Tişrin Barajı’na yönelik saldırılara karşı direnişi sürdüren bölge halkı, uluslararası güçlerin sessizliğine tepki gösterirken, barajın korunmasının sadece savaşçılara değil tüm halka ait bir sorumluluk olduğunu belirtti
Kuzey ve Doğu Suriye halkı, Tişrîn Barajı’nda işgalci Türk devleti ve çetelerinin 8 Ocak’tan bu yana gerçekleştirdiği saldırılarda şehit ve yaralı vermesine rağmen direnişini büyük bir kararlılıkla 23’üncü gününde sürdürüyor.
Direnişe katılan Hesekêli Mihemed Hisên, Tişrîn Barajı’nın bölge halkı için hayati bir öneme sahip olduğunu belirterek, buranın elektriğini ve suyunu sağlayan temel altyapı unsurlarından biri olduğunu vurguladı. QSD savaşçılarının yanında olduklarını dile getiren Mihemed Hisên, “Buraya gelerek direnişin sadece QSD savaşçılarına ait olmadığını, halk olarak da barajı korumanın bizim için ne kadar önemli olduğunu daha iyi anladık. Halk olarak hem barajımızı hem de yaşam kaynağımızı savunmaya devam edeceğiz” dedi. Hisên konuşmasının sonunda uluslararası güçlerin işgal saldırılarına karşı sessizliğini kınadı.
‘Vazgeçmeyeceğiz’
Zirgan’dan Tişrîn’e giden bir diğer yurttaş Xalid Mihemed, “Barajı savunmaktan asla vazgeçmeyeceğiz” diyerek, uluslararası güçlere ve örgütlere çağrıda bulundu. Xalid Mihemed, işgalci Türkiye’nin bölge halkına yönelik işlediği suçların bir an önce durdurulması gerektiğini vurguladı.
Ortak sorumluluk
Kobanêli Mistefa Elûş ise barajın önemine dikkat çekerek, yıkılması halinde birçok kent ve bölgenin olumsuz etkileneceğini belirtti. Mistefa Elûş, “Barajı korumak tüm Suriyelilerin ortak sorumluluğudur” dedi.
Haber: Henar Îbrahîm / ANHA