslında üzerine epey düşünmemizi gerektiriyor.

BM’nin su kararlarına yön veren Dünya Su Konseyi eski Başkanı Loic Fauchon, İstanbul’da düzenlenen 5. Dünya Su Forumu’nun öncesi bir açıklama yapmıştı. Fauchon’un, “İnsanların su faturalarına cep telefonları faturası kadar, otomobillerinde harcadıkları benzinin yüzde 5’i kadar ödeme yapmayı göze aldıkları takdirde hiçbir sıkıntı kalmayacak” diye belirtmiş olması BM’nin ve üye kapitalist ülkelerinin suya bakışlarının bir özetiydi. Bu bakışla ortaya konan politikalar sonucu su artık pahalı ticari bir meta haline getirildi. Evlerimizde ‘sıhhi tesisat’ olsa dahi çeşmelerimizden su içemez hale geldik. İçme ve yemek yapımlarında evlerimize taşıdığımız damacana suları kullanırken, ellerimizde taşıdığımız 0,5 veya 1 litrelik pet şişelerle yaşamaya başladık.

Şişe suyu firmalarının şişeledikleri ve bizlere sattıkları suyun maliyet bedeli yüzde 1 bile değil. Su üzerinden inanılmaz kârlar elde eden şirketler, aynı zamanda dünya üzerinde yaşanan iklim ve su krizinin de yaratıcısıdır. Oysa su yaşamın temel taşlarından birisidir ve 1972 yılında alınan BM kararında olduğu gibi su bir insan hakkıdır. Aynı zamanda diğer canlıların da yaşam hakkı olan su için 1992’de alınan kararla ekonomik bir ‘mal’ olarak kabul edilmiş olması BM’nin ikiyüzlü tutumunu ortaya çıkarmaya yetmektedir.

İkiyüzlü bu tutum sermayenin son dönem çokça başvurduğu yöntemlerden birisidir. Bu ikiyüzlülüğe bir örnek ise geçtiğimiz günlerde yaşandı. Türkiye’de gıda tekellerinden biri olan Yaşar Holding’e ait Pınar Su, ürünlerinde yaptığı iyileştirmelerle doğal kaynakların etkin ve verimli kullanımını odak noktasına aldığını ve 2018’de karbon emisyon değerini bir önceki yıla göre azalttığını duyurdu. Pınar Su bu açıklamayı ‘Dünya Su Günü’ vesilesiyle yaptı. Yaptığı açıklamalarda karbon ayak izlerini birim başına düşen ağırlık üzerinden oldukça azalttıkları belirtildi. Çevre Koruma ve Ambalaj Atıkları Değerlendirme Vakfı (ÇEVKO) ile çalıştıklarını ve üretim hatlarında gerçekleştirdikleri otomasyona dayalı uygulamalarla atık su miktarını Aydın Bozdoğan Tesisleri’nde yüzde 19, Sakarya Tesisleri’nde yüzde 16 oranında azalttıklarını ifade ettiler.

Bir su şirketi halka ve aklımızla adeta dalga geçen böyle bir açıklamayı nasıl yapabilmektedir.? Doğadan koparılıp çalınan suların ticari bir meta olarak pazarlayanların böyle bir açıklama yapabilmesi çok manidar bir durum. Doğal yaşamın dengesini boz ve ardından emisyonları ve atık suları azaltıyoruz ve bu yolla suları koruyoruz de, sonra da çevreci ol! AKP iktidarı ve kapitalist dünya suyu bir sanayi ‘sektörü’ olarak değerlendirmesiyle birlikte, doğanın ve suyun ticari meta olarak ele alınması yaşanan iklim değişimi ve ekolojik krizin nasıl ortaya çıkarıldığını ortaya koymaktadır. Oysa su yaşamsal bir varlıktır ve asla ticarileştirilmemesi gerekmektedir. Ancak kapitalizm hava dahil tüm yaşamsal varlıkları metalaştırarak köleleştirmektedir. Suyun ticari bir meta olduğunun kanıksanmasından bu yana doğal yaşam üzerinde sömürü her geçen gün büyürken insanla birlikte tüm canlılar ise birer köle haline getirilmiştir.

Yeni Yaşam

Yeni Yaşam

İlgiliYazılar

Tam zamanında yapılan uyarı

Komünleşmenin büyük önemi

Yazar: Bedri Adanır
18 Eylül 2025

AKP’nin uzun vadeli stratejik plan yapma imkânı yok. Ekonomik krizin ne zaman aşılacağını bilmiyor. Üçüncü Dünya Savaşı’nın nasıl bir seyir...

Şiddet sarmalından çıkmak ve barış

Şiddet sarmalından çıkmak ve barış

Yazar: Reyhan Hacıoğlu
18 Eylül 2025

Tarihin ilk eşitsizliği kadın ve erkek arasında yaşandığı ve bu eşitsizliğin şiddet ve çatışma doğurduğu sadece feminist değil tüm siyasal,...

Nerenin bekası?

Nerenin bekası?

Yazar: Reyhan Hacıoğlu
18 Eylül 2025

Türkiye Suriye’deki Kürt patilerini karşı karşıya getirme konumuna soyunmuş. ENKS zaten YPG’nin Kobani direnişinde Türkiye ile dirsek temasındaydı. IŞİD savaşı...

‘Norm devlet’-‘Norm dışı devlet’ gerilimi ve yeni eşiğin anlamı

Yazar: Aziz Oruç
18 Eylül 2025

2025 yazında TBMM’de “Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu” adıyla bir komisyon kuruldu ve art arda toplantılar yaptı. İktidar bunu...

Halkın sanatçısı olmak

Demokrasi adalet ve barışın kesişimi

Yazar: Heval Elçi
18 Eylül 2025

Demokrasi, adalet ve barış, bir toplumun sağlıklı ve sürdürülebilir bir şekilde işlemesi için birbirine sıkı sıkıya bağlı üç temel unsurdur....

Bu yılki ‘Dünya Barış Günü’ diğer yıllardakinden neden daha önemli?

Barışa kim daha yakın: İşçi sendikaları mı işveren örgütleri mi?

Yazar: Heval Elçi
17 Eylül 2025

11 ve 12 Eylül tarihlerinde Meclis’teki “Milli Dayanışma Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu” sırasıyla emek örgütlerinin ve sermaye örgütlerinin temsilcilerini dinledi....

Sonraki Haber

Korkunun ecele faydası yok-Ahmet Birsin

SON HABERLER

AK’den Türkiye’ye Demirtaş çağrısı

AK’den Türkiye’ye Demirtaş çağrısı

Yazar: Reyhan Hacıoğlu
18 Eylül 2025

Meclis Komisyonu 11’inci toplantısına başladı

Meclis Komisyonu 11’inci toplantısına başladı

Yazar: Özge Kar
18 Eylül 2025

Hilal Özdemir’i katleden failin 24 suç kaydı varmış!

Kırşehir’de bir kadın katledilmiş halde bulundu

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
18 Eylül 2025

Güngören’de 5 katlı binanın balkonu çöktü

Güngören’de 5 katlı binanın balkonu çöktü

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
18 Eylül 2025

kadınların tepkisi üzerine konser iptal edildi

kadınların tepkisi üzerine konser iptal edildi

Yazar: Reyhan Hacıoğlu
18 Eylül 2025

Rant projesi kabul edilmedi; Karalama kampanyası başladı

Rant projesi kabul edilmedi; Karalama kampanyası başladı

Yazar: Heval Elçi
18 Eylül 2025

‘Hep Kavgaydı Yaşamım’a İspanyolca baskı

‘Hep Kavgaydı Yaşamım’a İspanyolca baskı

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
18 Eylül 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır