Tutsak gazeteciler Osman Akın, Hayri Tunç, Enes Sezgin ve Can Papila’nın gazetemize yolladığı mektup:
Nazım ve Cihan’ın kalemlerini yere düşürmedik. Biz buradayken biliyoruz ki dışarıda olan arkadaşlarımız da bizim kalemimizi yere düşürmeyecek, hakikatin peşinden gitmeye devam edecektir
Kuzey ve Doğu Suriye’de haber takibi yaptıkları sırada Türkiye’ye ait SİHA ile yapılan saldırıda gazeteciler Nazım Daştan ve Cihan Bilgin yaşamını yitirmişti. 21 Aralık’ta İstanbul’da bulunan Şişhane meydanında saldırıyı protesto etmek isteyen birçok gazeteci ve insan hakları savunucuları gözaltına alındı.
Gözaltına alınanlardan 7 gazeteci ve 2 yurttaş 9 kişi tutuklanmıştı. Silivri 5 nolu Cezaevi’nde tutulan gazeteciler Osman Akın, Hayri Tunç, Enes Sezgin, Can Papila ve siyasetçi Hacı Ugis ile İmam Senol’un ortak kaleme alıp gazetemize gönderdikleri mektupta, “Nazım ve Cihan’ın kalemlerini yere düşürmedik. Biz buradayken biliyoruz ki dışarıda olan arkadaşlarımız da bizim kalemimizi yere düşürmeyecek, hakikatin peşinden gitmeye devam edecektir” diyerek özgür basının geleneğini sürdüreceklerini mesajını verdiler.
Tutsak gazetecilerin mektubunu olduğu gibi okurlarımıza aktarıyoruz:
“Herkese Merhaba,
Bizler Silivri’de bulunan 4 gazeteci olarak burada neden bulunduğumuzu biliyoruz. Size tutuklanma ve gözaltı sürecinde ne yaşadığımızı anlatıp sıkacak değiliz.
Bizler Hafız Akdemirlerin, Nazım Babaoğlu, Cizre bodrumlarında katledilen Rohat Aktaş’ın ardıllarıyız. Apê Musa’nın küçük generallerinin devamcılarıyız. Bizler, 90’larda gözaltında katledilen ve kaybedilen ve bize özgür basın geleneğini miras bırakan hocalarımızın ardıllarıyız.
Özgür Basın geleneği masa başında birilerinden aldığı icazet ile haber yapanların geleneği değildir. Özgür basın geleneği “İnsan hakları ile insandır” şiarını kendine hedef koyan, insan haklarını gözeten, nerede bir hak ihlali varsa orada olan, kalemini ve deklanşörünü hak arayanların yanında tutanların geleneğidir.
Şunu da belirtmek istiyoruz. Bizleri tutsak edenlerin dayatmalarına rağmen bilinsin ki, Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) bir basın örgütüdür, meşrudur. Kimsenin Özgür Basın emekçilerinin sesi olan DFG ve MKG’yi (Mezopotamya Kadın Gazeteciler Derneği) kriminalize etmeye gücü yetmeyecektir.
Fotoğraflarını gururla taşıdığımız Nazım Daştan ve Cihan Bilgin kimsenin kriminalize edemeyeceği kadar gazetecidirler ve son nefeslerine kadar özgür basın geleneğinin temsilcileridirler.
Son olarak, başta size burada neden bulunduğumuzu bildiğimizi söylemiştik. Bizler burada devletin makul gazetecileri olmadığımız için bulunuyoruz. Bizler gözlerimizi hakikate kapamadığımız, gerçeklerin peşinde olduğumuz ve kimseden icazet alıp haber yapmadığımız için buradayız.
Nazım ve Cihan’ın kalemlerini yere düşürmedik. Biz buradayken biliyoruz ki dışarıda olan arkadaşlarımız da bizim kalemimizi yere düşürmeyecek, hakikatin peşinden gitmeye devam edecektir.”
HABER MERKEZİ