Süleymaniye’de yapılan Mezopotamya Su Forumu’na katılan aktivist Ercan Ayboğa, suyun silah olarak kullanıldığını söyledi. Ayboğa’ya göre, Türkiye ve İran Su Protokolü’nü ihlal ediyor
Süleymaniye’de 6-8 Nisan tarihleri arasında düzenlenen Mezopotamya Su Forumu, kapsamlı tartışmalarla sona erdi. Süleymaniye Üniversitesi’nde gerçekleşen Mezopotamya Su Forumu’nun aktivisti Ercan Ayboğa, devletlerin suya yaklaşımını Rojnews’e değerlendirdi. İran ve Türkiye’nin su konusunu Irak ve Federe Kürdistan’a karşı bir silah olarak kullandığını söyleyen Ayboğa, “Irak, 1947 Su Protokolünü ihlal eden Türkiye’yi Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne şikayet edebilir” dedi.
‘Şantaj aracı yapılıyor’
Dicle ve Fırat nehirlerinin Suriye ve Irak için yaşam kaynağı olduğunu kaydeden Ercan Ayboğa, Türkiye’yi eleştirerek, “Dicle ve Fırat nehirleri Suriye ve Irak için çok önemlidir. Türkiye ve İran, Irak ve Suriye’ye doğru akan sularda baraj yapıyor ve onlara karşı kullanıyor. Suriye ve Irak’ın da Türkiye ve İran’dan farkı yok. Suriye ve Irak aynı imkanlara sahipse, aynı siyaseti takip ederler. Su sorunu sadece devletlerle çözülmez. Sivil toplum, toplumsal hareketler ve yerel yönetimler su konusunu değerlendirmeli. Aksi takdirde su sorunu hep bir silah olarak kullanılır. Mezopotamya topraklarında kriz ve kuraklık artıyor. Süreç daha çok kötüye gidebilir” dedi. Ayboğa, “Kürdistan Bölgesi hükümeti, İran ve Türkiye’nin yaptığı barajların suyun akışını yavaşlattığını söylüyor ve ‘Suların depolanması için biz de baraj yapacağız’ diyor. Böyle bir cevap yanlıştır. Irak’ın su ihtiyacını göz önünde bulundurmalıdır. Söz konusu nehirler Kürdistan’dan çıkıyor ama, Basra ve Bağdat’taki insanlar 5 bin yıldır bu suları kullanıyor. Suyun akışını bir anda durduramazsınız. Çünkü Basra ve Bağdat’taki insanların tarihi hakları var” diye konuştu.
‘Su savaş değil barıştır’
Türkiye’nin su konusundaki şantajların boşa çıkartılmasına ilişkin konuşan Ayboğa, “Irak’ın elinde imkanlar var. Irak ve Kürdistan Bölgesi, Türkiye ve İran’a karşı ortak tavır göstermelidir ve su konusunu uluslararası örgütlerin ve Birleşmiş Milletler’in gündemine getirmelidir. Türkiye ve Irak 1947 yılında su ve diğer bazı konular üzerine bir protokol imzaladı. Irak isterse, sadece bu protokol ile Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne başvurabilir. Türkiye’nin protokolü ihlal ettiğini ve su konusunu Irak’a karşı kullandığını söyleyebilir. Irak’ın imkanları var ancak imkanlarını kullanmıyor” dedi. Mezopotamya sularına karşı demokratik bir tavır gösterilmesi gerektiğini dile getiren Ayboğa, “Su konusuna hem ekolojik hem de demokratik yaklaşmalıyız. Çünkü devletler demokrasi karşıtı kararlar veriyor. Sadece Kuzey-Doğu Suriye Özerk Yönetimleri su konusuna demokratik yaklaşıyor. Devletlerin su siyaseti doğa ve kültürümüze zarar veriyor. Binlerce insanın kapitalist merkezlere göç etmesine neden oluyor. Bir diğeri ise suyu silah olarak kullanıyorlar. Ancak biz diyoruz ki su barışı getirmelidir. Çünkü su barıştır” dedi.
SÜLEYMANİYE