• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
5 Eylül 2025 Cuma
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Haber-Analiz

Suriye, Yemen ve Bahçeli

5 Eylül 2025 Cuma - 00:00
Kategori: Haber-Analiz, Manşet, Ortadoğu
Suriye, Yemen ve Bahçeli

İki başkentte uluslararası mesajlar içeren İsrail saldırıları Türkiye, Suriye, Yemen ve İran’da şok etkisi yarattı. Şara’yı MİT’in koruduğuyla övünüldüğü günlerde İsrail Şam’a birlik indirirken, çocukların açlıktan öldüğü Gazze’de kara harekatının başlatıldığı günlerde nutuk atmaktan başka birşey yapılamazken Bahçeli, kantonlara karşı HTŞ ile ortak operasyon yapma tehdidi savurabiliyor

Mehmet Ali Çelebi

İsrail, Suriye’nin başkenti Şam ve Yemen’in başkenti Sana’ya ardışık hava saldırıları düzenledi. Şam’a özel birlik de indirdi. Askeri üsse indirme yapılırken bile yanıt verilemedi. İki başkentte düzenlenen ve uluslararası mesajlar içeren İsrail saldırıları Türkiye, Suriye, Yemen ve İran’da şok etkisi yarattı.

İstihbarat sızıntısının had safhada olduğu, kendisini Cumhurbaşkanı ilan etmiş HTŞ Lideri Ahmed Şara’ya güvensizliği arttığı Şam’dan başlayalım. İsrail, sürpriz atak yaparak 26 Ağustos 2025 günü Şam’ın güneybatısındaki El-Kisve (Kiswa) yakınlarında El-Mutlaa bölgesinde Suveyda’ya giden yolun yakınında HTŞ yönetiminin askeri tesisini vurdu. Çok sayıda asker öldü.

Aynı gün hemen Türkiye Dışişleri yazılı açıklamada “İsrail’in Suriye’nin toprak bütünlüğü, birliği ve egemenliği hilafına yürüttüğü ve kapsamını genişlettiği askeri saldırıları güçlü bir şekilde kınıyoruz” dedi. (Dışişleri /26.08.2025) Oysa Dışişleri sahil kentlerinde Alevilere yönelik, Şam ve Süveyda’da Dürzilere yönelik katliamları kınamamıştı. Ağustos ayında da Fidan, Erdoğan ve havuz basını sık sık Suriye Kürtlerini, Barış Pınarı, Zeytin Dalı gibi harekatları örnek vererek yeni saldırılarla tehdit ediyordu.

İsrail 27 Ağustos Çarşamba gecesi de savaş uçakları, savaş helikopterleri ve SİHAlar kullandı. İsrail başkent Şam’da “cerrahi” müdahale yaptı. Türkiye’nin eğittiği seçilmiş askerlerin olduğu ordunun önemli gücü 56. Tümen, Kuneytra, El-Kisve, Hercele’deki askeri üsler bombalandı. Şam yakınındaki Cebel el-Mani’de (Mani Dağı) askeri üsse cerrahi müdahaleyle indirme yapan İsrail birliği saatlerce arama yaptı. Türkiye’ye ait olduğu kaydedilen gözetleme cihazları imha edildi, bazı ekipmanlara el kondu. Şam’daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı’na bikaç kilometre mesafedeki üste İsrail askerlerince arama-tarama sırasında Suriye Ordusu, SMO ve TSK birlikleri çatışmaya girmedi. İsrail kendisine fazla yaklaştığını düşündüğü Türkiye’yi bayrak gösterip tehdit etmiş oldu. Bir nevi “Şara-HTŞ-SMO ve Erdoğan-Fidan ateşle oynamayın” mesajı içeren mektup gönderildi.

Sana’da son kabine toplantısı

Bir gün sonra 28 Ağustos Perşembe, İsrail savaş uçakları, Yemen Başkenti Sana’da istihbarat zafiyetini kullanıp Husi güçlerine de hassas cerrahi operasyon yaptı.

Suudi destekli Sünni yönetimi devirerek başkente 21 Eylül 2014’te hakim olan Husiler, Aksa Tufanı sonrası yeni strateji benimseyip Hint Okyanusu’nda Kızıldeniz ve Süveyş Hattını kullanan ticaret gemilerini, İsrail gemilerini hedef alıp, seyrüseferi Güney Afrika yoluna yöneltip tedarik zincirinde gecikme yaratmıştı. İran’ın hedeflerine öncü kuvvet olan Husiler, ülkedeki Sünnilerin desteğini almak için de İsrail’e dronlar, balistik füzeler atıyordu. Bardağı taşıran Husi ordusunun 22 Ağustos 2025 günü İsrail’e hipersonik balistik füze atması oldu. Ben Gurion Havaalanı bir süreliğine kapatıldı, uzun süre İsrail sokaklarını tedirgin eden sirenler çaldı. İsrail 24 Ağustos’ta misilleme yapıp Sana’daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nı, iki elektrik santralini ve bir yakıt deposunu vursa da tatmin olmadı. Şam’a saldırıdan saatler sonra 28 Ağustos’ta Yemen’e ‘Şans Damlaları’ adı verilen harekatın sonucu çok ağır oldu. Yemen Kabinesi katledildi. İran’ı da Husi Hareketi’ni de şok etti: Yemen Başbakanı Ahmet Galib er-Rehavi, Dışişleri Bakanı Cemal Ali Amir, Ekonomi Bakanı Haşim Ahmed el-Muhakari, Adalet Bakanı Mücahid Abdullah Ali, Çalışma/Sosyal İşler Bakanı Samir Muhammed Bacale, Tarım Bakanı Rıdvan Ali el-Rubai, Kültür/Turizm Bakanı Kasım Hüseyin el-Yafei, Enformasyon Bakanı Haşim Şerefeddin, Eğitim Bakanı Hasan es-Saadi, Elektrik/Enerji Bakanı Ali Seyf Hasan, Gençlik ve Spor Bakanı Ali Ahmed el-Mevlid, İçişleri Bakan Yard. Abdulmecid el-Murtaza, Bakanlar Kurulu Sekreteri Zahid Muhammed el-Amedi, Başbakanlık Ofisi Müdürü Muhammed Kasım el-Kebsi hayatını kaybetti. (AKP’nin mezhep odaklı bakışı nedeniyle Türkiye Dışişleri’nin kınama açıklaması yapmaması dikkat çekti.)

Kime ne mesaj gönderildi?

1- Ahmed Şara 26 Ağustos’ta Al Majalla dergisine (Suudilerin) açıklamasında İbrahim (Abraham Accords) Anlaşmaları’na karşı soğuk açıklama yapıp bu anlaşmaların Suriye için uygun olmayacağını, Golan Tepeleri’nden çıkmaları gerektiğini söylüyordu. Şam’a saldırıyla Şara’ya cevap verildi. HTŞ ile görüşmelerin sürdüğü Paris’te Şam’ı 1974 benzeri bir anlaşma imzalatmaya zorlamak istiyordu.

2- İsrail’in hedefi güneyde Süveyda, Dera hattını silahsızlandırıp tampon bölge oluşturmak, İsrail’den Süveyda’ya kadar kara koridoru açıp başkent Şam’a güneyden mızrak göstermek. Dürzileri koruma adı altında Suriye’deki varlığını meşrulaştırmak istiyordu. Yani Şam’ın güneyinde Suriye ordusu olmayacaktı.

3- İsrail hem HTŞ’ye hem Türkiye’ye; Golan, Kuneytra, Qatana, Dera, Süveyda hattında ağır silah ve radar sistemleri istemediği mesajı gönderdi. Ki, Şam ile bir İsrail anlaşması olursa şartlardan biri Türkiye’ye ağır silahlı üs verilmemesi olacak görünüyor. Şam’a saldırı sonrası İsrail Başbakanı Netanyahu 29 Ağustos’ta Golan Tepeleri’ne geçerek Dürzi toplumu ruhani lideri Şeyh Muvaffak Tarif ve Julis Yerel Konseyi’ni ziyaretinde Türkiye’yi üstü kapalı uyarıp şunları söyledi: “Ben saf biri değilim ve Suriye’de kiminle uğraştığımızı çok iyi biliyorum, bu yüzden güç kullandık. Hükümet, Suriye’yi kimin kontrol ettiği konusunda kendini kandırmıyor.” (BirGün/29.8.2025) Bu rotadır. Şara’yı MİT’in koruduğuyla övünüldüğü günlerde İsrail Şam’a özel birlik indirirken, çocukların açlıktan öldüğü Gazze’de yeni kara harekatının başlatıldığı günlerde nutuk atmaktan başka İsrail’e karşı birşey yapılamazken Koalisyon ortağı Devlet Bahçeli, 2 Eylül’de Kuzey ve Doğu Suriye kantonlarına karşı HTŞ ile birlikte ortak operasyon yapma tehdidi savurabiliyor.

4- Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1 Ağustos’ta İstanbul’da İsrail konusunda şunları söylemişti: “O kutlu gün geldiğinde Allah nasip ederse biz de orada olacağız. Gazzeli kardeşlerimizle birbirimize muhabbetle sarılacak, kucaklaşacak, inşallah hep beraber, omuz omuza şükür namazı kılacağız. Suriye’de olduğu gibi Gazze’de de zulmün sona erdiğini inşallah göreceğiz. O güzel günlere mutlaka vasıl olacağız”

(Anadolu Ajansı) AKP’li Savunma Bakanı Güler ile HTŞ’li Savunma Bakanı Kasra’nın Ankara’da 13 Ağustos 2025’te Ortak Eğitim ve Danışmanlık Mutabakat Muhtırası imzalamasından İsrail hazzetmemişti. Şam’da cihaz bulunduğu kaydedilen üs ile Türkiye’nin eğitim verdiği tümeni de vurarak sinyal göndermiş oldu.

5- AKP yönetimi temmuz-ağustos aylarında IDEF fuarı ve bazı takvimler bahanesiyle savaş gemileri, savaş uçağı, savaş helikopterleri, balistik füzeler sergiliyor, yandaş kanallarda özel programlar yaptırıyordu. Erdoğan 25-26-27 Ağustos’ta da Ahlat ve Malazgirt’te genelkurmay başkanı ve kuvvet komutanlarıyla Malazgirt Savaşı’nın 954. yıldönümü ile Aselsan’da Çelik Kubbe savunma sistemimi ordu envanterine katma töreni vesilesiyle gövde gösterisi yapıp, İsrail’i de hafife alan açıklama yapmıştı. İsrail “Şam yönetimini değil seni de uyarıyorum” anlamında gözdağı vermişti. İsrail, Şam’a da ‘Türkiye’den Çelik Kubbe sistemi getirip Suriye’ye yerleştirmeyi düşünme’ demiş oldu.

6- Dürzilere saldırı sırasında bazı Sünni Aşiretlerin seferber edilmesi gibi yeni senaryolar tartışılıyordu. Kudüs gibi vurgular yapılıyordu. İsrail, aşiretlere de “İstersem HTŞ ve Şara’yı Şam’dan silerim. Türkiye’nin oyununa gelmeyin. Şara’nın koltuğu sağlam değil. Süveyda senaryolarına yeltenmeyin” mesajı veriyordu. Arap Birliği ve AB ülkelerine de Şara’ya güvenip kesenin ağzını sonuna kadar açmamaları mesajı verildi.

7-Libya’dan Halife Hafter’in oğlu Belkasım Hafter’in 22 Temmuz’da Ankara’ya geçip Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’la görüşmesi, şirketlerle seyrüsefer anlaşmaları yapmasına; 25 Ağustos’ta Tobruk hükümeti yönetimindeki Bingazi Limanı’na TCG Kınalıada savaş gemisi gönderilirken MİT Başkanı İbrahim Kalın’ın, LUO Komutanı Halife Hafteri’i gemide kabul etmesine, LUO Komutan Yardımcısı ve Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Saddam Hafter’in gemideki subaylarla görüşmesine de mesaj vardı.

8-Mısır ve Libya’ya Doğu Akdeniz’de “Türkiye’ye mecbur değilsiniz. Meydanı boş görmeyin ve AKP yönetimine bel bağlamayın” deniyordu bir nevi.

9- İsrail, 31 Temmuz 2025’te Suriye Dışişleri Bakanı Şeybani, Savunma Bakanı ve İstihbarat Başkanından oluşan üçlüyü Moskova’da ağırlayıp Şara’ya davet mesajı ileten Rusya’ya da sinyal gönderiyordu. Çünkü, Rusya’dan Golan, Dera, Süveyda hattında devriye atmasını istemişlerdi. Yeni paralarını da Rusya’nın basmasını istiyorlardı. (Rusya, Esad döneminde HTŞ’yi ‘terörist’ sayıp bombalıyordu)

10- Eylül sonundaki BM Genel Kurulu’na Şara’nın katılımını, küçük düşürüp itibarsızlaştırarak engellemeye çalışıyordu.

11- Trump’a da “artık Şara’ya oynama” mesajı gönderilmiştir.

12- Trump, Baas’ın düşmesi ve Şam’ın ele cihadistlerce geçirilmesinden söz ederken “Bunun arkasında Türkiye var. Türkiye binlerce yıldır bunu istiyordu ve başardı. İçeri giren gruplar Türkiye tarafından kontrol ediliyor. Suriye’nin anahtarı Türkiye’nin elinde olacak” demişti. (The Independent Türkçe/16.12.2024)  Trump Nisan 2025’te de Erdoğan’a, “Tebrikler, başka kimsenin iki bin yıldır yapamadığını yaptınız. Suriye’yi aldınız” dediğini, “Evet, belki de bizdik” karşılığı aldığını söylemişti. (BBC Türkçe/8.4.2025) Bu ifadeler üzerine AKP hükümeti ve havuz medyasında sözcü gibi yazan isimler havalara uçmuş, yorumlar yapıyorlardı. Ancak, İsrail, Türkiye’nin üs kurmaya çalıştığı, cihaz/savunma sistemi kurmaya çalıştığı yerleri vurduğunda ‘Bu iş nereye gidiyor?’ dikenli sorusuna yanıt arar oldular.

İran, Türkiye ve yarın

Toparlarsak şunu söyleyebiliriz: Yemen Genelkurmay Başkanı Tümg. Muhammed Abdulkerim El-Gamari, “Yemen Silahlı Kuvvetleri’nin cevabı acı verici ve sarsıcı olacaktır” (Tasnim ajansı / 01.09.2025) çıkışında bulunsa da kara sınırı olmadığı için etkili sonuç doğurmaz.

Son kertede dünyayı ve İran’daki yoksulların ve halkların dip dalgalarını okuma yetmezliği derinleşen İran’daki Hamaney rejimi; Gazze’de Hamas’ı ve Lübnan’da Hizbullah hareketini ihtiraslarına angaje edip testerenin önüne sürüklemiştir. Tahran’a zaman kazandırma peşindeki Hamaney, “Cesursunuz” gibi nutuklarla kendi ajandaları için seferber ettiği Husileri de Hamas ve Lübnan Hizbullahı’nı bıraktığı gibi yalnız bırakıp doğrudan devreye girmeyecek. İsrail, Tahran’ı vururken Rusya, Çin, ŞİÖ, BRICS’in izlediği gibi İran, Husilerin trajedisini izleyecek. Oysa Husiler, mezhepçi Suudi Arabistan sultasını 2014’te kırıp başkent Sana gibi yerlerde yönetime geçmiş, Şiiler önemli kazanımlar ve statü elde etmişti.

İrtifa kaybettikçe Husiler ve Haşdi Şabi vb. dinamiklerden daha fazlasını isteyecek olan İran’ın hasımlarını uzak arenalarda karşılama politikasından kopamayan Husi Hareketi’nin siyasal kazanımları yarın sabun gibi elden kayıp gidebilir.

