• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
31 Ekim 2025 Cuma
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar

Süngü ekmeği keser mermi soğanı vurur – Veysi Sarısözen

Yeni Yaşam Yazar: Yeni Yaşam
13 Şubat 2019
Kategori: Yazarlar
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Belediyeler “tanzim satışlarına” başladı.

Patlıcan, biber, domates v.s. fiyatları şu anda haldeki fiyatlardan yüzde elli ucuz.

Nasıl oldu bu ucuzluk?

Ürünü üreten üretici patlıcanı, domatesi, biberi belediyelere yarı fiyatına mı sattı?

Hayır.

Belediyeler “görev zararı” adı altında, 6 liraya aldıkları biberi 3 lira zararına satmaya başladı.

AKP belediyeleri “zararına satış” yapınca ne oldu? Erdoğan’ın esip gürlediği, tehdit ettiği dev market zincirlerinden ikisi de aynı anda tastamam belediye tanzim satış çadırlarındaki fiyatlardan, yüzde elli zararına satışlara başladı. Gidin Migros’a ya da CarrefourSA’ya, “ucuzluğu” görün. Yılda milyarlarca dolar kar eden bu dev tekeller “devlet zoru” yüzünden, belediyelerle rekabete girmiş bulunuyor. Ama onlar bu “geçici” zararı göğüsleyebilirler. İyi de, Türkiye’de domates, hıyar satanlar yalnız bu tekeller ve şimdi de belediyeler değil.

Bir de küçük manavlar, orta halli marketler var. Bunlar yüzde elli zararına tek bir patlıcan bile satamazlar.

Satamayınca ne olur?

Tekellerin ve belediyelerin rekabetine dayanamazlar, iflas ederler.

O halde sonuç çıkaralım:

Erdoğan’ın yerel seçimlerde kaybetme korkusuyla cumburlop atıldığı bu domates, patlıcan satış işi, yaklaşık bir buçuk aylık bir seçim kampanyasından başka bir şey değil. Daha önce bedava dağıtılan makarna ve kömür, bu defa hallerdeki fiyatların yarısına seçmene hıyar satma şekline büründü. Ucuz hıyar alan seçmen belki oyunu yine Erdoğan’a verir.

Ama zarara uğratılan dev tekeller yukarıdan; iflasa sürüklenen küçük esnaf aşağıdan AKP’nin dayandığı sosyo-ekonomik temeli sarsar. İşte şu sıralar Havuz Medyası’nda eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, eski Başbakan Davutoğlu ve eski ekonomik ve Dışişleri Bakanı Babacan karşıtı yoğun saldırılar, bu sosyo-ekonomik temelin sarsılmaya başlamasından bağımsız değil. Tetikçiler “Babacan” liderliğinde bir yeni parti girişiminden söz etmekte ve sözü edilenleri bu konuda “açıklama” yapmaya zorlamaktalar. Şu ana kadar hiçbirinden “böyle bir niyetimiz yok” diye bir yanıt gelmiş değil.

Uzun yıllar “duble asfaltta” hız rekorları kıran AKP arabası artık çamurlu arazide patinaj yapmaya başladı. Patinaj çamuru az sonra balçığa, derken bataklığa dönüştürecek. AKP kendi dayandığı sermaye sınıfına, küçük esnaf kitlelerine ters düşecek. Düştü bile.

Ve bir de belediyeleri seçimleri kazanmak için milyarlarca lira “görev zararına” uğratmanın arkasında yatan asıl hesaba bakalım.
Erdoğan İstanbul, Ankara, Adana gibi büyükşehirleri kaybetme ihtimalini artık gördü.

Şimdi kendi ekonomik politikasının doğurduğu gıda enflasyonuna karşı icat ettiği “tanzim satışları” ile ya seçmeni yeniden kazanırım diye düşünmekte, kazanamasam da belediyeleri batırmış olurum diye hesaplamakta.
AKP-MHP koalisyonunun temel sloganı: Bizden sonra tufan.

Ve bir de işin “ideolojik” yanı var.

Tek tek saymak yerine biz “hıyar”dan söz edelim. Piyasa ekonomisinde hıyarın fiyatını “arz-talep” kanunu, “rekabet” v.s. belirler. Ama tekelci kapitalizm koşullarında fiyatlar tekeller arası anlaşmalarla belirlenir. Sosyalist ekonomide ise fiyatlar devlet planlaması tarafından tayin edilir. Şimdi Erdoğancı ekonomiye bakalım. Ne görüyoruz? Tuhaf şeyler görüyoruz.

Seçimlere kadar, yani bir buçuk aylığına bu ülkenin “gıda ekonomisinde” Erdoğan “sosyalizmi” ilan etti. Üstelik “devletçi bir sosyalizm”. Saray belediyeye emir veriyor ve belediye vatandaşa zararına mal satıyor. Yani sübvansiyon yapıyor. Bu işi fiyatları fırlayan tüm mallara karşı yapmaya kalksa, al sana “sovyetik” bir ekonomi.

Görünüş gülünç ama bir gerçeğin de ifadesi; Türk kapitalizmi krizde ve bunun alternatifi, elbette Erdoğanvari “sosyalizm karikatürü” değil, anti kapitalist bir ekonomi. İtiraf çok net.
Ve asıl itiraf ise şu:

Erdoğan vatandaşlara hitap ederken, “patlıcandı, biberdi filanı bırakın, merminin fiyatına bakın” deyiverdi. Bunun anlamı nedir?

Çok basit… Anti militaristler her zaman şu sloganı kullandılar: Süngü ekmeği de keser.

Erdoğan “Kürde sıkılan her merminin” patlıcanı, domatesi, soğanı ve dolayısı ile vatandaşın “cebini” de vurduğunu en açık, mükemmel, veciz bir şekilde böylece itiraf etmiş oldu.

Türkiye’de sosyalizm uzun iş. Henüz tünelin ucunda kızıl bir bayrak sallanmıyor. Ama “barış” elimizi uzatsak dokunacağımız uzaklıkta. Akıl almaz savaş harcamalarının sona erdiği gün, yalnız gıda ürünlerinin değil, tüm metaların fiyatları tahmin edemeyeceğimiz kadar düşecek. Enflasyonla mücadelenin uyduruk “tanzim satışları” ile değil, barışla sağlanacağı çok açık.

İyi de barış nasıl olacak?

İlk iş, konuştuğu zaman kanı durduran Öcalan üstündeki tecriti kaldırmak.

Bu zaten hukuk dışı bir uygulama.

İmralı’da hukuka dönüldüğü gün, ülkenin ufkunda barış güneşi yükselir.

Fiyatlar da, dolarlar da düşer, mutfaklar şenlenir.

Yeni Yaşam

Yeni Yaşam

İlgiliYazılar

Barış neden toplumsallaş(a)mıyor?

Barış neden toplumsallaş(a)mıyor?

Yazar: Heval Elçi
31 Ekim 2025

Toplumun çoğunluğunun gözünde itibarını kaybetmiş, sözüne güvenilmeyen, yolsuzluk ve ülke kaynaklarını iç ve dış sermayeye koşulsuz açan, rakiplerine karşı hukuksuz...

Ortak olmak istemediğimiz suç işte buydu!

Demokrasi, barış ve bütçe mevsimi

Yazar: Aziz Oruç
31 Ekim 2025

Hükümetin, 2026 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanununu Teklifi’ni TBMM’ye sunmasıyla bütçe mevsimi başlamış oldu. Her yıl Ekim ayının ortalarında bir...

Tarihsel yükler ya da yeni ufuklar

Barış ve ekmek

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
31 Ekim 2025

Türkiye, ekonomik krizle birlikte tarihinin en ağır gelir adaletsizliği dönemlerinden birini yaşıyor. Ücretliler, emekliler ve işsizler için yaşam her geçen...

Umut ile özgürlüğe yürüyüş: Hakikatin ve direnişin diyalektiği

KHK’liler, barışın bedeli ve sessiz çığlık

Yazar: Bedri Adanır
31 Ekim 2025

Dokuz yıl önce “Savaşa karşı barışı, ölüme karşı yaşam” diyen emekçiler 29 Ekim 2016 tarihinde, barış talep ettikleri için ihraç...

Bu yılki ‘Dünya Barış Günü’ diğer yıllardakinden neden daha önemli?

Eurofighter Typhoon Anlaşması: Temel ihtiyaçlar militarizm çelişkisi

Yazar: Heval Elçi
31 Ekim 2025

Bir yandan M16 İngiliz Gizli Servisinin Başkanının da adının geçtiği (1) siyasal casusluk suçlamalarıyla muhalif bir gazeteci ve politikacı tutuklanıyor,...

Teke düşüyoruz

Teke düşüyoruz

Yazar: Heval Elçi
31 Ekim 2025

AKP “tek, tek, tek” diye sayıp dururken bütün çokluk gücümüzü teke düşürmenin gidişatında. Bir mozaik gibi çok kimlikten, çok dilden,...

Sonraki Haber

RES’ler köyleri terk ettiriyor

SON HABERLER

DEM Parti Heyeti 3 Kasım’da İmralı’ya gidecek

DEM Parti Heyeti 3 Kasım’da İmralı’ya gidecek

Yazar: Yeni Yaşam
31 Ekim 2025

Kitap fuarında beyaz tülbendiyle bir anne

Kitap fuarında beyaz tülbendiyle bir anne

Yazar: Aziz Oruç
31 Ekim 2025

Barış neden toplumsallaş(a)mıyor?

Barış neden toplumsallaş(a)mıyor?

Yazar: Heval Elçi
31 Ekim 2025

Beghali: Kürtlerin birliği, kayıpların tekrarlanmasını önleyebilir – II

Beghali: Kürtlerin birliği, kayıpların tekrarlanmasını önleyebilir – II

Yazar: Heval Elçi
31 Ekim 2025

Ortak olmak istemediğimiz suç işte buydu!

Demokrasi, barış ve bütçe mevsimi

Yazar: Aziz Oruç
31 Ekim 2025

Lockheed Türkiye’yi niye seviyor?

Lockheed Türkiye’yi niye seviyor?

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
31 Ekim 2025

Umut ile özgürlüğe yürüyüş: Hakikatin ve direnişin diyalektiği

KHK’liler, barışın bedeli ve sessiz çığlık

Yazar: Bedri Adanır
31 Ekim 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır