Ağır hasta tutsakların durumuna dikkat çeken TUHAY-DER Eşbaşkanı Rengin Karabulut, devletin somut adımlar atması ve öncelikle hasta tutsakların serbest bırakılması gerektiğini belirtti
Kürdistan ve Türkiye’de Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü’nün açıklamış olduğu istatistiğe göre 7 Nisan 2025 tarihi itibarıyla 395 açık ve kapalı cezaevlerinde toplan 403 bin 060 tutuklu ve hükümlü bulunuyor. İktidarın güvenlikçi politikaları ön plana çıkaran siyaset anlayışı nedeniyle cezaevi ve tutsak sayısı giderek artıyor. Cezaevlerinde yaşanan hak ihlalleri her geçen gün artarken, en büyük sorunu hasta tutsaklar yaşıyor. Cezaevlerinde bulunan hasta tutsaklara dair Adalet Bakanlığı herhangi bir veri paylaşmazken, İnsan Hakları Derneği’nin (İHD) 28 Nisan 2025 tarihli raporuna göre, cezaevlerinde 161’i kadın ve bin 251’i erkek olmak üzere en az bin 412 hasta tutsak bulunuyor. Ağır hasta tutsakların sayısı ise 335.
517 tutsağın durumuna ulaşılamıyor
Rapora göre, ağır hasta tutsaklardan 230’u tek başına yaşamını idame ettiremiyor ve 105’inin de desteğe ihtiyacı bulunuyor. 188 tutsağın ise hastalıkları nedeniyle sürekli olarak kontrol edilmesi gerekiyor. Raporda yer alan bilgilere göre, 515 tutsağın hastalıklarının belirtilmesine rağmen durumlarına ilişkin değerlendirme için gereken detaylar verilmediği nedeniyle 517 tutsağın durumlarının ağır olup olmadığına dair bir bilgiye ise ulaşılamıyor.
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik tecridin diğer cezaevlerine etki etmesi sonucu artan hak ihlalleri ve tecrit, Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’ta yaptığı “Barış ve Demokratik Toplum” çağrısının ardından başlayan sürece rağmen devam ediyor. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın ve PKK’nin sürece dair attığı tarihi adımların karşılığında halklar, devletin somut bir adım atması gerektiğini vurgularken, öncelikle Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün sağlanması ve cezaevlerinde bulunan hasta tutsaklar ile siyasi tutsakların serbest bırakılması gerektiğini ifade ediyor.
Tutsakların durumuna ve devletin devam eden süreçteki tutumuna dair konuşan Wan Tutuklu ve Hükümlü Aileleriyle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (TUHAY-DER) Eşbaşkanı Rengin Karabulut, sürece rağmen devam eden hak ihlallerinin son bulması gerektiğini söyledi.
‘Sürece rağmen tutsaklar hak ihlalleri yaşıyor’
Kürdistan ve Türkiye’de bulunan cezaevlerindeki hak ihlallerinin ciddi boyutlara ulaştığını ve giderek arttığını söyleyen Rengin Karabulut, özellikle hasta tutsakların durumuna dikkat çekerek, “Bütün cezaevlerinde hak ihlalleri çok fazla. Ağır hasta tutsaklar çok fazla. Bunların içerisinde kanser hastaları, iki eli olmayan hasta tutsaklar var. Geçtiğimiz günlerde bir tutsak yakını geldi. Tutsak şeker hastası ve hastalığından dolayı yüzde 60-70’e yakın görememe sorunu yaşıyor. Var olan bir süreç var ama buna rağmen tutsaklar hak ihlallerine maruz bırakılıyor. Ben de tutsak yakınıyım. Süreç başladığından beri çok büyük ümitlerimiz var. En çok ümitlenen de cezaevleri. İnancımız tam, biliyoruz ki bir şeyler olacak ama devletin de bu süreci uzatması can sıkıcı” şeklinde konuştu.
Devlet adım atmalı: Hasta tutsaklar önceliğimiz
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın ve PKK’nin attığı önemli adımlara rağmen devletin somut bir adım atmadığını ve var olan süreçte hala cezaevlerinde hak ihlallerinin yaşanmasının da doğru olmadığını vurgulayan Rengin Karabulut, “Bunlar, bu süreçte yapılmaması gereken şeyler. Geçtiğimiz gün bir aile Kürtçe şarkı dinlediği için darp edilmişti. Bu süreçte yapılmaması gereken bir durumdu. dedi. Devletin ilk olarak cezaevlerine yönelik bir adım atması gerekiyor. İlk başta hasta tutsaklar bırakılmalı. Son evrede olan kanser hastaları var, cezası biten ama tahliye edilmeyen tutsaklar var. Hasta tutsaklar önceliğimiz” diye belirtti.
‘Tecrit devam ediyor’
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın tarihi çağrısıyla başlayan sürece dikkat çeken Rengin Karabulut, Abdullah Öcalan’ın halk için mücadele ettiğini dile getirerek “Sayın Abdullah Öcalan, kendisi için yapmıyor zaten bizim için yapıyor, cezaevlerindeki arkadaşlar için yapıyor. Abdullah Öcalan’ın da özgür olması gerekiyor. Tecrit hala devam ediyor. İmralı’daki tecrit ortadan kalkarsa bu diğer cezaevlerine de yansır. Bir cezaevinin koşulu çok iyi diğerinin çok kötü değil, hepsi aynı. Tecrit kalkmadığı sürece iyileşeceğini de sanıyorum, hala aynı. Bugün de yine bir tutsak ailesi aradı. Oğullarının cezası bitmesine rağmen üç aylık ertelemeler yapıyorlar. Bir buçuk yıldır böyle ertelemeler olmuş. Bunların hepsi tecride bağlı” şeklinde konuştu.
Haber: Nazlıcan Nujin Yıldız