• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
4 Haziran 2025 Çarşamba
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar Özgür Müftüoğlu

Tek adamla olmuyor!

24 Nisan 2021 Cumartesi - 12:53
Kategori: Özgür Müftüoğlu, Yazarlar
Tedbirler virüsten ‘güçlü’ müydü?

Özgür Müftüoğlu

Erdoğan, yakın dönem Türkiye siyasi tarihinde tek adam olma hayali kuran ilk kişi değildir. 80’li yılların sonlarında Turgut Özal da yasama-yürütme-yargının tek elde toplandığı başkanlık sistemini gündeme getirmişti. Ama 12 Eylül darbesinin tüm baskılarına rağmen hâlâ “mutlakıyet”e rıza göstermeyecek, özgürlüğü için mücadele yetisini henüz kaybetmemiş toplumsal dinamikler vardı. “Demir tavında dövülür!”sözü devredeydi ve toplum, tek adamla yönetilecek “tav”da değildi henüz. Dolayısıyla tek adamlık Özal’a kısmet olmadı!

Ama ülkeyi tek adam rejimine götürecek başkanlık meselesi özellikle İkinci Cumhuriyetçiler tarafından hep gündemde tutuldu. Hem de “demokratikleşmenin bir yolu” gibi gösterilerek!

Son üç yıldır fiilen ve resmen uygulanan başkanlık sistemi, o zamanın İkinci Cumhuriyetçilerini ne ölçüde tatmin etmekte bugün, bilemiyorum!

Özal’ın gündeme getirdiği o günden bugüne, toplum adım adım tek adamın tahakkümüne dayalı başkanlık rejimini kabullenecek kıvama/tava getirildi. Nasıl mı? Tabii ki baskıyla, örgütsüzleştirmeyle, halklar arasında ayrımcılığı derinleştirerek, biat eden dindar ve kindar nesiller yetiştirilerek…

Bu süreç adım adım kabullenilirken herkesin kendince bir gerekçesi vardı. Kimi bu yolla AB’ye girileceğini düşündü; kimi askeri vesayetten kurtulmak için sessiz kaldı; kiminin gerekçesi inanç hürriyetiydi; kimi ise derin devletin ortadan kalkacağını, halklar arasında barış olacağını umdu. Daha kişisel gerekçeleri olanlar da vardı. Sosyal yardımlardan faydalanmaktan asgari ücretle de olsa bir işe girebilmeye, irili ufaklı ihale almaktan yakınında açılacak AVM ile evinin değerinin artacağı beklentisine girmeye kadar pek çok gerekçeyle milyonlarca kişi AKP’nin ülkeyi tek adam rejimine götürmesine göz yumdu. Ekonomik krizler, siyasi alternatifsizlikler de bu süreci körükledi.

Tüm bunlara tevessül etmeyen, demokrasinin özgürlüklerin tek adama devredilecek yetkiyle sağlanamayacağının bilincinde olan ve karşı çıkanlar ise diğerlerinin desteğinden ya da sessizliğinden güç alan iktidar sahiplerinin baskısıyla susturulmaya, güç karşısında boyun eğdirilmeye çalışıldı.

Sonuç olarak, 15 Temmuz darbe girişimiyle birlikte fiilen, 2017 Nisan referandumu sonrasında ise resmen uygulanan tek adam rejiminin bugün ülkeyi getirdiği yer; ekonomide, dış politikada, sağlıkta, eğitimde, tarımda ve aklınıza gelebilecek her alanda tam bir çöküş oldu! Çöküşün sonu ise işsizlik, açlık, yoksulluk, yolsuzluk, emek ve doğa sömürüsü, iş cinayetleri, intiharlar vs… ile tarih sahnesine yazıldı/yazılıyor.

Tek adam rejimi öncesi, parlamenter sistem çok mu iyiydi? Parlamenter sistem güzellemesi yapacak değiliz elbette. “Ama arada bir darbe yapılmasını gerektirecek kadar egemenleri rahatsız edebiliyormuş hiç değilse(!)” diye düşünmekten de alamıyor insan kendini… Öyle ya uzunca süredir darbe olmamasını memlekete demokrasinin gelmiş olmasına yoramayacağımıza göre darbeye bile ihtiyaç duyulmayan bir rejimin sevilecek bir tarafı da olmuyor haliyle.

Sözün özü: Bugün Türkiye’nin her alandaki çöküşünün müsebbibi sarayda ikamet eden tek adam rejimidir. Bu tek adamın (ya da kadının) adının Recep mi Kemal mi Meral mi Muharrem mi olacağının zerrece önemi yoktur. Türkiye halklarının gün yüzü görebilmesinin çaresi ne tek adam rejiminde ne antidemokratik düzende kurulu parlamenter sistemdedir. Çözüm, demokrasinin, özgürlüklerin sınırlanmadığı örgütlü bir toplumun inşa edilmesidir!

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Sokrates’in savunması

Sonraki Haber

22 gün, mermiler uçuşurken…

Sonraki Haber
Zordu ama dayandı…

22 gün, mermiler uçuşurken…

SON HABERLER

Halep’te binler Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü için yürüdü

Halep’te binler Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü için yürüdü

Yazar: Yeni Yaşam
4 Haziran 2025

DEM Parti: Kürt sorununun demokratik çözümü paketlere sığdırılamaz

DEM Parti: Kürt sorununun demokratik çözümü paketlere sığdırılamaz

Yazar: Yeni Yaşam
4 Haziran 2025

CHP’li Tanrıkulu ‘Bu suç duyurusudur’ dedi, kayyımlar araç motorlarını bile sökmüş!

Sezgin Tanrıkulu: AKP beklentileri boşa çıkardı

Yazar: Yeni Yaşam
4 Haziran 2025

MHP seçilmişler için kanun teklifi verecek

MHP’li Feti Yıldız’dan süreç açıklaması: Hiç kimse bozamaz

Yazar: Yeni Yaşam
4 Haziran 2025

Dar ve dönemsel çıkarlara takılmamak…

Hasta tutsaklar ve yargı paketinin ahlaki felci   

Yazar: Yeni Yaşam
4 Haziran 2025

‘Kaypakkaya’laşan Mayıs!

Yoldaş Basavaraju Amar Rahe!

Yazar: Yeni Yaşam
4 Haziran 2025

Ahmet’e veda

Tersten eşitlenme

Yazar: Yeni Yaşam
4 Haziran 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır