Soru Türkiye’nin ekseni değişir mi, değişmez mi? Teorik olarak mümkün. Türkiye eksen değiştirebilir. NATO’dan çıkabilir. Eğer kabul edilirse Şanghay üçlüsüne de üye olabilir. Ama teorik olarak. Pratikte bunu işlemesi o kadar kolay değil. Ve ağır bedelleri var. Eksende hafif bir kaymanın İstanbul seçimlerinde 800 bini aşan bir oya mal olduğunu gördük.
Cumhuriyet’le birlikte Türkiye ait olduğu coğrafyadan uzaklaşmaya başladı. Kültürel, siyasi ve ekonomik olarak uzaklaştı. Yani geleneksel bir tarım toplumu olmaktan çıkıp sanayileşmeye başladı. Kültürel ve siyasi olarak da sanayileştiği boyutta değişti, Batılılaştı. Elbette ki bu kolay olmadı. Yaşanan isyanları, suikastları, kıyımları burada sayıp dökmeye gerek yok. Örnek olay Kubilay hadisesidir, Şeyh Sait İsyanı’dır, Dersim’dir. Bu uzaklaşma çoğu zaman zorla oldu, ama oldu. Kültürel olarak oldu, ekonomik olarak oldu, siyasi olarak oldu. Türkiyeli Müslümanlar bile ‘Avrupai Müslüman’ olarak niteleyeceğimiz bir kategori oluşturuyor artık. Türkiye ve Türkiyeliler artık doğu ile yapamaz. Kültürel olarak Araplarla, Çinliler ve Ruslarla uyuşamaz. Türkiye siyaseti artık batısız yapamaz. Ancak Türkiye’nin bir süredir, ekseni Rusya ve Çin’in oluşturduğu Avrasya’ya doğru zorla sürükleniyor. Bu doğrultuda epey de yol da alındı. Duruma göz atarsak şunları görüyoruz.
Rus hegemonyası
Avrasyacılar, Avrasyacılığı bir bağımsızlık eğilimi olarak sunmaya çalışıyorlar. Oysaki Sovyetler Birliği tarih sahnesinden nerdeyse kendiliğinde çekilince, yeni dönem ve sistemini adı Avrasyacılık oldu. İsim babası bilinmiyor ama teoriyi geliştiren daha doğrusu bir teori haline getiren Aleksandr Dugin’dır. Bu günlerde Türk-Rus dostuluğunun mimari sayılan bu büyük terorisiyen (!) uçağın düşürüldüğü günlerde, Türkiye’yi yutmanın teorisini yapıyordu. Darbe girişiminde sonra, darbe girişimini TSK içindeki CİA ajanları tarafından gerçekleştirildiğini söyledi. (Akşam, 16 Temmuz 2018)
Dugin, ‘Rus Jeopotiği Avrasacılık’ çalışmasında bu konuyu derinleştirir. Ona göre, Asya ve Avrupa gücü olarak medeniyetler arası bir kavşakta yer alan Rusya’nın imparatorluk iddiasını sürdürebilmesinin tek yolu, Avrasyacı jeopolitiğin diriltilmesidir. Avrasyacılık sadece Rusya’nın değil, Atlantik eksenli Batı ittifakına karşı Avrasya güçlerinin yükselişinin vazgeçilmez stratejisidir. Önemli olan Rusya’nın imparatorluk iddiasını sürdürmesidir. Gerisi sömürgeciliğin aksesuarıdır. 15 Temmuz’un Amerikancı bir darbe girişimi olduğu söyleniyor ancak güç kazananlar Avrasyacılar oldu.
Darbe girişiminde net olarak Avrasyacılar kârlı çıktı. Orduda bütün önemli mevkileri ele geçirmiş olan Fetocular tesviye edildi. Bunların yanı sıra İslami tandanslı bütün askerler orduda atıldı. Ergenekon ve balyoz davalarında yargılanan subayların önemli bir bölümü geri döndü. Kilit mevkilerde artık onlar oturuyor. Dışarıda öyle görünmüyor ama Erdoğan’ın ordu içindeki gücü son derece zayıfladı. Avrasyacılar şimdilik işlerine geldiği için Erdoğan yönetimine ses çıkarmıyorlar. Bu iktidarı kendi amaçları için kullanıyorlar.
Kim kime bağlandı?
Görüntüde darbe girişiminden sonra sivil iktidarın asker üzerindeki denetimi arttı. Genelkurmay Başkanı, Milli Savunma Bakanlığı’na (MSB) bağlandı, Milli Güvenlik Kurulu’ndaki (MGK) bakan sayısı artırıldı. Bunlarda siyasilerin asker üzerindeki otoritesinin arttığına örnek gösterildi. Oysaki süreçte ordu kârlı çıktı. Ülke yönetiminde ağırlığı bir önceki döneme göre daha da arttı. Genelkurmaya, MSB’ye bağlandı ama MSB genelkurmaya verildi. Böylece kimin kime bağlandığı karıştı, genelkurmay gibi, MSB de özerkliğe kavuştu ve ağırlığı artı. Deyim yerinde ise genelkurmaya MSB bağlanmadı ama MSB, genelkurmay’a bağışlanmış oldu. Darbe girişiminde hemen sonra ordu komutanlıkları cumhurbaşkanlığına direk bağlanarak darbeye karşı bir tedbir alınmaya yeltenildi, ama bu bir teşebbüs olarak kaldı. Ordudan gelen eleştirileri ya da diretmeler ve dayatmalar üzerine bu yasanın çıkarılmasından vazgeçildi. Ancak orduda sadece Avrasyacıların kaldığını söylemek doğru değil. Orduda şu anda Kemalistler hakim. Ama iki tür Kemalist var. Avrasyacı Kemalistler ve batıcı Kemalistler. Bu iki kanat arasındaki gerilimin hangi düzeyde olduğunu önümüzdeki askeri şurada anlayacağız. Genelkurmay başkanının değişeceği doğrultuda söylentiler bulunuyor. Kim mevzi kazanacak, gözleyip göreceğiz.
Sonuç
Karmaşık bir sonuç bizi bekliyor. Kimin kazanacağı henüz belli değil. Çekişme S-400’lerin bazı parçalarının Türkiye gelmeye başlaması ile birlikte tırmandı. Erdoğan’ın Trump ile gizli pazarlıklar yaptığı doğrultusunda şüpheler var. Mevlüt Çavuşoğlu böyle gizli bir antlaşma olmadığını söyledi. Çok kanlı ve zor bir süreçtir eksen değiştirme süreci. Süreç devam etse de zor, geri dönülse de zor.