İnfaz düzenlemesinin beklentileri karşılamadığını kaydeden İHD İstanbul Şube Eş Başkanı Jiyan Tosun, yaşanan hak ihlalleri ve eşitsizliklere karşı infaz yasasında köklü değişiklikler yapılması gerektiğini belirtti
Kürt sorununun demokratik çözümü ekseninde AKP iktidarının atması beklenen adımlardan biri olan İnfaz Düzenlemesi Meclis’te kabul edildi. Kamuoyunda “10’uncu Yargı Paketi” olarak bilinen “Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” 4 Haziran’da Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girdi. Kovid-19 düzenlemesi ile İdare Gözlem Kurulları, hasta tutsakların durumu, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezalarının infazı gibi taleplerin pakette yer almaması ise siyaset ve kamuoyunun tepkisine neden oldu.
Düzenlemeyi yetersiz bulan isimlerden biri de İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şube Eşbaşkanı Jiyan Tosun oldu.
Çifte eşitsizlik
İnfaz düzenlemesinin beklentileri karşılamadığını belirten Jiyan Tosun, “Hızlı bir şekilde yapıldığı, diğer partilerin görüşleri dikkate alınmadığı gibi pek çok durumla karşıya kaldık. İnfaz Yasası aslında kendi içerisinde birçok eşitliğe aykırı düzenlemeyi içeriyor. İnsan Hakları Derneği olarak en başından İnfaz Yasası’ndaki ayrımcı hükümlere dikkati çekiyoruz. Bir yandan Türk Ceza Kanunu (TCK) yürürlükte ama aynı zamanda da Türk Ceza Kanunu’ndan daha ağır ve özel hükümler içeren Terörle Mücadele Kanunu (TMKI) var. İnfaz düzenlemeleri yapılırken de genel olarak Terörle Mücadele Kanunu kapsamındaki cezalardan hüküm giyen kişiler yararlandırılmıyor. Burada da eşitliğe aykırı olarak bir düzenlemenin çifte bir eşitsizlik barındırdığını söylemek mümkün” diye belirtti.
Hasta tutsaklar
Sorunların çözümü için İnfaz Yasası kapsamında köklü düzenlemelerin yapılmasının şart olduğunu vurgulayan Jiyan Tosun, “Bu çok hızlı ilerleyebilecek bir süreç değil. Meclis’in bir ay sonra kapanması söz konusu. Dolayısıyla oradaki yasama işlemleri duracak. Bir süreç yürütüldüğü söylendiği bir dönemde Meclis’in kapanmadan yasamayla ilgili, nasıl kanun değişiklikleri yapılacağına dair çalışmalarını sürdürmesi gerektiğini düşünüyoruz. Tabii ki de yasalar değiştirilirken özellikle akademinin değişim hazırlıklarında, taslaklarında yer alması, yine baroların buraya katkı yapmasının sağlanması, diğer partilerin görüşlerinin de kanunlara yansıması gerekiyor. Dolayısıyla bu uzun bir süreç olacak. Şu anda hayati bir önem arz ettiği için hasta mahpusların gerekli olan sağlık hizmetine erişmesini sağlayacak düzenlemelerin yapılmasının önünün açılması gerekiyor. Özellikle bu talebi dile getiriyoruz” ifadelerini kullandı.
Yaşanan hak ihlalleri
Cezaevlerinde hem siyasi tutsakların hem de adli tutukluların ağır hak ihlalleri yaşadığını söyleyen Jiyan Tosun, buna ilişkin çok sayıda başvuru aldıklarını dile getirdi. Jiyan Tosun, “Ailelerinden uzak yerlere gönderilmeleri, son dönemde kantin fiyatlarının fazla artması, mektuplara el konuluyor olması, doğru düzgün bir iletişimin sağlanmıyor olması gibi pek çok ihlal başvurusu geliyor. Sağlık hizmetinden yararlandırılma noktasında yeterli sağlık hizmetine erişim konusunda da çok sayıda başvuru geliyor. Yine diğer ağır hastalıklarda da kendi belirledikleri doktora muayene olamama, kendilerinin belirlediği doktorun inisiyatifinde ameliyat olamama gibi bir sorun söz konusu” dedi.
Kuyu tipi cezaevleri
Bununla birlikte son dönemde sayıları artan ve kuyu tipi olarak adlandırılan S ve Y tipi cezaevleriyle yüksek güvenlikli cezaevlerinde tecridin derinleştirildiğine dikkat çeken Jiyan Tosun, şöyle devam etti: “Bu hapishaneler; iletişim kurma, hava alma, sosyalleşebilme, kendi özel yaşam alanına saygı gösterilmesi gibi çok sayıda hak ihlallerini içerecek şekilde dizayn edilmiş durumda. Bunların konumlandığı yerin şehir merkezlerine uzak olması, mahpusların birbiriyle iletişiminin tamamen kesilmesi gibi nedenlerle kişilerin tamamen tek başına bırakılması demek oluyor. Bunlar yapıları itibariyle aslında insanlar üzerinde bir işkence mekanı olarak değerlendirilebilecek yerler. Bir süreçten, demokratikleşmeden ve hukuk devleti olmaktan bahsedeceksek, herkesin gözünü cezaevlerine çevirmesi ve yaşamı tehlikede olan insanların çağrılarına bir an önce kulak vermesi, düzenlemelerin dışarıda tedaviye erişecek şekilde bir an önce yapılması gerekiyor.”
Haber: Yeşim Tükel / MA