Kürt sorununun salt silah sorunu olmadığına dikkat çeken DEM Parti MYK üyesi Emir Ali Türkmen, ‘Silah bırakmanın ortamı oluştuktan sonra Meclis sorumluluğunu üstlenmeli ve Türkiye’ye dair yeni bir toplumsal sözleşme inşa edilmeli’ dedi
Kürt sorununun demokratik çözümüne dair 1 Ekim’de başlayan tartışmalar, kamuoyunun birinci gündemi olmaya devam ediyor. Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyesi Emir Ali Türkmen, son süreçte yaşanan gelişmeler ve tartışmalara dair değerlendirmelerde bulundu.
Türkiye’nin, Ortadoğu’daki gelişmeler ve küresel güç dengeleri çerçevesinde Kürt meselesine yaklaşımını ele alan Emir Ali Türkmen, çözüm için toplumsal ve siyasal aktörlere sorumluluk çağrısı yaptı.
Suriye politikaları
Türkiye’nin Suriye politikasına işaret eden Emir Ali Türkmen, Kürt varlığını inkar siyasetinin daha görünür bir şekilde sürdürüldüğünü söyledi. Emir Ali Türkmen, “Bütün sorunun terör ve güvenlik sorunu olduğunu söylüyor. Oysa Rojava’da Kürtler IŞİD’e karşı büyük bir savaş yürütmüşlerdi. Bu savaşın sonucunda da yeniden inşalar sağlayarak hem kendi güvenliklerini sağladılar hem de toplumsal düzen kurma cabası içindeler. Böylece Kürtler, Ortadoğu’da potansiyellerini büyüttü. Coğrafyanın önemli aktörü oldular. Kendilerini ‘Suriye’nin parçası’ olarak görürken, merkezi devletin demokratik dönüşümüyle birlikte yerel özerkliklerin anayasal çerçevede kabul edilmesini destekliyorlar” diye belirtti.
‘Barış isteyenler için hayati değerde’
Bu yeni süreç Türkiye açısından büyük bir kazanım olduğunu ifade eden Emir Ali Türkmen, “Dünya deneyimi bize göstermiştir ki; çatışmalı süreçler ancak müzakerelerle bitirilebilir. Şimdi böyle bir imkan doğmuş durumda. Barışı kazanmak hepimizin geleceğidir. Türkiye ve bölgede onurlu bir barışı tesis etmek, eşit ve ortak bir demokratik gelecek kurmak için barış mücadelesini toplumsallaştırma çalışmaları yürütmek barış isteyenler için hayati değerdedir” ifadelerini kullandı.
‘Toplum çözüm istiyor’
Toplumda, Kürt sorunu demokratik temelde çözülmeden Türkiye’nin demokratikleşemeyeceği bilincinin geliştirilmesi gerektiğinin altını çizen Emir Ali Türkmen, bunun ise DEM Parti dışında tüm demokrasi güçlerinin barış sürecini sahiplenmesiyle mümkün olduğunu söyledi.
Türkiye toplumunun; milliyetçisiyle, kemalistiyle, islamcısıyla, ulusalcısıyla, liberaliyle, sosyalistiyle, Alevisiyle Kürt sorununun çözülmesi noktasında hem fikir olduğuna dikkat çeken Emir Ali Türkmen, gelinen aşamada sorunun çözülmesinin istendiğini söyledi. Emir Ali Türkmen, “Bu hepimize umut vermiş durumda. Toplum siyasal aktörlere ve Meclis’e ‘Bu meseleyi artık bekletmenin anlamı yok. Çözün’ diyor” dedi.
‘Öcalan toplumsal proje öneriyor’
PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın sadece Türkiye’de değil aynı zamanda Ortadoğu’da da birlikte bir yaşamın gerekliliğini esas aldığını belirten Emir Ali Türkmen, “Öcalan hem Kürtlere, hem Türklere, hem emekçilere, hem kadınlara, yani toplumu oluşturan bütün kesimlere yeni demokratik bir toplumsal düzen öneriyor. Abdullah Öcalan devam eden çatışmaların durmasını istiyor. İnsanların toplumsal meselelerini müzakere ederek, konuşarak yol alabileceğini, bunun da geldiğimiz yer itibari ile imkanlarının oluştuğunu düşünüyor. Umudu beraber büyütebiliriz” dedi.
‘Diyalog ve müzakere’
Savaş politikalarına karşı barış ve yaşamı savunmanın temel görev olduğunu belirten Emir Ali Türkmen, “Kürt sorununda demokratik siyasal çözüm imkanının oluşması için diyalog ve müzakere ortamını yaratmak, anayasal güvencelerin oluşturulmasıyla mümkündür. Kürt sorununun bütün boyutlarıyla çözümü, demokratik bir Türkiye’nin inşası, halkların farklı kimlik ve kültürleriyle anayasal güvence altında birlikte yaşaması, geleceğimizin kalıcı barış anlayışını temel alan özgürlükçü demokratik bir cumhuriyetle mümkündür” diye belirtti.
‘Yeni bir toplumsal sözleşme’
“Türkiye ya diktatöryel bir rejime dönüşecek ya da kendi toplumsal sorunlarına çözüm arayacak” diyen Emir Ali Türkmen, şöyle devam etti: “Türkiye’nin çözümsüzlükte ısrar etmesi halinde karanlık bir sürecin içine girilecektir. Zaten iktidar hiçbir hak ve hukuk ve yasayı tanımıyor. Şiddet araçlarının konuştuğu, müzakere ortamlarının tahrip olduğu, anayasal güvencenin kalmadığı, iş, aş taleplerimiz ile özgürlük taleplerimizin görmezlikten gelindiği karanlık bir Türkiye ile karşı karşıyayız. Şunu da söylemek istiyorum; bu sadece Kürtler için de olmayacak. Eğer demokratik bir dönüşüm sağlanmazsa, Türkiye herkes için karanlık olacak. Türkiye’nin, kendini demokratikleştiren, Kürt sorununu demokrasi üzerinden çözen ve Kürtlerin haklarını anayasal güvenceye alan yeni bir toplum sözleşmeye ihtiyacı var”
‘İktidar ipe un sermekten vazgeçmeli’
Kürt sorunu salt silah sorunu olmadığının altın çizen Emir Ali Türkmen, “Kürt sorunun çözümü noktasında AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan ile devlete ciddi görevler düşüyor. Bahçeli, Erdoğan, DEM Parti, ana muhalefet ‘sorunu çözelim’ diyorlar ve hepsi de Meclis’i işaret ediyor. CHP Meclis’te komisyon kurulmasını istiyor. Ben de şunu sormak istiyorum; bu komisyon niye kurulmuyor? Bakın ikinci adımın oluşması siyasal iktidarın elinde. Siyasal iktidar ipe un sermekten vazgeçmeli. Yine Abdullah Öcalan ile görüşmeler çoğaltılmalı. Silah bırakmanın ortamı oluşturulmalı. Bu oluştuktan sonra Meclis tarihsel sorumluluğunu üstlenmeli ve Türkiye’ye dair yeni bir toplumsal sözleşme inşa edilmeli, sorumluluk alınmalıdır” ifadelerini kullandı.
‘Birleşik mücadeleyi örgütlemeliyiz’
Türkiye solunun sürece dair üstlenmesi gereken role değinen Emir Ali Türkmen, “Türkiye solunun güncel devrimci siyasi görevi toplumsal ihtiyaçları temel alan, halkın eğitim, sağlık, barınma, ulaşım gibi yaşamsal öneme sahip ihtiyaçlarının temel hak olduğunu vurgulayan birleşik mücadeleyi örgütlemektir. Kürt halkının eşit yurttaşlık haklarını ve Türkiye’nin demokratikleşme sorunlarını çözecek hedefleri omuzlamak da solun görevidir. Sorunlarımızın birbiriyle ilişkili olduğu bilincindeyiz. Birimizin haksızlık yaşadığı bir yerde, hiçbirimizin özgür ve eşit olamayacağının farkındayız. O zaman gelin bu umudu hep birlikte büyütelim.”
Haber: Mehmet Aslan / MA