• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
25 Mayıs 2025 Pazar
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar Hüseyin Aykol

‘Tel kafeslerinizi asla kabul etmeyeceğiz!’

25 Mayıs 2025 Pazar - 00:00
Kategori: Hüseyin Aykol, İçeriden, Manşet, Yazarlar
Sevk-sürgün rüzgarı yeniden esiyor

Size de gönderdiğimiz tüm yoldaşların savunma-ifadelerinden de görüleceği gibi kafesler için kullanılan tel kafesler uzağı görmemizi, gün ışığından yeterince yararlanmamızı, havayı yeterince almamızı engellemektedir.

İçeriden / Hüseyin Aykol

Ankara-Sincan 2 nolu Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde tutulmakta olan İsmet Karak, 6 Mayıs 2025 tarihli mektubunda şöyle diyor: “Kişisel hijyen için zaruri olan tırnak makaslarımıza ve çek-pas saplarına el konuldu. Gerekçeleri ise hiçbir zaman kabul etmeyeceğimiz, hayvanat bahçesinde esir tutulan canlıların kafesleri için kullanılan tel kafesleri (pencerenin dış bölümündeki demir parmaklıkların dış tarafına taktıkları tel kafesleri) kırdığımız içinmiş.

Size de gönderdiğimiz tüm yoldaşların savunma-ifadelerinden de görüleceği gibi kafesler için kullanılan tel kafesler uzağı görmemizi, gün ışığından yeterince yararlanmamızı, havayı yeterince almamızı engellemektedir. İdare infaz hakimliğinin bir kararına dayanarak sağlıksal sorun etmediğini, örgütsel faaliyet için kullandığımızı iddia ederek 15’er gün hücre cezası vermiştir.

Onlar gelip, birkaç dakika tel kafeslere bakıyor ve kendince sorun olmayacağı kanaatine varıyorlar. Oysa hücrelerde-odalarda her gün 23 saat boyunca sürekli ıslak ve nemli ortamda kalan ve sadece en fazla 5 metre uzaklığı görebilen bir insanın burada yaşadığı ve onun gözüyle bakılması gerekir.

Hücreler arası alış-veriş yapılıyor deniliyor. Evet, bunu yapmamızın amacını müdürlere söyledik. Rojavalı, Başurlu ve Rojhilatlı yoldaşlarımız var. Hesaplarına para yatırılmıyor, bizim aileler yatırınca da tutuklanıyor. Kendi aileleri buraya gelemiyor, belki hiç haberleri bile yok. İdare bu arkadaşların en insani ihtiyaçlarını bile karşılamıyor. Bu yüzden, koridorda bulunan arkadaşlardan durumu birazcık daha iyi olanlar, bu kimselerin en temel insani ihtiyaçları olan temizlik malzemeleri, Tursil, sabun, tütün, sebze, kahvaltılık, giyim vb. karşılamaya çalışıyor. İdare buna örgütsel faaliyet diyor. Pes yani!

Şu an yukarıda bahsettiğim tel kafesleri kırdık ve idare disiplin cezaları vermek yetmezmiş gibi tüm sosyal kültürel faaliyetlerimizi durdurdu. Sadece günde bir saat havalandırmaya çıkarılıyoruz. Temizlik, hijyen ürünlerimize el konuldu. Odalarımızı yıkayamıyoruz. İleride çok ciddi sağlık sorunları yaşarsak sorumlusu cezaevi idareleridir. Bunu hatırlatmak isterim.

Dışarıda olup bitenleri objektif bir şekilde verdiğini düşündüğümüz İlke TV, Tele 1 TV, Halk TV, Now TV ve Sözcü TV gibi televizyon kanallarını izlemek istiyoruz ama idare bu talebimizi kabul etmiyor.”

***

İzmir-Kırıklar Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde tutulmakta olan Resul Kocatürk, 30 Nisan tarihli mektubunda şöyle diyor: Kürt Halk Önderi tarafından başlatılan ‘süreci’ takip etmeye çalışıyoruz. İmralı tarafından ilan edilen sürecin gelişimine dair kimi söylentiler kulağımıza geliyor ama sanırım nirengi noktası Abdullah Öcalan’ın mevcut konumunda ciddi bir değişiklik olup olmayacağı.

Adaya yeni tutsakların götürülmüş olması dışında bu aşamada başka bir hareket de yok gibi. Her şey bir yana, yolun sonunda ezilen ulusun demokratik taleplerinin karşılandığı bir çözüme ulaşmasını canı-gönülden istiyorum. Bu yönüyle sürecin amasız-fakatsız desteklenmesini önemli buluyorum. Bu vesileyle Özgür günlerde görüşmek üzere senin ve şahsında Özgür Basın emekçilerinin 1 Mayıs’ını kutluyor, başarılar diliyorum.

Bu arada, ben de olabildiğince iyiyim. Dahası kimi sağlık sıkıntılarım olsa da moral olarak gayet iyiyim. Daha önce yazmış olmalıyım! Bir süredir, buradan F Tipi cezaevlerine sevk edilmek talebiyle Süresiz Açlık Grevi’nde olan DHKP-C’li iki dostla birlikte kalıyorum.

Açlık grevleri 200’lü günlere yaklaştı. Dolayısıyla her geçen an ağırlaşmaya başlayan ortamı az çok tahmin edersiniz! Elimden geldiğince yardımcı olmaya, yaşamlarını kolaylaştırmaya çalışıyorum arkadaşların. Elbette fiziksel olarak pek fazla zorlanmıyorum ama psikolojik olarak biraz zorluyor beni.

Kilo kayıpları çok fazla, şu durumda. Genç arkadaş Sercan Ahmet Aslan, şu ana kadar 30 kilo civarı kaybetmiş durumda. Bugün gelip, kilosunu ölçtüler; 55 kilonun altına düşmüş. Mulla Zincir de farklı değil, kilo kaybı konusunda. Doğal belirtiler, an be an artış gösteriyor son günlerde.

Denge sorunu, unutkanlık, yorgunluk, ödem gibi sıkıntılar belirginleşiyor doğal olarak. Dediğim gibi, yaşamlarını bir nebze de olsa kolaylaştırmaya çalışmaktan başka bir şey de gelmiyor insanın elinden. Son günlerde doktor heyetleri daha sık gelmeye başladı ama muayeneyi kabul etmiyorlar.

Tüm bunlara rağmen, ‘çözüme’ dair herhangi bir gelişme de yok. Aslında taleplerini savcının karşılaması mümkün! Cezaevi kampüsü içinde bulunan 1 ya da 2 nolu F tiplerinden birine sevklerini yapabilirler. Nitekim, burada açlık grevi yapan iki arkadaşlarını F tiplerine götürmüşler. Ancak talepleri, açlık grevleri 200’lü günleri aştıktan sonra kabul edilmiş. Dileğim bir an önce taleplerinin kabul edilerek, açlık grevlerini sonlandırmaları ve tedavilerinin başlaması…”

***

Burhaniye T Tipi Cezaevi’nde tutulmakta olan Mehmet Aktaş, 5 Mayıs 2025 tarihli mektubunda şöyle diyor: “On yıldır cezaevindeyim. Size ilk defa name yazıyorum ama sizin köşenizi gazetemizi alabildiğimiz yıllarda hep takip ederdim. Sizin de bildiği gibi yakın süreçte çok değerli ve kıymetli bir barış emekçisi olan Sırrı Süreyya Önder abimizi kaybettik. Gerçekten de bu erken, beklenmedik ve zamansız kayıp hepimizi çok üzdü ve derinden etkiledi.

Ben kendisini şahsen tanıma şansına ve fırsatına ne yazık ki erişemedim. Ama yıllarca bunun için girişimde bulunmak için aldığım kararlar oldu ama bunu bir türlü pratikleştiremedim. Bu nedenle, kendisine bir mektup yazdım. Umarım bunu yayınlarsınız. Yayınlayamazsanız da, bu mektubumu Sırrı Süreyya Önder’in kızı Ceren’e ulaştırmanızı rica ediyorum. Burada bulunan arkadaşların size ve basın emekçilerine selamı var.”

***

Sincan 2 nolu Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde tutulan siyasi tutsaklar adına İsmet Karak şöyle diyor: “Sevgili Ceren merhabalar! Söze nasıl başlanır bilemiyoruz. Sen babanı, Can dedesini, bir halk barış elçisini; gencecik bir çocukken bir köyden, bir köye gitmesine yardımcı olan küçük kuryesini, en kıymet verdiğini…

Baba İshak ruhlu! Zindandaki yoldaşlar, her zaman bize yoldaş olanı kaybetmenin büyük hüznünü yaşıyoruz. Başınız, başımız sağ olsun! Yürüdüğü yolda iz sürücüleri olarak anılarını, yaşamımızın her anında yaşayacağımızın sözünü veriyoruz. Işıklar içindesin biliyoruz. Yıldızlar yoldaşın olsun Sırrı yoldaş!”

 

MEKTUBU GELENLER:

Mehmet Aktaş – Burhaniye T Tipi Kapalı Cezaevi

Resul Kocatürk – Kırıklar Yüksek Güvenlikli Cezaevi

İsmet Karak – Sincan 2 nolu Yüksek Güvenlikli CİK

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Kürt sorununda çözüm süreci ve Türkiyeli Müslümanlar

Sonraki Haber

Provokasyonlar ve şantaj barışa hizmet etmez

Sonraki Haber
Barış bir mücadele sorunudur

Provokasyonlar ve şantaj barışa hizmet etmez

SON HABERLER

Özerk manzaralar: Yol filminde dağlar

Frantz Fanon’un anti-sömürgeci mücadelesi üzerine bir film: Fanon

Yazar: Yeni Yaşam
25 Mayıs 2025

Barış bir mücadele sorunudur

Provokasyonlar ve şantaj barışa hizmet etmez

Yazar: Yeni Yaşam
25 Mayıs 2025

Sevk-sürgün rüzgarı yeniden esiyor

‘Tel kafeslerinizi asla kabul etmeyeceğiz!’

Yazar: Yeni Yaşam
25 Mayıs 2025

İslam’ın şartı gerçekten kaçtır?

Kürt sorununda çözüm süreci ve Türkiyeli Müslümanlar

Yazar: Yeni Yaşam
25 Mayıs 2025

Jin Dergi’nin yeni sayısı yayında

Jin Dergi’nin yeni sayısı yayında

Yazar: Yeni Yaşam
25 Mayıs 2025

Köyden kente işçi göçü

Toplumsuz hiçbir şey inşa edilemez

Yazar: Yeni Yaşam
25 Mayıs 2025

Suriye’de zaten bir iç savaş var!

Suriye’de zaten bir iç savaş var!

Yazar: Yeni Yaşam
25 Mayıs 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır