• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
16 Kasım 2025 Pazar
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Manşet

Suriye’de yeni dengeler ve Kürtler

16 Kasım 2025 Pazar - 00:00
Kategori: Manşet, Ortadoğu
Suriye’de yeni dengeler ve Kürtler

Siyaset Bilimci Mustafa Peköz, ‘Türkiye’nin Suriye’deki etkisinin giderek zayıfladığını, bunun en önemli nedeninin ise Kürt kazanımlarına karşı bir politika izlenmesi ve Suriye’nin ihtiyacı olan sıcak paranın Türkiye’de olmamasıdır’ diyor

Hüseyin Kalkan

Hakan Fidan’ın Donald Trump-Ahmet El Şara görüşmesine katılması için ABD’ye çağrılması Hükümet tarafından Türkiye’nin bölgede yükselen güçüne bir işaret olarak sunuldu. Ancak, yorumcular tam tersini düşünüyorlar. Türkiye’nin başta Suriye olmak üzere bölgede güç kaybettiğini belirtiyorlar. Bunun en önemli nedeni bölgede artık DAİŞ’e karşı mücadelenin temel gücü haline gelmiş olana, Kürtlere karış bir politika dayatması iken bir başka nedeni ise ülke ekonomisini içinde bulunduğu durumdur. Suriye’nin acil ihtiyacı olan para Türkiye’de yok. The Ekonomist, bir süreden beri Suriye askerlerinin maaşının Katar tarafından ödendiğini yazdı. Daha önce maaşlar Türkiye’den gidiyordu. Aynı yorumda Türkiye’nin Suriye’deki etkisinin zayıfladığı da belirtiliyordu. (Aktaran Oksijen Gazetesi, 10.10.2025)

ABD’nin istekleri

Peki Ahmet El Şara’nın ABD gezisi nasıl geçti. Bunun bölge konusunda uzman olana isimlerde birine sorduk. Siyaset Bilimci Mustafa Peköz, Şara’nın ABD seferini şu sözlerle değerlendiriyor: “Ahmet El Şara’nın  Washington’a çağılması ve Beyaz Saray’dan ağırlanması, Şara’ya güçlü bir lider olduğunu göstermez. Daha çok ABD’nin istekleri dikte edildi. Trump, El Şara’yı sanıldığı gibi bir lider olarak karşılamadı. Çalışma masasının karşısına oturttu. Yapılması gerekenleri tek tek anlattı. ABD’nin Suriye’de askeri, politik, ekonomik olarak istemleri bulunuyor. Trump, bunların koşulsuz yerine getirilmesi istedi.”

ABD, Şam’da üs istiyor

Peköz, ABD’nin Suriye’nin başkentine yerleşmek istediğini belirtiyor ve askeri bir üs kurmak istediğini basına yansıdığını belirtiyor. Peköz’e göre görüşmede üs konusuda gündeme geldi ve Trump istediğini aldı. Peköz, şunları belirtiyor: “ABD Şam’da bir askeri üs kuracak. Böylelikle Doğu Akdeniz’i doğrudan kontrol altına almayı hedefliyor. Bugüne kadar söylenenin aksine ABD, Suriye’de kalıcı bir güç olacaktır. Daha önce Uluslararası Koalisyon Gücü’nün Suriye’deki hedefi; DAİŞ’in tasfiyesini sağlamaktır. Bunu sağladıktan sonra çekilecektir” biçimindeki  açıklamaların gerçekçi olmadığı tersine kalıcılaşacağı çok net olarak ortaya çıktı. ABD, 2040 yılına kadar belirlediği bölgesel stratejisinde Suriye önemli bir alanı oluşturuyor. Bu nedenle ABD’nin desteğinde Kürtlerin, Suriye’de son derece önemli bir rol üstlenmesi ve dengeleri ciddi oranda etkilemesi, Radikal İslamcı Hareketlere karşı DSG’yi sürekli desteklemesi, uzun erimli bir stratejinin ve planın bir parçasıydı. Pentagon, Şara’yı bütünüyle kontrol altına almasının önemli faktörlerden birisi Şam’da askeri olarak konumlanmaktır. ABD’nin bu talebi Şara tarafından kabul edilmiş durumda.  Önümüzde süreçte ABD’nin Şam’da askeri üs kurması, İsrail ve Körfez ülkeleri tarafından memnuniyetle karşılanır ancak Ankara tarafından pek olumlu görülmezse de sessizce kabul edilecektir.” Peköz, Trump’un Suriye ve İsrail arasında bir anlaşma sağlamak istediğini altını çiziyor. Bu süreç önümüzdeki aşamalarında Şara, İbrahim antlaşmalarını imzalamak zorunda kalacak. Peköz, analizini şöyle sürdürüyor: “El Şara, İsrail ile doğrudan görüşmelere başladıklarını ve bir çok konuda anlaştıklarını açıklaması ilginç bir durum mu? Değil. Çünkü Şara, İsrail’in şartlarına koşulsuz ‘evet’ demeden Şam’da  kalıcı bir şekilde güvenlikte kalması mümkün değil.”

DAİŞ ile mücadele

Peköz, Trump’ın, Şara’yı DAİŞ İle Mücadele Uluslararası Koalisyonuna katılmasını istediğini ve kamuoyuna yansıyan bilgilere göre Şara’nın bu çağrıyı olumlu görerek kabul ettiği ve bu konuda Trump’a kesin söz verdiğini söylüyor. Peköz, bu başlıkla ilgili şunları vurguluyor: “Peki, Şam’ın DAİŞ ile mücadele eden Uluslararası Koalisyon Gücüne katılmasının askeri ve politik anlamı nedir? Öncelikli olarak Suriye’de DAİŞ  ve benzeri radikal İslamcı güçlerle açık bir çatışmayı kabul etmesidir. Bir başka ifadeyle dün birlikte ‘Şeriat’ düzeni kurmak istedikleri ve hatta HTŞ içerisinde yer alan Radikal İslamcı Örgütlerle çatışmayı derinleştirmesi için yeni bir süreç anlamına gelir. Burada en önemli faktör ise Suriye’de DAİŞ ile mücadelede Uluslararası Koalisyon Gücünün en büyük ve en güçlü müttefiki Demokratik Suriye Güçleri (DSG)’dir.  Sahada DAİŞ  ile askeri olarak savaşan esasen DSG olduğu bütün uluslararası güçler tarafından biliniyor. Şam/HTŞ, Uluslararası Koalisyon Gücüne katılmayı kabul ettiği anda DSG ile birlikte savaşacak hatta birçok bölgede, güçlü savaş deneyimi olan DSG’nin denetimine girmesi kaçınılmazdır. ABD ve Uluslararası Koalisyon Gücü de DSG’nin dahil olmadığı hiçbir operasyon yapmaz: Bu nedenle ABD’nin Şam’ın askeri olarak ‘Koalisyon Gücüne’ dahil olması talebi esasen HTŞ’yi askeri sahada DSG’nin yanına getirmesi dahası denetimine vermesidir. HTŞ’nin uluslararası radikal İslamcı gruplar dahil yaklaşık 30 bin askeri gücü var. Bunların yarısından fazlası tasfiye edilmesi gereken yabancı cihatçılardan oluşuyor. Ayrıca bunlar askeri olarak eğitilmiş değil ve ciddiye alınabilir bir donanıma sahip değiller. DSG ise yüz bine yakın bir askeri güce sahip olup uluslararası standartlarda bir askeri eğitime ve disipline sahipler.”

Kürtlerin durumu

Şara, ABD’ye gitmeden önce ve gittikten sonra sürekli DSG yönetimine bilgi vermesi ve bunun kamuoyunda gizlenmemesi dikkat çekti. Peköz, bu konu ile ilgili şunları belirtiyor “Şara’nın Washington’a çağrılmadan önce DSG’nin Washington yönetimi tarafından bilgilendirildiği biliniyor. Şara ile nelerin konuşulacağı konusunda DSG bilgi sahibidir. DSG Komutanı Mazlum Abdi, Trump, El Şara ile yapılan görüşme hakkında Büyükelçi Tom Barrack tarafından bilgilendirildiğini açıkladı: Hatta HTŞ liderinin Washington’a gitmeden önce Mazlum Abdi ile bir telefon görüşmesi yaptığı birçok konuda mutabık kaldıkları açıklandı. Kuzeydoğu Özerk Yönetiminin de  Suriye’ye uygulanan uluslararası yaptırımların kaldırılması yönünde görüş bildirdiği de belirtildi. Trump yönetiminin DSG’nin askeri olarak Suriye’de aktif bir rol oynaması gerektiği  hususunda açık bir değerlendirme yaptıkları açıklandı. Uluslararası Koalisyon Gücü Komutan Cooper’in hem Şara ile görüşmesi hem de toplantılara dahil olması bir tesadüf değil. Cooper’in Şara’ya ‘DSG’nin ABD’nin önemli ve güvenilir bir müttefiki olduğunu’ açık olarak ifade ettiği belirtildi. Şara, Washington’da görüşme yaparken ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı yaptığı açıklamada: ‘’Geçtiğimiz ay Suriye’deki ortaklarımızla birlikte (DSG) IŞİD’e karşı 22’den fazla operasyona danışmanlık yaptı, destek verdi ve olanak sağladı. Bu sayede terör örgütünün yerel operasyonlar yürütme ve dünya çapında şiddet yayma kabiliyeti azaldı.’’ dedi. Demek ki DSG halen stratejik bir ittifak gücüdür ve Suriye’nin değişimini sağlayacaktır.

Fidan, neden çağrıldı?

Hakan Fidan ile Beyaz Saray’da yapılan toplantıya çağrılması diplomatik tahammüllere uygun bir davranış değil. Uluslararası camiada şaşkınlıkla karşılandı. Peköz, Fidan’ın acele çağrılmasını şöyle değerlendiriyor: “Şara ile görüşmeye ABD Başkan Yardımcısı JD Vance, Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Trump’ın Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff ve ABD’nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack ve birçok yetkilinin katıldığı belirtildi.  Fidan’ın gündem dışı ‘acil’ koduyla Washington’a çağrılmasının nedeni; Şara’nın üzerindeki Türkiye’nin baskılarını azaltma isteğidir. Geçici Suriye yönetimini atmak istediği bazı adımların Türkiye tarafından engellendiği biliniyor. Şara’nın bazı konularda DSG ile çalışmak istediği ancak Ankara’nın baskısıyla karşılaştığı biliniyor. Bu durumun netleştirilmesi için Türkiye’nin Dışişleri Bakanı Fidan’ın Washington’a çağrıldığı belirtilmektedir. Fidan: ”Beyaz Saray’daki Şara-Trump görüşmesi sırasında bir ara bizi toplantıya davet ettiler. Ben de toplantıya katıldım. Başkanımızın selamlarını Trump’a ilettim.” dedi. Burada ‘bir ara bizi toplantıya davet ettiler’ cümlesi Ankara için ciddi bir diplomatik küçümsenmedir. Görüşmeden sonra Fidan, yaptığı açıklamada: ‘Suriye’deki herkesin can güvenliği, mal güvenliğinin olması ve çeşitli etnik, dini grupların herhangi bir baskı altında olmamasının çok önemli olduğunu’  söylemesi bu meselenin Beyaz Saray’da konulduğunu gösteriyor. Bu süreçten sonra Ankara’nın Suriye’de şu ana kadar olduğu gibi özellikle askeri olarak istediğini yapmasının koşulları ortadan kalkmaya başlandı denebilir.

Suriye’de ABD etkili olacak

Mustafa Peköz, bundan sonra Suriye’de inisiyatifin ABD’de olacağını belirtiyor ve şunları ekliyor: “Suriye’nin geleceğini belirleme gücünün ABD’de olacağı netleşti denebilir. Bu nedenle DSG’nin Washington’a gitmemesi ne bir eksikliktir ne de negatif bir etki yaratır. Bahse konu olan entegrasyon, DSG’nin belirlediği plan dahilinde olmasıdır.  Şara ve ekibinin de bunu kabul ettiği artık netleşmiştir. Suriye’nin geleceğini DSG ile HTŞ dengesi belirleyecektir. Şara, bu gerçekliği Trump önünde tescilledi. Yakın bir gelecekte DSG lideri Mazlum Abdi’nin Washington’a davet edilmesi de kimseye sürpriz olmaz.”

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

YİBO belgeseli İstanbul’da izleyiciyle buluştu

Sonraki Haber

Barış korkularla gerçekleşmez

Sonraki Haber
‘Pazarlık yok’ teranesi

Barış korkularla gerçekleşmez

SON HABERLER

Jin Dergi’nin yeni sayısı yayında

Jin Dergi’nin yeni sayısı yayında

Yazar: Heval Elçi
16 Kasım 2025

Kelebek kanat çırptığında, bir zincir daha kırılır

Kelebek kanat çırptığında, bir zincir daha kırılır

Yazar: Bedri Adanır
16 Kasım 2025

Çöke çöke ekonomi çökecek!

Çöke çöke ekonomi çökecek!

Yazar: Aziz Oruç
16 Kasım 2025

‘Pazarlık yok’ teranesi

Barış korkularla gerçekleşmez

Yazar: Aziz Oruç
16 Kasım 2025

Suriye’de yeni dengeler ve Kürtler

Suriye’de yeni dengeler ve Kürtler

Yazar: Heval Elçi
16 Kasım 2025

YİBO belgeseli İstanbul’da izleyiciyle buluştu

YİBO belgeseli İstanbul’da izleyiciyle buluştu

Yazar: Yeni Yaşam
15 Kasım 2025

Kabataş’ta metro inşaatında iskele çöktü

Kabataş’ta metro inşaatında iskele çöktü

Yazar: Yeni Yaşam
15 Kasım 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır