• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
19 Ağustos 2025 Salı
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Haber-Analiz

Trump, İran’ın bütününü istiyor

4 Temmuz 2025 Cuma - 00:00
Kategori: Haber-Analiz, Manşet, Ortadoğu
Trump, İran’ın bütününü istiyor

Trump, Ortadoğu’ya ve dünyaya yeni bir düzen vermek için ‘çok akılı’ hamleler yapmaya devam ediyor. Dünya yavaş yavaş tek kutuplu bir dünya olmaya doğru gidiyor. İsrail-İran savaşına ve sonuçlarına gelmeden önce Trump’ın Avrupa Birliği (AB) ülkelerini nasıl hizaya getirdiğine bir göz atmak gerekiyor

Hüseyin Kalkan

Herkesin yarı deli olarak görmeyi terci ettiği ABD Başkanı Donald Trump, Ortadoğu’ya ve dünyaya yeni bir düzen vermek için ‘çok akılı’ hamleler yapmaya devam ediyor. Dünya yavaş yavaş tek kutuplu bir dünya olmaya doğru gidiyor. İsrail-İran savaşına ve sonuçlarına gelmeden önce Trump’ın Avrupa Birliği (AB) ülkelerini nasıl hizaya getirdiğine bir göz atmak gerekiyor. Trump, ilk başkanlığı döneminde AB ülkelerinin NATO’ya katkılarını az bulduğunu, bütün yükü ABD’nin taşıdığını söyleyerek eleştirmiştir. Mealen yazıyorum, “Trump, Avrupa ülkeleri ABD’yi sömürüyor. NATO’nun bütün yükünü bize yüklüyorlar. Biz sizi savunmak zorunda değiliz. NATO’ya katkılarınızı arttırınız” demişti. Bu söylem AB ülkelerinde eleştirildi ve kimse savunma harcamalarını milli gelirin yüzde 5’ine çıkarmaya yanaşmadı. Trump’ın seçimi kaybetmesiyle de konu gündemdeki yerini kaybetti. Ancak Trump’ın ikinci dönemi de Rusya-Ukrayna savaşının aldığı boyut ve Rusya’nın özellikle Doğu Avrupa ülkeleri ile ilgili emelleri, AB liderlerini geri adım atmaya zorladı. Putin’in tavrı Avrupa’da bir güvenlik kaygısı doğurdu. Bilindiği gibi son NATO toplantısının gündemi Trump’ın takvimine göre belirlendi. Ve savunma harcamaları fazla tartışılmadan artırıldı. Avrupalı liderler Trump’ı kızdırmamak için el pençe divan durdular. Tabii ki sorun bu değil, sorun AB’nin ABD’nin liderliğini kabul etmesi, savunmasını NATO’ya, ABD’ye dayandırmasıdır. Rusya’ya karşı sırtını ABD’ye dayanmaya devam etmesidir, ABD’nin yedek gücü haline gelmesidir. Burada bir parantez de Türkiye’nin Avrupa’nın güvenliği için kilit ülke konumuna gelmesine dair söylemler için açmak gerek. Hem muhalif hem iktidara yakın yorumcuların çok severek yaptıkları bir yorum bu. ABD’nin Avrupa güvenliğinden elini eteğini çekmesi Avrupa’yı Türkiye’ye muhtaç hale getirmişti. Bu yoruma göre Türk ordusu Avrupa’nın en büyük ordusuydu ve savaş deneyimi yüksekti. Bu nedenle Avrupa güvenliği için Türkiye’ye muhtaç hale gelmişti. Bu büyük bir avantajdı ve Türkiye için yeni fırsat pencereleri açmıştı. Türkiye bu kozu kullanarak Avrupa’ya çok fazla taviz vermeden, vize serbestisi, gümrük birliğini yenilemesi gibi bazı tavizler koparabilirdi. Bunun içinin çok boş hayal olduğu son NATO toplantısı ile anlaşıldı sanırım. Evet Türk ordusu sayıca Avrupa’nın en büyük ordusudur. Türkiye, son yıllarda savunma sanayisine de büyük yatırımlar yapmıştı. Ama Türkiye’nin silah sanayisinde ABD’nin ulaştığı teknolojik seviyeye gelmesi mümkün değildi. Türkiye’nin kendisi, F-16’ların yenilenmesi ve F-35’leri satın almak için kuyrukta bekliyor. F-16’ların yenilenmesi için gerekli olan parçalar için bile İsrail veya ABD’nin kapısını çalmak zorundadır. Son savaşların gösterdiği gibi savaşlar artık yapay zeka yardımı ve aracılığı ile yürüyor. Bu konuda ABD başı çekiyor. Bu teknolojik gelişmeleri 7 Ekim 2023’ten beri İsrail, Ortadoğu’da uyguluyor. Zaten yukarıda anladığımız Trump-AB ilişkisi Avrupa’nın güvenlik için kime güvendiğini gösteriyor.

İsrail-İran savaşı mı?

ABD Başkanı Donald Trump ateşkes istedi ve ateşkes oldu. Daha doğrusu savaşı Trump başlattı ve Trump sona erdirdi. Kendi başlattığı savaşın arabulucusu da kendisi olmayı başardı. Kimse savaşın bu kadar erken bitmesini beklemiyordu. Bunun sebebi hikmeti Trump’ın İran’ı bir bütün olarak istemesi. Bu yüzden fazla yıpranmasını, yakılıp yıkılmasını istemiyor. ABD Başkanı savaş sürerken İran da rejim değişikliğinden söz etti. Ancak daha sonra yaptığı açıklamada rejimin değişmesinin şart olmadığını açıkladı. Çelişik gibi görünen bu tutumun nedeni savaş gerçekliğinde ortaya çıkan durumdur. Her şeye rağmen İran rejiminin beklendiği kadar kolay çökmediği görüldü. Bu durum savaşın daha uzun sürmesini ve ülkenin daha çok yıkılmasına neden olacaktı. Trump, böyle bir sonuç istemiyor. O ülkeyi bütün olarak ve fazla yıkılmadan istiyor. Rejim değişikliği burada ikincil bir mesele. Önemli olarak ülkeyi bütünü ile ABD’nin petrol ve gaz şirketlerine bağlamak. Petrol kuyuları bütünü ile vurulmuş. Doğalgaz işletmeleri işlevsiz hale gelmiş bir İran’ı devralmak çok masraflı bir iş olduğu için, İran daha çok tahrip olmadan ateşkese gidildi. Şimdi İran rejimini masada teslim alma yoluna gidilecek. Eğer bu sağlanmasa İran bir süre daha bombalanacak, rejimin bazı üst düzey yöneticileri daha tasfiye edilecek. Ateşkesten sonra Trump’tan gelen çelişkili açıklamalar bunu gösteriyor. İran rejiminin basın ve kamuoyu önünde yüksekten atması bu durumu değiştirmeyecektir. ABD gerektiğinde döverek gerektiğinde överek İran’ı teslim alacak. Bu savaş başında da yazdığım gibi İsrail’den çok ABD’nin savaşıdır. Trump’ın zaman zaman ‘arabulucuyu’ oynaması, diplomasiyle fazla zahmet etmeden ülkeleri teslim almada kullanıyor. Bu savaşta Rusya’nın ve Çin’in durumuna dair birkaç söz söylemek gerekir herhalde. Sadece bu savaş kapsamında söylüyorum ve Mao’ya atıfta bulunuyorum. Mao Zedung, “Bütün emperyalistler kağıttan kaplandır” diyordu. Bu savaş Rusya ve Çin’in kağıttan kaplan olduğunu gösterdi.

Suriye ABD’nindir

Trump bu taktiği Suriye’de de uyguladı. İşe Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan’ı överek başladı. Trump, 6 Nisan 2025’te Beyaz Saray’da ağırladığı İsrail Başbakanı Netanyahu ile görüşmesinde Suriye konusunda açıklamalar yapmıştı. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ilişkilerinin çok iyi olduğunu vurgulayan Trump, Türkiye’nin Suriye’deki rolünün de çok önemli olduğunu söyledi. ABD Başkanı, “Erdoğan adında bir adamla çok iyi ilişkilerim var. Basının, Erdoğan’ı sevmeme kızdığını biliyorum ama ben seviyorum, o da beni seviyor ve hiçbir sorunumuz olmadı” diye konuştu. Erdoğan’ın Suriye’de kimsenin yapamadığını yaptığını ifade eden Trump, “Erdoğan çok güçlü ve zeki bir adam. (Suriye’de) Başka kimsenin yapamadığı bir şeyi yaptı. Hakkını vermek lazım” dedi. İsrail Başbakanı Netanyahu’nun “Suriye’de Türkiye ile sorunları olduğu” yönündeki ifadelerine de cevap veren Trump, “Türkiye ile yaşadığınız her sorunu çözebileceğimi düşünüyorum. (Netanyahu’yu işaret ederek) Siz makul olduğunuz sürece; bu konuda siz de biz de makul olmalıyız” değerlendirmesini yaptı. Bu konuşma Türkiye’de daha çok Trump, Erdoğan’ı övdü mü yerdim mi diye tartışıldı. Oysa Trump’ın yaptığı nazikçe Suriye’yi devralma operasyonuydu. Bu sözlerin kıymeti harbiyesi daha sonra anlaşıldı. ABD Başkanı Ortadoğu turunda yeni Suriye yönetiminin başını Suudi Arabistan’ın başkentine çağırdı ve kutsadı(!).  Yani Batı kulübüne kabul vizesini verdi. Bu görüşmeden sonra gelişmeler kimsenin beklemediği bir hızda olmaya başladı. Batı derken, Ahmed el Şara yönetimi İsrail ile gizli görüşmelere başladı. Yakında kapsamlı bir anlaşma müjdesini İsrail basını verdi. İsrail medya kuruluşu i24NEWS’e verdiği bilgiye göre, İsrail ile Suriye yönetimleri 2025 yılı bitmeden kalıcı barış anlaşmasını imzalamaya hazırlanıyor. Anlaşmaya göre; İsrail, 8 Aralık 2024’te tampon bölgeyi işgal ettikten sonra ele geçirdiği stratejik önemdeki Hermon Dağı’nın zirvesi de dahil tüm Suriye topraklarından kademeli olarak çekilecek. Söz konusu anlaşmayla iki ülke arasındaki ilişkilerin normalleşeceği ve Golan Tepeleri’nin ‘barış bahçesi’ olacağı ileri sürüldü. İsrail basını, Suriyeli yetkilileri kaynak göstererek, Şam yönetiminin, ABD Başkanı Trump’ın görev süresi dolmadan İsrail ile barış anlaşması yapmak istediğini ve bu kapsamda iki ülke yönetimleri arasında doğrudan diyaloglar geliştirildiğini yazdı. İsrail Ulusal Güvenlik Konseyi Başkanı Tzachi Hanegbi, Suriye ve Lübnan’ın, diğer Arap ülkeleriyle imzalanan İbrahim Anlaşmaları’na benzer şekilde İsrail ile normalleşme anlaşmaları imzalamaya aday olduğunu ifade etmişti. Türkiye, Suriye’de söz sahibiymiş gibi davranıyor ya da öyle sanıyor. Aslında attığı adımlar, Suriye’nin ABD pençesine daha kolay düşmesinin zeminini hazırlıyor.

Demokrasiyi halklar kuracak

Sonuç olarak şu söylenebilinir; İran yönetimi daha fazla güç kaybetmemek için Trump ile anlaşabilir. Sonuçta İran’da iktidarı tamamen kaybetmeleri söz konusu. Perde önünde söylenenler bizi yanıltmasın. Asıl oyun perde arkasında oynanıyor ve ne olduğuna dair fazla ipucu da henüz dışarıya yansımış değil. Ama ben Mollaların pragmatik olduklarını, perde arkasından Trump ile anlaşmaya başladıklarını düşünüyorum. Rejimin güvendiği dağlara bir bakıma kar yağdı. İran, Ukrayna ile savaşta Rusya’ya İHA sağladı, savaşması için malzeme tedarik etti. Rusya ise İran rejiminin beklentilerine yanıt olmadı. Çin, bazı kargo uçaklarını İran’a gönderdi ama savaşın kaderinde bunlar belirleyici olmadı. Bu nedenlerden dolayı İran rejimi bundan sonrası için bu müttefiklere güvenerek adım atmaz. Tekrar olması pahasına bir kere daha söyleyeyim, bence Molla rejimi ABD ile anlaşmaya çok yakın. Birkaç yıl sonra İran’ın İbrahim Anlaşmaları’na imza attığına dair haberler yaparsak kimse şaşırmasın. Bu durumda ancak İran’da Farslar, Kürtler, Beluclar, Azeriler ve diğer halklar demokratik ve özerk bir İran’ı kurmak için koşullardan yararlanabilirler.

ABD, Ortadoğu’dan çekiliyor mu?

Çok değil bir yıl önce iktidar çevreleri ve iktidara yakın yorumcular, Trump iktidarı ile birlikte Amerikan’ın Ortadoğu’dan çekileceği yorumlarını yapıyorlardı. Yorum yapmakla kalmıyor, Amerika’nın çekilmesi ile doğacak boşluğu dolduracaklarını sevinerek ellerini ovuşturuyorlardı. Bu yorumcuların bazılarına göre ABD içe kapanacaktı. Diğer bazıları ise ABD’nin bundan sonra Çin’e ve Hindicin’e yöneleceğini söylüyorlardı. Ne kadar yanıldıklarını gelişmeler gösterdi. Çekilmek bir yana, ABD, bölgedeki ülkeleri tek tek teslim alıyor. Savaş tehdidi ile, ekonomik yaptırım tehdidi ile teslim alıyor. İran’da olmak yolunda olan budur. Suriye, böyle teslim alındı. Son bir soru kalıyor yanıtlanacak, Ortadoğu’da ABD neden bu kadar rahat at oynatabiliyor? Çünkü bu ülkelerdeki iktidarlar cehennem ateşinden korkar gibi demokrasiden korkuyorlar. Böyle olunca, ülke içinde desteklerini kaybediyorlar, ülke dışında sürekli eleştiriliyorlar. Bunlara karşı askeri bir harekat dünya kamuoyunda neredeyse davul zurna ile karşılanıyor. İsrail, İran’ı vurmaya başladıktan sonra birçok İranlı neredeyse zil çalıp oynamaya başladı.

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Yorumlamanın gücü

Sonraki Haber

Darbe sürüyor – 2

Sonraki Haber
Bahçeli ne yapmak istiyor? 

Darbe sürüyor - 2

SON HABERLER

İşten çıkarılan işçilerden insan zinciri

İşten çıkarılan işçilerden insan zinciri

Yazar: Yeni Yaşam
19 Ağustos 2025

32 yılın ardından memleketi Adana’da

32 yılın ardından memleketi Adana’da

Yazar: Yeni Yaşam
19 Ağustos 2025

Suriye Geçiş Hükümeti 4 Alevi katletti

Suriye Geçiş Hükümeti 4 Alevi katletti

Yazar: Yeni Yaşam
19 Ağustos 2025

Komisyonda yarın Barış Anneleri konuşacak

Komisyonda yarın Barış Anneleri konuşacak

Yazar: Yeni Yaşam
19 Ağustos 2025

Tanrıkulu’dan ‘toros’ açıklaması: Olay aydınlatılmalı

Tanrıkulu’dan ‘toros’ açıklaması: Olay aydınlatılmalı

Yazar: Yeni Yaşam
19 Ağustos 2025

İYİ Parti’de ‘sürece destek’ istifaları

İYİ Parti’de ‘sürece destek’ istifaları

Yazar: Yeni Yaşam
19 Ağustos 2025

Taşkın: Komisyon demokratikleşme işlevi görmeli

Taşkın: Komisyon demokratikleşme işlevi görmeli

Yazar: Yeni Yaşam
19 Ağustos 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır