• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
12 Eylül 2025 Cuma
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Ekoloji

Sur’u korumak için halka çağrı

18 Aralık 2019 Çarşamba - 14:32
Kategori: Ekoloji

Sur’da varolan tarihi yıkıma karşı bir araya gelen TMMOB Diyarbakır, cezasızlığı bazılarını suç işlemeye teşvik ettiğini ve yeni suçlara yönlendirdiğini belirterek kent halkını surlara sahip çıkmaya çağırdı

TMMOB Diyarbakır İl Koordinasyon Kurulu (İKK), UNESCO korumasında olan kentteki Surlara ait taşlar ile Sur ilçesinde 104 gün süren çatışmalar sonrasından yıkılan tescilli geleneksel Diyarbakır evlerinin taşlarının satılmasına ilişkin basın toplantısı düzenledi.

Mimarlar Odası Şubesi’nde düzenlenen toplantıda konuşan TMMOB Diyarbakır İKK Sekreteri Doğan Hatun, binlerce yıllık tarihe sahip olan Sur’un son dört yıl içinde “hukuksuzluk, adaletsizlik, yıkım ve kırım” gibi bir çok kötülüğü gördüğünü söyledi.

‘Tanklarla dövüldü’

4 yıllık sürede kültüre, kente, çevreye, doğaya ve doğal mirasa dönük çok büyük boyutlu saldırılar gerçekleştiğini hatırlatan Hatun, sözlerini şöyle sürdürdü: “Özellikle kentsel sit alanı olan Sur ilçemizde tarihi, tescilli yüzlerce yapı tanklarla, toplarla dövüldü ve sonrasında da alana giren ilgili ilgisiz kurumlar tarafından yıktırıldı. Sur’u Toledo yapma macerası da başlamış oldu. Bu binlerce yıllık döneme tanıklık eden tarihi değerdeki yapı kalıntıları, devlet kontrolünde Dicle Üniversitesi arazisindeki Dicle Nehri kenarına, molozlarla birlikte çöp yığınları şeklinde toplatıldı ve şu an görülüyor ki birilerine peşkeş çekilmiştir. Sonrasında Sur ilçesinde yeni yapılar için Ankara’dan getirilen Sur’a yabancı yandaş mimarlarca tarihi dokuya uygun olmayan, usulsüzce projeler yaptırılıp yapı ruhsatları alındı. Yine aynı şekilde dışarıdan yandaş firmalar ve şahıslara bu yapım ihaleleri verildi. Projelerin uygulanmasıyla birlikte Sur mimarisine, Sur’un tarihi dokusu ile alakası olmayan bazalt makyajlı cezaevi tipinde beton yapılar ortaya çıktı. Yaptıklarını ellerine yüzlerine bulaştırdılar ve şu an Sur’un bu bölgesi büyük bir enkaz yığını şeklinde ortada durmaktadır.”

‘En büyük ihanet’

Hatun, kente karşı işlenen tüm bu suçların cezasızlık ile sonuçlandığını söyleyerek, tüm itirazlarına rağmen Ankara merkezli yıkım operasyonlarıyla Sur kentinin tarihinin en büyük ihanetini yaşadığını söyledi.

Hatun, “Görüldüğü üzere cezasızlık durumu bazılarını suç işlemeye teşvik ettirmiş ve bazılarını da yeni suçlara yönlendirmiştir” dedi.

‘Yargı devreye girmeli’

Taşların satılmasının yıkımın bir sonucu olduğunu vurgulayan Hatun, “Son günlerde basında yer alan Surlardan taşların sökülüp satılması ve yıktırılan tarihi evlerin malzemelerinin traktörlerle satılması tüm bu yıkım sürecinin sonucu olduğunu unutmamak gerekir. Yani tarihi Sur’da bu dönemde yaşanan yıkım ve kırım sonucunda değersizleştirilen kültürel miras algısı bazılarına da bu taşların bu şekilde ticarileştirilmesini meşru hale getirmiştir. Tarihi değerlerin bu şekilde ticaret malzemesi olarak kullanılması trajiktir ve kabul edilebilir değildir. Tarihi Sur yıkımı sonrası bu değerli yapı elemanlarının bulunduğu moloz alanına basın dahi kimsenin alınmamasına rağmen birilerinin sanki kendi başına bu taşları sattığı algısı doğru değildir. Yani suçlu sadece gözaltına alınan iki kişi değildir, bu süreci yaratanlarda en az o kadar suçludurlar. Sur’daki bu yıkımı gerçekleştirenler bellidirler, illa suçlu aranacaksa suçlular yerlerinde oturmaktadırlar. Yargının bu noktada devreye girmesini bekliyoruz” ifadelerini kullandı.

‘Herkes sahip çıkmalı’

Hatun, tüm kentin Surlar ve Sur ilçesine sahip çıkması gerektiğinin altını çizerek, “Tarih de bize göstermişti ki devletler-iktidarlar kendi dönemsel tarihleri için insanlığın ortak miraslarını ve kendilerinden önceki tarihi kolay bir biçimde harcayabilmektedirler. 1930’larda dönemin Diyarbakır valisi Faiz Ergun’un talimatıyla Sur içi hava alsın diye Dağ kapı bölümünü dinamitleyip yıkıldığı bilinmektedir. Yine aynı dönemde sözlü anlatılara göre; Surlar gayrimüslimler tarafından yapılmıştır, değersizleştirilmelidir ve hatta yıkılmalıdır kanaati vardı, bundan dolayı dönemin valisi surlardan bir taş söküp getiren herkese para vererek yıkmaya teşvik ettiği rivayeti vardır. Aynı zamanda başka bir dönem olan 1950’lerde Diyarbakır Belediye Başkanı Nuri Onur tarafından kendi mülkü olan tek kapı karşısındaki apartman değer kazansın diye şu an tek kapı olarak anılıp kullanılan surların bu bölümünü yıkıp mevcut geçidi açmıştır. Şu an da da benzer anlayışlarla surlara yaklaşıldığı görülmektedir. Yani tarih bir kez daha tekerrür etmiştir. Tüm bu anlatılardan da görülüyor ki tarih kültürel değerlere yaklaşımı daima not etmiştir. Eğer ki tarihe değerli bir iz bırakmak istiyorsak kültürel tarihi değerlerimizi korumamız gerekmektedir. Bu değerler bir kurumun veya bazı kişilerin korunmasına bırakılacak kadar önemsiz değillerdir. Bundandır ki tüm kenti Surlara sahip çıkmaya çağırıyoruz” şeklinde konuştu.

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Kayyum protestosuna ‘valilik yasağı’

Sonraki Haber

Gelecek Partisi Kurucular Kurulu toplanıyor

Sonraki Haber

Gelecek Partisi Kurucular Kurulu toplanıyor

SON HABERLER

Süveyda imar adı altında yağmalanıyor

Süveyda imar adı altında yağmalanıyor

Yazar: Bedri Adanır
12 Eylül 2025

‘Kadın katliamlarıyla mücadele özsavunma ile mümkün’

‘Kadın katliamlarıyla mücadele özsavunma ile mümkün’

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
12 Eylül 2025

ESP ve SGDF’ye operasyon: 17 gözaltı

ESP ve SGDF’ye operasyon: 17 gözaltı

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
12 Eylül 2025

12 Eylül işkencelerinde eşini kaybetti: Bugün direnenler hala var

12 Eylül işkencelerinde eşini kaybetti: Bugün direnenler hala var

Yazar: Reyhan Hacıoğlu
12 Eylül 2025

Besta’dan mesaj: Önce ağaçlarımızla barışın!

Besta’dan mesaj: Önce ağaçlarımızla barışın!

Yazar: Bedri Adanır
12 Eylül 2025

‘Ambargoyla Mexmûr Kampı yaşanmaz hale getirilmeye çalışılıyor’

‘Ambargoyla Mexmûr Kampı yaşanmaz hale getirilmeye çalışılıyor’

Yazar: Heval Elçi
12 Eylül 2025

PJAK Eşbaşkanı: Jin, jiyan, azadî hareketi kadınların özgürlük manifestosu oldu

PJAK Eşbaşkanı: Jin, jiyan, azadî hareketi kadınların özgürlük manifestosu oldu

Yazar: Heval Elçi
12 Eylül 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır