• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
8 Aralık 2025 Pazartesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Editörün Seçtikleri

Suriye’de bir yılın özeti: Katliamlar, kaçırmalar ve büyüyen kadın direnişi

8 Aralık 2025 Pazartesi - 11:35
Kategori: Editörün Seçtikleri, Ortadoğu
Suriye’de bir yılın özeti: Katliamlar, kaçırmalar ve büyüyen kadın direnişi

Son bir yılda binlerce sivilin katledildiği, yüzlerce kadının kaçırıldığı Suriye’de, kadınlar baskıya ve karanlığa rağmen sokakta, evinde ve yaşam alanlarında direnişi sürdürdü

Suriye Baas rejiminin düşüşünün üzerinden bir yıl geçti ve ülke, son 365 gün içinde modern tarihinde benzeri görülmemiş katliamlara sahne oldu. Düşüşün ilk günlerinde Suriye halkı umutlandı ve yıllardır siyasi çözümlerin donması, güvenliğin ve ekonominin çökmesi nedeniyle bu yıkılışı zorunlu bir geçiş aşaması olarak gördü. Ancak bugün, Suriyelilerin cihatçı Heyet Tahrir el-Şam’ın kontrolündeki bölgelerde kutlamaya zorlanmasıyla birlikte, gerçekten kutlanacak bir şey var mı ve ne kutlanıyor sorusu gündemde.

Bugün cihatçı Heyet Tahrir el-Şam’ın (HTŞ) suçlarını ifşa edenler, “eski rejimin artıkları” olmakla ya da geçmiş rejime ağıt yakmakla suçlanıyor. Onlar için artık kural “ya bizimlesin ya da karşımızdasın” şeklinde. Bu anlayışa göre Kürt halkı “ayrılıkçı”, Dürziler “ajan”, Aleviler “rejim artığı”, laikler ve feministler ise “kâfir” ve “komplocu” ilan ediliyor. Suriye devriminin ilkelerinden uzaklaşıp dış destek karşılığında köktenciliğe yönelmesiyle birlikte, bu kesimler hem rejimin hem de sözde muhalefetin uygulamalarını reddederek üçüncü bir yol tercih etti.

Cihatçı HTŞ’nin imajının parlatılması

İdeolojisi dünya kamuoyu tarafından bilinen HTŞ, ABD-İsrail baskısıyla ve Türkiye, Katar ve Suudi Arabistan’ın onayıyla yeniden Suriye sahnesine döndü. Bu kez “ülkeyi kurtaran güç” olarak sunuldu. Arap medyası, cihatçı Colani’nin imajını parlatmak için yoğun bir propaganda başlatarak onu “Ahmed el-Şara” ismiyle dönemin “kahramanı” haline getirdi.

Örnek alınacak bir model değil

Suriye halkı, cihatçı HTŞ’nin 2017 yılının ortasında kontrol altına aldığı İdlib’e hiçbir zaman bir kurtuluş ve umut ışığı olarak bakmadı. Aksine Suriyelilerin büyük çoğunluğu, bu yapının ideolojik köktenciliğini reddetti; çünkü bu yapı, Suriye toplumuna hiç benzemiyordu.

Cihadist HTŞ Colani’nin liderliğinde, 2017-2024 yılları arasında İdlib’de ifade özgürlüğünü bastırma, kadın haklarını kısıtlama, idari ve mali yolsuzluklar gibi uygulamalara başvurdu. Bu politikalar; ekonomik enflasyon, işsizlik gibi derinleşen krizlerle birleşince sık sık halk protestolarına yol açtı. İdlib halkı ve kentte yaşayan göçmenler özellikle yolsuzluklardan, kayırmacılıktan ve ihlallerden şikayetçiydi. Bunların başında, Şadi el-Veysi’nin 2015 yılında İdlib kırsalındaki Maaret Mısrin’de iki kadını bir meydanda idam etmesi geliyordu. Buna rağmen yargılanmak yerine, yeni sistemde adalet bakanı yapıldı.

Kimliğe dayalı infaz

Sahadaki gerçekler, sivillere yönelik ihlallerin devam ettiğini; sistematik şiddetin, intikamcı, mezhepçi ve bölgesel temelli suçların yeniden yaygınlaştığını gösterdi.

Suriye İnsan Hakları Gözlemevi’nin 8 Aralık 2024 – 5 Aralık 2025 dönemini kapsayan raporuna göre, aralarında 512 çocuk ve 676 kadının da bulunduğu en az 8 bin 835 sivil hayatını kaybetti. Bu ölümler, neredeyse tamamen hesap sorulmayan ve zayıf kalan adalet kurumlarının gölgesinde gerçekleşti.

İhlaller; yargısız infazlar, sahada gerçekleştirilen idamlar, özellikle Alevi ve Dürzi kadınlara yönelik kaçırma vakaları, işkence, sivillerin rastgele hedef alınması, ülkenin birçok bölgesinde süren silahlı saldırılar ve patlamaları kapsadı. Ayrıca Kuzey ve Doğu Suriye’deki özerk yönetim bölgeleri Türk işgalinin saldırılarına, güney ve başkent Şam ise İsrail saldırılarına maruz kaldı.

Sivillerin ölümünden asıl sorumlu olan cihatçı HTŞ, son bir yılda en fazla katliam yapan güç oldu. Katliamlar; rastgele açılan ateş, doğrudan çatışma, bombalı araçlar, Türkiye’ye bağlı güçlerin ve “geçici yönetimin” hapishanelerindeki işkenceler, IŞİD saldırıları ve İsrail bombardımanları ile gerçekleşti.

HTŞ’nin kontrolü ele geçirdiği ilk ayda 21 kadın ve 34 çocuk katledildi. 2025 yılının ilk ayında 146 kadın ve 53 çocuk, şubat ayında 46 kadın ve 42 çocuk, mart ayında 144 kadın ve 97 çocuk katledildi. Mart ayı, aynı zamanda cihatçıların Suriye sahiline saldırıp Alevilere karşı intikam operasyonlarını başlattıkları dönemdi. Nisan ayında 40 kadın ve 25 çocuk, Mayısta 19 kadın ve 49 çocuk, Haziranda 31 kadın ve 25 çocuk, Temmuzda 89 kadın ve 60 çocuk katledildi. Bu ayda ayrıca güneydeki Süveyda kentine yönelik saldırılar başladı ve katliamlar işlendi. Ağustosta 80 kadın ve 44 çocuk, Eylülde 20 kadın ve 32 çocuk, Ekimde 18 kadın ve 18 çocuk, Kasımda 20 kadın ve 31 çocuk katledildi. 5 Aralık’a kadar ise 2 kadın ve 2 çocuk hayatını kaybetti.

Gözlemevi raporuna göre 3 bin 071 kişi kimlik ve aidiyet temelinde katledildi, bunların 296’sı kadın, 48’i çocuktu. Vakaların büyük bölümü sahil bölgesindeki olaylarda yaşandı.

Haziran 2025’te yayımlanan Reuters haberinde, Hama, Humus, Lazkiye ve Tartus’tan 16-39 yaş arası en az 33 Alevi kadının kaçırıldığı, bazılarının İdlib’e, bazılarının ise Suriye dışına götürüldüğü belirtildi. Kadınlar ve kız çocuklarına yönelik tecavüz vakaları belgelendi. En az 105 Dürzi kadın kaçırıldı; bunların 80’i hala kayıp. Serbest bırakılanların bir bölümü güvenlik korkusuyla evine dönemiyor. En az üç Dürzi kadının tecavüze maruz kaldıktan sonra infaz edildiği bildirildi. Ayrıca aralarında kadınların da bulunduğu 763 kişi hala kayıplar listesinde yer alıyor.

Farklılığın hedef alınması

Geçen bir yıl içinde HTŞ cihatçıları, farklı inanç ve mezheplere ait ibadethaneleri hedef aldı. Kiliseler, camiler, türbeler ve çeşitli ibadet mekanları saldırılara uğradı. Bunların en ağırlarından biri, Şam’daki Mar İlyas Kilisesi’ne yönelik terör saldırısı oldu; saldırıda aralarında çocukların da bulunduğu 25 sivil yaşamını yitirdi, 63 kişi yaralandı.

Alevi ve Dürzi topluluklarına ait birçok kutsal mekan ve dini sembol doğrudan silahlı saldırılara uğradı; bu alanlar tahrip edildi ve yağmalandı. Bunun sonucunda pek çok tarihi ve dini yapı büyük ölçüde yok edildi.

Geçiş dönemi adaletinin yokluğu

Hakikatleri Araştırma Komisyonu, iktidara bağlılığı nedeniyle mağdurlar lehine herhangi bir ilerleme sağlayamadı. Katliamlarla eş zamanlı olarak, yeni yönetimin uygulamalarına karşı çıkan herkes, Heyet Tahrir el-Şam ve lideri Colani tarafından “ajan”, “hain” ve “ayrılıkçı” olmakla suçlandı. Süveyda katliamlarında görüldüğü gibi, Arap aşiretleri bu suçlara ortak edilmiş, ardından da suçlar onlara yıkılarak gerçek failler temize çıkarılmaya çalışılmıştır.

İktidara bağlı yerel medya, Şam’daki yeni otoritenin varlığından çıkar sağlayan ülkelerin görmek istediği tabloyu yansıtmaktadır. Aleviler “rejimin artıkları”, Dürziler “İsrail ajanları”, Kürtler ise “ayrılıkçılar” olarak sunulmakta; bu da Suriye halkı arasındaki yarılmayı derinleştirerek Suriyeli-Suriyeli çatışmasının zeminini hazırlamaktadır.

Sednaya Cezaeviyle ilgili sahnelenen “şov”dan sonra Suriyeliler, hapishanelerin temizlendiğini sanabilir. Oysa İdlib’deki cezaevleri, yargılanmadan tutulan masumlarla dolu. Buna karşın Suriyelilere karşı ağır insan hakları ihlalleri ve savaş suçları işleyenler adalet önüne çıkarılmadı.

Kadınların direniş büyüyor

Suriyeli kadınlar; eğitimden men edilme, çalışma ve dolaşım özgürlüğüne getirilen kısıtlamalar, aşırıcılık, katliamlar ve türlü ihlallere karşı direnmeyi sürdürüyor.

Uluslararası terör listesinde yer alan ve kadın haklarına düşman bir cihatçı yapının iktidara gelmesiyle birlikte kadınlar yaklaşan tehlikeyi erken fark etti. 19 Aralık 2024’te Şam’daki Emevi Meydanı’nda düzenlenen gösteriye katılan kadınlar; tüm bileşenleri kapsayan sivil bir sistem, yönetimde kadınların yer alması ve “Özgür kadın olmadan özgür vatan olmaz” sloganlarını yükseltti. Bu da Suriyeli kadınların haklarından habersiz olmadığını gösterdi.

Yine yönetime yakın bazı isimlerin açıklamaları büyük tepki çekti. “Muhalif gruplara bağlı siyasi yönetimin” sözcüsü Ubeyde Arnout, “kadının doğası savunma bakanlığı gibi görevleri üstlenmesine elverişli değildir” dedi. Sözde “Kadın İşleri Ofisi” Başkanı Ayşe el Dibs’in, kadının asıl yerinin ev olduğu yönündeki açıklamaları da tepkileri artırdı.

Cihatçı Colani ise göreve geldiğinden itibaren sergilediği tavırlarla kuşku uyandırdı. Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock ile tokalaşmayı reddetmesi diplomatik teamüllerin dışında kaldı. Bir başka videoda genç bir kadından kendisiyle fotoğraf çektirebilmesi için başını örtmesini istemesi, onun gerçekten Suriye’yi mi yoksa kendi cihatçı zihniyetini mi temsil ettiği tartışmalarını alevlendirdi.

Halep’te ve Şam sokaklarında peçe takılması çağrıları yapıldı. Alevi ve Dürzi kadınlar ise kendilerini koruyabilmek için başörtüsü takmaya zorlandı.

Kadınlar direnişin de öznesi oldu. Sahildeki vahşi saldırılar sırasında yaşanan korku ortamına rağmen Zerka Sebahiye, Lazkiye kırsalındaki Kabu el-Avamiye köyündeki katliamda öldürülen oğulları ve torununun başında dimdik durdu; gözyaşlarını içine akıtarak, daha fazla katliam tehdidi savuran cihatçıların karşısında eğilmedi.

Süveyda kenti sakini Fevziye Eş-Şarani de, evine saldıran Heyet Tahrir el-Şam cihatçılarına karşı silahını alıp direndi ve sonunda kurşunlara hedef oldu.

Kaynak: Sena El-Ali / NÛJINHA

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

İsrail güçlerinin Suriye’nin güneyindeki hareketliliği sürüyor

Sonraki Haber

Akademisyen Orhan: Sürecin başarısı için risk alacak siyaset yapıcılara ihtiyaç var

Sonraki Haber
Akademisyen Orhan: Sürecin başarısı için risk alacak siyaset yapıcılara ihtiyaç var

Akademisyen Orhan: Sürecin başarısı için risk alacak siyaset yapıcılara ihtiyaç var

SON HABERLER

Parisa Kamali Ardakani, 13 günlük açlık grevini sonlandırdı

Parisa Kamali Ardakani, 13 günlük açlık grevini sonlandırdı

Yazar: Bedri Adanır
8 Aralık 2025

El Faşer’den kaçan kadınlara toplu tecavüz suçları belgelendi

El Faşer’den kaçan kadınlara toplu tecavüz suçları belgelendi

Yazar: Bedri Adanır
8 Aralık 2025

Türkiye’ye ait askeri konvoylar Suriye’ye girdi

Türkiye’ye ait askeri konvoylar Suriye’ye girdi

Yazar: Bedri Adanır
8 Aralık 2025

Hakları için çıplak ayakla yürüdüler

Hakları için çıplak ayakla yürüdüler

Yazar: Reyhan Hacıoğlu
8 Aralık 2025

Akademisyen Orhan: Sürecin başarısı için risk alacak siyaset yapıcılara ihtiyaç var

Akademisyen Orhan: Sürecin başarısı için risk alacak siyaset yapıcılara ihtiyaç var

Yazar: Reyhan Hacıoğlu
8 Aralık 2025

Suriye’de bir yılın özeti: Katliamlar, kaçırmalar ve büyüyen kadın direnişi

Suriye’de bir yılın özeti: Katliamlar, kaçırmalar ve büyüyen kadın direnişi

Yazar: Bedri Adanır
8 Aralık 2025

İsrail güçlerinin Suriye’nin güneyindeki hareketliliği sürüyor

İsrail güçlerinin Suriye’nin güneyindeki hareketliliği sürüyor

Yazar: Bedri Adanır
8 Aralık 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır