• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
6 Eylül 2025 Cumartesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Forum

Teknofeodalizm ve Demokratik Konfederalizm: Geleceğin iki yolu

6 Eylül 2025 Cumartesi - 00:00
Kategori: Forum, Manşet
Teknofeodalizm ve Demokratik Konfederalizm: Geleceğin iki yolu

Önümüzde iki gelecek var: algoritmaların körüklediği öfke ve dijital serfliğin normalleştiği karanlık bir teknofeodal derebeylik… Ya da yerel dayanışma ağlarıyla birbirine bağlanmış özgür komünlerin, ekolojik ve insancıl değerler üzerinde yükselen çoğulcu bir demokrasi. Seçim, iklim krizinin ve eşitsizliğin kıskacındaki insanlığın kaderini belirleyecek

Şiyar Devran Batmaz

21. yüzyıl dünyası iklimden ekonomiye, göçten demokrasiye uzanan çoklu krizlerle sarsılıyor. Mevcut düzenler çare üretemediği gibi sorunları bastırmaya çalışırken yenilerini doğuruyor; demokrasiler aşınırken otoriter-popülist dalgalar güç kazanıyor. Bu tablo içinde eski Yunanistan Maliye Bakanı Yanis Varoufakis’in kavramsallaştırdığı “teknofeodalizm” ile Ortadoğu’da Kürt özgürlük hareketinin geliştirdiği “demokratik konfederalizm” iki zıt yönü işaret ediyor.

Dijital derebeylik: Teknofeodalizm

Teknofeodalizm, teknoloji devlerinin klasik piyasanın ötesine geçerek Orta Çağ’ın feodal beyleri gibi hükmettiği bir düzeni tarif eder. Varoufakis’e göre Apple, Amazon, Meta gibi platformlar kullanıcılarını ve iş ortaklarını kendi dijital tarlalarında çalışan serflere dönüştürüyor. Sosyal medyada atılan her tweet, girilen her konum, üretilen her içerik, platform sahibinin değerini artıran karşılıksız emek; Varoufakis’in ifadesiyle “bulut serfliği”. Kapalı “bulut şatoları” içinde kâr değil rant toplanıyor; Apple’ın mağaza komisyonu ya da Amazon’un satış payı, dijital toprak rantı gibi işliyor.

Ekonomik sonuç net: Platform rantı, dolaşımdan büyük pay çekerek yatırımı ve istihdamı bastırıyor; üretime doğrudan katkı vermeden muazzam gelir toplayan tekeller verimsiz birikim modeli yaratıyor. 2008 krizi sonrası bolluk dönemi ve pandemi, bu bağımlılığı iyice pekiştirdi.

Siyasal-toplumsal etkiler de derin. Etkileşimi maksimize eden algoritmalar öfke ve korkuyu ödüllendirerek kutuplaşmayı körüklüyor; rasyonel kamusal tartışmayı zehirleyip demokrasiyi aşındırıyor. Avrupa’da aşırı sağın tırmanışında, ekonomik hoşnutsuzlukla bu dijital kutuplaşmanın birleşik etkisi açık. Teknofeodal çağ dizginlenmezse, demokratik kurumları çürüten, otoriter eğilimleri besleyen zehirli bir iklim üretiyor.

Neil Gaiman’ın American Gods dizisinde Mr. World karakteri şöyle diyordu: “İnsanlar bu çağın teknoloji çağı olduğunu söylüyor. Yanılıyorlar. Bu çağ, manipülasyon çağı.” Yukarıda sözünü ettiğimiz teknofeodal derebeylerinden biri olan teknoloji şirketinin yapımı olan bu dizide böyle bir sözün geçmesi de hayli ironik doğrusu.

Bu düzene karşı öneriler netleşiyor: büyük platformlara tekel vergileri, veri/kimlik üzerinde kullanıcı denetimi ve platformlar arası geçişlilik (interoperability) zorunluluğu. Avrupa Birliği’nin Dijital Pazarlar Yasası ve GDPR gibi adımları bu yönde; fakat asıl mesele, ekonomik-siyasal gücün olağanüstü yoğunlaşmasına karşı demokrasiyi yeniden tanımlamak.

Demokratik Konfederalizm

Demokratik konfederalizm, Abdullah Öcalan’ın 2005’te açıkladığı paradigma değişimiyle, devlet kurma hedefi yerine toplumun devletten özerk örgütlenmesine dayanan bir model. Murray Bookchin’in sosyal ekoloji ve özgürlükçü belediyecilik fikirlerinden beslenen bu yaklaşım, yerel özyönetim ve doğrudan demokrasi, toplumsal cinsiyet özgürlüğü, ekolojik sürdürülebilirlik, etnik-dini çoğulculuk ve kooperatif dayanışma ekonomisi sütunlarına oturur. Hedef, yeni bir ulus-devlet değil; sınır-ötesi, gönüllü işbirliğine dayalı konfederatif ağdır.

