Binlerce kişinin yaşamını yitirmesine neden olan koronavirüsün cezaevlerine bulaşma riski, aileleri ve insan hakları örgütlerini tedirgin ediyor. ÖHD ve TUHAY-DER, tehlikeye dikkat çekerek ‘Cezaevleri bir an önce boşaltılmalı’ çağrısı yaptı
Çin’in Wuhan kentinde ortaya çıkarak tüm dünyaya yayılan de Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) pandemi ilan ettiği koronavirüs (Covid-19) şimdiye kadar 16 binin üzerinde can aldı. Türkiye’ye de yayılan salgın nedeniyle 37 kişi yaşamını yitirirken, bin 529 kişi de pozitif tanısıyla tedavi görüyor.
Her gün yeni yüzlerce vaka tespit edilirken aileler ve insan hakları örgütleri başta olmak üzere herkesi cezaevleri tedirgin ediyor. Sıkça cezaevlerindeki büyük riske dikkat çekilerek, İran’daki gibi tutuklu ve hükümlülerin tahliye edilmesi isteniyor ama iktidardan bu konuda henüz bir adım atılmadı.
Mezopotamya Ajansı’na (MA) konuşan PİA) Genel Başkanı Mehmet Kamaç, TUHAY-DER Eşbaşkanı Hüsnü Taş ve ÖHD İstanbul Şubesi Hapishaneler Komisyonu Sözcüsü Av. Destina Yıldız, “Önlem” adı altında teridin daha da derinleştiğine dikkat çekerek, cezaevlerinin bir an önce boşaltılmasını istedi.
Kamaç toplu ölümlere dikkat çekti
İnsan ve Özgürlük Partisi (PİA) Genel Başkanı Mehmet Kamaç, salgınının cezaevlerine sıçraması halinde toplu ölümlerin yaşanabileceği uyarısında bulunarak, tutuklulara acil tahliye istedi. Cezaevlerinde binden fazla hasta tutuklunun derhal tahliye edilmesini isteyen Kamaç, “Cezaevinde bir ölüm olursa, bundan sadece Adalet Bakanlığı değil, toplumun tümü sorumludur” dedi.
Taş: Gardiyanlar büyük tehlike
Benzer bir kaygıyı taşıyan Marmara TUHAY-DER Eşbaşkanı Hüsnü Taş da salgının cezaevlerine sıçraması halinde önünün alınamayacağını vurgulayarak cezaevlerinin bir an önce boşaltılması gerektiğini belirtti. Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) tarafından Marmara Bölgesi’ndeki cezaevleri ile ilgili hazırlanan son hak ihlalleri raporunu hatırlatan Taş, bazı cezaevlerinde hijyen uygulamalarının olmadığını, her gün dışarıya çıkıp giren gardiyanların sayım adı altında sürekli koğuşlara gittiğini, eldiven ve maske takmadıkları için de bu durumun tutuklular açısından ciddi riskler taşıdığını vurguladı.
Cezaevlerindeki en büyük tehlikenin bu nedenle gardiyanlar olduğunu ifade eden Taş, “Çünkü her gün dışarı çıkıp geliyorlar. Dolasıyla henüz cezaevinde olmayan hastalığı buraya taşıyacak potansiyelde olan kişilerin başında gardiyanlar geliyor” dedi.
Yıldız: Önlemler tecridi derinleştiriyor
ÖHD İstanbul Şubesi Hapishaneler Komisyonu Sözcüsü Av. Destina Yıldız, “önlem” adı altında başvurulan uygulamaların tutukluların içinde bulundukları tecridi daha da boyutlandırdığını belirterek “Tahliyelerin önünün açılması gerekir” sözlerini kullandı.
Avukat görüşlerinin kapalı görüşe çevrildiğini söyleyen Yıldız, böylece avukat-müvekkil arasındaki gizliliğin ihlal edildiğini kaydetti. Yine revir ve hastane sevkleriyle ilgili ciddi problemlerin yaşadığını aktaran Yıldız, “Çok acil durumlar olmadıkça sevkler yapılmıyor. Ola ki sevk yapılırsa, hapishane dönüşünde mahpusun 14 gün karantinada kalması gerekiyor. Hapishane şartlarında zaten hasta olan kişiyi hijyensiz bir ortamda tek başına kalmaya zorluyorlar. Haliyle mahpuslar hastaneye gitmek istemiyor. Bu da mahpusların tedavi ve sağlık haklarının engellenmesi anlamına geliyor” diye konuştu.