Tişrîn Barajı çevresindeki saldırılara tepki gösteren yurttaşlar, ‘Bu katliama dünyada kendini vicdan sahibiyim diyen hiç kimse sessiz kalmamalı’ dedi
Kuzey ve Doğu Suriye’nin Kobanê kentinin güneyinde yer alan Tişrîn Barajı çevresinde 8 Aralık’tan bu yana yoğun çatışmalar yaşanıyor. Türkiye ve bağlı Suriye Milli Ordusu (SMO), havadan ve karadan gerçekleştirdiği yoğun saldırılara rağmen barajın olduğu bölgede ilerleme sağlayamadı. Bölgedeki halk da hem barajın güvenliği için hem de saldırıların son bulması için günlerdir bölgede nöbet eyleminde.
Amed’in Sûr ilçesinde dün gerçekleşen Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) kongresine katılan yurttaşlar, Tişrin Barajı’na dönük saldırılara tepki gösterdi.
Birlik çağrısı
Saldırılara tepki gösteren Tuncay Altuğ, “Türkiye yıllardır Kürt halkına zulüm ediyor. Saldırılara karşı birbirimize güç olmalıyız, buna karşı mücadele etmeliyiz. Tişrîn halkı saldırılara karşı kalkan oluyor. Bundan dolayı Kürdistan’ın 4 parçası bir olmalı ve oraya ses olmalı. Bu şekilde başarıya ulaşabiliriz” şeklinde konuştu.
Bir yandan “çözüm” tartışmaları yapıldığını ancak diğer taraftan saldırıların sürdüğünü söyleyen Ömer Ergin, “Hem bize zulüm ediyorlar hem de barıştan söz ediyorlar. Böyle barış mı olur? Barış için somut adımların atılmasını, Abdullah Öcalan’ın ve tüm siyasi tutsakların özgürleşmesini istiyoruz” diye kaydetti.
Mücadele şart
Tişrîn’de sivillerin katledildiğine dikkati çeken Mehmet Yılmaz, “Devlet bir yandan barıştan söz ediyor diğer yandan da insanları katlediyor. Bu doğru bir yaklaşım değildir. Bir insan bir düşünce ortaya attı mı ona sadık kalmalı ve ona göre hareket etmeli. Yani bir yandan kardeşlerimizi öldürüp diğer yandan bizimle barış imzalamak istiyorlar. Bugün Tişrîn’de yaşananlar insanlık suçudur ve kabul edilemez. Bundan dolayı devlet ağırlığını savaşa değil barışa vermeli. Devlet elini ayağını bir an önce Tişrîn’den çekmeli. Tişrîn orada yaşayan halkın toprakları. Diğer devletlerin değil” diye kaydetti.
Abdulselam Ergüllü, “Bu katliama dünyada kendini vicdan sahibiyim diyen hiç kimse sessiz kalmamalı” dedi.
Savaş değil, barış ve özgürlük istediklerini vurgulayan Ayten Kılıç, “Biz bu katliamların karşısında mücadele etmeye devam edeceğiz. Haklarımızı alacağız. Rojava bizimdir ve bizim kalacak” ifadelerini kullandı.
Tişrîn’de sivillere dönük saldırılara tepki gösteren Gülbahar Kılıç ise, “İsrail’in halkı katletmesine tepki gösterenler neden Rojava’daki katliamlara sessiz kalıyor. Kürtlere tahammül etmiyorlar. Kürtlerin yok olmasını istiyorlar. Daha önce Kobanê’de kazandığımız gibi yeniden kazanacağız. Bunun için de hepimiz bir olmalıyız” dedi.
Kaynak: MA