Bu ilkeler, Suriye’nin kuzeydoğusundaki Rojava’da somutlaştı: mahalle meclislerinden kantonlara uzanan çok katmanlı doğrudan demokrasi, tüm kurumlardaki eşbaşkanlık sistemiyle kadınların eşit temsili, Kürt, Arap, Süryani, Ermeni vb. toplulukların birlikte yönetime katılımı… Savaş ve ambargolara rağmen eğitim, sağlık, güvenlik gibi hizmetlerin halk meclislerince örgütlenebilmesi, modelin direnç üretme kapasitesini gösterdi. Elbette IŞİD saldırıları, Türkiye’nin askerî operasyonları, kaynak ve uzman eksikliği gibi ciddi engeller var; bu yüzden geçişin zaman alacağı açık.

Demokratik konfederalizmin en çığır açıcı yanı, ekolojiyi toplumun merkezine koymasıdır. Öcalan’ın deyişiyle, “ekolojik yıkımla mücadele, toplumun kendi özgürlüğü ve sağlığı için mücadeleden ayrı düşünülemez.” Öcalan’ın bu sözü, bana Avatar filmindeki Na’vi halkının örgü kuyruklarıyla (avatarların Eywa’yla bağ kurdukları sinirsel kuyruk) Eywa’ya ( Na’vi halkının Pandora gezegeninin ruhsal bilinci) bağlandığı sahneleri hatırlatıyor. Avatarların örgü kuyruklarıyla Eywa ile kurdukları ilişki, aslında biz insanların da görünmeyen bir bağla toprağa, suya, havaya yani doğaya bağlı olduğumuzu simgeliyor. O bağ koptuğunda, sadece doğa değil; ruhumuz, özgürlüğümüz, sağlığımız da çürümeye başlıyor. Doğayla aramızdaki bu bağı yeniden hatırlamak, aynı zamanda insanlığın kendine dönüşüdür.

Rojava’daki “Make Rojava Green Again” gibi girişimler, Jinwar Kadın Köyü gibi ekolojik komünler, savaş koşullarında dahi bu yönelimi görünür kılıyor. Mantık basit ama radikal: “Sistem değişmeden iklim çözülmez.” Fosil yakıta ve büyüme takıntısına dayalı modelden; yerel ihtiyaç ve doğayla uyum eksenli bir ekonomiye geçiş.

Yol ayrımı ve çağrı

Önümüzde iki gelecek var: algoritmaların körüklediği öfke ve dijital serfliğin normalleştiği karanlık bir teknofeodal derebeylik… Ya da yerel dayanışma ağlarıyla birbirine bağlanmış özgür komünlerin, ekolojik ve insancıl değerler üzerinde yükselen çoğulcu bir demokrasi. Seçim, iklim krizinin ve eşitsizliğin kıskacındaki insanlığın kaderini belirleyecek.

Bugünün görevi, teknofeodal eğilimlere karşı antitröst ve veri mülkiyeti reformlarını güçlendirirken, yerel özyönetim ve katılımcı mekanizmaları büyütmek; kadınların eşit temsilini ve kooperatif temelli, çevre dostu ekonomiyi kurumsallaştırmaktır. Demokratik konfederalizm, eksikleri ve sınamalarına rağmen, bu dönüşüm için yol haritası sunuyor. “Başka bir dünya mümkün” diyenler için, ders çıkarılması gereken canlı bir deneyim karşımızda duruyor.

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Ortak olmak istemediğimiz suç işte buydu!

Sonraki Haber

Tarihi utanç: 6-7 Eylül

Sonraki Haber
Tarihi utanç: 6-7 Eylül

Tarihi utanç: 6-7 Eylül

SON HABERLER

Tarihi utanç: 6-7 Eylül

Tarihi utanç: 6-7 Eylül

Yazar: Bedri Adanır
6 Eylül 2025

Teknofeodalizm ve Demokratik Konfederalizm: Geleceğin iki yolu

Teknofeodalizm ve Demokratik Konfederalizm: Geleceğin iki yolu

Yazar: Bedri Adanır
6 Eylül 2025

Ortak olmak istemediğimiz suç işte buydu!

Ortak olmak istemediğimiz suç işte buydu!

Yazar: Aziz Oruç
6 Eylül 2025

Yönünü Rojava’ya dönen kazanır

Yönünü Rojava’ya dönen kazanır

Yazar: Heval Elçi
6 Eylül 2025

Büyüme kimin için?

Büyüme kimin için?

Yazar: Bedri Adanır
6 Eylül 2025

Hiçbir eşitlik yok: Eğitim hakkı fiilen engelleniyor

Hiçbir eşitlik yok: Eğitim hakkı fiilen engelleniyor

Yazar: Heval Elçi
6 Eylül 2025

PKK, Serxwebûn ve Mazlum Doğan…

PKK, Serxwebûn ve Mazlum Doğan…

Yazar: Heval Elçi
6 Eylül 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır