Yolda yürürken sıradan dünyamızı bir anda şenliğe dönüştürebilen kişilerdir sokak sanatçıları. Melodileri, şarkılarıyla duygularımıza tercüman oluyorlar. Bu sanatçılardan biri de Vedat Karataş. Mersin’in sahil yolu ve merkezini birbirine bağlayan üst geçitte eline aldığı sazıyla Kürtçe türküler söylüyor. Bulunduğu üst geçit ile aynı hedefi var aslında; birlikteliği sağlamak. Urfa’dan sırtladığı sazı ile Mersin’e gelen sanatçı Karataş’a ‘neden sokak’ diye sorduğumuzda, sahne yerine sokakta olmasının sebebini günümüz koşullarında müziğin kültürel bir bellek oluşturmayacağını, sanatın daha çok sokakta pekişeceğini ve halkla etkileşim içinde olunca da bireylerin müzik algısının değişeceğini söylüyor.
Yani sokak müziğinin aslında piyasaya karşı bir duruş olduğunun altını çiziyor Karataş. Çünkü müziği halka sokakta sunmayı amaç edinen sanatçılardan biri. En büyük amacı ise zorunlu göçe maruz bırakılan Mersin gibi illerde Kürtlere, kendi dillerini ve ezgilerini anımsatarak yaşatmak…
‘Sokakları güzelliğe boyuyoruz’
“Sanat dediğin sokakta yapılır” diyen Karataş, sokakta yaptığı müzik işi ile insanlara sevgi ve mutluluk aşılamaya çalıştığını kaydetti. Sokak sanatçılarının betona bürünmüş, tek tipleştirilmiş sokakların rengi olarak görülmesi gerektiğini söyleyen Karataş, “Duyguların en iyi anlatıldığı kanal müziktir. Korkulur hale getirilen sokakları duyguya ve güzelliğe boyuyoruz” dedi.
Karataş, şöyle diyor: “Ben, geçimden ziyade kendi topraklarından, dillerinden uzaklaştırılmış Kürtler için söylüyorum. Onlara kendi topraklarının dilini ve ezgilerini anımsatmak benim için en büyük kazanç ve mutluluk. O nedenle kendimi genç işsiz ve aynı zamanda sanatçı olarak, ‘toprağının dili ve ezgileriyle yüklü sazını sırtlayan sanatçı’ olarak tanıtmayı daha doğru buluyorum.”
MERSİN