• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
12 Ağustos 2025 Salı
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar

Tehlikeli oyunlar-Musa Piroğlu

Yeni Yaşam Yazar: Yeni Yaşam
12 Mart 2019
Kategori: Yazarlar
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Beka kavramsallaştırması, propagandif malzeme olmaktan çıkıp bir realite haline gelmeye başlamış görünüyor. HDP üzerinden başlatılan karalama ve saldırı dalgası sınırlarını aşarak Meral Akşener’i de kapsayarak genişledi. Bu dalga Sezgin Tanrıkulu’nu da kapsayan bir hedef gösterme üzerinden CHP yönetimini de içerisine alarak yayılma eğilimine girdi. Saldırı bu noktadan itibaren fiili müdahale evresine evrildi. Önce HDP Amed il örgütü polis tarafından kapıları kırılarak basıldı ve vekiller silah doğrultularak darp edildi. Daha sonra Erdoğan tarafından, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde İstanbul İstiklal Caddesi’nde polisin tüm çabasına karşın gerçekleştirilen büyük kadın yürüyüşü hedef alındı ve sözlü kışkırtma tehlikeli bir hedef göstermeye dönüştü. Erdoğan, polis saldırısını ıslıklarla kınayan kadınları, o sırada okunan ezanı ıslıklamakla itham edip Selefi grupların hedefi haline getirdi. Bu söylem pazar gecesi karşılığını buldu ve durumdan vazife çıkaran gruplar sokağa çıkarak gösteri yaptı. Gösterici grup daha sonra HDP İstanbul il örgütünü hedef aldı. Bu yazı kaleme alınırken saldırgan grup il binasının bulunduğu Taksim ve Tarlabaşı’nda kışkırtma çabalarına devam etmekteydi. Seçim sürecinde tabanını motive ve mobilize edemeyen saray, bu mobilizasyonu tehlikeli karşıtlıklar yaratarak sağlama derdine girişmiş bir görüntü veriyor. Seçimler yaklaştıkça ve anket sonuçları kötüleştikçe bu saldırgan dil artacak, kışkırtmalar çoğalacak görünüyor.

Neredeyse tüm ipleri elinde toplamış, devlet aygıtı üzerinde kesin bir hâkimiyet kurmuş görüntüsü veren sarayın yerel seçimlerde yaşanabilecek bir yenilgiyi engellemek adına tüm toplumu karşı karşıya getirebilecek, kontrolden çıkma potansiyeli yüksek toplumsal hassasiyetleri kaşıması ve kışkırtması ilk bakışta çok anlamlı görünmüyor. Bir yandan Kürt halkına karşı amansız ve hadsiz bir saldırı kampayası yürütülürken, öte yandan Selefi grupları sokağa döküp toplumun geri kalan kitlesinin hedef haline getirilmesi, sonuçta sarayın kendi sonunu getirebilecek sıkıntılı bir oyundur. Toplumun hassas noktalarıyla oynamak ve sınırlarda gezinmek tehlikelidir. 16 yıllık iktidarını toplumsal düşmalıklar üzerinden kuran ve bu sayede toplumsal fay hatlarını derinleştirip olası iç çatışma potansiyellerini büyüten bir iktidarın, bu potansiyelleri harekete geçirecek denli kışkırtıcı bir yönelime girmesi ancak kendisini büyük tehlike altında hissetmesi ile mümkündür.

İktidarın saldırgan siyasetten ne gibi beklentileri olduğu bir tartışma konusu olsa da ortadaki gerçeklik sarayın giderek zayıf düştüğü ve olası seçim yenilgisinin bu zayıflığı açığa çıkarıp derinleştireceğidir. Tüm güç ve hâkimiyet gösterilerine rağmen Sarayın, ancak iktidar paylaşımı üzerinden şekillenmiş bir blok sayesinde ayakta kalabildiği bilinmektedir. 7 Haziran yenilgisinden hemen sonra devletin Ergenekoncu, Avrasyacı kanadı ile, Kürt halkına karşı savaş konsepti üzerinden sağlanan ittifak, 15 Temmuz sonrası derinleşmiş ve 24 Haziran seçimlerinde ise kristalize olmuştur. Saray, varlığını korumak uğruna MHP üzerinden milliyetçi, otoriter Ergenekon çizgisiyle bir iktidar paylaşımına gitmiş ve neredeyse iplerini teslim etmiştir. Yaşanmakta olan ekonomik kriz saray açısından kendi tabanını kaybetme ve blok içerisinde daha zayıf düşme riskini ortaya çıkarmıştır. Krizin yol açtığı yıkım sokakta derinden hissedilmeye başlanmış, sarayın arkasında duran yoksul ve emekçi sınıfların ondan kopmasına, en azından mesafeli durmasına yol açmaya başlamıştır.

Seçimden alınacak olası yenilgi ya da hile hurda ile alınacak bir başarı bu zayıflığı derinleştirecek, hem içeride hem de dışarıda hareket ve pazarlık gücünü zayıflatacaktır. Ekonomik krizin ağır sonuçlarını gizlemenin en kolay yolu kitleleri din ve milliyeçilik propangandasına boğmaktır. Saray, HDP üzerinden ırkçılığı kışkırtırken buna şimdi Selefileri kışkırtmayı dâhil etmiştir. Domates, biber fiyatlarını mermi fiyatları ile kıyaslama söylemi krizi savaşla izah girişimidir. Bir yanıyla bir gerçeğin yani savaşın yıkıcı ekonomik boyutunun birinci elden itirafı olarak öne çıkan bu açıklama diğer yanıyla yaşanmakta olan ekonomik sıkıntıları yine savaş yoluyla gizleme gayretidir. Bu gayret toplumu tehlikeli çatışmalarla yüz yüze getirme riskini taşımaktadır.

Toplumsal muhalefet, yaşanmakta olunan kaygan ve tehlikeli sürecin farkında olarak olası tehlikeli tırmanmalara karşı uyanık ve teyakkuz halinde dururken, sarayın saldırgan söyleminin gerçek gündemi gizleme çabası olduğunu unutmamalıdır. Bu nedenle sarayın kirli propagandasına cevap yetiştirmek yerine, onu verili gerçeğe yani krizin sonucu olarak belirginleşen yoksulluk, işsizlik ve sefalet gerçeğine çekmek için çabalamalı, bu boyutları vurgulamalı ve çözüm önerileri üretmelidir. Tabii ki çözüm dendiğinde en görünür ve mutlak olması gereken çözümü yani kürt halkına karşı yürütülen kirli savaşa karşı demokratik, adil bir barışın güncelliğini görmelidir. Barış denildiğinde ise Leyla Güven tarafından başlatılan açlık grevine ve onun taleplerine ses verilmesi görevi öne çıkmaktadır. Tüm hengâme ve çılgınlığı andıran saldırganlık, sarayın çatırdağının göstergesidir. Onu yıkmak ise ancak sosyalistlerin birbiri ve Kürt halkı ile ortaklaşması, mücadelelerini birleştirmesi ile olacaktır.

Yeni Yaşam

Yeni Yaşam

İlgiliYazılar

Utanca duyduğumuz öfke gururumuzdur!

Utanca duyduğumuz öfke gururumuzdur!

Yazar: Yeni Yaşam
12 Ağustos 2025

Önder APO’nun PKK 12. Kongresine sunduğu ‘Barış ve Demokratik Toplum Manifestosu’ beklendiği üzere beraberinde tartışmaları da getirdi. Bu durum özel...

‘Ama emperyalizm’ diyorsak…

‘Komünist’ ismini taşımak…

Yazar: Yeni Yaşam
12 Ağustos 2025

Lenin ulusların Kendi Kaderlerini Tayin Hakkı adlı eserini 1914’te kaleme aldı. Bu sorun aslında daha 1800’lerin sonu ve 1900’lerin başında...

Sancı, umut ve başka haller

El Cezire cephesine giden 5 madde ve anlattıkları

Yazar: Yeni Yaşam
12 Ağustos 2025

Şu konuda sanırım soru işareti yok. 1919-1923 dönemi Kürtlerin ‘yazılı’ zeminde tanınırlığı açısından en fazla “hikâyenin” döndüğü, Kürtlerin ve Kürdistan’ın...

Öcalan’a hayırlı-hayırsız çağrı hakikate vesiledir

Kürt kudretini aklından alıyor

Yazar: Yeni Yaşam
11 Ağustos 2025

“İdeoloji ışık gibidir hem aydınlatır hem ısıtır hem de hareket ettirir; ısı enerjidir, mekanik enerjidir, ışık enerjidir.” Abdullah Öcalan böyle...

Cizîr’de 32 yıldır yasaklı olan iki köy barajla suya gömülmek isteniyor

Samandağ Olaylarının Düşündürdükleri

Yazar: Yeni Yaşam
11 Ağustos 2025

2023’ün Kasım ayında yazdığı bir yazıda Bahadır Özgür, Hatay rejimi olarak adlandırdığı ve depremin ardından Hatay’da fiilen uygulamaya koyulan imar...

Yeni dönem

‘Varlığımız örgütlülüğümüze bağlı’

Yazar: Yeni Yaşam
11 Ağustos 2025

Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan yeni manifestosunda “Varlığımız örgütlülüğümüze bağlı, eğer örgütlükten zayıf düşersek halk olarak varlığımız tehlikeye girer”...

Sonraki Haber

‘Musa’nın ‘m’sini kaldırsak geriye ne kalır?’-Ömer Ağın

SON HABERLER

Amed’deki Demokratik Toplum Yürüyüşü’ne çağrı

Amed’deki Demokratik Toplum Yürüyüşü’ne çağrı

Yazar: Yeni Yaşam
12 Ağustos 2025

30 yıllık tutsakların tahliyesi ‘pişmanlık’ dayatmasıyla engellendi

30 yıllık tutsakların tahliyesi ‘pişmanlık’ dayatmasıyla engellendi

Yazar: Yeni Yaşam
12 Ağustos 2025

Komisyonun üçüncü toplantısı 12 Ağustos’ta

Komisyon haftaya Barış Annelerini ve yakınlarını kaybedenleri dinleyecek

Yazar: Yeni Yaşam
12 Ağustos 2025

İzmir’de 2 bölgede yangın

İzmir’de 2 bölgede yangın

Yazar: Yeni Yaşam
12 Ağustos 2025

DEM Partililer: Kardeşlik hukukuna ihtiyaç var

DEM Partililer: Kardeşlik hukukuna ihtiyaç var

Yazar: Yeni Yaşam
12 Ağustos 2025

QSD’li Ahmet Dib için Dêrik’te kurulan taziyeye kitlesel ziyaret

QSD’li Ahmet Dib için Dêrik’te kurulan taziyeye kitlesel ziyaret

Yazar: Yeni Yaşam
12 Ağustos 2025

İşçilerin direnişi sürüyor: Kayyım, çözüm umutlarına darbedir

İşçilerin direnişi sürüyor: Kayyım, çözüm umutlarına darbedir

Yazar: Yeni Yaşam
12 Ağustos 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır