Artuklu Üniversitesi’nde Kürtçe eğitimin de yer aldığı enstitü, birleştirme adı altında kapatılıyor. Kararı veren rektör, Kürt inkarı ile bilinirken, öğretim görevlileri önce Kürt ve muhalif akademisyenlerin, şimdi de Kürtçe’nin tasfiye edildiğini vurguluyor
Lezgin Akdeniz/Mardin-MA
Yükseköğretim Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nın Meclis’ten geçmesinden sonra Yükseköğretim Kurulu’na (YÖK), üniversitelerde enstitü yapılanmasını “Lisansüstü Eğitim Enstitüsü” adı altında birleştirme yetkisi doğdu. Mardin Artuklu Üniversitesi yönetimi bu kanuna dayanarak, 2009 yılında kurulan ve bünyesinde Kürtçe, Arapça ve Süryanice eğitimlerin verildiği Yaşayan Diller Enstitüsü’nü kapatma kararı aldı. Karar onay için YÖK’e gönderildi. Konuya dair sosyal medya hesabından açıklama yapan Rektör Ahmet Ağırakça, enstitünün kapatılmadığını savunarak, YÖK’ün tüm enstitüleri bir çatı altında toplama kararı bulunduğunu savundu.
Ancak Yaşayan Diller Enstitüsü’ndeki öğretim görevlileri, rektör Ağırakça’nın açıklamasının gerçeği yansıtmadığını, YÖK’ün böyle bir kararı olmadığını, üniversitenin talebi üzerine birleştirme yapabileceğini, bunun bir tasfiye süreci olduğunu ve rektörün enstitüyü kapatmaya çalışmasının Kürtlere ve Kürtçe’ye olumsuz yaklaşımının bir sonucu olduğunu söyledi.
Yüzlerce çalışma yaptı
Mardin Artuklu Üniversitesi’nde 2009 yılında açılan Yaşayan Diller Enstitüsü bünyesinde Kürt Dili ve Kültürü Anabilim Dalı, Süryani Dili ve Kültürü Anabilim Dalı ile Arap Dili ve Kültürü Anabilim Dalı bulunuyor. Kürt Dili ve Kültürü Anabilim Dalı’na bağlı iki yüksek lisans programı bulunuyor. Kürtçe ders verecek öğretmen yetiştirmek için açılmış olan Tezsiz Yüksek Lisans Programı kapsamında bugüne kadar bini aşkın öğrenci mezun verildi. 200’ü Kirmancî, 40’ı Kirmançkî ve 10’u da Soranî lehçelerinde 250 öğrenci de Tezli Yüksek Lisans Programı kapsamında eğitim aldı.
İhraçlarla işlevsizleşti
Konuya ilişkin ulaştığımız enstitüdeki öğretim görevlileri, özellikle “çözüm süreci” döneminde çok güçlü bir kadroya sahip olan enstitü bünyesindeki Kürt Dili ve Kültürü Bölümü’nde yaklaşık 40 akademisyenin olduğunu hatırlattı. Ancak 4 yıl önce atanan rektör Ahmet Ağırakça’nın Kürtlere ve Kürtçe’ye olan tahammülsüzlüğü ve olumsuz tavırlarından dolayı şu an sadece birkaç akademisyen kaldı. Bir kısmı KHK’yle bir kısmı da sözleşmelerinin feshedilmesi ya da yenilenmemesi yoluyla 20’den fazla akademisyenin işine son verildi; bunun yanı sıra üniversitenin diğer bölümlerinde de birçok Kürt ve muhalif akademisyen KHK ve sözleşme feshi gibi yöntemlerle üniversiteden uzaklaştırıldı.
‘Tasfiye etme mantığı’
Bir yandan asimilasyon politikaları kıskacında olan Kürt Dili ve Kültürü’nün akademik gelişimi için enstitüde yapılan çalışmaların ciddi katkısının olduğunu belirten öğretim görevlileri, üniversitedeki Kürt ve muhalif akademisyenlerin tasfiye edilmesine ilişkin şunları söyledi: “Rektörün enstitüyü kapatmaya çalışması, Kürtlere ve Kürtçeye olumsuz yaklaşımının bir sonucudur. Enstitüleri birleştirme mantığıyla olduğu savunulsa da sonuç olarak Yaşayan Diller Enstitüsü tasfiye ediliyor. Bu birleştirme her ne kadar idari bir tasarruf gibi gösterilse de bunun altında yatan duygu tasfiye mantığıdır.”
Rektörün Kürt alerjisi
Artuklu Üniversitesi Rektörü Ağırakça, keyfi kararları ve yaptığı bilimsel tahrifatlarla anılıyor. Cizre doğumlu olan Âlim İbnu’l-Esir’in 1230-31 tarihinde Musul’da Arapça kaleme aldığı ve İslam dünyasında bir başvuru kaynağı olarak görülen 10 ciltlik “El-Kamil fi’t-Tarih” isimli İslam tarihi kitabının çevirisinde tahrifat yapan Rektör Ağırakça, “Kürtler” geçen ifadeleri “Türkler” olarak değiştirmişti. Yine Mardin Artuklu Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve Yaşayan Diller Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Kadri Yıldırım, HDP 26. Dönem Siirt Milletvekili seçilince görevine ara vermişti. Vekillik süresi bittikten sonra üniversiteye dönmek isteyen Yıldırım’a, rektör Ağırakça tarafından sadece Arapça ders verebileceği söylenmişti.
Mardin Artuklu Üniversitesi 2017 Sayıştay Denetim Raporu’na göre, akademisyenlerin bilimsel araştırmaları için ayrılan ödenekler “amacı dışında” kullanıldı. Raporda, yapılan incelemeler neticesinde Eğitim Fakültesi’nde görevli bazı öğretim üyelerinin fakültelerinde hiç derse girmedikleri halde zorunlu ders yüklerini tamamlamadan tamamlamış olarak gösterildikleri belirtildi.