Burundi, Güney Sudan ve Malavi’den sonra dünyanın en yoksul dördüncü ülkesi Yemen olarak kayıtlarda. Yemen halkı yoksul, Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu’nun (UNICEF) da sıkça yetersiz beslenme-açlık kaynaklı çocuk ölümlerine dikkat çekiyor. Bu açlık ve yetersiz beslenmeden çocuk ölümleri durdurulamadığı halde, Husi Hareketi, ekonomik kaynakları kendileri yerine İran’ın güvenlik angajmanı doğrultusunda kullanmaya devam ederse yoksulluğu derinleşen halkın şimşeklerini de çekecektir.

Türkiye, Suriye’de İsrail’i durduracak durumda değil. İsrail, Suriye sahasında Türkiye kritik askeri adımlar attıkça Şam’ı ve çevre kentleri vurmaya devam edecek görünüyor. Şam-İsrail anlaşması yapılsa da İsrail frene basmaz. ‘Bir zincir en zayıf halkası kadar güçlüdür’ denir. Süveyda ile Şam arası bölge Suriye’nin; Suriye Türkiye’nin; Yemen ile Lübnan İran’ın zayıf halkası oldu.

“Belki geri adım attırırız, adem-i merkeziyet, federasyon talepleri geri çekilir” mantığıyla hareket eden Bahçeli’nin tehdidi bu dönem havada kalır. Çünkü Şam’ı düşmesi yolunu kendileri açmış olurlar, HTŞ kartını kaybederler. Yine Rojava için Türkiye’deki Kürtlerin sokaklarında da kıvılcımlar çıkarsa nereye varacağı belli olmaz. (Bahçeli tarihin dramatik bir çözülüşü not ettiğini bilmeyebilir mi? II. Abdülhamid’in ve sonrası Enver Paşa’nın ihtiraslar mayalayıp Colmar von der-Goltz’ları, Otto Liman von Sanders’leri getirtip Almanya’nın yörüngesine girmesi ve 1. Dünya Savaşı’na dahil olmayla Osmanlı çözülür)

Ve dramatik bir soru. Türkiye ve mezhepçi blokların sıkça hasım gördükleri toplumlara karşı harekete geçirmeye çalıştıkları ‘Aşiretler’e ne oldu. İsrail, açlıktan çocuk ölümlerinin olduğu Gazze’de yeni kara harekatı başlatırken, Şam’a indirme yaparken, farklı illerden toplanıp konvoy konvoy ‘Aşiretler’ adı altında Lazkiye-Tartus’ta Alevilere, Süveyda’da Dürzilere saldırtılan ‘Aşiretler’e ne oldu?

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Bayındır: Birlik mesajı çağrıdan öte perspektiftir

SON HABERLER

Suriye, Yemen ve Bahçeli

Suriye, Yemen ve Bahçeli

Yazar: Heval Elçi
5 Eylül 2025

Bayındır: Birlik mesajı çağrıdan öte perspektiftir

Bayındır: Birlik mesajı çağrıdan öte perspektiftir

Yazar: Heval Elçi
5 Eylül 2025

Muhalefet yol ayrımında

Muhalefet yol ayrımında

Yazar: Heval Elçi
5 Eylül 2025

İfşa, kadın beyanı ve mücadele: Kadınların hakikati dayanışmadır

İfşa, kadın beyanı ve mücadele: Kadınların hakikati dayanışmadır

Yazar: Heval Elçi
5 Eylül 2025

İsrail, Macron’un ülkeyi ziyaretini reddetti

İsrail, Macron’un ülkeyi ziyaretini reddetti

Yazar: Yeni Yaşam
4 Eylül 2025

Baskılara rağmen hakikati sokak sokak dağıtıyor

Baskılara rağmen hakikati sokak sokak dağıtıyor

Yazar: Yeni Yaşam
4 Eylül 2025

Ekrem İmamoğlu’nun ‘diploma’ davasının tarihi ve yeri değişti

Ekrem İmamoğlu’nun ‘diploma’ davasının tarihi ve yeri değişti

Yazar: Yeni Yaşam
4 Eylül 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır