Adana Newrozu’nda on binlere seslenen DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın ‘Asrın Çağrısı’ için, ‘Bu çağrı farklı halklardan ve inançlardan her kesimin kendi öz örgütlenmesini yapma çağrısıdır. Bu çağrı herkesçe sahiplenilmiştir’ ifadelerini kullandı
Adana’da on binlerin katıldığı Mimar Sinan Açık Hava Tiyatro’sundaki Newroz’da DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, konuştu. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasına tepki gösteren Tülay Hatimoğulları, gözaltı ve tutuklamalara dair halkın büyük bir tepkisinin olduğuna işaret ederek, “Halkın tepkisi, seçilmiş olanlara kayyum atanmasınadır. Aynı zamanda bu halkın tepkisi Türkiye’yi otoriter bir rejime mahkum etmek isteyen; bu rejime karşıdır. Ve bugün aldığımız habere göre Sayın Ekrem İmamoğlu ve beraberinde gözaltına alınan çok sayıda kişi tutuklandı. Bu haksız, hukuksuz tutuklamayı bir kez daha sizlerin huzurunda kınıyoruz. Asla kabul etmiyoruz” dedi.
‘İstanbul Barosuna yapılan görevden almayı asla kabul etmiyoruz’
İktidarın baskılarına dikkat çeken Tülay Hatimoğulları, “İstanbul Barosu için günlerdir devam eden yargı operasyonu yine kendilerince sonuçlandırdılar. Ve İbrahim Kaboğlu hocamızı İstanbul Barosu başkanlığımdan aldılar yönetimiyle beraber. İbrahim Kaboğlu bu toplumda hukuk anlamında toplumun vicdanıdır. Bir anayasa profesörü olarak. Bu toplumun adaletini, vicdanını yansıtır. İstanbul Barosuna yapılan baskıları görevden almayı asla kabul etmiyoruz. Sizlerin huzurunda bir kez daha kınıyoruz” diye belirtti.
‘Bizler hepimiz bu çağrının arkasındayız’
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın “Asrın Çağrısı”na değinen Tülay Hatimoğulları, “27 Şubat’ta bizler İmralı’ya gittik. Ve Sayın Abdullah Öcalan’la görüştük. Abdullah Öcalan’ın selam ve sevgilerini iletiyorum hepinize. Sayın Abdullah Öcalan barış ve demokratik toplum çağrısıyla Türkiye’de toplumun daha çok demokratikleşmesi için çağrı yapmıştır. Kürt sorununun çatışmadan uzak demokratik siyasi ve hukuki bir zeminde çözülmesi için çağrısını gerçekleştirmiştir. Bu çağrıya Amed’den Kürdistan’ın dört bir yanından Türkiye’nin ve dünyanın dört bir yanından herkes olumlu mesajlar verdi. Bu çağrının arkasında mıyız? Evet bizler hepimiz bu çağrının arkasındayız. Sayın Abdullah Öcalan’ın İmralı’da bize söylediği net olarak şuydu. Bu çağrı sadece Kürt halkı için değil bu çağrı sadece Kürt sorununun çözümü için değil bu çağrı Türkiye ve Orta Doğu’da barışı tesis etme çağrısıdır. Bu çağrı demokratik toplum çağrısıdır. Bu çağrı Türkiye’de yaşayan kadınların özgürlük mücadelesi ve yaşam hakkı mücadelesinin çağrısıdır. Bu çağrı Türkiye’deki işçilerin, emekçilerin, yoksulların, örgütlenme çağrısıdır. Bu çağrı Sayın Abdullah Öcalan’ın çağrısı uyuşturucu çeteleri. Ele geçirilen gençliğin tam tersi, buna karşı mücadele etmesi, kendi örgütlülüğünü sağlama çağrısıdır. Hep beraber alkış ve zılgıtlarımızla bu çağrıya eyvallah baş göz üstüne diyoruz. Bu çağrı Türk Kürt ittifakının tarihsel anlamını güncelleme çağrısıdır. Bu çağrı Kürt- Türk işçisinin el ele vererek ve alınteri mücadelesinin çağrısıdır. Bu çağrı farklı halklardan ve inançlardan her kesimin kendi öz örgütlenmesini yapma çağrısıdır. Bu çağrı herkesçe sahiplenilmiştir” diye konuştu.
‘Ey iktidar, silkin ve kendine gel’
İktidarın “Asrın Çağrısı”na gerekli yanıtı vermediğini belirten Tülay Hatimoğulları, iktidara şu çağrıda bulundu:
“Herkesin kabul ettiği bu çağrıda devlet neden konuşmuyor? iktidar bu çağrının gerçekleşmesi için gerekli zemini neden oluşturmuyor? Buradan bir kez daha şunu ifade ediyoruz. Ortadoğu adeta kaynar kazan. Her gün katliamlar, her gün cinayetler oluyor. Yakın zamanda Lazkiye’de, Hama’da, Humus’ta, Banyas’ta, Alevi kardeşlerimiz katledildi. Ve katliam hala devam ediyor. Orada yaşayan katliamı bizler Mersin’den Lazkiye’ye kadar burada yaşayan halklar olarak yüreğimizin derinliklerinde hissettik. Bizler Suriye’de yaşanan Alevi katliamını bir kez daha kınıyoruz. Ve oradaki Alevi kardeşlerimizi asla yalnız bırakmayacağız. Onlarla dayanışmamızı sürdüreceğiz. Ve işte Sayın Abdullah Öcalan özellikle Suriye için her halkın ve inancın temsil edilmesi gerektiğini vurgulamış ve demokratik bir Suriye’nin inşa edilmesi mesajını çok güçlü bir şekilde vermiştir. Bizler bu çağrıdan sonra demokratikleşme beklerken ne yazık ki mevcut olan iktidar ve devlet anlayışı toplum üstünde baskılarını arttırmıştır. Ey iktidar, silkin ve kendine gel. Ey iktidar. Siz ne yapıyorsunuz? Bizler barış demeye, demokratik toplum demeye her şeye rağmen bedeli ne olursa olsun bunları söylemeye devam edeceğiz. Barış. Barış, barış
‘Bizlerin yolu, barışın yoludur’
Bu büyük çağrının sahibi ve mücadelenin sahibi olan Sayın Abdullah Öcalan’a Çukurova’dan alkış ve zılgıtlarımızla selamlarımızı gönderelim mi? Yaşar Kemal’in Toroslar’dan süzülen İnce Mehmet’i der ki, mücadele haktır. Evet, mücadele haktır. Ekmek için, mücadele haktır. Alınteri için mücadele haktır. Azadi sloganı ve şiarı için mücadele haktır. İnsan ve doğanın, hakkı için mücadele haktır. Kürt’ün anadili için, Alevi’nin inancı için Hristiyan’ın inancı için mücadele kesinlikle haktır. Ve bizler gücümüzü, mücadelemizin haklılığından almaktayız. Bizlerin yolu, barışın yoludur. Çözümün yoludur. Bizlerin yolu demokrasiden geçer. Ve bizlerin en önemli hedefi demokratik bir Türkiye’de ortak yaşam ve demokratik cumhuriyettir. Bunun için mücadele etmemiz haktır. Yolumuz açık olsun. Hızır, yar ve yardımcımız olsun. Hepinizi sevgiyle.”
Tülay Hatimoğulları’nın konuşması sonrası kutlama, sanatçılar Nuray Balık ve Diljen Roni’nin sahne alması ile sürdü.
Kaynak: JINNEWS