• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
19 Ekim 2025 Pazar
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar Tugay Karakuzu

Tarihi yeniden sahnelemek: Radu Jude’nin ‘Barbarları’ üzerine

19 Ekim 2025 Pazar - 00:00
Kategori: Tugay Karakuzu, Yazarlar
Tarihi yeniden sahnelemek: Radu Jude’nin ‘Barbarları’ üzerine

Radu Jude’nin Tarihe Barbar Olarak Geçmek Umrumda Değil adlı filmi, tarihi yalnızca hatırlama değil, yeniden sahnelemenin imkanlarına bakan bir film. 2018 yapımı filmin başlığı, 1941’de Romanya’nın kontrolü altında olan Ukrayna’nın Odessa şehrindeki Yahudi katliamından hemen önce, dönemin Romanya lideri Ion Antonescu’nun sözlerinden alınmıştır: “Tarihe barbarlar olarak geçmemiz umurumda değil.” O cümlenin soğukkanlılığı, filmin bugüne uzanan ahlaki yankısını kurar.

Filmin merkezindeki tiyatro yönetmeni Mariana Marin (Ioana Iacob), devlet desteğiyle düzenlenen bir açık hava gösterisinde, 1941’de Rumen askerlerinin on binlerce Ukraynalı Yahudi’yi katlettiği Odessa Katliamını -ya da etnik temizliğini- yeniden canlandırmak istemektedir. Genel fotoğrafta Mariana, bu yeniden canlandırmayla ülkesinin bastırılmış geçmişiyle yüzleşmesini ummaktadır; ancak yapımın Romanya’nın II. Dünya Savaşı’ndaki suç ortaklığına eleştirel yaklaşması, kısa sürede yerel yetkililerin tepkisini çeker. Artan baskılara rağmen Mariana, projesini sansüre boyun eğmeden sürdürmekte kararlıdır.

Daha derinlerde ise Mariana’nın amacı, unutulmuş bir tarihi hatırlatmaktan fazlası gibidir. Kamusal bir meydanda, ulusal kahramanlık anlatısının içinden geçerek, onun iç boşluğunu görünür kılmak ister. Film boyunca olup bitenleri canlandırmak için yapılan her prova, kanlı tarihle yüzleşmeye duyulan isteksizliği, milliyetçiliğin incelmiş veya kaba saba biçimlerini ve toplumsal belleğin ikiyüzlü savunma reflekslerini açığa çıkarır.

Yönetmen Radu Jude’nin soykırımın temsilini nasıl yaptığı veya nasıl bunun ötesine geçtiğini tartışmaya açmadan önce Romanya’nın soykırımdaki rolüne kısaca dönmek istiyorum. Antonescu’nun ülkesini 1941–1943 yılları arasında Nazi Almanyası’yla ittifaka sürüklediği ve Bakanlar kurulunda yaptığı bu konuşma, Doğu Cephesi’nde başlatılan etnik temizlik operasyonlarının —dolayısıyla Holokost’un— habercisi olur. 1944’te Romanya taraf değiştirip Nazilere karşı savaşır, peşinden Antonescu 1946’da savaş suçlarından idam edilir; yine de ne sözleri için özür dilemiş ne de yaklaşık 400.000 Yahudi ve Roman’ın katledilmesinden utanç duymuştur. Bugün ise bu karanlık geçmiş, Romanya’nın resmi tarihinde büyük ölçüde yeniden yazılmış durumdadır: Antonescu birçok kesim tarafından hâlâ bir ulusal figür olarak anılır. İşte Mariana’nın bakmak istediği tam da bu noktadır sanırım: Dün işlenen barbarlığın, bugünün toplumsal ve politik yapılarında hâlâ yankı bulabileceğini göstermek ister. Geçmişin sadece geçmişte kalmadığını, bugünü şekillendiren, her an yeniden canlanmaya hazır bir potansiyel olarak varlığını sürdürdüğünü hatırlatmak ister. Tarih bize ait olmaktan çok, bizi hâlâ yazan bir şeydir Re-enactment’ı, yani yeniden canlandırmayı, tarihin doğruluğunu kanıtlayan bir yöntem değil, geçmişin bugünde yeniden mümkün olma biçimlerini sınayan bir estetik-politik deney olarak düşünürsek mesele “olayların gerçekten nasıl olduğu” değil, “bir olayın yeniden nasıl olabileceği” dir. Radu Jude’nin filmi, tam da bu tür bir deneydir: geçmişi anlatmaz, geçmişin şimdiyle ilişkisini sahneye taşır. Mariana, belediyenin fonladığı bu gösteriyi hazırlarken sürekli engellenir. Figüranlar, “neden kötüleri oynamak zorundayız” diye homurdanır; yetkililer, “ülkenin imajına zarar vermek”ten korkar. Özellikle bir bürokratla girdiği uzun tartışmalar —kimlerin “gerçek” kurban sayılacağı, hangi felaketin hatırlanmaya değer olduğu— filmin merkezlerinden birini oluşturur. Bürokrat, “sadece en güçlü katliamlar kolektif hafızada yaşar” derken, aslında bir hafıza hiyerarşisi kurar. Jude’nin kamerası bu hiyerarşinin soğuk aklını teşhir eder, ardından sözü neredeyse tiyatral uzunlukta tartışmalara bırakır. Jude, büyük bir sabırla, kamerasını konuşmaların kesintisizliğine bırakır; tarih burada bir argüman değil, bir performans alanı haline gelir.

Filmin içinde kurulan sahneler, gerçeği taklit etmez; onun inşa edildiği politik zemini açığa çıkarır. Mariana’nın yeniden sahnelediği katliam, nihayetinde bir bellek töreninden çok, güncel bir yüzleşme laboratuvarına dönüşür. Çünkü seyirciler, sahnelenen şiddete baktıklarında geçmişi değil, kendi kayıtsızlıklarını görürler. Bazıları kahkahalar atar, bazıları cep telefonuna sarılır. Bu noktada re-enactment, “gerçeklik ile tekrarının ayırt edilemez hale geldiği” bir eşiğe ulaşır. Gerçek ile gösteri, suç ile temsil, geçmiş ile şimdi iç içe geçer. Filmin en güçlü yanı, bu estetik kırılmayı etik bir soruya dönüştürmesidir: Kurbanları nasıl göstermek gerekir? Jude’nin yönetmen karakteri Mariana, şiddeti doğrudan sergilemek istemez; çünkü göstermek, aynı zamanda yeniden üretmektir. Ama onu sansürlemek de, aynı sessizliğe ortak olmaktır. Jude’nin sineması, Romanya’nın tarihine ilişkin bu soruları incelikle sorar, bugünün yüzünü geçmişte arar. Meselenin, tarihsel bir gerçeği anlatmak olmadığının altını çizerek, tarihin temsilini tartışmaya açar. Bu anlamda Tarihe Barbar Olarak Geçmek Umrumda Değil, yalnızca Romanya’nın değil, bütün Avrupa’nın —hatta bütün modern dünyanın— belleğine yöneltilmiş bir aynadır. Filmin sonunda, Odessa katliamı kamusal alanda yeniden sahnelenir. Tüfek sesleri, dumanlar, çığlıklar… Ama seyircilerin yüzlerinde herhangi bir dehşet yoktur. Sadece merak, kayıtsızlık ve selfie’ler. O an, reenactment’in tersine döndüğü bir noktadır: tarih yeniden canlanmaz, yeniden öldürülür. Jude’nin kamerası, bu sessizlikte bugünün barbarlığını yakalar. Yeniden canlandırma, her zaman biraz “başarısız” olmaya mahkûmdur. Çünkü tarih, asla tam olarak “yeniden” yaşanamaz; ancak bugünün kör noktalarına sızarak var olabilir. Fakat tam da bu başarısızlık, reenactment’in politik gücünü oluşturur. Bir olayın aynısını değil, onun yankısını üretir; o yankıdan da yeni bir fark, yeni bir sorumluluk doğar. Re-enactment, bugünün şiddetini, suskunluğunu ve temsile olan inancımızı sınar. Jude’nin “barbarları”, yalnızca 1941 Romanyası’na değil, bugünün Avrupa’sına, bugünün aşırı milliyetçiliklerine de aittir. Tarihe Barbar Olarak Geçmek Umrumda Değil, son yıllarda yapılmış en güçlü politik filmlerden biri olabilir.

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Jin Dergi’nin yeni sayısı yayında

SON HABERLER

Tarihi yeniden sahnelemek: Radu Jude’nin ‘Barbarları’ üzerine

Tarihi yeniden sahnelemek: Radu Jude’nin ‘Barbarları’ üzerine

Yazar: Reyhan Hacıoğlu
19 Ekim 2025

Jin Dergi’nin yeni sayısı yayında

Jin Dergi’nin yeni sayısı yayında

Yazar: Reyhan Hacıoğlu
19 Ekim 2025

Amed’de narko-politiğin izdüşümleri

Amed’de narko-politiğin izdüşümleri

Yazar: Bedri Adanır
19 Ekim 2025

Provokasyonun gölgesinde: DEM Parti’nin sorumluluğu ve stratejisi

Çömez’in sesi, muhalefetin sessizliği

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
19 Ekim 2025

Acılı bir sürecin sona erdirilmesi  

Uçum’un ‘klavuzluğu’ ve barış

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
19 Ekim 2025

Bursa’da kanalizasyon kazısında göçük altında kalan 2 kardeş öldü

Bursa’da kanalizasyon kazısında göçük altında kalan 2 kardeş öldü

Yazar: Yeni Yaşam
18 Ekim 2025

Tünel’de Rojin Kabaiş için yürüyüş: Adalet yerini bulana kadar vazgeçmeyeceğiz

Tünel’de Rojin Kabaiş için yürüyüş: Adalet yerini bulana kadar vazgeçmeyeceğiz

Yazar: Yeni Yaşam
18 Ekim 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır