• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
22 Eylül 2025 Pazartesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar

Toplumsal mücadele gerçeği-Aziz Ferman

Yeni Yaşam Yazar: Yeni Yaşam
4 Şubat 2019
Kategori: Yazarlar
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Öteleme, Türk Dil Kurumu’na göre çok kısıtlı bir tanımlaması olmasına karşın özünde Türkiye’de bu sözcük çok derinlikli anlama sahip bir kavram olma özelliği taşımaktadır. Ne olduğu sorulduğunda ‘bir şeyi belirtmek için ondan önceki ya da sonraki olayları söyleme’ olarak ifade edilir. Fakat bazı kavramlar yazıldığının aksine yaşamda çok daha büyük anlamlar ifade edebilir. Hele Türkiye gibi; ezenin ve ezilenin, haklının ve haksızın, amirin ve memurun, işçinin ve işverenin çok daha büyük yaşamsal standart farkları ile yaşadığı bir ülkedeyseniz bu kavramlar çok daha derinliklidir ve yakıcı sonuçları vardır.

İnsanlık tarihi açısından, toplum içinde haksızlıkların hat safhaya ulaştığı kritik süreçler genelde yaratım süreçleridir. Bu gibi süreçlerde yeni yaratılana bakmaktan, sonuçları üzerine odaklanma çok zayıf kalmaktadır. Olgunlaşmış köleci sistemde denilebilecek feodal çağın sözde bitiminden ardından yeni bir tahakküm sistemi var olmuştur. Bu tahakküm sürecinin yeni iktidar aracı ise; felsefi düşüncedeki dönüşümle, entelektüel gelişme yönünde olağanüstü bir önem kazanan bilimdir. Bilim özünde insanların dünyayı akıl ve deneye dayalı araştırmalar yoluyla kontrol altına almaları ve anlamlandırmaları sayesinde, insanlığa daha rasyonel ve daha iyi bir dünya sunmayı hedeflemiştir. Bilimin geliştirdiği tekniklere dayalı politikalar sermaye sahiplerinin insan emeğine olan ihtiyaçlarını asgari düzeye indirgemek için, kafa ve kol emeğini otomatikleştirme amacı taşıyordu.

Bu dönem bilimsel icatlar ile teknolojik uygulamalar arasında giderek sistematikleşen bir ilişkinin kurulmaya başlandığı, gücün ve servetin bilgiye bağımlı hale geldiği, makinelerin hem kurtarıcı hem de tahakkümcü bir potansiyeli ifade eder. Buna göre, bilimin sistematik olarak sanayiye uygulanmaya başlaması ve teknolojik yeniliklerin süreklilik kazanması sonrasında; sömürü, iş saatlerinin ‘mutlak’ olarak uzatılması yerine üretkenliğin ‘nispi’ bir şekilde yoğunlaşması üzerinde odaklanmıştır. Aydınlanma döneminin iyimser atmosferi içinde insanlığın yoksulluktan ve batıl inançlardan kurtuluşu yönünde bir görev yüklendiğini iddia eden akılcılık, sanayi devrimi sonrasında hızla baskıcı bir karakteristik kazanmış; araçlar amaçları kendilerine bağımlı kılarken, doğa üzerindeki tahakkümün yanında insan üzerinde tahakküm artmış ve üretici güçler yıkıcı güçlere dönüşmüştür. Ve böylece yeni sürecin iktidar araçları kendilerini kurumsallaştırmıştır.

Bu tarihsel gelişim seyri içerisinde toplumsal odaklarda da büyük değişimler oluşmuştur. İnsanlar sadece gelirlerine göre değil bilgi ve bilme düzeylerine göre de sınıflandırılarak toplum birbirine karşıt ve uzak hale getirilmeye çalışılmıştır. Çalıştıkları alanlara göre ele alınan toplum; işçi, öğrenci, avukat, öğretmen ve tabi ki de burjuva ve aristokrat olarak ele alınarak garantör bir yapı açığa çıkarılmıştır.

Kapitalist sistemin gelişiminin bu bilindik hikâyesi, hiyerarşi piramitlerini hem görünmez kılmış hem de çok yönlü hale gelmiştir. Cinsler arası, sınıflar arası, halklar arası ve bu olguların kendi içindeki tahakküm ilişkileri derinleşmiştir. Tahakküm ilişkilerinin derinleştiğini “soykırım” vakasının kapitalist dönemde ne denli büyük kayıplara yol açmış olduğuna bakarak anlayabiliriz. Buna karşı sistem eşitsizliğin hiç olmadığını iddia etmiştir. Ne de olsa kapitalist rüya da herkes, “birey” olarak “eşittir”. Pratik yaşam herkese herkesle ne kadar eşit olduğunu her gün, her an aslında zaten göstermektedir.

Bu gerçekliğin Türkiye’ye yansıması çok daha yaşamsal ve “öteleme” kavramının çok canlı bir şekilde ete kemiğe büründüğü bir şekilde olmuştur. Bu süreç girifttir kuşkusuz ama sade bir cevheri vardır; devletin farklı olana, piramidin altındakine sistematik baskısı. Türkiye’de ulusal dışlanmışlıklar, paramparça edilmiş toplumun en üst perdede sahnelenmesine yol açmıştır. Arap’ı, Süryani’si Ermeni’si ve daha sayamadığımız birçokları Türkiye’de öteki olarak ele alınarak, piramidin altında görülerek, kırımdan geçirilmiştir.

Fakat hiçbir halk Kürtler kadar ötelenmemiş ve hor görülmemiştir. Çünkü kendi olabilmek ve kendi kalabilmek için tahakkümcülere, faşistlere karşı en çok direnen Kürtler olmuştur. Devlet nezdinde Kürt aslında “bilimsel” olarak yoktur ve “garip”! bir şekilde kendilerini var kılmaya sürekli devam etmektedir. Kürt’ün insan olduğu yani aslında “kuyruğunun” olmadığı devletluların zihniyetinde yeni, o da onca mücadeleden sonra kerhen kabul edilmiş olduğunu unutmamak gerekir.

Öyle ki 21.yy’da soykırım tüm dünyada suç olarak kabul edilirken, Kürtlerin toplum kırıma uğratılması, Türkiye’de ve demokratik kamuoyunu bir tarafa bırakırsak dünyada hala meşru ve normal görülmektedir. Ve buna karşılık dışarda ve cezaevlerinde Kürtler, var olabilmenin ancak özgür öncü ile olabileceği gerçekliği temelinde bedenlerini ölüme yatırarak direnmektedirler. Yaslandıkları toplumsallıkları ve önlerinde umutla duran zafer vardır.

İstenmeyen ve yok sayılan halkın evlatları her zaman olduğu gibi direnerek kendi küllerinden var olmayı başaracaklardır.

Yeni Yaşam

Yeni Yaşam

İlgiliYazılar

Tam zamanında yapılan uyarı

Çözümün kaderi Apo’nun özgürlüğüne bağlıdır

Yazar: Bedri Adanır
22 Eylül 2025

Duran Kalkan net bir açıklama yaptı: Özgür olmadığı durumda Başkan Apo’nun bundan öte yapabileceği bir şey yoktur. 27 yıllık esareti...

Hakikatten kopan estetik, güzellik sayılır mı?

Hakikatten kopan estetik, güzellik sayılır mı?

Yazar: Bedri Adanır
22 Eylül 2025

Güzellik, modern dünyada parçalanmış bir kavrama dönüştü. Beden ve ruh ayrıldı; iç ve dış koparıldı; insanın özü, kendi varoluşuyla, doğayla...

Bu yılki ‘Dünya Barış Günü’ diğer yıllardakinden neden daha önemli?

Nasıl bir demokrasi talep etmeliyiz?

Yazar: Heval Elçi
21 Eylül 2025

“Dün dünde kaldı cancağızım, artık yeni şeyler söylemek lazım…” (Mevlâna) Otokrasiler liberal demokrasiler için bir tehdit olduğu gibi, doğrudan-çoğulcu bir...

Kayıp: Bir Amerikalı, Charles Horman

Kayıp: Bir Amerikalı, Charles Horman

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
21 Eylül 2025

Yunan-Fransız yönetmen, politik sinemanın ilk akla gelen isimlerinden Costa Gavras’ın 1982 yapımı efsanevi filmi Kayıp, açılışında gerçek bir hikâyeye dayandığını...

Suyun, yaşamın para kuru

Suyun, yaşamın para kuru

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
21 Eylül 2025

Döviz kur, endeks işlemine yenileri eklendi. Bu 2000li yıllardan beri yaşamakta olduğumuz bir dönüşüm. Bu yeni bir kur endeksi çok...

Elinizi tutan mı var?

Elinizi tutan mı var?

Yazar: Reyhan Hacıoğlu
21 Eylül 2025

TBMM’nin ve mecliste oluşturulan komisyonun başkanı Numan Kurtulmuş son toplantılarının birinde “elimizi çabuk tutmamız gerekiyor” diye bir cümle kurdu. Kurtulmuş,...

Sonraki Haber

Saymak anlamaya yetmiyor-Özge Yurttaş

SON HABERLER

Zilan Vejîn: Kürt tarihi dağlarda kendini buldu

Zilan Vejîn: Kürt tarihi dağlarda kendini buldu

Yazar: Heval Elçi
22 Eylül 2025

Tam zamanında yapılan uyarı

Çözümün kaderi Apo’nun özgürlüğüne bağlıdır

Yazar: Bedri Adanır
22 Eylül 2025

Hakikatten kopan estetik, güzellik sayılır mı?

Hakikatten kopan estetik, güzellik sayılır mı?

Yazar: Bedri Adanır
22 Eylül 2025

Erdoğan, BM 80. Genel Kurulu için New York’ta

Erdoğan, BM 80. Genel Kurulu için New York’ta

Yazar: Yeni Yaşam
21 Eylül 2025

Kabataş-Bağcılar tramvay hattında teknik arıza

Kabataş-Bağcılar tramvay hattında teknik arıza

Yazar: Yeni Yaşam
21 Eylül 2025

SÛR-FEST konser ve halaylarla son buldu

SÛR-FEST konser ve halaylarla son buldu

Yazar: Yeni Yaşam
21 Eylül 2025

Kürtçe ezgiler Brüksel Filarmoni Orkestrası ile buluştu

Kürtçe ezgiler Brüksel Filarmoni Orkestrası ile buluştu

Yazar: Yeni Yaşam
21 Eylül 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır