• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
23 Ekim 2025 Perşembe
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar Mehmet Nuri Özdemir

Süreç ve retorik

23 Ekim 2025 Perşembe - 00:00
Kategori: Mehmet Nuri Özdemir, Yazarlar
DEM Parti MYK toplandı

Süreç bir yıllık değil 50 yıllıktır. Ancak Kürt meselesinde son derece kritik bir yılı geride bıraktık. Anlamak lazım. Ne oldu bu bir yılda. Son bir yılda insanlarımız ölmedi. Sorunlar şiddet zemininden siyaset ve hukuk zeminine taşındı. Şiddetin azalması çok kıymetliydi. Bu kıymet artık daha da somutlaşmalı, maddi ve politik gerçekliğe dönüşmeli, hukuki pratiklerle yürürlüğe girmeli.

Süreç istenilen aşamada olmayabilir. Her şeyden önce bu bir mücadele sürecidir. Tıkanma her sürecin doğasında vardır. Önemli olan tıkanan damarların hızlıca açılarak diğer organlara zarar vermesini engellemektir. Beklentiler farklı olabilir. Türkiye’nin Kürt meselesinin çözülebilir aşamada olması beklentileri optimal düzeye çekecektir.

Birinci çözüm süreci gibi bu süreç de başka gündemlere kurban edilmemelidir. İşte Numan Kurtulmuş Amed’de söylüyor. Bu sefer başaracağız diyor. Ya biz başaracağız ya emperyalistler başaracak. Mutlaka başaracağız diyor. Doğrudur, başarmak zorundayız. Başarmak için de cesur ve kararlı olmak; süreci teorik aşamadan pratik aşamaya taşımak zorundayız.

Suriye’de yaşananlar Türkiye’nin kafasını karıştırıyor. Dahası çözüm karşıtları Suriye Kürtlerini düşmanlaştırarak çomak sokuyorlar. 15 yıldır savaş halinde olan, milyonlarca yurttaşını savaşta kaybetmiş, milyonlarcası hala mülteci olarak yaşayan, şehirleri yerle bir olmuş, ekonomisi batmış Suriye’nin kendi iç meselesini çözmesi için Suriyelilere fırsat tanınmalı. Bu kararı kendileri vermelidir. Suriye meselesi bölgesel ve küresel ölçekte son zamanların en büyük ahlaki ve politik sorunu olmuştur. Ahlaksızlığa ve politikasızlığa savrulmamak gerekiyor.

Suriye sahası çok bileşenli bir yapıdır. Kürtler ve Türkler Suriye’de ve Ortadoğu’da barıştan yana olmalıdır. Bunun için Türkiye kendi iç meselesine odaklanmalı. Zira Ankara’nın, Şam’ı Amed’in önüne koyması stratejik bir hatadır. Amed’i ihmal eden bir Ankara Şam’da tutunamaz. Kendi Kürt meselesini demokratikleşme ile birlikte aşan bir Türkiye bölgesel sorunların çözümünde de önemli bir güç haline gelebilir. Demokratik çözüm için PKK’nin varlığı sürekli bahane ediliyordu. İşte PKK kendisini feshetti. Kendisinin belirlediği şiddete son verdi. Türkiye’de savaş sona erecek. Türkiye savaşının sona ermesi sıradan bir durum değildir. Bu meselenin anlaşılmaması, yer yer sulandırılması sürecin ciddiyetiyle örtüşmüyor.

Süreçte Kürtlerin varlığı üzerine bir pazarlık yok. Hakeza Türkiye’nin bölünmesi üzerine de bir pazarlık yok. Bu konuda tahriklere gelmemek, soğukkanlı olmak hayati düzeyde önemlidir. Kürtler her yerde blok halinde yeni yaşamın kurucu unsuru olacak. Kürtler bir şey vermeyecek; çünkü verecek bir şeyleri kalmadı. Ama kendilerinden çalınanı geri alacak. Nedir o? Eşit yurttaşlık, barış hakkı, hukuk ve güvenlik. Eğer şiddet varsa güvenlik yoktur; haksızlık varsa güvenlik yoktur. Demokratik hukuk yerine keyfi yargılama varsa, kayyım varsa, abuk sabuk tehditler varsa Kürtler güvende değildir. Süreçle örtüşen bir dile ve politikaya ihtiyacımız var.

Süreçle birlikte iç siyasette nöbet değişimi yaparcasına Kürtlere hakaretler eşliğinde adeta düşmanlık köpürtülüyor. Kürtlere yüzleri kızarmadan yapılan hakaretleri hiçbir Kürt kabul edemez, normalleştiremez. Bir kimliğe, bir kimliğin temsilcilerine bu kadar hassas bir süreçte bu kadar çirkin bir dil kullanmak ne eleştiri, ne de siyaset olabilir; yapılan süreç karşıtlığı falan da değil, dımdızlak düşmanlıktır. Kürt düşmanlığını bilinçli bilinçsiz yapanlar çoğu zaman cihadistlerle bile eşitlenmelerine rağmen bu düşmanlığı sürdürmekteler. İnsan kanı üzerinden yapılan siyasetin rantını sürdürmek isteyen bu kesim deyim yerindeyse iç savaş kışkırtıcılığı yapmaktadır.

Kürt meselesine has sorumsuzluk biçimleri en çok konuşma diline ansımaktadır. Kürtlerle konuşabilme yetisi bazılarında çok zayıf. Türkiye’de Kürtlerle nasıl konuşulacağını gerçekten bilmeyen büyük bir kesim var. Entelektüeli, solcusu, esnafı, sanatçısı, bilim insanı, siyasetçisi… bir bakıyorsunuz söz konusu Kürtler oldu mu abuk sabuk konuşmaya başlıyorlar. Meseleye ne kadar yabancı olduklarını, ne kadar dert ettiklerini o an anlamış oluyorsunuz. Temel sorun ırkçılık ve milliyetçilik dışında aslında kendi hakikatine, dibinde yaşanan devasa soruna yabancılaşmak, sorumsuz davranmaktır.

Kimi zaman kadın, çocuk, yaşlı demeden sert ve ahlaksızca yaklaşımlar Kürtlerin içinden bir kesimi de zorluyor ve insanlar cevap vermek zorunda kalıyor. DEM milletvekili Sırrı Sakık’ın Meclis’ten alçaklık retoriğine verdiği cevap bu minvalde olmuştur. Ancak yine de siyaseten bu konularda kime ne söylendiği, kimin muhatap alındığı son derece önemlidir. Kürtler her zaman bu sorumsuz retorike karşı soğukkanlı davranmış, dönüşüme uğraması ve mücadele edilmesi gereken bir sorun olarak görmüştür. Soruna bu şekilde bakarak yoluna devam etmelidir. Şüphesiz Kürtlere ağzına geleni söyleme cüretkarlığı bir gün mutlaka tarihe gömülecektir.

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Koçyiğit: İmralı Heyeti Erdoğan ile görüşecek

Sonraki Haber

Türkiye ateşle oynuyor

Sonraki Haber
Türkiye ateşle oynuyor

Türkiye ateşle oynuyor

SON HABERLER

Mereş’te bir erkek ayrıldığı kadını ve annesini öldürdü

Mereş’te bir erkek ayrıldığı kadını ve annesini öldürdü

Yazar: Yeni Yaşam
23 Ekim 2025

Bingazi’de bir araçta 7 çocuk cenazesi bulundu

Bingazi’de bir araçta 7 çocuk cenazesi bulundu

Yazar: Yeni Yaşam
23 Ekim 2025

Asimilasyon, inkar ve efendiye benzemek

Demokratik Toplum inşa sürecinde Alevilik

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
23 Ekim 2025

Bolivya kıssasından bir hisse

Bolivya kıssasından bir hisse

Yazar: Reyhan Hacıoğlu
23 Ekim 2025

Rojin’in anısı isyana çağırıyor

Rojin’in anısı isyana çağırıyor

Yazar: Bedri Adanır
23 Ekim 2025

Adalet olmadan barış olmaz

Yazar: Bedri Adanır
23 Ekim 2025

Türkiye ateşle oynuyor

Türkiye ateşle oynuyor

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
23 Ekim 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır