Türkiye, Şam ve Özerk Yönetim arasında bırakın masa görüşmelerini herhangi bir görüşme dahi olmasını istemiyor. ‘DSG silahlarını bırakmalı’, ‘Özerk Yönetim kendini fesh etmeli’, ‘Bütün kentler Suriye Geçici Hükümetine bırakılmalı’ gibi Suriye’de hayal dahi edilemeyen şeyler ifade ediliyor
Doğan Cihan
9 Temmuz tarihinde Suriye’nin başkenti Şam’da, Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi heyeti ile Suriye Geçici Hükümeti temsilcileri bir araya geldi. Görüşmede ayrıca ABD ve Fransa hükümetlerinden diplomatik temsilciler de yer aldı.
Şam hükümeti taraftarı gibi davrandı
9 Temmuz tarihli görüşme Tom Barrack’ın Şam Hükümeti taraftarı gibi davranıp, Özerk Yönetim heyetine dayatmalarda bulununca görüşmede ipler kopmuştu. Barrack, dayatmalarına karşın tepki görüp sonuç alamayınca toplantıyı erken terk etmeyi seçmiş, böylelikle 9 Temmuz tarihli görüşme sonuçsuz sona ermişti.
Katı ambargo uygulandı
Hemen ardından dört gün sonra Savunma ve İçişlerine bağlı güçlerin Suriye’nin güneyindeki Süveyda kentindeki Dürzi halk topluluğuna saldırmaları ise Suriye’nin genelinde diyalog atmosferini ortadan kaldırdı. Süveyda saldırısı ile Suriye’de bir kırılma olup, Ahmed el Şara liderliğindeki Suriye Geçici Hükümeti’nin halklara, inançlara, kültürlere, dinlere, dillere ne kadar tahammülsüz olduğunu gösterdi. Süveyda’da gündüz ortası katliam, yağma, talan, insan kaçırma olayları yaşandı. Suriye Geçici Hükümeti Süveyda kentine katı bir ambargo uygulayarak, kentte insani yardım geçişini dahi engelledi.
Barrack DSG’ye karşı tutum değiştirdi
9 Temmuz’da Şam görüşmesindeki olumsuz tutumundan ve Süveyda’da Suriye Geçici Hükümeti’nin yaptığı katliamların açığa çıkmasından kaynaklı apar topar Amman’da Mazlum Abdi ile bir görüşme gerçekleştirdi. Ve görüşmede DSG’nin Süveyda’ya koridor açması talebi öne çıktı. Ve toplantıda Barrack Özerk Yönetim ve DSG’ye karşı tutumunu değiştirmek zorunda kaldı.
Suriye Savunma Bakanlığına bağlı güçlerin Süveyda’daki katliamları ve kentte uyguladıkları katı ambargo ile DSG’nin Suriye’deki denge ve denetleme rolü bir kez daha herkesçe teyit edildi. Bunun üzerine Amman’daki toplantıda Barrack, Abdi’ye Şam ile Özerk Yönetim arasında planlanan görüşmelerin Paris’te olacağını bildiriyor. Abdi buna karşı kendilerinin Paris’te çalışarak hazır olacaklarını iletiyor. Bunun üzerine 25 Temmuz’da Paris’te görüşme olması plana bağlanıyor.
Fidan’dan Şeybani’ye baskı
Bu plan üzerine taraflar Paris’te buluşmak için başkente ulaştı. Şeybani Paris’te ulaştığı İsrail yetkilileri ile bir görüşme de gerçekleştirdi. Bu görüşmenin ardından Özerk Yönetim Heyeti ile bir görüşme olması beklenirken, Şeybani taraflara Süveyda’daki durumlardan kaynaklı görüşemeyeceklerini iletti. Edinilen bilgilere göre, Fidan, Şeybani’ye baskı kurup, taraflara Süveyda’daki çatışmaları bahane edip, Özerk Yönetim ile gerçekleşmesi beklenen görüşmelere gitmemesi telkininde bulunuyor. Bunun üzerine ilk olması planlanan Paris toplantısı Türkiye’nin müdahalesi ile gerçekleşmiyor.
Saldırı niteliğinde açıklamalar geldi
Fransa, ABD ve İngiltere’nin arabuluculuğunda Paris’te toplantının yapılması için tekrar çalışmalar başlatıldı. Bu kapsamda görüşmeler için her şey hazırlanmıştı. Bu görüşmeden önce Hesekê’de Kuzey ve Doğu Suriye Bileşenleri Ortak Tutum Konferansı düzenledi. Konferansa Suriye’de bulunan bütün halklar, inançlar, kültürler, dinler, siyasi partiler katılım temsiliyeti ile yer aldı. Bu konferans ne hikmetse birden Suriye ve aynı zamanda Türkiye’nin de gündemine oturdu. Artarda iki ülkedeki bakanlıklardan saldırı niteliğinde açıklamalar geldi.
Bunun üzerine özellikle Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın baskısı, isteği ve yönlendirmesiyle Geçici Hükümet bir anda Hesekê’deki Konferansı neredeyse bir darbe olarak niteleyip, Paris’teki toplantılara katılmayacaklarını duyurdu.
Birçok bahane öne sürüldü
Türkiye bir bahane bulup, Suriye Geçici Hükümeti üzerinde baskı kurarak, Paris’te kurulması planlanan masayı bir daha kurulmamak üzere devirmiş oldu. Türkiye, Şam ve Özerk Yönetim arasında bırakın masa görüşmelerini herhangi bir görüşme dahi olmasını istemiyor. “DSG silahlarını bırakmalı”, “Özerk Yönetim kendini fesh etmeli”, “Bütün kentler Suriye Geçici Hükümetine bırakılmalı” gibi Suriye’de hayal dahi edilemeyecek şeyler ifade ediliyor.
Türkiye siyaset ve diplomasisini Suriye’de tamamen masa kurulmaması üzerine kurmuş durumda. Bu kapsamda yapılan her temastan sonra ya Hakan Fidan soluğu Şam’da alıyor ya da Şeybani ve diğer bakanları toplayıp, Ankara’ya götürüyor.
Çıkar çatışmaları yaşanıyor
Türkiye’nin masa istememe diplomasisine bir desteğin İngiltere tarafından verildiği ifade edilirken, İngiltere’nin görüşmelerin Paris’te olmasından rahatsız olduğu kaydedildi. İngiltere de en başından bu yana Ahmed el Şara yönetimini destelkeyen arka perdedeki güç olarak kabul ediliyor. İngiltere’nin ve Fransa’nın Suriye konusunda politik ve diplomatik anlamda kimi çıkar çatışmaları yaşadıkları biliniyor. Bu nedenle İngiltere, görüşmelerin Paris’te değil de Londra yapılmasını istiyor.