Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın başlattığı sürecin başarıya ulaşması için kadınların sürece öncülük ettiğini belirten kadınlar, barışın sağlanması için gerekli adımların atılması gerekiyor
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’ta yaptığı “Barış ve Demokratik Toplum” çağrısının ardından PKK, 9 Mayıs’ta kongresini yaptığını açıkladı. Süreç bağlamında ise toplumda siyasal ve hukuksal alanda değişim talepleri ile devletin adım atmasına yönelik çağrılar devam ediyor. PKK aldığı ateşkes kararını sürdürürken, devletin saldırılara devam ederek somut bir adım atmaması ise dikkat çekiyor ve halkta sürece ilişkin soru işaretleri yaratıyor.
“Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı”na ilişkin kadınlar değerlendirmelerde bulundu.
Olumlu dönüşler alıyoruz
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Payîzava (Gürpınar) İlçe Eşbaşkanı Berfin Kuşman, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’ta yaptığı çağrıya dair kadınların öncü rolde olduğunu ifade etti. Berfin Kuşman, “Üstlendiğimiz öncülük, bütün dünya kadınları içindir. Çalmadığımız kapı, dokunmadığımız kimse kalmayana; bu barışı bütün dünyaya duyurana kadar sürecin takipçisi olacağız. Sonuna kadar mücadeleye devam edeceğiz. Biz kadınlar olarak, bilhassa annelerimiz başta olmak üzere, süreci herkese anlatmaya gayret ediyoruz ve buna devam edeceğiz. Binlerce yıldır bedel ödeyen Kürt halkı artık barışa dair ciddi bir beklenti içerisinde. Bu beklentilerin karşılanacağından eminiz, kuşkumuz ya da kaygımız yoktur. Halkla süreci konuştuğumuzda aldığımız geri dönüşler çok olumlu, en olumlu geri dönüşleri ise bizzat bu acılara şahitlik eden büyüklerimizden alıyoruz” dedi.
‘Birlikte başaracağız’
Berfin Kuşman, halkın ciddi bir kesiminin süreç adına “Biz yıllardır barışı bekliyoruz, devlet de adım atsın” şeklinde yorumlarda bulunduğunu söyledi. Berfin Kuşman, şunları söyledi: “Özgür, demokratik bir düzen kurmak adına hepimizin bir beklentisi ve bunun için sarf ettiği emeği var. Biz gençler olarak da bu sürecin bizzat mücadeleci ruhlarıyız. Halkımıza çağrımız, hiçbir şekilde umutsuzluğa kapılmasınlar, kaygılanmasınlar, kuşku duymasınlar. Halkımızı, bütün bir yapımızla birleşmeye, bütünleşmeye, el ele vererek bu barışı yüceltmeye davet ediyoruz. Hep birlikte başaracağımıza inanıyoruz. Bilhassa kadınlar olarak, annelerimizle bu süreci ilerleterek barışı sağlayacağız.”
‘Her şeyi yapmaya hazırız’
Milazgir (Malazgirt) Belediye Eşbaşkanı Gülistan Özel, süreci yakından takip ettiğine değinerek yapılan açıklamaların önemini vurguladı. Gülistan Özel şöyle devam etti: “Yıllardır devam eden bir savaş söz konusu. Özelinde biz gençleri daha çok ilgilendiriyor. Çünkü savaşın, engellemelerin, sansürün içerisinde büyüdük. Bu süreçte biz gençlerin payına düşen ne ise biz yapmaya hazırız. Bu sürecin bu noktaya gelmesinde en büyük katkıyı, emeği kadınlar verdi. Kadın örgütlemelerimiz hâlâ bu süreçle ilgili çok yoğun çalışmalar sürdürüyor. Daha önceki sürece baktığımızda bir rehavete kapılma ve süreci anlayamama durumu vardı. Ama bu süreçte hatalarımızdan ders alıp ona göre ilerlemeye çalışıyoruz. Bu süreçte açıkçası daha çok Kürtlerin kazanımlarının ne olacağına odaklanmış durumdayız. Ve yaptığımız görüşmelerde, aile ziyaretlerinde de bu öne çıkıyor. ‘Kürtçe resmî dil olacak mı, biz Kürtlerin kazanımları neler olacak?’ sorularıyla karşı karşıya kalıyoruz. Sürecin daha adil olabilmesi için Kürtlerin bu sorulara yanıt olması gerekiyor. Devlet tarafından sürece yönelik henüz bir somut adım atılmadı. Siyasi tutsaklar bırakılmadı, hasta tutsaklara cevap verilmedi; onların durumu ne olacak? Bizi en çok bu süreçle ilgili kuşkulandıran, süreçle ilgili kafamızda soru işareti bırakan durum budur” şeklinde konuştu.
Adım atılmalı
Yapılan açıklamalarda en çok kadınlara bir rol biçildiğine dikkat çeken Gülistan Özel, “Bütün Kürt kadınların süreci sahiplenmesi gerekiyor. Bu bizim için bir şans değil; yeni bir devrin, yeni bir dönemin başlangıcı. Şansı biz kimseye bırakmıyoruz. Belirli açıklamalardan bağımsız olarak bizim mücadelemiz hep devam edecek. Çünkü biz demokrasi, özgürlük ve eşitlik mücadelesi veriyoruz. Kendi değerlerinden uzaklaşan, özel savaş politikalarına kurban olan gençler değil de bu sürece kendini katan ve ‘Ben ne yapabilirim?’ noktasında emek veren gençlere ihtiyacımız var. Çünkü savaşın içinde büyüyerek en büyük zararı gören onlar oldu. İlerleyen zamanlarda yapılan açıklamalarda tutsaklara ilişkin somut adımların atılması yönünde beklentilerimiz var. Herhangi bir adım atılmaması süreci baltalıyor. Yıllardır haksız, hukuksuz bir şekilde cezaevinde olan hasta tutsaklar, kadın tutsaklar hiçbir açıklamada yer almıyor. Bu yüzden sürecin çok şeffaf olduğunu düşünmüyorum. Eğer karşı taraf samimiyse en yakın zamanda Kürtlerin hassasiyetlerine yönelik somut bir adım atmalıdır. Çünkü tek bir tarafın çabasıyla, sadece bir tarafın değerleri göz önüne alınarak bir süreç yürütülmesi mümkün değil” sözlerini kullandı.
Haber: Memihan Zeydan / JINNEWS
