İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), Eyüpsultan ilçesi Kısırmandıra bölgesinde “Atık Yakma ve Enerji Üretim” tesisi kuracağı açıklandı. 2021 yılı Mart ayında faaliyete girmesi planlanan tesiste, yılda bir milyon ton atığın yakılacağı belirtildi. Tesis tamamlandığında, Avrupa’nın en büyüğü ve 8 dönüm alan üzerine kurulan, İstanbul’da çöplerin yakılarak elektrik üretildiği ilk tesis olacağı ifade edildi. Avrupa Yakası’nda toplanan günlük ortalama 12 bin ton evsel atığın 3 bin tonu bu tesiste yakılacakken, yılda 1 milyon tonu aşkın atğın ‘yakılarak’ bertaraf edileceği belirtildi. Yakma sonucu çevresindeki insan, hayvan ve bitkilerin zehirlenmesine yol açılacağı ise açıklamalarda yer almadı.
Yakma işlemi çevreyi zehirler
Atık yakma tesislerinde yakılan her üç ton atıktan yaklaşık bir ton kül oluştuğu belirlenmiştir. Bu tesislerden havaya karışan ağır metal ve KOK’lardan (Kalıcı Organik Kirletici) yüzlerce kat daha fazlası uçan küllerle çevreye yayılmaktadır. Ne kadar önlem alınırsa alınsın, kül boşaltım alanlarındaki küllerin rüzgârla birlikte çevreye yayılması engellenemiyor. Kül toplama alanlarının su geçirmez olduğu iddia edilen zemini göreceli bir koruma sağlıyor. İçeriğindeki zehirli atıklar zamanla çok daha zehirli farklı bileşiklere dönüşür. Sızıntı yer altı sularını kirletir. Suyun doğal çevrimi, kirliliği her alana yayar. Besinler kirlenir ve kirlilik sonunda insana kadar ulaşır.
KOK’lar öldürür
Atık yakma tesislerinin bacalarından ve yakma sonucu oluşan küllerden çevreye yayılan KOK’lar, bugüne kadar belirlenen en tehlikeli kimyasal zehirlerdir. Dioksin, furanlar, klor, DDT ve PCB’ler bilinen başlıca KOK’lar arasında yer alır. Dioksin, PVC ve plastikler ile klorlu maddelerin yakılmasıyla ortaya çıkar. KOK, yakma tesislerinin baca gazlarında ve küllerinde bulunur. Hava akımları yoluyla yüzlerce kilometre yayılabilirler. Hormonal bozukluklar (guatr, tiroid, kemik erimesi, tüylenme, şeker hastalığı), bağışıklık sistemi bozuklukları (bedenin hastalıklara açık duruma gelmesi), üreme bozuklukları (cenin bozuklukları, genetik bozukluklar) KOK’ların yarattığı hastalıkların başında gelir. KOK, anne sütüne ve plasentaya geçer. Bu nedenle insan bedeninde bebeklikte birikmeye başlar. Uluslararası Kanser Araştırmaları Kurumu (IARC) KOK’lardan biri olan dioksini kanserojen madde olarak tanımlamıştır. Bazı ülkelerde yapılan dioksin salımı ölçümlerinde çok büyük oranda atık yakma tesislerinden kaynaklandığı belirlenmiştir.
EKOLOJİ SERVİSİ