Kobanê Üniversitesi Sosyal Bilimler Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Narîn Temo, ‘Kapitalist modernite, Ortadoğu’daki bireylerde insani duyguları yok etmek için yıllardır çalışıyor. Bundan kaçınmanın yolunun özsavunma ve örgütlenmedir’ dedi
Kobanê Üniversitesi Sosyal Bilimler Fakültesi Tarih Bölümü öğretim üyesi Narîn Temo, kapitalist modernite ve yürütülen mücadeleye ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Narîn Temo, kapitalist sistemin her şeyi çeşitli araç ve yöntemlerle kontrol altına aldığını belirterek, “Tüm dünyamız büyük değişim ve dönüşümlerden geçiyor. Bu sorunun köklerine baktığımızda, köklerinin çok eski ve derin olduğunu görürüz. Ancak özellikle son yüzyılda ve soğuk savaş sistemini yaratan ulus-devlet sisteminin gelişmesiyle birlikte, kapitalizmin toplum üzerindeki etkisinin yeni biçimleri ortaya çıkmıştır. Bu bağlamda, içinde bulunduğumuz yüzyıla ve toplumun duyguları üzerindeki etkisine dikkat çekmek istiyoruz. Sovyetler Birliği’nin sosyalist bloğu ile kapitalist güçler arasında iki taraflı bir soğuk savaş vardı. Sosyalist bloğun çöküşü ve ortadan kalkmasıyla, karşıt bir blok kalmadı. Bu aynı zamanda kapitalizmin sistemini daha da geliştirmesinin ve yöntemlerini yenilemesinin yolunu açtı. Bu yöntemlerden biri de hepsi toplumun beyninin ve emeğinin ürünü olan bilim, teknoloji ve yapay beynin geliştirilmesidir. Bu gelişmeleri toplumun hizmetine sunmak yerine, toplumda kapitalizmin bu ürünleri kendi çıkarları doğrultusunda ve topluma karşı kullandığını görüyoruz” şeklinde konuştu.
‘Kapitalist güçler en çok Ortadoğu’da etkili oldu’
Narîn Temo, kapitalizmin toplumdaki bireylerin oluşumu üzerindeki etkisine dikkat çekerek şunları söyledi:
“Modern kapitalizm bilincinin etkisi sadece insanlık üzerinde değil, gördüğümüz gibi bu evrendeki tüm canlılar üzerinde de hissediliyor ve yaşam ciddi tehlikelere doğru ilerliyor. Kapitalizm, özellikle Ortadoğu olmak üzere her şeyi bu yollarla kontrolü altına aldı. Ortadoğu ve özellikle Mezopotamya, yer üstü ve yer altı kaynakları açısından çok zengin olan insanlığın beşiğidir. Bu nedenle kapitalizm, Ortadoğu toplumlarını en çok etkileyerek onları kökten yok etti. Bu proje üzerinde yıllardır çalışılıyor ve sonuçlarını bugün yaşıyoruz. Artık bireyler yalnızca kişisel, maddi ve ekonomik sorunlarıyla ilgilenmek üzere yaratıldı. Bir başka deyişle, toplumun zihinlerini ve ufuklarını kontrol altına aldılar ve buna göre yeniden biçimlendirdiler. Bu noktada teknolojik gelişmeler, dijital medya ve yapay zekâ önemli bir rol oynadı. Artık insanlarımız bu sorundan çok etkileniyor ve bu sisteme göre hareket ediyor ve asimile oluyor.”
Ortadoğu’da özel savaş ve etkileri
Narîn Temo, Ortadoğu toplumlarının toplumsal yapıları nedeniyle kendilerini belli bir ölçüde koruduklarını anlattı:
“Ortadoğu’da yıllardır oynanan siyaset ve oyunlar, diğer kıtalarda ve ülkelerde oynanmayan, ancak Ortadoğu’da özel bir şekilde oynanan oyunlardır. Bu bağlamda, kişisel görüş ve gözlemlerime göre, insani, vicdani ve ahlaki duygular bir anda yok olmamıştır. Ancak soğuk savaşın askeri ve özel politikaları nedeniyle Ortadoğu halklarında bu duygular zayıflamış, oynanmış ve duyarsızlaşmıştır. Bu duyguları uyandırmaya çalışılsa da, bu duyguları ifade etme gücü ve iradesi kırılmıştır. Genel olarak, bu özel savaş Ortadoğu toplumları üzerinde büyük bir etki yaratmıştır. Ancak, bu coğrafyanın insanlarının toplumsal yapıları nedeniyle, bu duyguların yeniden canlanacağına dair hala umut olduğunu söyleyebilirim.”
‘Bugünkü olaylar duygular üzerinde en büyük etkiye sahip’
Narîn Temo, değerlendirmesini sürdürürken, gündemde olan diğer olaylara da değindi. Narîn Temo, Ortadoğu’da yaşanan olay ve gelişmelerin bu görüşlerini doğruladığını vurgulayarak, “Suriye kıyılarında ve şimdi de Süveyda’da yaşanan katliamlar buna örnek. Öte yandan, her gün 50’den fazla insanın katledildiği Gazze’deki durum ve yaşanan onlarca farklı olay ve durum da cabası. Aslında bu olaylardan çok etkileniyorum. Belki de bu bizim doğamızla, yani kadınlar ve Kürt halkı olarak yaşadığımız süreçlerle de ilgili. Şahsen bu konularda paylaşılan haberlere, resimlere ve görsellere bakacak gücüm yok. Bunu şöyle de analiz edebiliriz, bence insan duygularıyla insan olur. İnsan duyguları asla yok olmaz, ancak yoğunlukları içinde bulundukları toplumlara ve siyasetlere göre değişir” şeklinde konuştu.
Şiddeti normalleştirmek
Narîn Temo, kadınlara ve çocuklara yönelik şiddete duyarsızlığın da aynı politikanın bir parçası olduğuna dikkat çekerek tüm toplumların kapitalist sistemden etkilendiğini, ancak insanların etkilerini hafifletip başka yollarla kendilerini ondan kurtarabileceklerini belirtti. Narîn Temo’ya göre, örgütlü, bilgili ve anlayışlı bir toplum bu duygularda canlılık yaratabilir, tavır alabilir ve tepki verebilir. Narîn Temo, bunun en bariz örneğinin kadınlara ve çocuklara yönelik şiddet olduğunu söyleyerek, “Ortadoğu’da ve tüm dünyada her dakika kadınların ve çocukların şiddete maruz kaldığını ve bunun henüz durdurulamadığını biliyoruz. Kadın ve çocukların haklarını korumak için anlaşmalar ve yasalar mevcut olsa da bunların yeterli olmadığı ve bir çözüm sağlamadığı açıktır.” dedi.
Özsavunma ve örgütlenme
Narîn Temo, toplumun örgütlenmesinin kapitalist sisteme karşı önemli bir özsavunma yöntemi olduğunu vurgulayarak bu temelde ve özellikle Kuzey ve Doğu Suriye’deki deneyimlerinde, öz örgütlenmenin öneminin bir kez daha teyit edildiğine işaret etti. Narîn Temo, “İnsanların kendilerini örgütleyip yaşadıkları proje ve inanç, bu değişim ve dönüşüm aşamasında çok önemli. Dolayısıyla insanlar bu şekilde insani, vicdani ve ahlaki duygu ve standartlarını hayata geçirebilir ve canlandırabilirler. İnsanlar bugün ancak bu şekilde kendi ayakları üzerinde durabilir ve nerede olursa olsun olaylara, ihlallere, şiddete, katliamlara ve zulümlere karşı durabilirler. Bununla birlikte, insanlığın ve halklarımızın yorgun olduğunu da biliyorum” dedi
Haber: Berçem Cudî / NûJINHA