• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
20 Kasım 2025 Perşembe
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Forum

Sürece özel kanunda ceza tehdidi korunacak mı?

20 Kasım 2025 Perşembe - 00:00
Kategori: Forum, Manşet
Sürece özel kanunda ceza tehdidi korunacak mı?

AYM ve AİHM kararlarının uygulanmadığı bir Türkiye’de, ceza riskini şarta bağlayarak tamamen ortadan kaldırmayan böylesi ‘özel’ bir yasanın, bu haliyle ve tek başına demokratik siyaset imkânı sunmayacağı açıktır

Bedri Adanır

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum, 16 Kasım’da Anadolu Ajansı’nda yayınlanan yazısında, “geçiş sürecinin tamamlanmasına yönelik beklenen adımları” sıralayarak, 9 Mayıs 1928’de çıkarılan 1239 Sayılı Kanun’un, “geçiş süreci hukuku açısından en azından sürece özgü tek, özel ve geçici bir kanun yaklaşımına esin olacak özellikte” olduğunu ifade etmişti.

Mehmet Uçum’un sıraladığı adımlar arasında, Komisyon çalışmalarına ilişkin, Komisyon’un Abdullah Öcalan’ın dinlenmesi konusunda bir karar alması, demokrasi perspektifini ortaya koyması ve geçiş sürecine ilişkin hukuk raporunu yazması bulunuyor.

Neden ‘Terörsüz Türkiye?’

Uçum’un hem yazısındaki “Terörsüz Türkiye’ye geçiş” vurgusu (Neden ‘Demokratik Türkiye’ye geçiş’ değil!), hem de ‘esin olacak nitelikte’ dediği; Şeyh Said İsyanı’na özgü çıkarılan 6 maddelik ‘Şark Mıntıkasında Muayyen Vilayet ve Kazalarda Ceraim Takibatı ile Cezalarının Tecili Hakkında Kanun’ metnindeki 4. maddesi, beklenen ‘sürece özgü yasa’ hakkında kaygılara yol açıyor.

Mehmet Uçum yazısında “Tarihsel bir hukuki tecrübenin birebir bugüne örnek olması beklenemez,” dese de, şimdiye kadar iktidarın süreci salt silahların bırakılmasına indirgeyen ‘Terörsüz Türkiye süreci’ olarak ifade edilen yaklaşımı, bu kaygıları haklı kılıyor. Dahası, kayyımların geri çekilmesi, hapishanelerdeki keyfi uygulamalara son verilmesi, ‘Umut İlkesi’ dâhil AİHM kararlarının uygulanması gibi, öyle komplike mevzuat değişikliği gerektirmeyen hususlarda bile iyi niyet gösterilmemesi, bu kaygıları derinleştiriyor.

Komisyon Öcalan’ı neden dinlemeli?

“Terörsüz Türkiye süreci” nitelemesi, sorunu ortaya çıkaran resmi katı inkâr politikasını mahkûm eden bir noktada durmuyor; PKK’nin ortaya çıkış koşullarını doğru tahlil etmiyor. Aksine, PKK’yi bir sonuç olarak değil, neden olarak gören bir noktadan besleniyor ve ne yazık ki bu yaklaşım, toplumun önemli bir kesimine de sirayet etmiş bulunuyor.

Komisyonun Abdullah Öcalan’dan kurucusu olduğu PKK’nin kuruluşundan feshedilişine kadar ki sürecini dinlemesi, tutanakların mümkünse kamuoyu ile paylaşılması bu noktada önem arz ediyor. Çünkü çözümün kurgulanabilmesi için evvela sorunun doğru tanımlanması, böylece ortak bir çözüm dilinin ortaya çıkarılması gerekiyor.

Ceza riski tehdit olmaktan çıkarılmalı

Şimdi Uçum’un yazısında bahsini ettiği hukuki tecrübeye (Şeyh Said İsyanı’na özgü yasaya) dönelim. Uçum’un yazısından alıntıyla, yasanın. 4. maddesine bakalım:

“Altı maddeden ibaret bu kanunla hadiselere karışmış olanlar ile bu olayların başından 27 Kasım 1927 tarihine kadar geçen süre zarfında kanunda belirtilen il ve ilçelerde işlenen suç ve kabahatler dolayısıyla sanık veya mahkûm olanlar hakkındaki soruşturmalar ve infazlar ertelenmiştir.

“Erteleme kapsamındaki suçların tabi olduğu zaman aşımı süresinin yarısı kadar süre içerisinde suç ve kabahat işlemeyenlerin önceki suçlarının da işlenmemiş sayılacağı öngörülmüştür. Aksi durumda Türk Ceza Kanunu’nun cezaların içtimaı ve tekerrür hükümlerinin uygulanacağı düzenlenmiştir.”

Bu, şu anlama geliyor: Bu yasayla cezalar ertelenmiş, ceza riski ortadan kaldırılmamış, bir tehdit unsuru olarak korumuş, ancak belli süreler geçtikten sonra ceza riskinin tamamen ortadan kalkması düzenlenmiş.

Şimdi bu yaklaşım en basit ifadesiyle şunu söylüyor: “Bir daha yaparsan misliyle ödersin, akıllı ol, uslu dur!” Ne yazık ki komple bir demokratik değişimin yaşanmadığı koşullarda da bu yaklaşım, güven tesis etmekten uzaktır.

Hâlihazırda siyasetçilerin, gazetecilerin çok kolay bir şekilde tutuklanabildiği, hukukun araçsallaştırıldığı, her gün hapishanelerden ihlal haberlerinin geldiği, AYM ve AİHM kararlarının uygulanmadığı bir Türkiye’de, ceza riskini şarta bağlayarak tamamen ortadan kaldırmayan böylesi bir yasanın, bu haliyle ve tek başına demokratik siyaset imkânı sunmayacağı açıktır.

Komple bir yaklaşıma ihtiyaç var

Çünkü Kürt meselesinin çözümü – Türkiye’nin demokratikleştirilmesi meselesi, böyle bir yasayla halledilecek bir mesele değildir. Silahlı mücadelenin terk edildiği bir atmosferde, barışı tesis etmek için ceza yasasından infaz yasasına, yerel yönetimler yasasından siyasi partiler yasasına kadar, birçok yasal ve Anayasal değişikliğe; yani daha komple bir yaklaşıma ihtiyaç duyulduğu açıktır.

Komisyon eğer bahsi geçen demokrasi perspektifini ve hukuki raporunu bu ihtiyaç üzerinden oluşturur ve Meclis de gerekli iradeyi gösterebilirse, kuşkusuz bu Türkiye’de ciddi bir demokratikleşme havası yaratır. Ama eğer mevcut ‘pişmanlık’ yasalarından hallice bir ‘dönüş yasası’ ile bir oldubittiye getirilirse, tarihi bir fırsat heba edilir, bu da Türkiye halklarının ortak geleceğine büyük bir darbe anlamına gelir.

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Hidrolik kırma: Depremden kanser riskine tehdit büyüyor

Sonraki Haber

Yaygınlaşan uyuşturucu

Sonraki Haber
Halkın sanatçısı olmak

Yaygınlaşan uyuşturucu

SON HABERLER

MHP’li Yıldız: Mutabakata vardık, İmralı’ya gidilecek

MHP’li Yıldız: Mutabakata vardık, İmralı’ya gidilecek

Yazar: Yeni Yaşam
20 Kasım 2025

Fedakarlığı sadece Kürtlerden beklemek büyük bir vicdansızlıktır

Fedakarlığı sadece Kürtlerden beklemek büyük bir vicdansızlıktır

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
20 Kasım 2025

Halkın sanatçısı olmak

Yaygınlaşan uyuşturucu

Yazar: Heval Elçi
20 Kasım 2025

Sürece özel kanunda ceza tehdidi korunacak mı?

Sürece özel kanunda ceza tehdidi korunacak mı?

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
20 Kasım 2025

Hidrolik kırma: Depremden kanser riskine tehdit büyüyor

Hidrolik kırma: Depremden kanser riskine tehdit büyüyor

Yazar: Heval Elçi
20 Kasım 2025

Tam zamanında yapılan uyarı

Bilim, din ve ‘ahlaki-politik toplum’

Yazar: Bedri Adanır
20 Kasım 2025

Nazım’ın bende bıraktıkları 

Nazım’ın bende bıraktıkları 

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
20 Kasım 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır