İsrail; Suriye, Lübnan, Kıbrıs, Türkiye hattında yeni senaryoları değerlendirmek için zaman kazanmak istiyor. ABD, Kıbrıs’ı silahlandırmaya çalışırken İsrail de Kıbrıs’ı kendi güvenlik kalkanı olarak kodluyor. Nagel Komisyonu rapor sunmuştu. İsrail, ateşkesle birlikte Türkiye konusunda da bir konsept oluşturmak istiyor
Mehmet Ali Çelebi
İsrail ve Hamas; Doha’da Biden yönetimi, Katar ve Mısır’ın ara buluculuğunda 15 Ocak günü ateşkes anlaşmasına vardı. Küresel ve bölgesel aktörlerin nasıl davranacağı konusunda spekülasyonlar yaptığı Donald Trump’ın koltuğa oturmadan bir gün önce yürürlüğe girebildi. İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu’nun imzası gecikti. Gel-git yaşandıktan sonra İsrail kabinesi imzaladı. Savaşın üzerinden geçen 471. günün ardından 19 Ocak sabahı başlayan ateşkesin 42 gün sürmesi planlandı. Hamas’a bağlı kurumların açıklamasına göre yaklaşık 47 bin kişi hayatını kaybetti. İsrail ve Trump duracak mıydı?
Sancılı, kırılgan günlerde neler yaşandı bakalım. 15 Ocak 2025 Çarşamba gecesi basının karşısına geçen Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Mohammed bin Abdulrahman Al Thani ateşkesi resmen duyurdu. Bu resmi açıklamadan önce ABD’de 20 Ocak 2025’te başkanlık koltuğuna oturmayı bekleyen Donald Trump, ABD Başkanı Joe Biden yönetiminden rol çalıp Truth Social hesabından ateşkesin kendisinin eseri olduğunu yazdı. Biden, Trump’ın paylaşımları sonrası aynı gece basının karşısına geçip açıklama yaptı ve Mayıs 2024’ten beri ateşkes taslağı üzerinde çalıştıklarını söyledi. Gözler İsrail’deydi ve kabine 16 Ocak öğleden önce toplanıp onaylayacaktı. Aksa Tufanı’ndan beri Hamas ve İslami Cihad gibi örgütlerin elinde rehin tutulanların bırakılması konusunda pürüzler çıkınca, aşırı sağcılar da ikna edilemeyince kabine o gün toplanamadı.
İran’ın açıklamaları
İran’ın açıklamaları da İsrail kabinesini etkiliyordu. Şöyle ki; İran dini lideri Hamaney ve İran Devrim Muhafızları 16 Ocak sabahı açıklama yaparak Hamas’ın zafer elde ettiğini, İsrail’in yenildiğini kaydetmişlerdi. İran resmi ajansları da İsrail için “hezimet” yorumları yapıyordu. İsrail’de kabine içinden tepkiler yükseldi. Bu iklimde İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, Maliye Bakanı Bezalel Smotrich ateşkese karşı çıkıyor, operasyonların sürmesini istiyordu. Ben-Gvir, Smotrich, tehlikeli ve kötü anlaşma olarak niteleyip koalisyondan çekilip hükümeti düşürme tehditleri savuruyordu. Netanyahu da Hamas’ın bazı detaylarda geri adım attığını söyleyip kabine toplantısını iptal edince Hamas’a destek veren ülkelerde endişe arttı. Gerilimli saatler sonrası 17 Ocak’ta Güvenlik Kabinesi’nin onayı Netanyahu’nun, göreve başlayacak Donald Trump’tan ateşkes anlaşmasının ikinci aşamasına ilişkin müzakerelerin başarısız olması durumunda saldırıların süreceği yönünde teminat almasıyla yapıldı. Aynı akşam geniş kabine toplandı, ancak saatler sürdü ve 18 Ocak Cumartesi’ye sarktı. Cumartesinin ilk saatlerinde biten 6 saatlik çekişmeli kabine toplantısında 24 bakan “evet”, 8 bakan “hayır” oyu kullandı ve ateşkes kotarılmış oldu. Netanyahu’nun kabinesindeki; Otzma Yehudit Partisi lideri ve Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, Yitzhak Wasserlauf, Amichai Eliyahu ‘hayır’ oyu kullandı. Kabinedeki Dinci Siyonizm Partisi lideri ve Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Orit Strock, Ofir Sofer. Likud’dan David Amsalem, Amiçay Çikli ‘hayır’ oyu kullandı. Buna rağmen ateşkes 19 Ocak 2025’te saat TSİ 09.30’da başlayacaktı, rehine listesi gecikince saat 12.15’te başlayan ateşkes 42 gün sürecekti.
Oysa suikastler sonrası Hamas’ın da İsrail’in de artık ateşkese yanaşmayacağı konuşuluyordu.
Lübnan Hizbullahı Lideri Nasrallah’ın danışmanı ve Genelkurmay Başkanı denen Fuad Şükür’in Beyrut’ta İsrail tarafından suikastle öldürülmesi (30 Temmuz 2024) İran’ın yeni Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan’ın yemin törenine katılan Hamas’ın lideri İsmail Haniye’ye 31 Temmuz 2024’te Tahran’da, yeni lider Yahha Sinvar’a 16-17 Ekim 2024 operasyonunda Gazze’de düzenlenen suikastler olduğunda, ateşkesin artık gündeme gelmeyeceği değerlendirmeleri yapılmıştı. 2 Ağustos 2024 günü “Suikastler ve savaş alarmı” analizimizde, ateşkes meselesinin kapandığı yorumlarına karşılık şu ifadeleri kullanmıştık: “İran savaşı göze almaz. İsrail cephesindeyse şimdiye kadar ateşkese yanaşmayan Netanyahu, ‘İstiyorsanız şimdi gelin, benim şartlarım bunlar. Ateşkesi yapalım’ diyebilir.” (02.08.2024/ Yeni Yaşam gazetesi)
İsrail, 27 Eylül 2024 Cuma Beyrut’un Dahiye bölgesinde çok sayıda binayı havaya uçurup birkaç kat altta karargahta Hizbullah Lideri Nasrallah ve yanındaki İran Devrim Muhafızları generallerini öldürdüğünde de, İran’ın “Direniş Ekseni” politikasında büzüşme yaşayacağını, Netanyahu’nun da Hizbullah’ı Litani Nehri’nin güneyinden çekilmeyi ateşkes ve müzakereyle yaptırmaya çalışacağını vurgulamıştık. (1 Ekim 2024’te ‘Yeni Düzen’den ‘Kanlı Eylül’e başlıklı Yeni Yaşam’daki analiz) 27 Kasım 2024’te Hizbullah ateşkesi imzalayıp BM Güvenlik Konseyi’nin 11 Ağustos 2006’daki 1701 sayılı kararına binaen Litani Nehri’nin kuzeyine çekilmeyi, bölgedeki silah depolarını Lübnan ordusuna teslim etmeyi kabul etmek durumunda kalmıştı. Lübnan siyaseti de dizayn edildi. Hizbullah 13 kez toplanan meclisin cumhurbaşkanı seçilmesine set olmuştu. İsrail’in dengeleri değiştirmesiyle Lübnan’da 9 Ocak 2025’te Meclis toplandı ve Hizbullah’ın daha önce seçilmesini engellediği
Genelkurmay Başkanı Joseph Aoun’ı (Avn) Cumhurbaşkanı seçti. Seçimleri Hizbullah ve Emel hareketiyle birlikte engelleyen Özgür Yurtsever Hareket Lideri Gebran Bassil de Hizbullah’tan kopmak durumunda kalmıştı. Joseph Aoun dört gün sonra BM Uluslararası Adalet Divanı Başkanı Nevvaf Selam’ı yeni başbakan olarak seçti. Yani 2 yıl 2 ay sonra cumhurbaşkanı seçilmiş, yeni başbakan çıkarılabilmişti. Lübnan dizaynında ilerleme sağlanınca, Şam’da da Beşar Esad rejimi düşüp İran ülkeden süpürülünce Netanyahu, Gazze’de ateşkesi benimseyecekti.
Biden mı Trump mı?
Biden da Trump da savaşı dondurmanın kendi hanelerine yazılması için çırpındı. Biden’ın ekibi Mayıs 2024’ten beri çabalıyordu ateşkes için. Ancak Trump, ABD seçimleri öncesi rehineleri kurtarmış Biden’ın oy alabileceğini düşünerek Florida’da 26 Temmuz 2024’te ağırladığı Netanyahu’nun ağırdan almasını sağlamıştı. Trump, Kasım 2024 Başkanlık seçimini kazandıktan sonra ise, Truth Soial’den tehdit savurup “Rehineler 20 Ocak’ta, ben gururla ABD Başkanlığı görevini devralacağım tarihten önce serbest bırakılmazsa Ortadoğu’da ve insanlığa karşı bu katliamları yapanlara CEHENNEM YAŞATACAĞIM” paylaşımı yapacaktı (Cumhuriyet gzt. /03.12.2024)
Trump seçimi kazandıktan sonra henüz resmileşmeyen Ortadoğu Temsilcisi olarak Steve Witkoff’u göndermiş, İsrail’de ve Katar’da görüşmeler yaptırmıştı. Yani, Hamas’a tehdidi, Netanyahu’ya ince göndermesi, Steve Witkoff’un görüşmeleri ateşkesin imzalanmasını sağlamıştı. Dolayısıyla Biden da Trump da ateşkese zorlamışlardı.
Çünkü Gazze’den yansıyan dehşet verici fotoğraflar yayıldıkça tepkiler artıyordu, baskı altındaydı. Biden da bakanları da gittikleri yerlerde konuşurlarken protestolarla karşılaşıyorlardı. Dolayısıyla Biden mayıs ayından beri ateşkes için taslağı şekillendirmeye çalışıyordu. Sadece Trump’ın etkisi olsaydı, ateşkesi Trump başladıktan sonra da yapabilirlerdi. Biden, Aksa Tufanı sonrası İsrail’e gitmiş, Lübnan, İran, Yemen, Gazze’ye füzeler yağdıran Netanyahu’ya silah akışını artırmıştı, Filistin, Lübnan ve Suriye’de İran ve Rusya’nın hegemonyasının İsrail tarafından kırılmasına, bu aktörlerin kalkanının düşürülmesine destek vermişti. Netanyahu, ateşkesi Biden koltuktan kalkmadan imzalayıp jest yapmıştı. Bunun için koalisyon ortağı Ben-Gvir’in istifasını göze almıştı.
Ateşkes anatomisi, Rusya ve İran
Ateşkesin anatomisini şöyle özetlemek mümkün.
- Netanyahu’nun üzerindeydi Uluslararası Adalet Divanı ve Uluslararası Ceza Mahkemesi şimşekleri. UCM, Netanyahu hakkında tutuklama kararı çıkarmıştı. Kamuoyu baskısı artmıştı. Netanyahu da destekçisi ABD de, baskıyı savuşturmak, savaş isteyen tarafın kendileri olmadığını göstermeye çalışacaktı ateşkes ile.
- Netanyahu, rehinelerin ailelerinin protestolarından kurtulup muhalefet karşısında daha dinamik kalmak istiyordu.
- Sağ olan rehineleri aldıktan sonra Hamas’ın kalan üst ve orta kadrolarına yönelmek için de zaman kazanmak istiyordu.
- İsrail yorulmuş ordusu içinde rotasyon yapmak istiyordu.
- Sivil ölümleri, yansıyan fotoğraflar ve videoların yansıttığı katliamlar nedeniyle toplumsal baskı altında olan Biden bir barış hikayesi ile tamamlamak istiyordu. Barış istemeyen imajından kurtulmak için Biden da Trump da ateşkes için çaba yürütmek zorunda kalmıştı.
- Trump, ikinci başkanlık dönemini çatışma yerine müzakerelerle geçirmek istiyordu. Trump, bu minvalde İbrahim Anlaşmaları’nı yeniden canlandırıp yeni ülkeleri İsrail ile anlaştırmak istiyordu.
- Trump, İran ve Rusya’nın yeniden Suriye, Lübnan, Filistin gibi yerlerde etki kazanmasını motive edecek ve nüfuz alanı sağlayacak çatışma süreçlerini bitirmek istiyordu.
- ABD para harcamasın hesabındaki Trump, bölgelere müdahale ederken, çelişkilere oynayıp müdahaleleri bölge devletleri üzerinden maliyeti paylaşarak yapmaya çalışacak.
- İsrail; Suriye, Lübnan, Kıbrıs, Doğu Akdeniz, Türkiye hattında yeni senaryoları değerlendirmek için zaman kazanmak istiyordu. ABD, Kıbrıs Cumhuriyeti’ni silahlandırmaya çalışırken İsrail de Kıbrıs’ı kendi güvenlik kalkanı olarak kodluyordu. Netanyahu’nun sipariş ettiği Türkiye raporunu Nagel Komisyonu sunmuştu. Raporda Türkiye’nin, İran’dan sonra tehdit haline geldiği vurgulanıyordu. İsrail, ateşkesle birlikte cepheden dikkatleri alıp Türkiye konusunda da bir konsept oluşturmak istiyordu.
- Türkiye, HTŞ ve SMO üzerinden İsrail ve Lübnan’a da komşu olmuştu, İsrail bu alanda da nasıl bir doktrin geliştireceğine odaklanmak istiyordu.
- İsrail, Lübnan Hizbullahı’nın kolu-kanadını kırmıştı. Hizbullah’ın Lübnan’da silahları elde tutmasının dayanaklarından Şebaa Çiftlikleri ve Kafr Şuba Tepeleri’ni geri alma propagandasının alıcısı azalmıştı artık. Lübnan’da Hizbullah blokajı kaldırılmış, cumhurbaşkanı ve başbakan belirlenmişti. Netanyahu; Yemen’e de odaklanıp İran destekli Ensarullah’a da Hizbullah’a yaptığının benzerini yapmak istiyordu. Bunun için istihbarat organize etmek ve kapsamlı hava saldırılarının planlamasını da yapmak istiyordu.
- İsrail yönetimi, Irak’taki İran destekli Haşdi Şabi yapılarına karşı da caydırıcı planlar çıkarmak istiyordu. Ki sonuçları görüldü, İran destekli Haşdi Şabi içindeki Nuceba Hareketi, 17 Ocak’ta İsrail’e saldırıları durdurma kararı aldı. Başbakan Şiya Sudani hükümeti, Haşdi Şabi gruplarını silah bırakmaya ikna etme müzakereleri başlattı yeni yılla birlikte.
Gazze’yi kim yönetecek?
Şu da var ki ateşkeste en önemli başlıklardan biri muğlak kaldı: Gazze’yi kim yönetecek? Hamas’ın Gazze’de yeri olacak mı? Ateşkes maddeleri daha çok İsrailli ve ABD’li rehinelerin bırakılmasının aşamaları, Aksa Tufanı sonrası gözaltına alınan Filistinlilerden belli yaş altında olanların bırakılması, Gazze’ye yardım kamyonlarının giriş koşulları eksenli oldu. Gazze’yi kimin yöneteceği de belirsiz bırakıldı. Maddelerin açılarına bakıldığında Gazze’nin Hamas’ın yönetimine bırakılmayacağı anlaşılıyor. Ayrıca İsrail kabinesi çalkantılı. Sevinç gösterisi yapan Hamas savaşçılarının giriş-çıkışlarını da İHA’larla izleyip tespit etti. Bir aşamadan sonra, yani 42 günü beklemeden bombardımanı sürdürecek gibi.
İran’ın Suriye ve Lübnan’a müdahale etmekten vazgeçmemesi de süreci etkileyecek. Nitekim İran’da 17 Ocak 2025 Cuma günü “Zafer Cuması” adıyla yürüyüşler yapıldı. İran Dini Lideri Ayetullah Ali Hamaney de 16 Ocak sabahı web sitesi “KHAMENEI.IR” üzerinden şu mesajı paylaştı: ”Bugün tüm dünya, Gazze halkının sabrının ve Filistin direnişinin kararlılığının Siyonist rejimi geri çekilmeye zorladığını anladı. En iğrenç suçları işleyen Siyonistlerin binlerce kadın ve çocuğu öldürdükten sonra yenildiği tarihi kitaplara yazılacaktır” (resmi Mehr ajansı Türkçe/ 16.01.2025)
İran Devrim Muhafızları Ordusu da yine 16 Ocak sabahı yazılı açıklamada anlaşmanın, ‘Aksa Tufanı’ gibi İsrail’i hezimete uğrattığı ifade ederken; “Filistin için büyük bir zafer, canavar Siyonist rejim için de daha büyük bir yenilgidir… kahraman Hamas; müzakere sınamasından gururlu ve onurlu bir şekilde çıktı” dedi. (Mehr ajansı Türkçe /16.01.2025/)
Hamaney, aralığın son haftası Suriye içinde de güçlü bir karşı hareket beklediğini söyleyip Suriye’ye müdahil olmayı sürdürme mesajı vermişti.
Mervan Barguti bırakılırsa
Cezaevindeki Filistinliler bırakılırken de; eğer Eylül 2000’de İkinci İntifada başlarken El Fetih Batı Şeria lideri olan, silahlı kanat Tanzim’i yöneten, Birzeit Üniversitesi’nde Siyaset Bilmi okuyan, çok sayıda saldırı ve öldürmeden sorumlu tutularak Nisan 2002’den beri müebbet hapisten cezaevinde yatan, 2007’deki Hamas ile El Fetih arasında arabuluculuk yapan, hapiste olduğu halde 2009 El Fetih liderliğine seçilen Mervan Barguti bırakılırsa Filistin’de de değişim görebiliriz. Mahmud Abbas devri kapanabilir, yeni denklemler oluşabilir.
Netanyahu’nun Biden kazanınca tebrik etmesini de unutmayan Trump, danışmanının Netanyahu’ya hakaret eden konuşmasını yayınlayarak çantada keklik olmadığını göstermişti. Trump, yeni bir kabine ile çalışmak için Netanyahu’yu erken seçime de zorlayabilir, Suriye etrafındaki dengelere, Kıbrıs jeopolitiğine önem verecek görünüyor. 15 Mart 2011’deki ayaklanmanın başından beri denklemdeki emperyal devletler arası çelişkilerden yararlanan Kürtler, Dürziler, Süryanilerin yeni kapılar açacağını gösteriyor.