• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
28 Aralık 2025 Pazar
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2025
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2025
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar Hicri İzgören

Süreç karşıtlığı ve bilişsel çelişki

13 Kasım 2025 Perşembe - 00:00
Kategori: Hicri İzgören, Yazarlar

Barış süreçleri, uzun süreli ve derin çatışmalardan sonra toplumlar için hem büyük bir umut hem de ciddi bir zihinsel gerilim kaynağıdır. Özellikle çatışmanın tarafı olmuş veya bu durumdan derinlemesine etkilenmiş kişiler ve gruplar için, barışa doğru atılan adımlar, inanç sistemlerinde “Bilişsel Çelişki” adı verilen psikolojik bir rahatsızlığa yol açabilir.

Sosyal Psikolog Leon Festinger tarafından ortaya atılan Bilişsel Çelişki kuramına göre, birey, birbiriyle tutarsız (çelişen) iki veya daha fazla düşünce, inanç, değer veya davranışa sahip olduğunda, psikolojik olarak rahatsız edici bir gerilim yaşar. Bu rahatsızlık, bireyi çelişkiyi azaltmaya veya ortadan kaldırmaya yönelik motive eder.

***

Konunun uzmanlarına göre; çatışma ortamından beslenen, düşmanlık üzerine kurulu inanç sistemine sahip bireylerde, barış süreci farklı bilişlerin çatışmasına neden olur:

Kişi ya ‘’karşı taraf düşmandır, onlara güvenilmez. Verilen tavizler zayıflıktır ve onlar sadece zorla durdurulabilir’’ fikrindedir ya da ‘’barış daha iyi bir hayat sunabilir bize’’ düşünce sarmalında gelgitler yaşar.

Farklı bilişler birbiriyle çarpıştığında, oluşan psikolojik gerilim (bilişsel çelişki), bireyi rahatsız eder ve bu durumu çözme ihtiyacı doğurur. Bilişsel çelişki yaşayan bir birey, bu rahatsızlıktan kurtulmak için bir yol seçmek durumundadır.

Kişi, inançlardan birini değiştirmek yolunu seçebilir. Bu, teorik olarak en zor yoldur. Bireyin, ‘’karşı taraf düşmandır’’ şeklindeki yerleşik ve kimliğinin bir parçası haline gelmiş inancını değiştirmesi, yani barış fikrini kabul etmesi gerekir. Ancak çatışma süreçlerinde bu inançlar derinlemesine kök saldığı için, bireyler çoğunlukla tam tersi yönde hareket ederler. Barış sürecine karşı çıkanlar, kararlarını haklı çıkarmak için mevcut inançlarını destekleyen yeni düşünceler eklerler.

Bu ek bilişler, aslında karşı çıkılan barış sürecini önemsizleştirerek veya tehlikeli göstererek, kişinin eski “düşmanlık” bilişini korumasına yardımcı olur.

Bazen de bireyler, bilişsel çelişkiyi arttıracak her türlü bilgiden kaçınma eğilimindedir. Barış sürecine karşı çıkanlar için bu, seçici algı ve medya tüketimi anlamına gelir. Bunlar barışın faydalarını gösteren haberleri ve verileri reddederler. Yalnızca karşı tarafın kötü niyetini kanıtladığını düşündükleri bilgileri ararlar ve onaylarlar.

Bu mekanizmalar, bireyin zihinsel dünyasını korunaklı bir hale getirir ve “Barış süreci başarısız olmalıdır, çünkü ben haklıyım” döngüsünü pekiştirir.

***

Barış süreçlerinin başarısı için, yalnızca siyasi müzakereler yeterli değildir; aynı zamanda toplumun derinliklerinde yatan bilişsel çelişki duvarlarının da aşılması gerekir. Barış karşıtlığının ardındaki bilişsel çelişki, yalnızca ideolojik bir duruş değil, aynı zamanda kök salmış inançların tehdit altında olmasından kaynaklanan psikolojik bir rahatsızlıktır.

Bu çelişkiyi çözmenin yolu, karşıtları susturmak yerine, onların bilişsel dünyalarına hitap eden stratejiler geliştirmektir:

Sürecin şeffaf olmayışı yani belirsizlik ortamı yeni bilişleri reddetmeyi kolaylaştırır. Sürecin net ve şeffaf olması, tuzak senaryolar alanını daraltır. Barışın, ulusal kimlik ve değerlerle çelişmediğini, aksine güçlendirdiğini gösteren bir dil kullanmak önem taşır.

Bilişsel çelişki, bireyin zihnini koruma mekanizmasıdır bir bakıma, barış inşası ise bu koruma mekanizmasını, gerçeğe ve yeni olana uyum sağlamaya teşvik etmeyi gerektirir.

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Amûdê sineması yeniden doğuyor: Bellekten direnişe yolculuk

Sonraki Haber

Karanlıktan şafağa; abime, barışa dair

Sonraki Haber

Karanlıktan şafağa; abime, barışa dair

SON HABERLER

4 Ocak mitingine hazırlık sürüyor: Mêrdîn’de ev ev, sokak sokak katılım çağrısı

Yazar: Yeni Yaşam
28 Aralık 2025

Özerk Yönetim’den saldırılara tepki: Sorumlusu Geçici Hükümettir

Yazar: Yeni Yaşam
28 Aralık 2025

Suriye’de Alevilerin eylemlerine saldırı: En az 8 kişi yaşamını yitirdi

Yazar: Yeni Yaşam
28 Aralık 2025

Alevi Yüksek İslam Konseyi’nden saldırılara tepki: Şam hükümeti devleti temsil etmiyor

Yazar: Yeni Yaşam
28 Aralık 2025

3 gün önce tahliye edilen erkek, Rojda Yakışıklı’yı katletti

Yazar: Yeni Yaşam
28 Aralık 2025

Rojava’da binlerce kişi Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü için yürüdü

Yazar: Yeni Yaşam
28 Aralık 2025

Din âlimlerinin kurduğu İDAYDER yeni yönetimlerini belirledi

Yazar: Yeni Yaşam
28 Aralık 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2025
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır