Blinken ve Barrot, Paris’te görüştükten sonra Türkiye saldırılarına dikkat çektiler. ABD Dışişleri Bakanlığı Siyasi İşlerden Sorumlu Müsteşarı John Bass Türkiye’ye geliyor
ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken, kısa süre sonra geride bırakacağı ABD Dışişleri Bakanı sıfatıyla sürdürdüğü veda gezileri kapsamında Fransa’yı ziyaret etti. Blinken Başkent Paris’te mevkidaşı Jean-Noël Barrot ile birlikte düzenlediği basın toplantısında Suriye Kürtleri ve Türkiye arasında devam eden gerginlik ve olasılıklar konusunda gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Blinken Türkiye’nin sık sık PKK vurgusu yapması konusunda “Türkiye’nin elbette PKK ve terörizm konusunda çok meşru endişeleri var. Bu geçişi yönetmek, bu endişelerin çoğunun, bence zamanla, çözüme kavuşmasını sağlayacak şekilde yönetmek için çalışıyoruz” dedi. Blinken, Suriye Kürtlerine operasyon konusunda “Bu arada, bir çatışma[nın] Suriye’de gördüğümüz her olumlu şeyin çıkarına kesinlikle aykırı olaca[ğını]” söyledi. Blinken “Bunun olmamasını sağlamak için çok çalıştık; bunu yapmaya devam edeceğiz ve görevi devralacak yönetimin de aynı şeyi yapacağına inanıyorum” dedi.
Fransa Dışişleri Bakanı Barrot da “Suriye’deki Kürtler[in], hem Amerika Birleşik Devletleri hem de Fransa için İslami terörizme karşı mücadelede güvenilir ve kararlı müttefikler oldu[klarını]” söyledi.
Blinken, Suriye’de Kürtlerin DAİŞ’le mücadele ettiğini belirterek 20 Ocak’ta göreve başlayacak Donald Trump yönetiminin de “IŞİD’in çirkin yüzünü yeniden göstermemesini sağlamaya yönelik” çok güçlü bir ilgi duymasını beklediğini söyledi. Blinken “Burada kritik nokta, Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) şimdiye kadar yaptıkları işi devam ettirmelerini mümkün kılmak” dedi.
Kürtlerin güvenliği
Bakan Barrot da “Elbette, Türkiye’nin meşru güvenlik garantilerinin karşılanabileceğinden ancak aynı zamanda Kürtlerin güvenlik çıkarlarının ve ülkelerinin geleceğine tam anlamıyla katkıda bulunma haklarının korunabileceğinden de emin olmak istiyoruz” dedi. Bu arada ABD Dışişleri Bakanlığı Siyasi İşlerden Sorumlu Müsteşarı John Bass Türkiye’ye geliyor. ABD Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada Siyasi İşlerden Sorumlu Müsteşar John Bass’ın iki gün boyunca Suriye’deki durum ve bölgesel istikrar konusunda üst düzey temaslarda bulunacağı belirtildi.
Austin: Birlikler Suriye’de kalmaya devam etmeli
ABD Savunma Bakanı Austin, ABD askerlerinin DAİŞ tehdidi nedeniyle Suriye’de kalması gerektiğini söyledi. DW’nin haberine göre ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin, ABD’nin Almanya’daki Ramstein Hava Üssü’nde Associated Press haber ajansına bir mülakat verirken Suriye’de on binlerce eski DAİŞ’inin bulunduğu tutukevlerinin güvenliğini sağlamak için Amerikan askerlerine ihtiyaç olduğunu belirtti.
