• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
14 Mayıs 2025 Çarşamba
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Manşet

Sur’da talan ve rantın resmi: Tarihi taşlar satılıyor

13 Ekim 2020 Salı - 10:18
Kategori: Manşet, Yaşam

Arkeolog Nevin Soyukaya, Sur’da yıktırılan tarihi yapıların taşlarından ticari kazanç sağlandığını ve anıtsal yapıların içinden yol geçtiğini söyledi 

UNESCO Dünya Kültür Mirası listesinde yer alan Diyarbakır’ın tarihi Sur ilçesinin Cevatpaşa, Fatihpaşa, Dabanoğlu, Hasırlı, Cemal Yılmaz ve Savaş mahalleleri yaklaşık 5 yıldır girişlere yasaklı.

TMMOB tarafından hazırlanan raporlara göre, ilan edilen yasakla birlikte çatışmalara sahne olan bu mahallelerde yaşayan 22 bin 323 insan yerinden edildi. Uydu görüntülerinden yapılabilen tespitlere göre ise 334’ü tescilli olmak üzere 3 bin 569 yapı yıkıldı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı denetiminde yapılan yıkımdan kalan taşlar, Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğünün yıkımı yapılan yapıların taşlarının yerinde kalması yönündeki kararına rağmen yasaklı mahallelerin dışında taşındı.

MA’dan Fethi Balaman’a Sur’da yaşananları Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Kültürel Miras ve Turizm Daire eski Başkanı Arkeolog Nevin Soyukaya değerlendirdi

Sit alanı değilmiş gibi çalışma yapıldı

Söz konusu yerlerin Dünya Kültür Mirası Listesi’ne alınmasından sonra Büyükşehir Belediyesi Kültürel Miras Daire Başkanlığını kurduklarını ifade eden Soyukaya, “2 ay sonra çatışmalar ve abluka başladı. Abluka o günden beri devam ediyor. Çatışmanın yaşadığı 6 mahalle, özelliklede Fatih Paşa, Cemal Yılmaz, Savaş, Dabanoğlu ve kısmi olarak Hasırlı mahallelerinde çatışmalar bitikten sonra başlayan inanılmaz bir yıkım başladı. Bu yıkım öyle bir noktaya geldi ki dibinden kazınarak hiçbir şekilde temel kalıntısı dahi bırakılmadan kalıntıların hepsi kazınıp atıldı, birden ve dümdüz bir araziye dönüştürüldü. Yıkım öyle bir yapıldı ki sanki burası tarihi bir alan değil, dünya miras alanının tampon bölgesi değil, binlerce yıldır yaşam süren bir şehir değil, tescilli kentsel sit alanı değilmiş gibi işlem yapıldı” diye konuştu.

Anıtsal yapının içinden yol geçiyor

Çatışmalar sonrası Kültür Bakanlığı ve Valilikten, çatışma sonrası yıkım tespiti için alana girme taleplerinin reddedildiğini ifade eden Soyukaya, “Fakat bizler dahil edilmedik acele bir şekilde Kültür Bakanlığının yereldeki birimlerinden oluşan bir komisyon kuruldu, tespitler yapıldı, ama onlar tespite çıktığında büyük bir oranda yıkımlar başlamıştı. Bütün bu olay sonrası bizde Alan Başkanlığı ve Büyük Şehir Belediyesi İmar Dairesi olarak farklı bir çalışma yaptık. Uydu fotoğraflarını alarak kadastral haritalarını birleştirip nerelerin yıkıldığını, hangi parsellerdeki yapıların tahrip gördüğünü, ağır tahribatlı olduğunu ve daha az tahribatlı olduğunu ya da tamamen yıkılmış olduğunu farklı tarihlerde aldığımız uydu fotoğraflarıyla kadastral haritaları birleştirerek tespit ettik. Biz bu tespiti yaptık çok fazla sayıda tescilli yapı yıkılmıştı, bunların içinde anıtsal yapılarda vardı. Fatih Paşa Cami, Hasırlı Cami, Katolik Kilisesi gibi anıtsal yapıların içinden yollar geçirildi, bunun yanı sıra çok sayıda sivil mimari yıkılmıştı. 2012 imar planında çevresel değerde korunması gerekli yapılar tespit edilen, plan notlarına işleyen, koruma kurulunda onaylanan elliye yakın tescilli yapının yüze yakın çevresel değerdeki yapının yıkılmış olduğunu tespit ettik” ifadelerini kullandı.

Yıkıntılardan bir şey kalmamış durumda

“Şimdi her şey belirgin ve tespitliyken dünya miras alanında çatışmalar sonrası çatışmalarda yıkıldı deyip alanda ciddi bir yıkım hemen arkasından da kentsel dönüşüm projesi başlatmak ciddi bir kıyımdır” diyen Soyukaya, şöyle devam etti: “O dönemde Koruma Kurulu’nun bir kararı vardı: ‘Yıkılan tescilli yapıların taşlarının yapının içinde korunması’ kararı.  Restorasyonda tekrar kullanılması kararının olmasına rağmen 2020 Ocak ayında TMMOB Diyarbakır ile birlikte Valilik izniyle ilk kez alana girdiğimizde hiçbir yapının bahçesinde yapıların içinde yıkıntıdan kalan hiçbir şeyi görmedik, çünkü hepsi atılmıştı. Ki bu yıkımı Çevre ve Şehircilik Bakanı üstlenmişti. Böyle bir tahribat yaşanınca taşların yok olması sonrasında taşların ikinci kullanımla başka yapılarda kullanılması, taşların ticareti ki bir dönem taşların ticareti basına yansıdı. Kurumlar buna yol açınca birileri bunu çıkar amaçlı kullanabilir. Buna yol açan uygulamalara bakmak gerekiyor. Yıkım sonrası bütün özgün malzemenin nereye atıldığı belli değil, nereye verildiği belli değil, kimin aldığı belli değil. Zaman zaman basından satılıyor diye ve Sur’da başka yapıların inşa edildiği diye haberler izledik. Bu ikisi birbirinin nedeni ve sonucudur.”

Tescilli yapılar yıkılıyor, taşları satılıyor

Sur’da yıkım sonrası, taşların taşındığını ve bu taşlardan eser kalmadığına işaret eden Soyukaya, şöyle konuştu: “Dolayısıyla Suriçi’ndeki bu yapı taşlarının başka yapılarda kullanılması çoktandır; ama Suriçi’nde yıkılan alanın taşlarının dışında (sanıyorum o alandaki taşlar tükendi) şimdi de Sur içindeki diğer mahallelerde başka tescilli yapıların tahrip edildiği ve taşlarının satıldığına tanık olduk. 2019 sonlarında Surp Sarkis Kilisesi’nde ciddi bir yıkım ve o yıkımla taşların satılması tespit edildi. Her Surp Sarkis Kilisesi’ne gittiğimizde yapının biraz daha yıkıldığına ve taşların dışarı çıkarıldığına tanık oluyoruz. Hiçbir şekilde korunmuyor. Harabe durumda olan tescilli birçok yapıda bu durumda, sivil mimari örnekleri de bu durumda. Bütün bunlara baktığımızda bütünlüklü bir korumanın olmadığı, bunları yaratan nedenleri ne yazık ki ortadan kaldırılmadığı ve bu kalkmadığı içinde bunun devam ettiğini söyleyebiliriz.”

HABER MERKEZİ

 

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

IŞİD’in katlettiği gazeteci Bağdu dosyası faili meçhul mu olacak?

Sonraki Haber

Batı Karadeniz kentleri zehir soluyor!  

Sonraki Haber

Batı Karadeniz kentleri zehir soluyor!  

SON HABERLER

ABD, Türkiye’ye füze satışını onayladı

ABD, Türkiye’ye füze satışını onayladı

Yazar: Yeni Yaşam
14 Mayıs 2025

Gözlerden kaçmasın… Sekiz yaşındaki çocuk…

Sırrı Süreyya’nın dediği gibi… ‘Çocukların gözlerine bakarak…’

Yazar: Yeni Yaşam
14 Mayıs 2025

Rojava mutabakatı: Yeni-Osmanlıcılığın krizi

Keşmir’de savaş: Pakistan neden ‘dost ve kardeş’?

Yazar: Yeni Yaşam
14 Mayıs 2025

Kürtçe nasıl yaşam dili olur?

Kürtçe nasıl yaşam dili olur?

Yazar: Yeni Yaşam
14 Mayıs 2025

Bir bilgeye vefa kitabı

‘Dil varlığın evidir’

Yazar: Yeni Yaşam
14 Mayıs 2025

Hakikatin ruhu, yolda birlik, tarihi sorumluluklarımız (2)

Gönülleri birleyecek toplumsal sözleşme ve barış

Yazar: Yeni Yaşam
14 Mayıs 2025

Yalnız ekonomi mi?

Ektiğinizi biçersiniz

Yazar: Yeni Yaşam
14 Mayıs 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır