HDP Eşbaşkanı Pervin Buldan, PKK lideri Abdullah Öcalan ile sınırlı kalmayan tecridin cezaevlerine ve tüm Türkiye’ye sirayet ettiğini ifade ederek, buna karşı mücadele edilmesi gerektiğini vurguladı
MED Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Hukuki ve Dayanışma Dernekleri Federasyonu (MED TUHAD-FED), “Tecrite hayır siyasi tutsaklara özgürlük” şiarıyla 1’inci Olağan Kongresi gerçekleştirdi. Diyarbakır Sur’da yapılan kongreye, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanlık Divanı üyeleri, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır ile siyasi parti ve sivil toplum örgütü temsilcileri katıldı.
Kongrenin açılış konuşmasını MED TUHAD-FED üyesi Leyla Ayaz, cezaevinde yaşanan hak ihlalleri ve hasta tutukluların durumuna değinerek başladı. Ayaz, “12 Eylül’de cezaevlerinde nasıl bir baskı varsa, bugün de aynı baskı devam ediyor. Bu durumu Meclis’teki partiler gündemine almalı ve yasal düzenlemeler yapmalıdır” şeklinde konuştu. MED TUHAD-FED İstanbul Şubesi adına konuşan Mehmet Temizyüz, PKK Lideri Öcalan’ın uluslararası komplo sonucu 15 Şubat’ta Türkiye’ye getirildiğini hatırlatarak, “Sayın Öcalan’a Şubat ayında komplo yapıldı. Sayın Öcalan üzerindeki komplo, hala devam ediyor. Komplo kırılmayana kadar ne Ortadoğu ne Kürt halkı özgür olmaz” dedi. Siyasi partiler, yazar, aydın ve akademisyenlere çağrıda bulunan Temizyüz, “Tutuklu ailelerin yanında durun ve tecridin kırılması için de mücadele edin” diye konuştu.
‘Böylesi bir kongrenin yapılması önemlidir’
Ardından konuşan HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, kongrenin önemine değindi. Buldan, “Bugün burada tutuklu ailelerimizin kurduğu ailelerin kongresini gerçekleştiriyoruz. Türkiye’de cezaevlerinde çokça insanımızın olduğu, binlerce insanın haksız ve hukuksuz şekilde tutulduğu ve hak ihlallerinin çokça olduğu bir dönemde böylesi bir kongrenin yapılması önemlidir. Cezaevlerinde binlerce arkadaşımız yaşamını yitirdi. 12 Eylül vahşetini yaşayan başta Diyarbakır Cezaevi’nde yaşamını yitiren bütün insanlarımızı rahmetle ve minnetle anarken, ailelere de baş sağılığı diliyorum” dedi.
‘Binlerce arkadaşımız hukuksuz bir şekilde cezaevinde’
Binlerce siyasetçinin cezaevinde tutulduğunu söyleyen Buldan, “Demokrasi ve özgürlük mücadelesi veren, kadın cinsi mücadelesini büyüten, muhalif kim varsa bugün cezaevlerindedir. Bu topraklar, insanlık dışı uygulamalara tanıklık etti. Cumhuriyet tarihi boyunca cezaevlerinde hiçbir zaman bu kadar doluluk oranına rastlanmadı. Çünkü hak iddia eden, barışı ifade eden, demokrasi ve özgürlüğü talep eden, ağzını açan herkesin, AKP’yi eleştiren herkesin, hak talep eden herkesin, cezaevlerinde rehin tutulduğu biliyoruz. Binlerce arkadaşımız haksız ve hukuksuz bir şekilde cezaevinde” diye konuştu.
‘Rehine olarak tutulan arkadaşlarımızın tek bir suçunun olmadığını biliyoruz’
Kürt düşmanlığı politikalarının cezaevlerinin dolmasına neden olduğunu ifade eden Buldan, “Suçlular, dışarda yaşarken içeride olan arkadaşlarımız, çocuklarımız cezaevlerinde tutuluyor. Siyasetçisinden normal vatandaşına, parti yöneticisinden normal bir vatandaşımızdan bahsediyoruz. Halkın irade olarak seçtiği Demirtaş, Kışanak, ben Kürdüm, dilini ve kültürünü isteyen binlerce insanımızdan bahsediyoruz. Siyasi olarak, rehine olarak tutulan arkadaşlarımızın tek bir suçunun olmadığını biliyoruz. Bu ülkede Kürt düşmanlığı üzerinde yürütülen bu anlayış, buna sebep oldu” dedi. ‘Berkin Elvan, Uğur Kaymaz, Ceylan Önkolların katilleri dışarıda gezerken, Suruç katliamı, Ankara Gar katliamı, 17 bin faili meçhulü gerçekleştirenler dışarıda iken, özgürlük, demokrasi isteyenler içeride olduğunu’ vurgulayan Buldan, “İçerideki her yoldaşımız, bu ülkenin geleceği ve barışı, demokratik bir ülkeye kavuşması için mücadele veren ve düşüncelerine ifade ettiklerinden dolayı cezaevindedirler” diye belirtti.
‘Tecrit bir an önce kaldırılmalı’
PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecride değinen Buldan, “21 yıldır Sayın Öcalan mutlak bir tecritle karşı karşıya kaldı. En son yapılan görüşmeler, siyasi heyet olarak 5 Nisan 2015, avukatlar ile 7 Ağustos 2019, aileler ise 12 Ağustos 2019’da görüştü. Bu tarihten sonra herhangi bir görüşme gerçekleşmedi. Tecrit her anlamıyla kullanılmıştır. İlk defa görmüyoruz, tam 21 yıldır tecrit içerisinde tecrit yaşanmıştır. Bu ülkeyi yönetenler, işlerine geldiği zaman siyasetçileri ve avukatları gönderiyor, işine gelmediği zaman da bu görüşmeleri bitiren AKP anlayışı önümüzde duruyor. 21 yıldır hep aynı şeyi sürüyor” diye konuştu. Tecridin insanlık suçu olduğunu belirten Buldan, “Türkiye cezaevlerinde, tutuklu ve hükümlülerin aileleri ve avukatları için yasa ne ise Sayın Öcalan için de odur. Bu yasaları yok saymak, engellemek kabul edilebilir bir durum değildir. Tecridin bir an önce kaldırılması, Sayın Öcalan’la aile ve avukat görüşmesini bir kez daha talep ediyoruz. Tecrit, Sayın Öcalan ile sınırlı kalmamış, cezaevlerine sirayet etmiş, topluma yayılmıştı. Tüm Türkiye tecrit altındadır” ifadelerini kullandı
‘Türkiye’de yaşanan hak ihlaller, bizim sorunumuzdur’
Cezaevlerindeki hasta tutuklu ve hükümlülerin durumuna dikkat çeken Buldan, son olarak şunları söyledi: “Bugün kendi yaşamını idame ettirmeyecek yüzlerce hasta tutuklu var. Barış süreci görüşmelerinde Sayın Öcalan için olmazsa olmaz konulardan biriydi. Sayın Öcalan, ‘Hiç zaman kaybetmeden hasta tutuklular bırakılmalıdır’ dedi. Hükümet yetkilerine aktardığımız zaman en kısa zamanda ‘bırakacağız’ demişlerdi, ancak hala bugün içerideler, yaşamını yitiriyorlar, hükümet ancak bunu seyretmekle kalıyor. Türkiye’de yaşanan hak ihlaller, bizim sorunumuzdur ve ilgilenmeliyiz. Cezaevlerinde olan tüm insanların özgürlüğüne kavuşmasını talep ediyoruz.”
‘Türkiye’nin demokratikleşmesi tecride bağlıdır’
Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eş Başkanlık Divanı üyesi ve HDP Diyarbakır Milletvekili Musa Farisoğulları, Öcalan’a yönelik geliştirilen uluslararası komplonun 21 yılına girdiğini belirterek, “Bu komplo Sayın Öcalan’a yapıldı. Komploculara lanetliyoruz, kınıyoruz. Komplo gerçekleşti, ancak Sayın Öcalan’ın fikir ve düşünceleri dünyaya yayıldı. Başta Ortadoğu olmak üzere dünyada Sayın Öcalan’ın fikirleri maya tuttu. Kürt halkı ve kurumları, tecridin kırılması için mücadele etmeliyiz. Kendi öz gücümüzle bu tecridi kırmalıyız. Direnişle ancak amaçlarımıza ulaşırız. Halkımızın özgürlüğü ve Türkiye’nin demokratikleşmesi tecride bağlıdır. Tecrit kırılmayana kadar bunlar da gerçekleşmez” ifadelerini kullandı.
Temizyüz ve Haran eşbaşkanlığına seçildi
Yapılan seçimde MED-TUHAD-FED’in onursal başkanlığına Hava Özcan seçildi. MED-TUHAD-FED’in eşbaşkanlığına ise Mehmet Temizyüz ve Elif Haran seçildi.
DİYARBAKIR