2 Nisan ‘Kurtuluş Günü’nde, Trump Yönetimi açıkladığı yüksek gümrük tarifeleri aracılığıyla dünyadaki ticaret savaşlarını hızlandırırken, küresel ekonomiyi de yeni bir türbülansa soktu.
Bu tarifeler 1930 tarihli ‘Smoot-Hawley Tarife Yasası’ndan bu yana gündeme getirilen en kapsamlı ve en yüksek tarifeler. “Komşudan komşuya karşılıklı tarife uygulanması” biçimindeki ticaret savaşlarının önünü açan bu yasanın dünya ekonomisinin kapitalizmin tarihinde görülen en büyük krize (Büyük Buhran) girmesini hızlandırdığı göz önüne alındığında, bugünün Trumpçı tarifelerinin de benzer etkilerinin ortaya çıkması ve mevcut krizi derinleştirmesi beklenmelidir.
Nitekim bu yönde endişeler ve ülkelerden gelen tepkiler üzerine 7 Nisan’da, Trump Çin dışındaki ülkelere konulan tarifeleri 90 günlüğüne erteledi. Son durum şöyle:
ABD-Çin, AB Ticaret Savaşları
▪ Çin ürünlerine konulan tarife yüzde 125’e yükseltilirken, misilleme yapmayan ülkelerde asgari yüzde 10 olarak belirlendi (çok sayıda ülke için bu oranlar yüzde 11 ile yüzde 49 arasında değişiyor). (1)
Buna Çin Hükümeti yanıt vermekte gecikmedi:
“ABD tarafı yanlış yolda ilerlemeye kararlıysa sonuna kadar mücadele edeceğini” ve Amerikan menşeli ürün ve hizmetlerdeki yüzde 34’lük tarifeyi yüzde 84’e yükselttiğini açıkladı. Hatta Hollywood filmlerinin ithalatını yasaklama olasılığını gündeme getirdi. Çin’in tepkisi, Trump’ın tarife uygulayarak kendisinden bazı ticari tavizler koparmayı başardığı 2017 yılındaki Çin ile artık aynı ülke olmadığını gösterdi. Artık Pekin, Washington’a karşılık verme konusunda daha istekli görünüyor ve Amerikan önlemlerine karşı daha proaktif davranma işaretleri veriyor”. (2)
▪ Avrupa Birliği (AB), badem ve yat dahil olmak üzere çok çeşitli ABD menşeli ürünlere 15 Nisan’dan geçerli olmak üzere, yüzde 25 tarife koyma kararı aldı. Dahası bu durum Çin ile AB ve Japonya’yı birbirlerine yakınlaştırma potansiyeli taşıyor.
“Çünkü Trump’ın geleneksel Amerikan müttefiklerine karşı uyguladığı gümrük vergileri uluslararası arenada da Çin’in işine yarayacak. Japonya, Amerikan Hazine Tahvillerini azaltmayı ve aynı zamanda Çin ile ticari bağlarını güçlendirmeyi tartışıyor. Oysa bu ülke uzun zamandır ABD’nin önemli bir müttefiki ve Çin’in bölgesel bir rakibi olduğundan, bu hamleler bir yıl önce düşünülemezdi. Benzer gelişmeler AB ülkeleri arasında da yaşanabilir. Nitekim İspanya Başbakanı P. Sanchez Brüksel’i Çin ile ilişkilerini gözden geçirmeye çağırdı. Çin’i kenara itmeyi amaçlayan hamleler ABD’yi izole etmekle sonuçlanabilir”. (3)
Kısaca, yaygın ve yüksek gümrük tarifeleri aracılığıyla derinleştirilen ticaret savaşları 21. Yüzyılda emperyalist devletler ve/veya bloklar arasındaki çelişkilerin artmakta olduğunun bir göstergesi. Bu çelişkiler (daha önceki paylaşım savaşlarına benzer) yeni bir paylaşım savaşının öncülü olarak değerlendirilebilir.
Tarifelerin finans piyasalarına olan etkileri
Kapitalizm tarihinde genelde yaşandığı gibi ilk etkiler finans piyasaları üzerinde görüldü. Dünya borsaları, ABD tahvillerinin değeri ve petrol fiyatları düştü. Tarifelerin açıklanmasının hemen ardından Brent Petrol fiyatları 2021 başından bu yana ilk kez varil başına 50 dolar civarına kadar düştü. Tarife uygulamasının (Çin dışında) 90 gün erteleneceğinin açıklanmasının ardından 65 dolar civarında kaldı (dünyada petrol fiyatları düşerken Türkiye’de petrole yapılan zamlar sorgulanmalı).
Borsalar allak bullak!
Aslında Trump’ın göreve gelmesinden bu yana ABD borsaları inişli çıkışlı bir seyir izliyor. Trump’ın seçim zaferinin ardından sermaye dostu bir rejim beklentisiyle borsalar yükselişe geçmişti ancak başkanlığının üzerinden üç ay geçmeden hisse senetleri düzeltme bölgesini (-yüzde 10) geçti. Tarife açıklamaları, dayatmaları ve geri almaları, piyasanın 19 Şubat’taki zirvesinden yüzde 21 geriye düşmesine ve 7 Nisan’daki gün içi işlemlerde kısa süreliğine “Ayı Piyasası” bölgesine ulaşmasına neden oldu.
Öyle ki fiyatlardaki hızlı düşüş sırasında hassasiyet arttı ve S&P 500’ün Volatilite Endeksi 60’a yükseldi (endeks 2024 ve 2025 yıllarının çoğunda 12 ila 22 arasında değişmişti). Bu yüksek düzey piyasa katılımcıları arasında aşırı düzeyde bir tedirginliğe işaret ediyor. Ayrıca, belirsizlik dönemlerinde genellikle güvenli bir liman olan ABD Tahvil Piyasası da bu tarife kaynaklı türbülansla sarsıldı: 10 yıllık Hazine Tahvilinin getirisi 7 Nisan’daki yüzde 3,86’lık seviyesinden yüzde 4,5’e kadar yükseldi (getirinin yükselmesi tahvilin fiyatının düştüğünü gösterir). Bu durum, hisse senetleri düştüğünde tahvillerin tam tersini yapma eğiliminde olduğu düşünüldüğünde, sert ve beklenmedik bir hareketti. (4)
Finans piyasalarının tepkisi karşısında atılan geri adım!
90 günlük erteleme öncesinde borsada iki gün süren satışlar 6 trilyon dolardan fazla değer kaybına neden oldu. Tek başına Apple hisseleri 600 milyar dolar zarar etti. Ürünlerinin büyük kısmını Güney ve Doğu Asya’da ürettiren diğer teknoloji şirketleri de eşdeğer kayıplar yaşadı. Financial Times’ın başyazısının başlığında yazıldığı gibi, “Donald Trump piyasaların gücüne boyun eğerek” (5) Çin dışında diğer ülkelere tarife uygulamasını 90 gün erteledi.
Reel ekonomi üzerindeki etkiler
Tarifelerin uluslararası ticaret hacmini daraltması doğaldır. Uluslararası Ticaret Merkezi’ne (ITC) göre, küresel ticaret yüzde 3-7, küresel gayri safi yurtiçi hasıla ise yüzde 0,7 oranında daralabilir ve bundan en çok azgelişmiş ülkeler etkilenecektir. (6)
Diğer yandan, bu gelişme hava kirliliği açısından olumlu bir sonuç doğurabilir. Zira atmosferdeki karbondioksit emisyonunun yüzde 7’den fazlası taşıma/ulaştırma faaliyetlerinden kaynaklanıyor. Böylece tıpkı Covid-19 Pandemisi sırasında olduğu gibi hava kirliliğinde bir geçici düşüş söz konusu olabilir.
Bu tarifelerin ABD milli gelirini yüzde 1,9 azaltması, üretimi düşürmesi, ekonomiyi resesyona sokması ve enflasyonun yükseltmesi (stagflasyon) bekleniyor. Karşı ülkelerin misillemeleri yüzünden ihracatın azalması da söz konusu olabilir. Ayrıca bu savaş, ağırlaştırılmış gümrük mevzuatı ve prosedürleri, gereksiz bekletmeler gibi “tarife dışı engeller” le de sürebilir.
Trump inişte!
Nitekim Çin’in tarifeye tepkisinin etkisi henüz tam olarak ortaya çıkmasa da tarifeler daha şimdiden ABD’de fiyatların artacağı korkusunu yarattı. Çünkü Amerikalıların satın aldığı giyim ve tüketici elektroniği ürünlerinin çoğu Çin’den ithal ediliyor. Bunun siyasal sonuçları da söz konusu olacaktır. Yani tarifelerin Trump’ın popülaritesini arttırmak şöyle dursun tersine çevirmesi de mümkün.
Son olarak, Dünya Ticaret Örgütü, ABD-Çin ticaret gerilimlerinin iki ülke arasındaki emtia ticaretini yüzde 80’e kadar azaltabileceğini tahmin ediyor. (7)
Dünyanın en büyük iki ekonomisi arasındaki meta ticaretindeki böyle bir daralmanın kârların realize edilememesi ve sermaye birikiminin tıkanması ve böylece kapitalist krizin derinleşmesi anlamında, küresel kapitalist sistem açısından ne denli önemli olduğunun altının bir kez daha çizilmesi gerekiyor.
Devam edecek…
Dip notlar:
- https://edition.cnn.com/business/trumps-reciprocal-tariffs-countries-list-dg (4 April 2025).
- https://theconversation.com/what-the-spiralling-trade-war-means-for-relations-between-the-us-and-china (10 April 2025).
- https://www.voronoiapp.com/current-events/Charting-the-SP-500s-Post-Election-Rollercoaster-Ride (7 April 2025).
- “Trump’s tariff pull-back and the class character of the capitalist state”, https://www.wsws.org (11 April 2025).
- https://www.reuters.com/world/tariffs-have-catastrophic-impact-developing-countries-worse-than-foreign-aid (11 April 2025).
- https://www.reuters.com/world/wto-says-trade-between-us-china-could-decrease-by-much-80 (9 April 2025).