Söz konusu kamplarda 8 bin ila 10 bin DAİŞ unsuru olduğu tahmin ediliyor. Bunlardan en az 2 bininin çok tehlikeli olduğu düşünülüyor. Austin, Suriye’nin korumasız bırakılması hâlinde “IŞİD savaşçılarının yeniden ana akıma dâhil olacağını” söyledi ve “Bir ayağımızı IŞİD’in gırtlağında tutmak için hâlâ yapmamız gereken bazı işler olduğunu düşünüyorum” diye konuştu. Austin Suriye Demokratik Güçleri ile ilgili olarak da “İyi bir ortak oldular. Bir noktada SDG, Suriye ordusunun içine alınacak ve ardından Suriye tüm IŞİD kamplarını alacak ve umarım kontrol altında tutacak. Ancak şimdilik oradaki çıkarlarımızı korumak zorundayız diye düşünüyorum” dedi
Fidan’ın operasyon ve ‘yabancılar’ açıklaması
AKP’li Dışişleri Bakanı Hakan Fidan sık sık, yabancıların YPG içinde olduğunu, ter etmeleri gerektiğini söylüyor. En son CNN Türk’e açıklamasında da Fidan “Türkiye’den, İran’dan, Irak’tan gelmişlerin terk etmeleri gerekiyor. PKK’lı kadroların ülkeyi terk etmeleri gerekiyor” dedi.
Türkiye gibi yerlerden gidenlerden bahsederken AKP yönetiminin maaş verip eğiterek Suriye, Libya, Irak gibi ülkelerde kullandığı SMO içinde Orta Asya ülkeleri, Kafkas cumhuriyetlerinden gelenler var. Sınırlardan Suriye’ye geçirilmişlerdi. HTŞ de farklı ülkelerdeki cihadistleri Şam’da askeri yönetim kadrolarına almıştı.
Yabancı cihadistlerin İstanbul’da nasıl örgütlendikleri Moskova katliamında da ortaya çıktı. 22 Mart 2024’te Rusya’nın başkenti Moskova’da Krasnogorsk bölgesinde Crocus City Hall’de konsere DAİŞ saldırmış 144 kişi katledilmişti. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçlar Soruşturma Bürosunca hazırlanan iddianamede, sanıklar Hofizjon Usmonov, Muteullo Asoev, Rahmatullo Salikov, Muhammadrahim Faizov ve Hamza Muhammed’in, Moskova’da saldırının faillerinden Shamsidin Fariduni ve Saidakrami Rajabalizoda ile irtibatlı oldukları ifade edilmişti. İddianamede, Tacikistanlı Faizov’un, Rajabalizoda ile 5 Ocak 2024’te İstanbul Havalimanı’ndan Türkiye’ye giriş yaptığı tespitine yer verilmişti. Sanıklar Faizov ve Usmonov’un, Esenyurt’ta, Av örgüte ait “makar” denilen ve “güvenli ev” olarak tabir edilen bir adreste, diğer saldırgan Fariduni ile bir süre kaldığı belirtilen iddianamede, Faizov’un 28 Mart’ta ailesiyle İran üzerinden Afganistan’a gitmek için Esenler otogarından Ağrı’ya giden yolcu otobüsüne bilet aldığı kaydedildi. İddianamede, saldırgan Fariduni’nin İstanbul’da bulunduğu sürede sanık Usmonov ile bir süre Avcılar’daki bir evde de kaldığı, bu evin de örgüte ait sözde “güvenli ev” olarak kullanıldığı belirtildi. Asoev’in telefonunda bulunan yazışmalara ilişkin iddianamede şu ifadelere yer verildi:
“-Merhaba senin için bir görev var. -Merhaba nasıl bir görev? -Vegas Alışveriş Merkezinde bomba yerleştireceksiniz. Bütün mühimmatı biz tedarik edeceğiz. Görevin ödülü 800.000 ruble. -Görev bittikten sonra mı? -100.000 önden, 700.000 işi tamamladıktan sonra. İstanbul Sarıyer Büyükdere’deki Santa Maria Kilisesi’ne saldıranların da Orta Asya ülkelerinden geldikleri ortaya çıkmıştı.”
PARİS/ BERLİN